Başlıktaki karmaşanın sebebi şu: Pek de dengeli bir zatı muhterem olmadığımdan mütevellit, ilgi alanlarım ara ara birbirine kayıyor. Hiçbirini tam olarak terk etmiyorum ama biri feci şekilde daha yoğun oluyor. Birden fazlası yoğun olduğundaysa, işte başlıktaki odak noktası sıkıntısı ortaya çıkıyor. Mesela geçen hafta odak noktam kamptı, bu haftaysa okçuluk... Hayır, okçuluk da değil; kılıçlar. Belki bilirsiniz beli bilmezsiniz, kılıçları inanılmaz seviyorum. Her biri koskoca kültür barındırıyor, nasıl olur da sevmem zaten? Neyse, bir kemankeş olarak bir kılıcımın olmayışı beni pek rahatsız ediyor. Bu, uzun süredir böyle... Bu durumda, iki seçenek var: Ya gidip bir yerden al, ya da internetten al. Gidip bir yerden almaya kalktığımda, bildiğin şekilli kesilmiş alüminyumu kılıç diye kakalıyorlar. Tamam, gerçek ve keskin kılıç beklemiyorum zaten ama odun kalınlığında da kılıç olmaz, insaf. Gerçeğe yakın veya doğrudan gerçek modellere bakıldığındaysa, "antika" olarak sınıflandırılmaları nedeniyle olsa gerek inanılmaz bir fiyatla karşılaşıyoruz. Kapalıçarşı'nın Cevahir Bedesteni'nde üç satıcıdan aldığım tepkiler "Hançerler şu fiyattan başlıyor..." (Kılıcın pahalı olacağını bildiğimden hançerleri sordum), "Euro bizim hepsi..." (Lan tamam, gerçekten euro'm yok ama tipimden bunu nasıl çıkardın be adam?) ve... Üçüncüyü unuttum lan. Neyse, gelelim internete. İnternette karşınıza dört tipte kılıç satan site çıkıyor. Birincisi, eski tarz kostüm tarzı şeyler satan sitelerin "kılıç" ek bölümleri. Buralardaki kılıçlar, yukarıda bahsettiğim şekilli kesilmiş alüminyumlarla aynı; belediye mi dağıttı zamanında anlamadım ki... İkincisi, her türden şeyi bulduğunuz e-ticaret siteleri. Yani Gittigidiyor, Hepsiburada, Aliexpress... Buralarda gerçekten çok güzel ve nispeten uygun fiyatlı ürünler bulmak mümkün ama kredi kartıyla ödeme zorunluluğu ve kargo işi sıkıntı oluyor. Üçüncüsü, bıçak yapan/satan sitelerin bu işler patlayınca kah kendi de sevdiğinden kah "Biraz da biz kaymağını yiyelim bu işin..." dediklerinden kılıç ek bölümleri yapıyor. Buralarda sitelere bağlı çok spesifik sorunlar var ve çoğu model pek gerçekçi değil. Kabzanın başını aşağı, kılıcın ucunu yukarı kıvırdım mı Türk kılıcı oldu sanıyor millet, halbuki yok öyle bir şey. Öyle elde edeceğin tek şey hiçbir şeye benzemeyen, fazlaca büyük bir bıçak olur. Ha, gerçekten gerçekçi modeller yapanlar da var ama onların da fiyatları antikayla neredeyse aynı. Gelelim dördüncü ve en gıcık olduğum sitelere... Kılıç ve/veya eski eşyalarda uzmanlaşmış siteler var, çok güzel, para verip domain filan almışlar... Ama be adam, madem domain alabiliyorsun, şu siteye "satın al", "sepet" filan butonları eklesene? Niye ben senle Whatsapp'tan konuşmak zorundayım? Ayrıca modeller güzel olsa da inanılmaz kısıtlı. 5-6 model var hepsinde ve çoğu da birbirinin aynısı. Ya da öyle yapamıyorsan hiç domain falan alma, Facebook, instagram ya da domainsiz Wordpress (bunların hepsi Wordpress nedense) üzerinden yürüt şu işi. Gerçi inanılmaz çeşitli, fiyatları uygun ve gerçekçi modelleri, sıkıntısız ve güvenli kargosu olan bir site biliyorum ama o bende kalsın... Neyse, o siteden almamamın temel sebebiyse kılıç fiyatı ve çeşidi konusundaki cömertliği kınlarda göstermemeleri ve Gökçeada'ya sadece birkaç kargo şirketinin, o da kafalarına eserse gelmesi. Gerçi bu site kurye kullanıyor da olabilir, tam bilmiyorum.
Kılıç şeyi bu kadar... Şimdi, mori kurdu ne alaka?
Morio kurdu, bir süredir doymamasından ve elime saldırmasından mustarip olduğum leopar kelerim Fırat'ı doyurmak ve besin çeşitliliği sağlamak adına aldığım kurtlar. Morio kurdu hakkında şunları biliyordum: Un kurtlarına göre daha büyükler, daha fazla yağ ve besin değeri içeriyorlar, haliyle daha doyurucular. Benim bilmediğim şeyse, morio kurtlarının un kurtlarına göre GERÇEKTEN ÇOK BÜYÜK olduklarıydı. Hayır, 2-3 hatta 5 kat boydan behsetmiyorum; zira öyle sanıyordum ama un kurtlarından rahat 10-15 kat daha büyükler. Cımbız kullandığımdan sorun değil ama ısırıyormuş bunlar bir de, neyse, 3 tane morio verdikten sonra un kurdunun yüzüne bakmadı Fırat efendi, çözdük o olayı.
Kılıç şeyi bu kadar... Şimdi, mori kurdu ne alaka?
Morio kurdu, bir süredir doymamasından ve elime saldırmasından mustarip olduğum leopar kelerim Fırat'ı doyurmak ve besin çeşitliliği sağlamak adına aldığım kurtlar. Morio kurdu hakkında şunları biliyordum: Un kurtlarına göre daha büyükler, daha fazla yağ ve besin değeri içeriyorlar, haliyle daha doyurucular. Benim bilmediğim şeyse, morio kurtlarının un kurtlarına göre GERÇEKTEN ÇOK BÜYÜK olduklarıydı. Hayır, 2-3 hatta 5 kat boydan behsetmiyorum; zira öyle sanıyordum ama un kurtlarından rahat 10-15 kat daha büyükler. Cımbız kullandığımdan sorun değil ama ısırıyormuş bunlar bir de, neyse, 3 tane morio verdikten sonra un kurdunun yüzüne bakmadı Fırat efendi, çözdük o olayı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder