Öne Çıkan Yayın

Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)

İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~

31 Mart 2015 Salı

Yazacak konu kalmadı ya la

Ulan her şeyden bahsettim; yemek tariflerini de ayrı bloga taşıyınca kaç gündür saçmalama ile geçiştiriyorum. Kusura bakmıyorsunuz, değil mi? Bak burada biz bizeyiz... (Allah'ım, saçmalama bile bulamıyorum)

Acaba ayrı blogda da anime tanıtımı mı yapsam? Sadece tanıtım ama; saçmalama yok. (Ya ne gülüyorsunuz ya)

O değil de bir kaç gün idare etsin diye önceden saçmalama yazmaya başladım. Neyse... Hayırlısı...

30 Mart 2015 Pazartesi

Öğrenme Planım Dahilinde

O nasıl başlık lan, ben bile neden bahsettiğimi anlamadım. Neyse...

Dil öğrenmeyi severim ama bazı kriterlerim var. Her şeyden önce; İngilizce'nin saçmalıklarını içermeyecek...

Peki, şu an hangi dilleri biliyorum?

Türkçe, Göktürkçe, Osmanlıca, Japonca... Bir de okul dayatmasıyla İngilizce ve Almanca...

Yahu hangi dili öğrenmelisin testi çözdüm kaç tane; hiç biri İngilizce demedi...

Peki, ne cevaplar aldım? Çince, Arapça, Rusça, Japonca ve Hintçe...

Bildiğim alfabeler;

Eser miktarda kiril alfabesi, Latin alfabesi, Hiragana ve Katakana (Japon alfabeleri), Hangıl (Kore alfabesi), Osmanlı elifbası, Arab elifbası, Fars elifbası, Roomaji (Japon-Latin alfabesi), Göktürk yazıtları tamgaları...

Ayrıca alfabe üretmeyi de severim. Bir çok kendi yaptığım alfabem var... Genelde Latin alfabesini baz alıyorum ama elifba, hangıl vs. baz alarak yaptığım veya hiç bir şey baz almadan direk kafadan salladığım (bazı kriterler var tabi) alfabelerim var... Oh...

Evet; şu Japonca'daki eksiklerimi tamamladıktan sonra Çince veya Korece öğrenmeye başlayacağım (Çin alfabesini yazmak çok zevkli olsa da pek hoşlanmıyorum; bununla birlikte Hangeul ve ses değerlerini bildiğimden Korece daha kolay gibi) Ha; Çince'nin aslında tek bir dil değil, 200'e yakın birbirine benzeyen dilin ortak adı olduğunu biliyor muydunuz? İngilizce ve Almanca gibi ama çok daha fazla benziyor; öte yandan şivelerden daha az benziyor. Çince denince akla gelen dil ise Mandarin denen en büyük Çince çeşidi. Neyse; bunları öğrendikten sonra Hintçe ya da şimdi adını unuttuğum Müslüman Hintlilerin konuştuğu dili öğreneceğim. Ne kadar dil, o kadar iyi... Gerçi alfabe öğrenmeyi daha çok seviyorum; alfabe demişken, şu kiril alfabesinin geri kalanını öğrenseydim. Ha; ayrıca bir miktar da Yunan alfabesi biliyorum... Fenike alfabesi ve İbrani harflerini de öğreneyim dedim ama onlar çok zorladı; vazgeçtim.

Amma çok konuşmuşum lan... Neyse...

Üsküdar'a gider iken aldı da bir yağmur... Aman neyse, devam edemeyecğim asdadasasdssasssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssss (Evet, yılanım...)

Yılan demişken; geçen Türk mitolojisine merak duyduğumu söylemiştim. Nedenlerinden biri de yılan figürünün çok yoğun kullanılması; özellikle yılanlara saygı duyduracak hikayeler var...

Yılanları sever ve de saygı duyarım; insanlar gibi bir düşmanları olmasına rağmen hala hayattalar...

Ayrıca o soğuk halleri, kuluçkaya yatıp sonra çekip gitmeleri, gereksiz yere cana kıymamaları... Sürünmeleri, tıslamaları, gözleri, dişleri, pul pul derileri... Öte yandan; yılan tadına bakmayı da çok istiyorum; bazı halk hikayelerinde yılan eti yiyenin doğanın dilini anlayabileceği söylenir. Gerçi, ben zaten anlayabiliyorum. Sadece bulutlara ve içgüdülerime dayanarak anlık hava durumu analizi ve yakın zamanlı hava durumu tahmini yapabiliyorum. Dahası, -büyük konuşmayayım ama- şimdiye kadar hiç yanılmadım. E, eskiden meteoroloji mi vardı? Sadece toprak, hava, su ve ateşe bakarak hava durumu analizi ve tahmini yapabilirsiniz. Doğanın dili hepimize yeter! Onu öğrenin! Unutmayın; doğa, dilini saklamaz; onu öğrenmek için tek yapmanız gereken öğrenmek istemeniz ve mantığınızla değil, içgüdülerinizle hareket etmeniz...

Sadece kuşburnu ağaçlarının meyvelerine bakarak kışın nasıl geçeceğini anlayabilirsiniz. İtiraf edeyim, bunu, yakın bir zamana kadar ben de bilmiyordum.

Şimdi; size kertenkele dilinde hoşça kal diyorum: "Tssssssss fss..."

Ha; doğanın dilinin elbette şiveleri var... Her hayvan, her bitki, her element, her unsur kendi şivesini konuşur... Ben hayvan ve unsur şivelerini biliyorum. Unsur dediğim de ateş, hava, su, toprak... (Hatta Cem Yılmaz'lık yapıp tahtayı da dahil edebiliriz; bunun yanında metal, kristal vs.) Elbette tüm hayvanların şivelerini bilemeyebilirim; ve bilmediğim çok kelime de olabilir... Ama doğa, açıktır; kastırmaz... Onun dili, hepimize yeter!
(İsteyene gerçek zamanlı özel ders verilir; Thug Life asadassasas)

29 Mart 2015 Pazar

Elin Oğlu Hakkında

Evet, ATV'de yayınlanan programdan bahsediyorum. Leyla ile Mecnun'un bitişinden sonra boşlukta kalan bünyem, uzun zamandır bir Türk yapımına bu denli gülmemişti. Türk komedilerini boş bir gözle takip ediyordum. Ama bu programda uzun zaman sonra bu kadar güldüm. Tabii onun Türk versiyonu olduğundan buram buram Abnormal Summit kokusu alınıyor. Zaten yapımcılar da kabul ediyor Abnormal Summit'in Türk versiyonu olduğunu... Özellikle Çabi'nin şu versiyonlarına alışkın bünyem:
Suskun haline pek anlam veremedi.

Neyse...

Abnormal summit demişken; Enes'in olayı ne acaba? Aman, neyse...

Ha; nihayet Pasta ilk bölümü seyredip bitirebildim...

Ore no bilmem ne gakuen wa love comedy de bitti... (Ben bitirdim yani, zaten güncel bir anime değil)...

Bakalım; net uyuzluk yapmazsa Kiseijuu'ya başlayacağım. (Sahi, bir türlü Shingeki no Kyoujin'e başlayamadım. Ama N.I.T sağ olsun öyle çok spoiler yedim ki... Gerçi çoğu animede spo yiye yiye güncel olup sonra mangasını okuyorum... Spoiler demişken; Mirai nikki klasik spoiler best of one'ı da vereyim: Yuno ölüyor. Aslında tam öyle değil de, neyse... Oha, parantez varmış...)

28 Mart 2015 Cumartesi

Dere geliyor dere Otaku versiyon

Yazacak bir şey bulamamamdan mütevellit; bir de Çabi'den esinlenip Dere geliyor dere şeklindeki pek sevdiğim türkümüzü otaku versiyon yaptım (Daha doğrusu yapacağım)... Ben şu an çok eğleniyorum; bakalım siz de okurken eğlenecek misiniz? Cover diyebiliriz aslında... Cover demişken; Çabi'nin şu hastası olduğum cover'ı:
Bu da türkünün orijinali:
Ve gelgelelim otaku versiyona...

Dere geliyor dere
Yandere kuudere
Deredere aman oy

Amanın aman aman
Yuno geliyor kaç ulan
Vay vay vay

Dere geliyor tsundere
Beni döve döve
Oy...

Dandere gelmiş kuudere gider
Dünya'nın çivisi...

Ben daha fazla devam edemeyeceğim; güzelim türküyü ne hale getirdim... Ahaha... Neyse... Ahahaha... Sinirimden gülüyorum...

Gülmek demişken; dün dango yapayım dedim, oysaki o kadar Hanami Dango tarifi de bulmuştum. Hani şu sosa bandığın yerine renkli renkli olan. Çok kolaymış aslında... Hem Hanami hem de Mitarashi dango yapacaktım ama pirinç unu az geldi. (Çok az geldi; hamur olacak şey yoğurt oldu... Hatta yoğurt bile değil, ayran...) Ayran demişken; yine Çabi:
"En sevdiğin içki" sorusuna (Sonlarda) dikkat... Sansür mü yedin oğlum asdadsadassasas... Geçen gün nostalji yapıp tüm masaüstünü tıktığım dosyaya öyle bir ad verdim (Şimdi bakmaya üşeniyorum). Ha...

Ve evet, hala o RPG oyununu oynayamadım...

Bir gün Fuzulî şiir yazıyormuş; annesi de demiş ki: "Oğlum fuzuli şeylerle uğraşma" (Sizi hayattan soğutmaya kararlıyım; ben çektim siz de çekeceksiniz ulen!)

E... Ne diyordum?

Neyse...

Oh, zaten saçmalayasım vardı; rahatladım. Hadi ben kaçar (Nereye mi? Anime izleyeceğim aq, nereye olacak? Siz de amma gereksizmişsiniz yav)

Yazacak bir şey gelmiyor aklıma

Zaten internet kafayı yedi; kaç haftadır Danshi Koukousei no Nichijou, Kuroko no Basket, Durarara!!, Gintama, OP, Bleach izleyemiyorum. Allah'tan SAO, Ansatsu kyoushitsu gibi serileri açıyor. Sıkıntıdan Ore no Nounai Sentakushi ga, Gakuen Love Comedy wo Zenryoku de Jama Shiteiru'yu tekrar izliyorum; sonra Another, WataMote filan izleyeceğim. WataMote demişken; openingi bangır bangır hep atladım ama hiç huyum olmadığı halde endingini çok seviyorum (Normalde endingi görünce direk ya animeyi kapatır ya da sonraki bölüme geçerim).

WataMote Ending:
Neyse... Hadi ben kaçtım, Tokyo Ghoul 2'yi bitireceğim daha...

(Önceden saçmalama yazısı yazmak)

YAZACAK ŞEY BULDUM

Beni artık tanıdığınızı sanıyorsunuz, değil mi? Cık cık cık... (Bunu da neden tı tı tı olarak yazmayız anlayamıyorum)

Biraz kendimi tanıtayım...


Öncelikle; sabahı pek sevmem. Sabah, uyku vaktidir. Gece ise asıl yaşam başlar. İnsan, zifiri karanlıkta öz ışığını bulur... Hele bir de hafiften yağmur yağar... Yağmur demişken; şu şarkıyı da pek severim:
Korku filmlerini severim; bunda psikopatlık ve eser miktarda mazoşistliğimin de payı var sanırım (Ne tür bir insan parmağını kesmeyi anlatmaktan zevk alır ki? Yok, bu sadistlik oluyor galiba) Neyse...

Doğaya sonsuz bir saygım vardır...

İnsanların "tuhaf" dediği davranışlarım ise benim kişiliğimdir. Onlar olmadan; kendi düşünceleri, kendi tarzı olmayan "kopyacı" ve "taklitçi"lere dönüşürüm.

Ha; mitolojiye de ek bir merakım var... Özellikle Türk mitolojisi... Yılan hizmetkarlar, sucul ejderler, şeytan karılar çok ilginç geliyor.

Aman, ben de ne anlatıyorsam...

Sanki kendimi tanıyormuşum gibi...

Kendi kendimle üç saat tartıştığım oldu...

Aman, neye...

Ve şu saatte; işte bunu yazıyorum...

27 Mart 2015 Cuma

Su Omurgasızlarının Yenilebilirliği

Tuzlu suda ne renk, tüylü, dikenli vs. dinlenmez; her omurgasız yenilir. Zaten yengeç, karides, ıstakoz, midye... Yok yok vazgeçtim, farklı durumu olanlar var.

Yengeç:
Tüm tuzlu su yengeçleri yenir. Tatlı su yengeçleri yenir mi yenmez mi bilmiyorum. (Keşiş yengeçleri -hermitler- yenmez. Aha bunlar:

)
Karides:
Pembe renkli tüm tuzlu su karidesleri yenir. Tatlı su karideslerinin hiç biri yenmez.
Istakoz ve kerevit:
Istakozların hepsi yenir. Kerevitlerden ise Doğu Avrupa kereviti yenir. Aha bu:

Midye: Tüm tuzlu su midyeleri yenir. (Midyeye benzemeyen giant reef mussel, ateş midyesi gibi midyeler yenmez). Aşağıda şu iki yenmeyen "midye" türü:

Tatlısu midyelerinin çok azı yenir; ayrıca istiridye gibi midye türleri de yenir.
Medüz, anemon ve mercanlar: Hiç biri yenmez.
Derisi dikenliler: Vallaha Çinliler denizhıyarı ve denizyıldızı yiyor ama özel pişirme yöntemi var sanırım. Emin değilim.
Kafadan bacaklılar: Tek ve soluk renk ahtapotlar; parlak renkli olmayan kalamarlar ve mürekkep balıkları yenir. Çok renkli ahtapotlar, parlak renkli kalamarlar ise yenmez. Mesela şu yenmeyen kalamar ve ahtapot:


Evet, su omurgasızlarının yenilebilirliği de böyle...

26 Mart 2015 Perşembe

Bazı Diller Hakkında İlginç Bilgiler

Alfabelere ve Ural-Altay dillerine karşı özel bir merakım var. Bir kaç yıl süren araştırmalarım sonucu elde ettiğim verileri paylaşmak isterim.

W-V Farkı

Çoğumuz, W'nun ecnebi V'si olduğunu sanarız. Oysa ki W bambaşka bir harftir; Ğ-V arası bir sesi işaret eder. V derken dudaklar dişlere değdirilir, W derken ise ağız açıktır. Günümüzde; İstanbul Türkçesi, İngilizce, Korece, Arapça gibi çoğu dilde V'ye dönüşmüşken; Japonca, Türkmence gibi bazı dillerde hala yaşamaktadır.

Ñ Harfi

Bu harf; bir çok dilde vardır. Ancak günümüzde Türkçe, Korece gibi çoğu dilde N, G ya da NG'ye dönüşmüştür. İspanyolca ve Uniform Türkçe gibi bazı dillerde ise hala yaşamaktadır. (Tanrı ve deniz kelimelerinin orijinalinde Ñ harfi kullanılır. Orijinalleri Teñri ve Teñiz'dir)

B-V Katliamı: Ural-Altay Dilleri

Türkçe de dahil hiç bir Ural-Altay dilinde aslında V sesi yoktur.  Bu ses daha sonra B, P, U, W, Ğ gibi seslerin değişmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Japonca gibi bazı Ural-Altay dillerinde hala V'ler B şeklinde telaffuz edilir. Türkçe ve Korece gibi çoğu Ural-Altay dilinde ise W sesi tamamıyla V'ye dönüşmüştür. (Türkçe'de olmasa da pek çok Ural-Altay dilinin orijinalinde W sesi vardır)

L ve R Farkı mı? Hiç Duymadım!

Yine Ural-Altay dilleriyle ilgili bir mevzu. Ural-Altay dillerinin çoğunda, L ve R'ler zamanla birbirine dönüşmüştür. Göktürkçe'de Kuyruk kelimesi Kulyuk olarak yazılıp telaffuz edilirdi. Günümüzde Japonca'da tüm L'ler R'ye, Korece'de ise neredeyse tüm R'ler L'ye dönmüştür.

Arap Dili ve Edebiyatı: C-Ç ve B-P

Hadi biraz da Hemitik-Semitik dillerinin en büyüklerinden olan Arapça'ya yüklenelim. Arapça'da ARAPÇA yazmak mümkün değildir. Çünkü Ç ve P harfleri yoktur. Allah'tan Pers'ler kendi kullandıkları Fars alfabesine bu sesler için ek harf eklemişler.

Q Harfi?

Çoğu kişi, Q harfinin telaffuzunun ve ses değerinin K ile aynı olduğunu sanır. Oysa ki K ince, Q ise kalın bir harftir. Günümüzde İstanbul Türkçe'sinde alfabeye Q harfini eklemeyenler sağ olsun arada pek bir fark kalmamıştır. Oysa ki Q ve K'nin ses değerleri tamamen farklıdır! K sesi engelsiz çıkarken; Q gırtlaktan gelir. İmbik ve Hakan kelimeleri Q ile yazılırken; Kitap ve Kâtip K ile yazılmalıdır. Q harfi Arapça Qaf'ın, K ise Kef'in karşılığıdır. (Hakan kelimesinde bir ikinci durum daha var, ona da geleceğim)

X'in İşlevleri
X sesi sadece KS sesini göstermez; ayrıca hırıltılı H sesini de gösterir. Arapça Hı kelimesi Xı diye yazılmalıdır.

KH, H ve X

Bunlar ne alaka demeyin. H harfi, aslında Türkçe'de yoktur. Ses olarak vardır elbet ama harf olarak Göktürk alfabesinde yoktur. Bunun yerine KI ya da Q harfi kullanılır. (Hakan yazılırken QQN koduyla yazılır. Göktürkçe'de A-E tamgası yazılması zorunlu değildir. A-E tamgasıyla yazılırken QAQAN şeklinde yazılır.)

Neden bahsediyor bu? diyenlere bazı harfler:

خ: Xı harfi. Hakan Osmanlıca yazılırken ﻦ‎ﻘ‎‎ﺧ‎ diye yazılır.
(Qaf harfini de göstermiş oldum)

Old turkic letter IQ.png: Q, X, XI, IX, IQ, QI harfi.
Old turkic letter Q.png: AQ, Q harfi
Old turkic letter K.png: K, EK harfi

Göktürkçe Hakan yazımı:


25 Mart 2015 Çarşamba

Hinata, Tomoko derken erkek karakterlerden kime benzediğimi söylemediğimi fark ettim

(Yukarıdaki başlık değil, giriş cümlesi.)

Erkek karakterlerden Gintoki'ye benziyorum.

Saçma sapan doğuştan karışık saç Ok
Tatlı sevicilik Ok (Gerçi ben çilekli yerine çikolatalı sütü tercih ediyorum)
Umursamazlık Ok
Deli kuvveti Ok
Yanında gerçek kılıç taşımama Ok
İğrenç espriler Ok
Gönderme yapma? Bu pek yok...
Ha;
Rahat giyim ve elinden gelse her zaman o rahat şeyi giyecek olan ben...
Gintoki kimono:

Bu da Tatlı Fasulyeli (Azuki) Ginpesyal: (Gin-Spesial)(Japonca adı ile Uji-Gintoki-Don)

Yukarıdaki cosplay sınıfına giriyor sanırım; adını hatırlamadığım kadının ramen-ya'sında yiyordu Gin-chan bunu (Kagura mod on yapardım ama o zaman her on lafımdan on birinin küfür olması gerekir)

Neyse...

Bazı haberlerde vereceğim...

SAO'yu (Sword Art Online) bitirdim. Oyununu yükledim ama çalışmadı. Ama bitirme gazıyla acayip RPG oynayasım geldi ve neye benzediğini bile bilmediğim bir RPG'nin açılmasını bekliyorum dünden beri.

Yalnız Heatchillf'i yendiklerinde nasıl devam edecek demiştim, AlfHeim Online çıkardılar başımıza. Bir de çok hızlı geçti ya ilk bölümler ama Asuna'yı kurtarmaya çalışırken oyalayabildikleri kadar... Neyse...

Minecraft'tan süper RPG olur ha...

Ne diyordum? Hah...

Bir de şu var:

Ulan Yandere simülatör diye başlayan oyun Shingeki no Kyoujin'e döndü... Attack on Yandere asdaadsadasadasaas... Bu arada bu şimdilerde random gülüş amma ve lakin biz indirdiğimiz/açtığımız dosyalara isim koymaya üşenir böyle yazardık.

Neyse...

Ja ne!

Bir Kaç Farklı Gruptan Bir Kaç Şey Düşünmesini İsteyeceğim

Aslında "bugüne kadarki tüm işsizliklerim" yazısı yazmak istedim ama içimden gelmedi bir türlü...

Neyse...

Of, çok sıkıldım okuldan. Yoruldum hayattan...

Ha; Artun, çam çayı güzel ama biraz sert... Bu gün (23.03.2015) yaptım...

Neyse...

Hah, ne diyorduk?

Evet, gelgelelim fasulyanın faidelerine... (Hadi translate sıkıyorsa bunu çevir!)

SURVİVALcılar

Ha, şu da var; SURVIVALCI ile SURVIVORCIyı ayırt etmek lazım.... Neyse...

Ey SC'ci! Düşün; hafif hafif rüzgarlar esen bir yaz gününde, otlarla dolu bir dağdasın... Arkanda kendi yaptığın dağ evi, fırında yaban yulafından ekmek pişiyor... Bir yandan çam çayı kaynıyor, bir yandan sincap şiş kızarıyor... Atmışsın oltanı, kurbağa yakalıyorsun... Oh... Lan ne güzel canım çekti ya... Neden bizim de yok yaa!! Bana ne küstüm... Devlet baba bize yabani yulaftan püskevit yapsana...

OTAKUlar

Düşünsene Luffy'nin tayfasındasın, Konoha, Aincard (Doğru mu yazdım bilmiyorum), Seireitei, Tokyo geziyorsun... Ah ah...

SCci OTAKUlar

SAO'da SC yapıyorsun, düşünsene... Off...

O değilde; site isminde "Akvarist" olmasına rağmen neredeyse hiç akvaryum paylaşımı yapmadım.

24 Mart 2015 Salı

Çeşitli alfabeler

Hiragana:
->
A
E
İ
U
O
I
Ö, Ô
Ü, Û
おう
うう
B
ぼう
ぶう
C (J)
じゃ
ぢゃ


じゅ
ぢゅ
じょ
ぢょ




Ç (CH)
ちゃ

ちゅ
ちょ


D




どう

F






G
ごう
ぐう
Ğ (W)




H



ほう

K
こう
くう
M
もう
むう
N
のう
ぬう
P
ぽう
ぷう
R
ろう
るう
S

そう
すう
Ş (SH)
しゃ

しゅ
しょ


T




とう

TS






W





Y
いえ
いい
よう
ゆう
Z

ぞう
ずう
BY

びゃ


びゅ
びょ



GY

ぎゃ


ぎゅ
ぎょ



HY

ひゃ


ひゅ
ひょ



KY

きゃ


きゅ
きょ



MY

みゃ


みゅ
みょ



NY

にゃ


にゅ
にょ



PY

ぴゃ


ぴゅ
ぴょ



RY

りゃ


りゅ
りょ




ÖNEMLİ: Harfi pek kullanılmaz, aslında peltek ve yarı-sesli bir C'yi (DJ) karşılar.
Ayrıca harfi için de aynısı geçerlidir, peltek bir Z sesini (DZ) karşılayıp fazla kullanılmaz.

ve heceleri artık kaldırıldı. yerine , yerine kullanılır.

Katakana:

->
A
E
İ
U
O
I
Ö, Ô
Ü, Û
Î
オー
ウー
イー
A
アー
アエ
アイ
アウ
アオ
アウ
アオー
アウー
アイー
B
ボー
ブー
ビー
C (J)










Ç (CH)
チャ
チェ
チュ
チョ


チー
D

ディ
ドゥ

ドー


E









F
ファ
フェ
フィ
フォ



G

ゴー
グー
ギー
Ğ (W)



ヲー

ヰー
H



ホー

ヒー
İ









K
コー
クー
キー
M
モー
ムー
ミー
N
ノー
ヌー
ニー
P
ポー
プー
ピー
R
ロー
ルー
リー
S

ソー
スー

Ş (SH)
シャ
シェ
シュ
ショ


シー
T

ティ
トゥ

トー


TS
ツァ
ツェ
ツィ
ツォ

ツー

V
ヴァ
ヴェ
ヴィ
ヴォ
ヺー
ヴー
ヸー
W
ウア
ウェ
ウィ
ウォ


ウー

Y
イェ
イイ
ヨー
ユー

Z

ゾー


BY

ビャ


ビュ
ビョ




DY




デュ





FY




フュ





GY

ギャ


ギュ
ギョ




HY

ヒャ


ヒュ
ヒョ




KY

キャ


キュ
キョ




MY

ミャ


ミュ
ミョ




NY

ニャ


ニュ
ニョ




PY

ピャ


ピュ
ピョ




RY

リャ


リュ
リョ




TY




テュ





VY

ヴャ


ヴュ
ヴョ




BW

ブア
ブエ

ブー
ボー




GW

グァ
グエ

グー
ゴー




KW

クァ
クエ

クー
コー




ÖNEMLİ:  Harfi pek kullanılmaz, aslında peltek ve yarı-sesli bir C'yi (DJ) karşılar.
için de aynısı geçerlidir, peltek bir Z sesinin (DZ) karşılar.

ve harfleri ve bunların varyantları ( ve ) kaldırılmıştır.

Hangıl:



A
E
İ
I
O
U
Ô
Ö
H
G
C
S
K
B
Â
P








A
ㅏㅏ
ㅏㅣ












B






C







Ç








D








E

ㅔㅐ
ㅔㅣ










G









H









I
ㅡㅏ
ㅡㅐ













K











L








M








N







Ñ
















P






S







T







V










W











Y