Öne Çıkan Yayın

Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)

İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~

31 Mayıs 2016 Salı

Bu yaz yapacağım şeyler

Köye her gidişimde mal mal duruyordum. Ama geçerli nedenlerim vardı: Doğru düzgün bir bıçağım yoktu ve ok-yay yapımıyla kafayı bozmuştum. Eh, doğal olarak yapamadım. Balık tutkalı en büyük sıkıntım, geri kalanı bir şekilde bulunuyor da balık tutkalını bulmak imkansız gibi bir şey. Çega tutkalı diye bir şey varmış, satılıyormuş; ona bir bakacağım. Bir de yayınbalığından da balık tutkalı yapılabiliyormuş, öğrendiğim iyi oldu. Peki; ne değişti? Doğru düzgün bir bıçak sipariş ettim; hem de yanında çakmak taşı da var. Köye gidince neler yapacağım? Önce bir çömlekçilik yapmayı planlıyorum, sonrasını bilemiyorum. Ve inşallah, yine sekteye uğramazsa kampımız var. Bakalım nasıl olacak, neler olacak... Ha, ip de yapmayı istiyorum. Şu an mümkün değil ama çega tutkalı konusunu iyice araştıracağım; sonuç olarak yay yapacağım. Kompozit Türk yayı çok zor; İngiliz uzun yayı içinse porsuk ağacı bulmam gerekiyor ki o daha da zor. Sonuç olarak, Kozmopit Türk yayına çok benzeyen ve işlevselliği de, özellikleri de hemen hemen aynı olan Moğol yayında karar kıldım. (Boynuz kesip biçmekle uğraşmamam da artı bir özellik, kemik parçaları yeterli)

Oha, Alibaba'da 10 $'dan düşük fiyatlara balık tutkalı buldum; ama kargosudur, şeyidir çok uğraşabileceğimi sanmıyorum. Kaan'ın da Alibaba'dan bir şey alma planları vardı, beraber alırız o zaman.

Neyse; bir de ip yapacağım, ip önemli.. Ha; bir de halı-kilim. Dokumacılığı öğrendim; zor değil ama biraz ezber gerektiriyor, sistemi doğru kurarsanız çok kolay ama en ufak hatada tüm emek ve halı-kilim yapımında kullandığınız malzeme heba olur. Hele bir de bitki liflerinden değil de hayvan kılı, yün ya da ipekten halı yapmaya kalktıysanız vay halinize...

Neyse; bu şeylerin tarihsel gelişimini ve bazı püf noktaları anlatacağım.

ÇÖMLEKÇİLİK

Çömlekçilik; basitçe topraktan kaplar yapma sanatıdır. Çömlekçiliği üç bölüme ayırabiliriz: Çömlekçi çarkı icat edilmeden önce, çömlekçi çarkı icat edildikten sonra ve camcılık. (Çünkü cam da kumdan yapılır.)

Çömlekçi çarkı icat edilmeden önce tüm çömlekler elle şekillendiriliyordu. Dolayısıyla yapması çok daha uzun sürüyordu ve çok kalın, biçimsiz kaplar ortaya çıkıyordu. Çömlekçi çarkı icat edilince bu sorun ortadan kalktı.

Peki, hangi topraklarla çömlek yapabiliriz? Kum da dahil her türlü çamurla çömlek yapabilirsiniz. Killi toprağın çömlekte özellikle tercih edilmesinin nedeni, killi çamurun çok daha sert olması ve şeklinin kolay kolay bozulmaması, ayrıca daha iyi şekil verilmesi ve yakılmasa bile yeterince kuruduktan sonra kullanılabilmesidir. Ancak killi çamurun kuruması haftalar sürer; daha sonra yakılır. Normal topraktan yapılan çamur bir kaç saat kuruduktan sonra yakılabilir. Kumdan yapılan çömlekler ise kurumadan, hemen yakılmalıdır aksi halde çok bir işe yaramaz.
Çömlekçi çarkının çalışma prensibini gösteren bir şema.
İP

İp yapmanın da, yapamamanın da bir çok yolu vardır. Çeşit çeşit ottan, ağaç liflerinden, hayvan kıllarından, ipekten yapılabilir.

Önemli bilgi: Örümcek ağları saf ipektir, ipek böceği aramanıza gerek yok illa.

DOKUMACILIK



Eğer liflerden yapmak istemiyorsanız yine aynı sistem, sadece lif yerine kullanmak istediğiniz malzeme.

Survival Camp ekolleri

Bu ekolleri belli bir sınıflandırmaya sokma vakti geldi de geçiyor. Neden? Çünkü işim gücüm yok. Çünkü neden sınıflandırmayalım?

Evet...

"Taş devri" ekolü: Adı üstünde, hiç bir malzeme (bıçak dahi) almadan yapılan kamplar bu ekole bağlıdır.
Bıçakçı ekol: Sadece bıçak alanın ekolüdür.
Bol malzemeli ekol: Her halt için malzeme alan kişilerin ekolüdür, survival campingi tatil kampına çevirir bu kişiler.
Antik ekol: Sadece temel bir kaç malzeme alan (Bıçak, magnezyum çubuğu, survival bilekliği vs.) kişilerin ekolüdür. Ben ve yazarlardan Artun bu ekoldeniz.

Bir de başka ekoller var; bunlar "survival" ekolleriydi. Aşağıdakileri o şekilde almıyorum:

Hippi ekolü: Karavanla göçebe yaşam süren survival'cıların ekolü.
Mangalcı ekolü: Adı üstünde... (Benden duymuş olmayın ama; yazarlardan Kaan bu ekolden)

30 Mayıs 2016 Pazartesi

Değişik yaylar

YAY RESMİ
Millet:
Tip:
Temel malzeme:
Sırt malzeme (İç):
Boy:
Ön malzeme (Ön):
İp:
Yapıştırıcı:
Not:

Millet: Türk
Tip: Çok malzemeli
Temel malzeme: Akçaağaç, nadiren kızılcık
Sırt malzeme (İç): Manda boynuzu, geyik boynuzu, nadiren geyik kemiği
Boy: 110-140 cm.
Ön malzeme (Ön): Sığırın aşil tendonu
İp: Yarışma ve av yaylarında ipek, savaş yaylarında koyun ya da keçi bağırsağı
Yapıştırıcı: Balık tutkalı (Mersinbalığının hava kesesi, nadiren yayınbalığının hava kesesi)
Not: Hunlardan Osmanlı'ya kadar kullanılan yaydır. Farklı Türk halklarında ufak değişiklikler geçirmiştir. At üstünde kullanıma uygundur. Atış mesafesi çok fazladır.

Millet: Türk
Tip: Tek malzemeli
Temel malzeme: -
Sırt malzeme (İç): Akçaağaç
Boy: 110-140 cm.
Ön malzeme (Ön): Karaağaç
Yapıştırıcı: Muhtemelen balık tutkalı
İp: İpek
Not: At üstünde kullanıma uygundur, atış mesafesi üsttekinin yarısı kadardır.

Millet: İngiliz başta olmak üzere tüm germen halklar
Tip: Tek malzemeli
Temel malzeme: Porsuk ağacı
Sırt malzeme (İç): Yok
Boy: 2 m.
Ön malzeme (Ön): Yok
Yapıştırıcı: Yok
İp: Bilgi bulamadım
Not: İngiliz uzunyayı (Longbow) olarak geçer; ama Germen halklarının hepsince kullanılır. At üstünde kullanıma uygun değildir. Atış mesafesi çok azdır.

Millet: Japon
Tip: Çok malzemeli
Temel malzeme: Bambu (Doğal olarak, Uzakdoğunun taşı toprağı bambu sonuçta)
Sırt malzeme (İç): Kayın
Boy: 220 cm.
Ön malzeme (Ön): Sinir
İp: Bilgi bulamadım
Yapıştırıcı: Muhtemelen balık tutkalı
Not: At üstünde kullanmaya uygundur. Atış mesafesi orta derecedir.

Millet: Kore
Tip: Çok malzemeli
Temel malzeme: Bambu
Sırt malzeme (İç): Boynuz (Ne boynuzu olduğunu bulamadım)
Boy: Tam olarak bilgi yok; yaklaşık olarak 100-200 cm. diyebiliriz. (Türk yaylarından biraz daha uzun ama sadece biraz; 180 cm. civarıdır muhtemelen)
Ön malzeme (Ön): Lif (Sarılı kısım)
İp: Bilgi bulamadım
Yapıştırıcı: Muhtemelen balık tutkalı
Not: At üstünde kullanıma uygundur. Atış mesafesi Japon yayı ile Türk tahta yayı arasındadır.
Geleneksel Kompozit Macar Olimpik yay G / 328 - Grozer Csaba -  - At Okçuluk Olimpik Yay Mağaza
Millet: Macar
Tip: Çok malzemeli
Temel malzeme: Ahşap (Hangi ağaç olduğunu bulamadım)
Sırt malzeme (İç): İnek boynuzu
Boy: 100-150 cm.
Ön malzeme (Ön): Sinir (Hangi hayvanın hangi siniri olduğunu bulamadım), keçi kemiği (Uçlarda; ipin yaya takıldığı, kıvrık yerlerde)
İp: Bulamadım
Yapıştırıcı: Bilgi bulamadım
Not: At üstünde kullanıma uygun. Atış mesafesi hemen hemen Türk yayı kadardır.

Millet: Pers/Fars (İranlı)
Tip: Çok malzemeli yay
Temel malzeme: Ahşap (Ne ağacı olduğunu bulamadım)
Sırt malzeme (İç): ?
Boy: 100-150 cm.
Ön malzeme (Ön): ?
İp: ?
Yapıştırıcı: ?
Not: At üstünde kullanıma uygun.

Millet: Moğol
Tip: Çok malzemeli
Temel malzeme: Huş ağacı
Sırt malzeme (İç): Yok
Boy: 100-150 cm.
Ön malzeme (Ön): Koyun kemiği (Bütün halde değil, parça parça)
İp: İpek, koyun bağırsağı
Yapıştırıcı: Balık tutkalı
Not: Etrafı kaynatılmış huş kabuğuyla kaplanır. At üstünde kullanıma uygundur. Atış mesafesi çok malzemeli Türk yayı ile hemen hemen aynıdır.

29 Mayıs 2016 Pazar

Aslında Türkçede olmayan ses değerleri

Bu ses değerleri bir kaç çeşittir: Yabanıl (Yabancı) dillerin etkisiyle oluşmuş ses değerleri, doğanın öykünmesi (taklidi) ile oluşmuş ses değerleri, günümüz Türkiye Türkçesinde ortadan kalkmış ses değerleri, dönüşümlerle ortaya çıkmış ses değerleri.

İlk-Türkçe ses değerlerinden bir Batı yazısı oluşturacak olsak şöyle olurdu: A, Ä, Ã, B, Č, Ç, D, E, É, G, Ƣ, I, İ, Ï, K, Q, L, M, N, Ñ, O, Õ, Ö, Ő, P, R, S, Ş, T, U, Ù, Ü, Y, Z

Bunları toplamamız (gruplandırmamız/sınıflandırmamız) gerekseydi de şöyle olurdu: Ä temel (A, Ä, Ã, E, È), M temel (B, M, N, Ñ, P), G temel (Č, Ç, G, Ƣ, K, Q, Ñ), T temel (D, T, Y), Y temel (I, İ, Ï, Y), L temel (L, R), O temel (O, Õ, Ö, Ő, U, Ù, Ü), S temel (S, Ş, Z). Bu da eleme yöntemiyle temel bir ilk-yazıya ulaşmamızı sağlardı: Ä, M, G, T, Y, L, O, S.

YABANIL DİLLERİN ETKİSİYLE OLUŞMUŞ SES DEĞERLERİ

C: Arapça etkisidir.

F: Arapça etkisidir.

J: Persçe (Farsça) ve Frenkçe (Fransızca) etkisidir.

DOĞANIN ÖYKÜNMESİ İLE OLUŞMUŞ SES DEĞERLERİ

Bunlar, Türkçe yazılarda pek yer almayan ama doğadaki sesleri belirtmek için kullanılan ses değerleridir.

F: H'ye yakın bir F ses değeridir; günümüz Türkiye Türkçesi'ndeki, Arapça etkili F'den farklıdır. Japonca'daki F sesinin değeriyle aynı değere sahiptir; üflemekten gelir. Yani bu F sesi sanki üflüyormuşsunuz gibi çıkar. Üflemek, fısıl- (Fısıltı ve fısıldamak kelimelerinin kökü; bu kök günümüzde "Fısır" biçimine dönüşmüştür.) gibi sözlerde yer alır.

H: Hınkırmak, "hık", hıçkırık gibi sözcüklerde yer alır. Doğanın öykünmesiyle ortaya çıkmış; uzunca bir zaman Q şeklinde yazılmıştır.

DÖNÜŞÜMLERLE ORTAYA ÇIKMIŞ SES DEĞERLERİ

B: B sesi ilk-Türkçede de olmasına karşın günümüz Türkiye Türkçesi'ndeki B seslerinin çoğu M'den dönüşmüştür. Buna en güzel göstermelik (örnek) "Ben" sözcüğüdür. Mäñ->Meñ->Beñ->Ben dönüşümüyle ortaya çıkmıştır. (Azerbaycan Türkçesinde ise daha farklı bir dönüşümle Mäñ->Män biçimine gelmiştir. Azerbaycan Türkçesinde Ä damgasını yazarken Ə damgası kullanılır.) Bir başka iyi göstermelik ise "gibi" sözcüğüdür. Kimi'den dönüşmüştür.

C: İlk-Türkçe'de bugünkü anlamda bir C sesi yoktu. Č sesi vardı ki bu ses, Ç'den pek ayırt edilemeyen bir C sesiydi. Yumuşak Ç gibi bir şeydi ki; Göktürk metinlerinde ayrı damgaya gerek duyulmamış, ayrı damga ancak günümüz anlamında C'ye dönüşmeye başladığı Uygur metinleri döneminde eklenmiştir.

D: İlk-Türkçe'de olmasına karşın D sesi, T'den dönüşümlerle sıkça karşılaşmıştır. Buna en iyi göstermelik "ad" sözcüğüdür. ÃT->AD dönüşümü geçirmiştir. ~T çifte damgası D'ye dönüşür. Mesela Ot ve Od (Ateş) sözcükleri. Göktürk yazısında aynı damgayla yazılmıştır. Oysa Od sözcüğü ÕT->OD dönüşümü geçirmiştir.

F: P'den ve B'den dönüşümlerle ortaya çıkmıştır; ancak buna sözcük olarak kanıt yoktur. Tek kanıt, Afşar boyunun damgasıdır. Afşar boyunun damgası; açıkça Göktürkçe P damgasından bozmadır.
G: İlk-Türkçe'de de G sesi olmasına karşın K ve Ç'den dönüşen G sesleri de epey vardır. (G'den Ç'ye dönüşüm de seyrek de olsa görülmektedir)

Ğ: Aslında, günümüz anlamında olmasa da Ğ sesi ilk-Türkçede de vardı. Ƣ damgası; hırıltılı, kalın bir Ğ sesini belirtir. Bu ses değeri yumuşayarak Ğ'ye dönüşmüştür. Ğ sesi bazen de boşluğu doldurmak amacıyla kullanılmıştır. Bu durumda da yine Ƣ sesi kullanılmıştır. Hem dönüşüm, hem de boşlukları doldurma için elimizdeki en güzel göstermelik "dağ" kelimesidir. Dağ kelimesinin kökü "Ta"dır. Daha doğrusu "Tã". Ã damgası, uzun bir A sesini belirtir. TÃ->TAƢ->TAG->TAĞ->DAĞ dönüşümü geçirmiştir. Peki, neden Ƣ'den doğrudan Ğ'ye dönüşmedi? Bunun nedeni; Ƣ damgasının ses değerinin, Ğ'den ise G'ye daha yakın olmasıdır. Bir başka örnek; "eğik" kelimesidir. EKİK->EGİK->EƢİK->EĞİK dönüşümü geçirmiştir. "Egik" sözcüğünü söylemek zor olduğundan, bu yapay bir dönüştürme bile olabilir. (Örneğin "Kurultay" sözcüğü de "Kurul-Toy"dan gelmiştir. Kurultoy demek zor olduğundan yapay bir dönüşüme sokulmuştur)

H: Günümüz H sesleri üç çeşittir: Q'dan gelme H sesleri, yabanıl dillerden gelme H sesleri, doğanın öykünmesi ile oluşmuş H sesleri. Q'dan gelme H seslerinin tamamı ilk-Türkçede Q (Hırıltılı, kalın bir K sesi) biçimindeydi. Bunu anlamak için en iyi göstermelik "Kadın" ve "Hatun" sözcükleridir. Her iki sözün de kökeni "Qatun" sözcüğüdür. Kadın sözcüğü QATUN->QADUN->QADIN->KADIN biçiminde, Hatun sözcüğü ise QATUN->XATUN->HATUN dönüşümü geçirmiştir. X sesi; hırıltılı, Q-H arası bir ses değerini belirtir ki uzunca bir zaman Türkiye Türkçesinde bile X değerile kullanılmıştır. Damga (Harf) devrimi ile X ve H damgaları aynı biçimde yazılmaya başlandığından X-H değişikliği (farkı) ortadan kalkmıştır. Kadın ve Hatun sözcükleri kadar iyi olan bir diğer göstermelik ise "Kağan/Kaan" ve "Hakan" sözcükleridir. İkisi de "Qaqan" sözünden gelmişlerdir. QAQAN->QAGAN->QAƢAN->QAĞAN->QÃN->KAĞAN/KAAN ile QAQAN->XAQAN->HAKAN dönüşümü geçirmiştir.

L-R: Bu iki ses, sürekli olarak birbirlerine dönüşmektedir. (İkisi de ilk-Türkçede de vardır)

V: V sesi çok özel bir sestir. Günümüz V seslerinin yabanıl dillerden geçenlerinin çoğu bile dönüşüme uğramıştır. Günümüz Türkiye Türkçesindeki V sesinden farklı olarak, ikinci-Türkçe olarak adlandırabileceğimiz Türkçe'de W sesi vardı. Bu ses, boşlukları doldurmak ya da U-Ü'den dönüşerek çıkmıştır. Ancak günümüz Türkiye Türkçesi'nde tamamen V'ye dönüşmüştür. V sesi ise pek çok sesten değişik biçimlerde dönüşmştür. Bu sesler şunlardır: B-P-F-H, Q-K-G-Ƣ-Ğ, O-Ö-Õ-Ö-Ő-U-Ù-Ü-W-Y. Bu elemenin nedeni bunların da kendi içinde pek çok kere dönüşmesidir. İlk-Türkçe'de B olan seslerin büyük çoğunluğu günümüz Türkiye Türkçesinde V'ye dönüşmüştür. En güzel-önemli göstermelikler "ev" ile "av" sözcükleridir. Ev sözcüğü Eb'den, Av sözcüğü ise Ab'dan gelmedir.

Y: Türkçedeki Y sesi de üç çeşittir: İlk-Türkçe'de bulunan Y sesi, boşlukları dolduran Y sesi, dönüşümle oluşan Y sesi. Boşlukları dolduran Y sesi için ilk sesi Y, ikinci sesi İ-I olan tüm öz Türkçe sözcükler ülgüttür (örnektir). Tamamı başı boş olarak ortaya çıkmıştır. (Ilan->Yılan) Dönüşümle oluşan Y sesinin ise kimisi I-İ'den, kimisi D'den (Adrıq->Aydrıq->Ayxrıq->Ayrıq->Ayrık) dönüşmüştür.

GÜNÜMÜZ TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE ORTADAN KALKMIŞ SES DEĞERLERİ

Ä: A ile E arası, E'ye daha yakın bir sestir.

Ã: Uzatılan bir A sesidir. Â'dan farkı ise sesin yumuşamaması, bildiğimiz A sesinden tek değişikliğinin (farkını) uzun olmasıdır.

Č: Uygur metinleri döneminde başlayan dönüşüm, Arapça ve Persçenin de etkisiyle tamamlanmıştır.

É: Az uzatılan bir E sesidir. Ã'nın E durumu gibidir ancak az uzatılır.

Ƣ: Hırıltılı, kalın bir Ğ sesidir.

Ï: Y-İ ya da Y-I arası sestir. Aslında ilk-Türkçede bile tam olarak var olmamış; hep Yı-Yi biçiminde görülmüştür.

Q: Hırıltılı, kalın, gırtlaktan bir K sesidir. Damga devrimiyle tümüyle K'ye dönüşmüştür. Aslında, bu damga hakkında ilginç olan başka bir ne (şey) vardır: İlk-Türkçede de K'den pek değişik değilken, Arapça ve Persçenin etkisiyle tam anlamıyla ilgisiz sesler biçimine gelmiş, sonra damga devrimi ile değişiklik önce ilk-Türkçedeki biçimine dönmüş, sonra ise tümüyle ortadan kalkmıştır.

Ñ: Günümüzde, bu sesin olduğu metinleri yazarken Ng kullanıyoruz. Oysa Ñ sesi yan yana ikili değil, iç içe ikili bir sestir. Ñ sesinde N ile G-Ğ sesleri yan yana değil, iç içe geçmiş ve tek bir ses haline gelmiş durumdadır.

Õ: Uzatılan bir O sesidir. Yumuşamaz.

Ő: Uzatılan bir Ö sesidir.

Ù: Uzatılan bir U sesidir. Yumuşamaz. Wu ya da doğrudan W biçiminde göstermek de doğrudur.

W: Açık bir V sesidir.

7 Mayıs 2016 Cumartesi

Sıkılıyorum yaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa; isyeaaaaaaaaaaaaağn!!!!!!!!

Ölüyorum sıkıntıdan. Hayır, sıkılacak bir olay da yok... Hiç iyi değilim şu aralar; neden bilmiyorum... Doğru düzgün bir şey de izleyemiyorum, paso facebook... O da bayıyor artık. Zaten Fransızca çalışmam gerekiyor, hay ben sizin yapacağınız dilin... Doğu dillerinin gözünü seveyim ya, hay ben sizin gibi Avrupa dillerinin... Bir şey yapmak istemiyorum; beni ormanın ortasında bir kulübeye atıp orada unutun ya... Gerçekten... LYS'nin de, MEB'in de, kuralların da, böyle hayatın da, şehir hayatının da, dünyanın da.... Mutsuzum ya! Zevk alamıyorum hiçbir şeyden... Hiçbir şey yapmak istemiyorum... Yeter ya! Bir yürüyün gidin!

İsimleri çeşitli dillere çevirme

Nedense böyle bir şey yazmak istedim. Japonca, Korece, Arapça ve Latince'ye isminizin çevirisi.

Ses (Türkçe)|Harf|Latinizasyon|Türkçe okunuş

JAPONCA

A|ア|A|A
Ah/Ağ/Â/Ir|アー|Aa|Â/Ağ
B/Bu/Bı|ブ|Bu|Bu/Bı/B
Bû/Buğ/Bığ/Buh/Bıh|ブー|Buu|Bu'u
Buy/Bıy|ブイ|Bui|Bûy
Ba|バ|Ba|Ba
Bâ/Bağ/Bah|バー|Baa|Ba'a
Be|ベ|Be|Be
Bi|ビ|Bi|Bi
Bî/Bih/Biğ|ビー|Bī|Bî
Bo|ボ|Bo|Bo
Boh/Boğ/Bö|ボー|Bou|Boo
C/Ci/Cı/J/Ji/Jı|ジ/ヂ|Ji|Ci/C/Cı
Cî/Ciğ/Cih/Ciy/Jî/Jiğ/Jih/Jiy|ジー/ヂー|Jii|Cî
Ca/Ja/Ce/Je|ジャ/ヂャ|Ja|Ca
Cah/Cağ/Câ|ジャー/ヂャー|Jaa|Ca'a
Cay/Jay|ジャイ/ヂャイ|Jai|Cay
Cu/Ju
Cû/Jû/Cuğ/Juğ/Cuh/Juh
Cuy/Juy
Co/Jo
Coh/Coğ/Joh/Joğ
Coy/Joy
Ç/Çi/Çı
Çî/Çiğ/Çih
Ça
Çah/Çağ/Çâ
Çay
Çu
Çû/Çuğ/Çuh
Çuy
Ço
Çoh/Çoğ
Çoy
D/Do/Du
Doğ/Doh/Dö
Duğ/Duh/Dû/Dü
Da
Dâ/Dağ/Dah
De
Deh/Değ
Di/Dı
Dî/Dih/Dıh/Diğ/Dığ

Japoncaya sonra devam edeceğim; şimdilik sadece yazarların ismini vereyim:

カーンアブドッラオーゼン Kaan Abudorraa Ouzen
ゼリハイレムカラマン Zeriha Iremu Karaman
アルチュンチャクル Aruchun Chakuru
エルデムチャリク Erudemu Chariku

KORECE

A|ㅏ|A|A
Ay/E/Â/Ey|ㅐ|Ae|Â/E
B|ㅂ|B|B
Bb/Pp/Pb/Bp|ㅃ|Bb|Bb
C/J|ㅈ|J|C
Cc/Jj|ㅉ|Jj|Cc
Ç|ㅊ|Ch|Ç
D|ㄷ|D|D
Dd/Tt|ㄸ|Dd/Tt|Dd/Tt
E|ㅔ|E|E
F/P|ㅍ|P|P
G/K|ㄱ|G/K|G/K
Gg/Kg/Gk/Kg|ㅋ/ㄲ|Gg/Kk|Kh(ㅋ; aynı zamanda gülme efektidir)/Gg/Kk
H|ㅎ|H|H
I|ㅡ|Eu|Û/Î/I
İ|ㅣ|I|İ
Î/Iy/İy/Îy|ㅢ|Ui|Iy/Uy
L/R|ㄹ|L/R|L/R
M|ㅁ|M|M
N|ㄴ|N|N
Ng|ㅇ|Ng|Ng/Nk/Ñ (Daha önce bu harfi anlatmıştım; Q-K, W-V, X konusunda)
O|ㅗ|O|O
Ö|ㅓ|Eo|Ô
S/Ş|ㅅ|S/Sh|S/Ş
Ss/Şş/Sş/Şs|ㅆ|Ss|Ss/Sş/Şş/Şs
T|ㅌ |T|T
U/V|ㅜ|U/W|U/W /Daha önce V-W farkını anlatmıştım)
Uy/Ü/Û/Vi|ㅟ|Ui/Wi|Uy/Û/Wi
Ya|ㅑ|Ya|Ya
Ye/Yay/Yâ/Yağ|ㅒ|Yae|Yâ/Ye
Ye|ㅖ|Ye|Ye
Yo|ㅛ|Yo|Yo
Yö|ㅕ|Yeo|Yô
Yu/Yü/Yû|ㅠ|Yu|Yu
Z|ㅈ/ㅅ|J/S|C/S

가ㅏㄴ ㅏㅂ둘랗 ㅓ센 Kaan Abdullah Eosen
세리하 ㅣ램 가라만 Seliha Iraem Karaman
ㅏㄹ툰 차글 Artun Chageul
ㅔㄹ뎀 채릭 Erdem Chaelig

ARAPÇA

A/E/Ö/Ü|ا‎|A/Ae/E/Oe|A/E/İ/Ü
B/P|ب‎|B|B
C/Ç/J|ج‎|J|C
D|د‎|D|D (İnce)
D/T|ط‎|Th|T (Kalın)
F|ف|Ph|F
G/Ğ|ﻍ|G/Gh‎|G/Ğ
H|ح‎‎‎|H|H (Kalın)
H|ه‎‎|H|H (İnce)
H|خ‎‎|H/H (Hırıltılı)
I/O/U|ﻉ‎|A'/OU|A/I/U
K|ك‎|K|K (İnce)
K|ق‎|Q|K (Kalın; daha önce K ve Q farkını anlatmıştım)
L|ل‎|L|L
M|م‎|M|M
N|ن‎|N|N
R|ر‎|R|R
S|س‎|S|S (İnce)
S|ص‎|S|S (Kalın)
Ş|ﺵ‎|Sh/X|Ş
T|ت‎|T|T (İnce)
V|و‎|W|V (Daha önce W ve V farkını da anlatmıştım)
Y|ي‎|Y|Y
Z|ذ‎|Z|Z (İnce)
Z|ظ‎|Zh|Z (Kalın)
Z|ز‎|Z|Z (Kalın)
Z|ض‎|Dh|Z (Biraz değişik bir olay; peltek bir D-Z arası ses)

ﻘﺎﻥﻋﺑﺪﺍﻟﻟﻪﺍﺬﻦ Qaan Abdoullah Ouzaen
ﺬﻠﻳﻬﺎﺍﺮﻡﻘﺮﻤﻦ Zaeleiha Eraem Qaraman
ﻋﺮﻄﻦﺠﻗﺮ A'rtoun Jaqyr
ﺍﺭﺪﻢﺠﻟﻚ Aerdam Jalik

LATİNCE

İsminizin sonuna -us ya da -um, soyadınızda çoğul eki varsa onun yerine -i ya da -a, yoksa yine sonuna -us ya da -um koymaktan ibaret. (Us ya da um tercihi sizin)

Harf=Latince çeviri 1|Ses, ..., Latince çeviri x|Ses

A=A|A
B=B|B
C=C|C/Ç/K, Ç|Ç, J|J/C, X|H/Ç/Ş/Ks/S
Ç=C|C/Ç/K, Ç|Ç, Ch|Ç/Ş
D=D|D
E=E|E
F=F|F, Ph|F/Ph
G=G|G
Ğ=Gh|Ğ/Gh
H=H|H
I=Ae|Â, Æ|Â/E
İ=I|İ
J=J|J/C
K=K|K, C|Ç/C/K, Q|K
L=L|L
M=M|M
N=N|N
O=O|O/Ö
Ö=O|O/Ö, Ö|Ö, Eu|Û/Ö
P=P|P
R=R|R
S=S|S, X|H/Ç/Ş/Ks/S
Ş=X|H/Ç/Ş/Ks/Ş, Sh|Ş, Ch|Ç/Ş, Sch|Ş/Şç
T=T|T
U=U|U
Ü=U|U, Ü|U, Eu|Û/Ö
V=V|V, W|V
Y=Y|Y/İ, J|J/C
Z=Z|Z

Qaanum Abdullahus Euzenus
Zelihaus İremum Qaramanus
Artunus Cakærum
Erdemus Celikum

3 Mayıs 2016 Salı

Şu LYS bir geçsin de...

Dizilere, animelere atlayacağım. Bitirmem/başlamam gereken bir ton seri var. Bir de; arkadaş ben İngilizce dizi seyredemiyorum. Yok, olmuyor... İlk bölümünü izleyip sevmeme rağmen devamını getirdiğim yabancı dizi yok şimdiye kadar.

Neden, çözemedim... Friends'e sardım şu ara (Sardım dediğim de ilk bölümünü izleyip bıraktım, LYS'den sonra Geek and Freaks ve Supernatural ile birlikte devam edeceğim inşallah); gerçi zaten kanalları zaplarken denk gelince arada bakıyordum da, ilk bölümden izleyeyim dedim... (Bir dakka kaç sezonmuş o; oha 10 sezon... 10 sezonluk diziye başla bakalım, kaç yılda bitirecen?)

Gravity Falls'ın finali tatmin etmedi beni ya; Bill Chipher'ın olayını fazla aceleye getirmişler. İlk başta planlandığı gibi 3 sezon yapılsaydı keşke; daha uzay gemili yarık, şekil değiştirenin nereden geldiği, Bill'in neden kasabadan dışarı çıkamadığı gibi bir sürü soru cevapsız kaldı. Hay senin gibi yapımcının ben... 4 ayrı karakteri seslendirmeyi biliyorsun ama...

Kimi ni Todoke'ye başlamakta bayağı geç kalmışım, onu fark ettim... Bu arada bir ara My girlfriend is a Gumiho'yu yeniden izleyeceğim. Başka da Kore dizisi izlediğim yok, dönüp dönüp onu izliyorum... Aslında izlenecek çok dizi var da bende sıkıntı var...

Neyse, öyle işte...