Evet; bu günkü bazı garip huylarımı, takıntılarımı vs. nasıl elde ettiğimi anlatacağım.
Bir numarada; pilavı çatalla yemek var. Valla bu huyu nasıl elde ettiğim hakkında hiç bir fikrim yok.
İki numarada; temizlik takıntısı var. Eskiden böyle değildim ben; ama ne oldu, nasıl oldu hiç hatırlamıyorum...
Üç numara: Uzakdoğu manyaklığı. TRT'de yayınlanan Kore dizileriyle başladı, sonra animeye kayıp komple Uzakdoğu hayranlığına dönüştü. Ha; bir de... Ne yazacağımı unuttum ya la...
Dört numara: Ice Tea bağımlılığı. Evet, itiraf ediyorum; Ice Tea bağımlısıyım. Gülmeyin ya... Hep kafeinden... Ice tea yoksa normal çay veya kahve veya sıcak çikolata, salep yahut başka içeceklerle idare ediyorum. Hani tiryakilere sorarsınız; hepsinin tadı, aroması vs. hakkında bilgileri vardır ya? Hah, işte ben de Ice Tea konusunda öyleyim. Bim'in Teatone'larından alacaksın; hem ucuz, hem tadı şeftalili Lipton'dan daha güzel. Ama mangolu Lipton'u tek geçerim. Bir de bergamotlu DiDi... Evet; nasıl Ice Tea bağımlısı oldum, anlatıyorum... Bilecik'te; dedemle tren bekliyorduk... Ha; tren yolculuklarını seviyorum bu arada... Karada tren yolculuğu en iyisi bence ama gemi yolculuğunu tek geçerim, neyse... Gardan ilk Ice Tea'mi aldım ve sonra... Uzunca bir süre canım Ice Tea çekti ama bulamadım, bulsam da aldıramadım... Sonra; Bim'in TeaTone'ları imdadıma yetişti... Haftada en az üç kutu Ice Tea tüketiyorum artık ki bazen günde üç kutuya da çıkabiliyor.
Beş numara; eski çağlara dair özlemim ki hiç yaşamadığım çağlar da var bunun arasında... Mesela geçen gün evde kuşak ve hançerle dolaşıyor, keyfiye takıyordum... Neyse... Ha; bir de börk istiyorum... Neyse... Bunu kaçıncı söyleyişim yahu?
E, evet; dahası da var da, aklıma gelmiyor... Ha, geldi...
Altı numarada her yaprağa potansiyel yemek gözüyle bakmam var. Hep survival camping merakımdan oldu...
Yedi numarada; ne kadar daha önce duymadığım, görmediğim yemek varsa canımın çekmesi var... Bunun hakkında fazla söze gerek yok; biraz araştırma yaptım, balıkların çoğu böyleymiş.
Neyse, bu kadar... Tabii bu kadar az değil de; neyse...
Ha; akvaryum takıntısı... Evet, artık akvaryum bir hobi olmaktan çıkıp bağımlılık haline geldi bende... Bir de; semender besleme isteğim... Semenderler acayip bir şey...
Bir numarada; pilavı çatalla yemek var. Valla bu huyu nasıl elde ettiğim hakkında hiç bir fikrim yok.
İki numarada; temizlik takıntısı var. Eskiden böyle değildim ben; ama ne oldu, nasıl oldu hiç hatırlamıyorum...
Üç numara: Uzakdoğu manyaklığı. TRT'de yayınlanan Kore dizileriyle başladı, sonra animeye kayıp komple Uzakdoğu hayranlığına dönüştü. Ha; bir de... Ne yazacağımı unuttum ya la...
Dört numara: Ice Tea bağımlılığı. Evet, itiraf ediyorum; Ice Tea bağımlısıyım. Gülmeyin ya... Hep kafeinden... Ice tea yoksa normal çay veya kahve veya sıcak çikolata, salep yahut başka içeceklerle idare ediyorum. Hani tiryakilere sorarsınız; hepsinin tadı, aroması vs. hakkında bilgileri vardır ya? Hah, işte ben de Ice Tea konusunda öyleyim. Bim'in Teatone'larından alacaksın; hem ucuz, hem tadı şeftalili Lipton'dan daha güzel. Ama mangolu Lipton'u tek geçerim. Bir de bergamotlu DiDi... Evet; nasıl Ice Tea bağımlısı oldum, anlatıyorum... Bilecik'te; dedemle tren bekliyorduk... Ha; tren yolculuklarını seviyorum bu arada... Karada tren yolculuğu en iyisi bence ama gemi yolculuğunu tek geçerim, neyse... Gardan ilk Ice Tea'mi aldım ve sonra... Uzunca bir süre canım Ice Tea çekti ama bulamadım, bulsam da aldıramadım... Sonra; Bim'in TeaTone'ları imdadıma yetişti... Haftada en az üç kutu Ice Tea tüketiyorum artık ki bazen günde üç kutuya da çıkabiliyor.
Beş numara; eski çağlara dair özlemim ki hiç yaşamadığım çağlar da var bunun arasında... Mesela geçen gün evde kuşak ve hançerle dolaşıyor, keyfiye takıyordum... Neyse... Ha; bir de börk istiyorum... Neyse... Bunu kaçıncı söyleyişim yahu?
E, evet; dahası da var da, aklıma gelmiyor... Ha, geldi...
Altı numarada her yaprağa potansiyel yemek gözüyle bakmam var. Hep survival camping merakımdan oldu...
Yedi numarada; ne kadar daha önce duymadığım, görmediğim yemek varsa canımın çekmesi var... Bunun hakkında fazla söze gerek yok; biraz araştırma yaptım, balıkların çoğu böyleymiş.
Neyse, bu kadar... Tabii bu kadar az değil de; neyse...
Ha; akvaryum takıntısı... Evet, artık akvaryum bir hobi olmaktan çıkıp bağımlılık haline geldi bende... Bir de; semender besleme isteğim... Semenderler acayip bir şey...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder