Öne Çıkan Yayın

Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)

İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~

27 Ağustos 2022 Cumartesi

Durum Raporu: Av Köpekleri, Sinekler ve Kelebekler, KPSS ve Kumral Tonları (Bunlar Nasıl Paragraf Başlıkları Oldu Böyle Ya? Ya Küçük mü Yazılır Burada? Neyse S... Et.)

Şimdi... "Golden retriever", Jack Russel "terrier" ve "poodle" ırkı (Cins değil, cins bambaşka bir şey. Şu cins, tür, alttür, ırk, varyete ve "morph" kavramları/terimleri arasındaki farkı öğrenin lan artık. Bir ipucu: Saydığım sıra genelden özele bir sıra.) köpekleri düşününce aklınıza ne geliyor? Eh, tahmin edilebilir şeyler... de... Bunların tamamı özünde av köpeği lan? "Golden"lar kuş, "poodle"lar su kuşu, Jack Russellar da tilki, sansar, tavşan falan avlamak için üretilen ırklar. Hâlâ laboratuvarda kedi köpek üretildiğini düşünen tiplerin de kafalarına seçici üretim hakkında bir rehberle falan vurasım var ama konu bu değil. Yine konudan bağımsız olarak kafasına Camiüt Tevarih'le, ne bileyim Aşıkpaşazade Tarihi'yle, Tevarih-i Al-i Selçuk'la, M. Fuad Köprülü kitaplarıyla, Jean-Paul Roux kitaplarıyla falan vurmak istediğim tipler de var ama konu bununla hepten alakasız. Neyse, işte konuya dönersek bu durum bana harbi feci acayip geliyor ya.

Şimdi, aklıma ne geldi... Geçen sene mi ne bir ara popüler olan uğurböceği - hamamböceği sözü vardı. Hamamböceği denen şerefsizlerin savunulduğunu görünce ben onu önünü arkasını düşünmeden direkt itiraz ettim ama ahlakın, en azından toplumun ahlakının (tipoloji bilenler buna Fe diyor) gerçekten de estetik sınırları vardır. Yine de bu hamamböceklerinin şerefsiz zararlılar olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Yalnız söz konusu karşılaştırma sinekler ve kelebeklerle yapılsaydı doğru olurdu çünkü sinekler -her ne kadar insanlara karşı birtakım zararları olsa ve feci gıcık tipler olsalar da- tıpkı kelebekler gibi tarım yararlısıdır (hamamböcekleri de doğada işe yarar bir şeyler yapıyorlar ama o şeyi yapan bir ton başka börtü böcek de var). Tabii sinek var sinek var ama bildiğim kadarıyla yetişkinliğinde tarım zararlısı olan bir sinek yok, kelebeklerin de tamamı yetişkinliğinde tarım yararlısı.

Yalnız yukarı "Sinekler ve Kelebekler" yazdım da Rus edebiyatından bir romanın adı gibi oldu (Turgenyev'i de mezarında ters çevirdik, tam oldu!). İlk paragrafın başlığı da "Av Köpekleri" olunca -ki bu da Amerikan edebiyatından bir roman veya dandik çevrilmiş bir Netflix dizisi adı gibi duruyor- oraya "(Bu Ne Lan Hayvanat Bahçesi Gibi?)" yazmamak için kendimi zor tutuyorum.

Şimdi, ben geçen KPSS'ye gireyim dedim. Yok tam öyle değil, annemin zoruyla girdim aslında; sonra işte olanlar oldu biliyorsunuz. Bu arada cidden şansıma sokayım ya, ulan kırk yılda bir KPSS'ye girelim dedik sonuca bak! Hayır içeri ip bileklik, bozuk para falan bile almıyorsunuz; peki bunlar ne? Şu sikik ve hiçbir halta yaramayan sözde önlemler ne zaman kaldırılacak acaba? Amk biz SBS'ye (SBS mi vardı lan bizim zamanımızda? Hiç de hatırlamıyorum. Ortaokuldan liseye geçiş sınavından bahsediyorum bu arada, SBS galiba lisenin sonunda olandı ama onu da tam hatırlamıyorum. Amk şeyinin adı iki yıl sabit durmuyor ki.) şahsi, uğurlu, bilmem neli uçlu kalemlerimizle girdik; şaibesiz veya en az şaibeli sınav da tam olarak oydu zaten, sonra azıttı ortalık. Hayır işin garibi bozuk parayla kopya çekebilecek biri kıyafetiyle de çekebilir, hatta öylesi daha kolay; sınava çıplak sokun lan o zaman? Zaten sonuçta bir şekilde sınavı bize sokmayı başarabiliyorsunuz. ÖSYM denen dolandırıcılara (E-YDS'nin kural kitapçığının ilk beş sayfasının özeti "Hacı sen bize para verdin ya? Hah, onu unut; gitti o para." olan kuruma ben eğitimci falan değil dolandırıcı, yaptığı sınava da sınav değil para tuzağı derim. KPSS'nin ikincisi/yeniden yapımı için ekstra para istememelerine şaşırdım mesela, isteseler bu kadar şaşırmazdım.) söyleyecek lafım bitmedi ama konu bu değil. Konu şu: O KPSS'den beri aklıma takılan bir şey var. Kumral saçın haddinden fazla tonu var ya! Mesela bazı saçlar çok koyu bir sarı mı yoksa çok açık bir kumral mı anlayamıyorum, çok koyu bir kumral mı kestane rengi mi yoksa çok açık bir kahverengi mi anlayamadığım saçlar da var. Kızıla çalan/benzeyen kumral saç falan da... Garip yani. Hani Türkçede sarıdan koyu, kahverengiden açık olup kızıl da olmayan her saça kumral demişiz gibi bir durum var. Bak işin ilginç kısmı 18. yy. Türkçesinin Fransızca bir sözlüğünde "kumral" kelimesinin anlamı "kestane rengi", "açık kumral" kelimesinin anlamı da "sarışın" olarak verilmiş. Lan sen benimle taşşak mı geçiyorsun ey sözlükçü (Böyle deyince de Ekşicilere laf atmışım gibi oldu... Neyse.)? Sarışının Türkçesi zaten sarışındır, neyin peşindesin? Sarı dediğin ta Göktürk harfli yazıtlarda (Bu arada geçen haber vardı "Türk dilinin tarihini daha eskiye götürecek yazıt" diye ama zaten Orhun Abideleri dışında da Orhun harfli yazıtlar hatta kağıda yazılmış kitaplar var, sonra Orhun alfabesinin daha eski/ilkel bir formuyla-ki ona da Yenisey Alfabesi deniyor- ve Kırgızca/Kıpçakça olarak 6. yy.da dikilmiş Yenisey Yazıtları var... Ha Yenisey Yazıtları'nda Türk kelimesi geçmiyor orası doğru.) "sarıg" olarak geçen kelime; "-şın" ekinin de ekstra bir örneği aklıma gelmese de "-çın/-çin/-çun/-çün" ekinin değişmiş hali olabilir ki Nişanyan Sözlük'e göre gerçekten de bu bahsettiğim -ç*n ekinin değişmiş haliymiş. Hayır mesela "sarışın" kelimesinin kendisi de ta 14. yy.da yazılmış Kıpçakça metinlerde geçiyor, geç dönemde ortaya çıkmış veya dil devriminde bulunmuş/diriltilmiş bir kelime de değil ki arkadaş. Ha Fransızcada "kumral" kelimesinin karşılığı olmadığı için de böyle yapılmış olabilir. Gerçi var mı yok mu bilmiyorum, olabilir de.

Delinin teki. Israrla umut etmeye çalışıyor. Gölgesini kovalamakla meşgul. Erdem Ö. Hayali mahlasıyla kitap* yazdı.

*Ejderin Mührü (ALMAYIN! Benim yazdığım kitap değil bu, editörün kafasına göre yaptığı değişiklikler ve hatalarıyla dolu bir saçmalık sadece. Bu kitabın imlası düzenlenmeden önce daha düzgündü lan? Ortadan bölünmüş cümle yoktu en azından. Düzelteceğiz. Halihazırda aldıysanız da düzeltme işini yaptıktan sonra bir şeyler ayarlayacağım.)

𐰲𐰓𐰼𐰭:𐰢𐰜𐰼𐰇 ᠡᠵᠲᠡᠷᠢᠩ ᠮᠥᠬᠷᠥ اژدريڭ مهرى

Kaotik nötral INFP 6w5 sp/sx 694 (6w5-9w8-4w3)* EII-Ne RLUEI EFVL melankolik-flegmatik.

*Üçlü tip teorisinde kanatlar yok biliyorum ama teori devamlı değişip yenileniyor zaten.

☉♓︎   ☽♌︎   Asc♊︎   ☿♈︎♀♒︎♂♈︎♃♓︎♄♈︎♅♒︎♆♒︎♇♐︎⚷♏︎⚸♎︎☊♍︎🜊♏︎

 𐰼𐰓𐰢:𐰇𐰢𐰼 ᠶᠡᠷᠦᠳᠧᠮ ᠥᠮᠧᠷ اردم عمر Erdem Ömer

ㅔㄹ뎀 ㅓ맬 エルデム・ヨマー ᛖᚱᛞᛖᛗ ᛟᛗᚫᚱ

埃德姆歐瑪爾 Ердем Өме́р

17 Ağustos 2022 Çarşamba

"Kaan" ve "Kağan" Konusu

Şimdi, adı Kaan olan birini tanıyorsanız/tanıdıysanız illaki "kağan" yazılışının yanlış olduğunu kendisinden duymuşsunuzdur. İki farklı Kaan'dan duydum, o yüzden bu kadar netim. Bu konu uzun süredir kafamı kurcalıyordu ama eski Türkçedeki uzun ünlüler hakkında bilgi edinince meseleyi çözdüm. Bu arada bu uzun ünlüler gösterilmese de Türkçede hâlâ yaşıyor. Örneğin "aç-mak" kelimesi ile tokun zıttı olan "aç" kelimesinin telaffuzu farklı. Açta uzun A var; bu nedenle "aç-mak" kelimesindeki açın Latin harfleriyle tam gösterimi "aç" iken tokun zıttı olanın "āç" biçiminde. Aynı şekilde açmanın açının Göktürkçe yazımı "𐰲" iken aç acınadaki açın Göktürkçe yazımı "𐰀𐰲" biçiminde. Konuya dönersek, işte mesele de buradan çıkıyor. Göktürkçe şu kelime sorunu başlatan şey: "𐰴𐰀𐰣" Bu kelime "kān" diye okunuyor ve günümüz alfabesine "kaan" biçiminde geçirilebilir. Bu kelime günümüzdeki "han" unvanının eski hali ve Karı Çor Tigin yazıtındaki Göktürkçe yazımı. Orhun Yazıtlarında ya "kan" kelimesinde ("kan benim damar benim"deki kan) olduğu gibi "𐰴𐰣" diye ya da -ve tamamen denilebilecek kadar çoğunlukla- şu şekilde yazılmış: "𐰴𐰍𐰣" Hah, meseleyi karıştıran ikinci kelime de bu işte. Bu kelime ise günümüzdeki "kağan" ve "hakan" unvanlarının ilk/eski hali ve harf harf çevirisi "kagan" olup büyük ihtimalle "kaģan", daha düşük bir ihtimalle doğrudan "kagan" veya en düşük ihtimalle günümüzdekine benzer ama Ğ'yi yutmayan, aksine vurgulu bir Ğ ile "kağan" biçiminde telaffuz ediliyordu. İşte bütün mesele buradan çıkıyor. Eğer Göktürk alfabesiyle açıklamalar sizin için yeterli değilse veya "Dedemizin mezar taşını okuyamıyoruz..." diye gezen tiplerdenseniz (Hayır işin ilginci kimse okuyamıyor. Bir tek Çinlilerin, Hintlerin ve Yunanların alfabeleri aynı kaldı ama bin yıl önceki Çin alfabesiyle şimdiki Çin alfabesi de bir değil. Avrupa dediğin hepten beter, toptan rünik alfabeden Latin alfabesine geçtiler mesela. Hayır bir de bu tiplere Osmanlı alfabesi ile Arap alfabesi arasındaki farkları sorsak cevap veremez, hatta "Fark mı var ki lan?" der. Osmanlıcada hareke kullanıldığını sanan adam var lan! Bu arada yeri gelince kullanılıyordu ama öyle yerleşik bir kullanımı, imlaya direkt sabitliği yok hareke mevzusunun. Zaten olmadığı için divan şiirlerinin falan çevirilerinde "ve" kelimesini "ü" diye çeviriyorlar çünkü Osmanlılar "ve" kelimesini yazarken zahmet edip de o tek Vav'ın tepesine bir üstün çizmiyordu.) Osmanlıca olarak hem "kaan" hem de "kağan" şöyle yazılıyor: "قاآن" ki bunun tam Latinizasyonu da şu üç şekilde yapılabilir: Kaan, kaân, kaān. Bak şu parantez içinde belirttiğim tiplere kalsak ikinci Elif'in üstündeki medden ("Az önce hareke yok dedin?" Bu standart bir harf sayılıyor, harekeli değil. O da med değil zaten, sadece şekli aynı. Yerleşik kullanımı olan sadece hemze var.) hareketle bu kelimeyi "kaelifin" falan diye okurlar. Yeri gelmişken mevcut alfabemiz (de) Türkiye Türkçesi için yetersiz. Osmanlı alfabesinden daha yeterli ve gereksiz harflerden arındırıldığı için daha sağlam olsa da günümüz Türkiye Türkçesine tam uyan alfabe şöyle bir şey:

A  Ā B C Ç D E É (Ë*) F G Ğ H I İ Î J K L M N Ŋ O (Ō*) Ö P R S Ş T U Ü Û V Y Z

*1: Bu harfe tam olarak gerek yok aslında. Farsçadan Türkçeye geçen uzun E'ler (Türkçedeki tek örneği de günümüz Türkiye Türkçesinde kullanılmayan ve Göktürkçede "hatırlamak" anlamına gelen, bir ihtimal "esin" kelimesiyle ilintili olabilecek "ēsni" kelimesi.) topluca kapalı E'ye (é), harf devrimi sırasında da topluca İ'ye dönüşmüş (Harf devrimi sırasında böyle İ'ye dönüşen farklı ve direkt Türkçe kökenli kapalı E'ler de var, mesela "diye" kelimesi. "Yemek" kelimesinin "yiyip"e dönüşüp "demek" kelimesinin "deyip"e dönüşmesi de aynı: İki kelime de -dolayısıyla ek almış halleri de- é içerdiğinden biri İ'de biri E'de sabitlenmiş. Anıtkabir'de "erişmek" kelimesinin "irişmek" diye yazıldığı bir metin var örneğin, harf devriminin başında büyün kapalı E'ler İ, bütün nazal N'ler de Ng diye gösterildiğinden bir kısmı oralarda sabitlenmiş.); ama sırf bu gösterim için gereksiz yere dili karıştırmaya da gerek yok. "Bu harf olsa nerede kullanılır?" sorusunun en temel örneği ise bağlaç olan "ki". Kimse de yazımını karıştırmazdı böylece.

*2: Bu harfin Türkçedeki tek varlığı "yok" kelimesi, kendisi Orhun alfabesiyle "𐰖𐰆𐰸" diye yazıldığı için "yōk/yook" diye okunuyor. "𐰖𐰸" diye yazılsaydı "yok" diye okunacaktı bu arada. Dolayısıyla tek bir kelimede bulunan bir harfe pek de gerek yok.

Bu arada bu aslında durum raporu olacaktı ama aklıma başka hiçbir şey gelmediğinden normal yazı olarak yayınlıyorum. Şu alttaki imza mı "bio" (Bu da neyse zaten...) mu ne halt olduğunu benim de bilmediğim şeyde Orhun alfabesiyle "Ömer" yazımını tekrar eski haline getirdim bu arada, böylesi daha doğru.

Delinin teki. Israrla umut etmeye çalışıyor. Gölgesini kovalamakla meşgul. Erdem Ö. Hayali mahlasıyla kitap* yazdı.

*Ejderin Mührü (ALMAYIN! Benim yazdığım kitap değil bu, editörün kafasına göre yaptığı değişiklikler ve hatalarıyla dolu bir saçmalık sadece. Bu kitabın imlası düzenlenmeden önce daha düzgündü lan? Ortadan bölünmüş cümle yoktu en azından. Düzelteceğiz. Halihazırda aldıysanız da düzeltme işini yaptıktan sonra bir şeyler ayarlayacağım.)

𐰲𐰓𐰼𐰭:𐰢𐰜𐰼𐰇 ᠡᠵᠲᠡᠷᠢᠩ ᠮᠥᠬᠷᠥ اژدريڭ مهرى

Kaotik nötral INFP 6w5 sp/sx 694 (6w5-9w8-4w3)* EII-Ne RLUEI EFVL melankolik-flegmatik.

*Üçlü tip teorisinde kanatlar yok biliyorum ama teori devamlı değişip yenileniyor zaten.

☉♓︎   ☽♌︎   Asc♊︎   ☿♈︎♀♒︎♂♈︎♃♓︎♄♈︎♅♒︎♆♒︎♇♐︎⚷♏︎⚸♎︎☊♍︎🜊♏︎

 𐰼𐰓𐰢:𐰇𐰢𐰼 ᠶᠡᠷᠦᠳᠧᠮ ᠥᠮᠧᠷ اردم عمر Erdem Ömer

ㅔㄹ뎀 ㅓ맬 エルデム・ヨマー ᛖᚱᛞᛖᛗ ᛟᛗᚫᚱ

埃德姆歐瑪爾 Ердем Өме́р

7 Ağustos 2022 Pazar

Durum Raporu: Gazetecilerin Cehaleti, Orhun Alfabesi ve Hatalar (Başlığa Bak, Sanırsın Makale Yazdı... Halbuki İlgisi Yok.), Animeci Mallığı

Bizim gazetecilerin, habercilerin vs. cehaleti beni benden alıyor artık. Yeter lan. Milliyet'te "Vikingler ile Türkler Arasındaki İlginç Benzerlik! Bilinenleri Altüst Etti" diye bir haber var. Ulan haberin başlığı falso her şeyden önce. İsveç'in en büyük tarihçilerinden Sven Lagerbring'in, Odin'in aslen bir Türk beyi olduğuna dair bir teorisi var ulan! Hadi bu konuyu geçtik -ki Odin'i bilemesem de İskandinavların dünyada genel olarak kabul edildiği gibi Cermen köklü olduğunu düşünüyorum- ama savaşçı göçebeler en fazla ne kadar farklı olabilir ki aq? Vikingler bal gibi de göçebedir bu arada, sırf ahşaptan falan ev yapmaları onları göçebelikten çıkarmıyor. Ne diyor haberi yazan mal, "Vikingler iri yarı erkek savaşçılar olarak tasvir edilse de kadın Viking savaşçıları..." Bu cehalete daha fazla dayanamayıp kapattım. Eeee amk? Bunda bilinenleri alt üst eden ne? Ulan Vikingleri Vikings dizisinden öğrenseniz bile daha çok şey bilirdiniz! Savaşçı göçebelerde cinsiyet ayrımları zaten öyle net değildir. "Savaşçı göçebe" dediğin şey cinsiyet fark etmeden küçük yaştan beri doğayla mücadele eden, avlanmayı ve savaşmayı öğrenmiş biridir. Ulan Vikinglerin kadın savaşçıları olmasından daha doğal ne olabilir amk? Lan Osmanlı'nın erken dönemlerinde bile kadınlardan oluşan bir askerî birlik vardı! Savaşçı, göçebe ve Pagan olan Vikinglerde olmaması sence zaten mümkün mü aq? Niye şu beyninizi azıcık olsun kullanmıyorsunuz? Savaşçı göçebelerde herkes adı üstünde savaşçıdır, bu konu cinsiyete atanmaz. Türklerde de böyle Moğollarda da Soğdlarda da (bak özellikle Farisi bir halktan bahsettim) Berberilerde de (bunlar da Hami halkı) Kızılderililerde de falan da filan da. Lan Asya'da yerleşik hayatın tam temsilcisi konumundaki Çin'in bile kadın savaşçıları vardı amk, siz ne anlatıyo'nuz?

Şu aşağıdaki adına ne halt diyeceğimden emin olmadığım şeyde bir hata yapmışım. Göktürk (Orhun) alfabesiyle yazılan kısımda yıllardır "Ömür" yazıyormuş lan. "Ömer" olması için Er tamgasından önce bir Æ tamgası eklemek gerekiyor; aksi takdirde Göktürkçe okunuş kuralları açısından o kelime "ömür" oluyor. Ha "ümür" ya da "ömör" diye de okunabilir ama en azından günümüz Türkiye Türkçesinde öyle kelimeler yok. Gerçi -yine- duruma bağlı olarak aslında Ömer diye de okunabilir ve düzeltilmiş hali Ö - Em -Æ - Er diye yazımı kelimenin Ömēr/Ümēr diye okunmasına (da) sebep olabilir ama karışıklığın önüne geçmek için yazım kurallarını azıcık esneteceğiz. Hazır yeri gelmişken, Türkiye'deki çoğu kişi Orhun alfabesiyle (Bunun daha Yenisey'i var, şeyi var... Göktürk alfabesi de Orhun'dan ibaret değil. Aynı Arap harfli Türkçenin de Osmanlıcadan ibaret olmadığı gibi.) bir tek "Türk" yazmayı biliyor ama onu da yanlış biliyor. Çoğu kişi "Türek" yazıyor. Türk kelimesi Ök tamgası ile yazılır, Ek tamgasıyla değil. Hele bunların bir kısmı Orhun ile başlayıp Ek tamgasının Orhun değil Yenisey versiyonu ile kelimeyi bitiriyorlar ki hiç sorma. Eski Uygur/Moğol alfabesini sökmeye başladım ama hâlâ okuyamıyor ya da yazamıyorum, sadece hangi harfin nerede kullanılacağını ayırt edebiliyorum. Bununla ilgili tablo yaptım da önceden Latin alfabesini Moğol Kiril'ine, onu da Eski Moğol alfabesine çeviren kaynağımın her I'yı kelime sonuna atmasından kurtuldum. Oh be. Aslında azıcık üstüne eğilsem az buçuk öğrenirim de üşeniyorum. Ha alttaki şeye kitapların (Evet, -lar. Şimdilik bir tane olması çoğul ekine sahip olması gerektiği gerçeğini değiştirmiyor.) Orhun, Çağatayca ve Osmanlıca hallerini de ekledim. 

Türk anime (ve özellikle Türkanime) izleyicisinin gerzekliği artık beni sinirlendiriyor. Yok, eskiden de sinirlendiriyordu ama bu gidişle animeci "hater"ı bir anime izleyicisi olacağım. Neden mi? Çünkü amk malları ne izlediklerinin farkında değil. Yofukashi no Uta'nın altında "Hikâye, hikâye, bir şeyler olsun, ilerlemiyor..." diye ağlananlardan bahsediyorum. Ya amk hikâye ilerlemesi, devamlılık falan senin için bu kadar önemliyse niye ısrarla SoL izliyorsun? Bu geri zekalılar SoL izlemeyi bırakmaz ama SoL'dan şonen özellikleri bekler. Ulan o kadar ilerleme izleme isteğiyle dolup taşıyorsan git şonen izle. Evet, "shounen" değil şonen. Hatta şoğnen. SoL izleyen kişi profili hayatın ne kadar sikik bir şey olduğunu bildiği için gerçeklerden kaçıp rahatlamak için izler; ama bu amk malları tek atan, uçan, kaçan şonen karakterlerine alıştıkları için SoL'dan tatmin olmazlar. Lan o zaman izleme! Başına silah mı dayıyorlar amk? Git şoğnen izle, biz SoL hayranlarını da hiçbir şey olmayan, sakin, asla ilerlemeyen güzelim animeleriyle baş başa bırak. Bu salaklığı artık kaldıramıyorum. Hayır zevk farkı falan da değil ki bu, bildiğin salaklık. SoL böyle bir tür, ilk SoL animeden bu yana böyle bu. Hatta bu amkları tatmin etmek için yeni SoL'lara arada ataklar falan koyup Türk dizisine çeviriyorlar. Sevmiyorsan SoL izleme arkadaşım, SoL'un nasıl bir tür olduğunu anlayamamak için ya geri zekalı olmanız ya da anime türleri hakkında hiç bakmamış olmanız gerekiyor. Eh ikinciyse bu da bilinçli cahillik. Hadi zorunlu cahillik ("Babam okutmadı" vs. Gerçi bu çağda bu da mazeret değil ya konu o değil.) neyse de bilinçli cahillik asla hoş göremeyeceğim bir şey.

Delinin teki. Israrla umut etmeye çalışıyor. Gölgesini kovalamakla meşgul. Erdem Ö. Hayali mahlasıyla kitap* yazdı.

*Ejderin Mührü (ALMAYIN! Benim yazdığım kitap değil bu, editörün kafasına göre yaptığı değişiklikler ve hatalarıyla dolu bir saçmalık sadece. Bu kitabın imlası düzenlenmeden önce daha düzgündü lan? Ortadan bölünmüş cümle yoktu en azından. Düzelteceğiz. Halihazırda aldıysanız da düzeltme işini yaptıktan sonra bir şeyler ayarlayacağım.)

𐰲𐰓𐰼𐰭:𐰢𐰜𐰼𐰇 ᠡᠵᠲᠡᠷᠢᠩ ᠮᠥᠬᠷᠥ اژدريڭ مهرى

Kaotik nötral INFP 6w5 sp/sx 694 (6w5-9w8-4w3)* EII-Ne RLUEI EFVL melankolik-flegmatik.

*Üçlü tip teorisinde kanatlar yok biliyorum ama teori devamlı değişip yenileniyor zaten.

☉♓︎   ☽♌︎   Asc♊︎   ☿♈︎♀♒︎♂♈︎♃♓︎♄♈︎♅♒︎♆♒︎♇♐︎⚷♏︎⚸♎︎☊♍︎🜊♏︎

☣ ☪ ۞ 🏹 𐰾𐰠𐰾 🐏 🍎

 𐰼𐰓𐰢:𐰇𐰢𐰀𐰼 ᠶᠡᠷᠦᠳᠧᠮ ᠥᠮᠧᠷ اردم عمر Erdem Ömer

ㅔㄹ뎀 ㅓ맬 エルデム・ヨマー ᛖᚱᛞᛖᛗ ᛟᛗᚫᚱ

埃德姆歐瑪爾 Ердем Өме́р