Bu, insan diş yapısı:
Birkaç etçilin diş yapısına bakalım. Kurt:
Sırtlan:
Şimdi, hepçiller. Ayı -Evet, ayı etçil değil hepçildir-:
Şimdi de otçullar. Koyun:
EE, YANİ?
Şöyle ki; vegan ve vejetaryenliğin "insan aslında otçuldur" iddiası, dişlere dayanıyor. Oysa ki insan dişi, otçul olan koyunun dişleriyle hiçbir benzerlik göstermezken etçil olan kurtla neredeyse aynı.
Buradan da, insanın doğal olarak "hepçil" bir tür olduğunu çıkarabiliriz. (Neden hepçil? Çünkü bitkisel ürünleri sindirmeyi sağlayan körbağırsağımız var.)
Yani, özet olarak; insanın ne bitkisel ne de etle beslenmesi doğaya aykırı bir durum olmayıp bünye, düşünce, din, kültür ya da başka sebeplerle bitkisel besinlerden de hayvansal besinlerden de karasal hayvansal besinlerden de kaçınabilir ama bunun "doğal" olduğunu söylemek, bilime de doğaya da ihanet etmektir. İnsan vücudu ve dişlerle başlayan sindirim sistemi, tüketilebilecek her türlü şeyi sindirebilecek haldedir. Örneğin patlıcan, domates ve badem; diğer tüm türler için fazla tüketildiğinde öldürücü zehre sahiptir ama insanlar, sadece bademi aşırı tüketirse zehirlenir. Domates ve patlıcan, insanlara zarar vermez. Patlıcanın içinde nikotin var ama 10 kilo patlıcanda 1 dal sigara kadar nikotin var, hiç kimse de bir oturuşta o kadar patlıcan yiyemez. Aslında şimdi düşündüm de, yiyebilecek insanlar var ama konumuz bu değil.
Evet; insanın bitkisel besinler yemesi de, et yemesi de doğaldır. Hatta bir yapaylık aranıyorsa bitkisel beslenmede aranmalıdır. Neden? Şöyle ki: İnsan vücudu, selülozu sindirebilecek enzimlerden yoksundur ve selüloz, bitkisel besinlerin temel yapıtaşıdır. Burada da devreye körbağırsak giriyor ve içinde doğal olarak yaşayan bakteriler, selülozu parçalıyor. Ama aşırı derecede selülozu, mesela çimen içindeki ya da muz kabuğundaki selülozu parçalayamazlar. Onun dışında "sebze", "meyve", "baharat" ve "aromalı ot" sınıflarındaki besinleri parçalayabilirler.
Ha, mantar da ilginç bir olay. Bazı böcekler ve insanlar dışında, mantarı doğal olarak yiyen tür yok; bu da bayağı enteresan.
Peki, ben bunu neden yazdım? Öyle yazasım geldi, yazdım. Herhangi bir nedeni yok yani.
Birkaç etçilin diş yapısına bakalım. Kurt:
Sırtlan:
Şimdi, hepçiller. Ayı -Evet, ayı etçil değil hepçildir-:
Şimdi de otçullar. Koyun:
EE, YANİ?
Şöyle ki; vegan ve vejetaryenliğin "insan aslında otçuldur" iddiası, dişlere dayanıyor. Oysa ki insan dişi, otçul olan koyunun dişleriyle hiçbir benzerlik göstermezken etçil olan kurtla neredeyse aynı.
Buradan da, insanın doğal olarak "hepçil" bir tür olduğunu çıkarabiliriz. (Neden hepçil? Çünkü bitkisel ürünleri sindirmeyi sağlayan körbağırsağımız var.)
Yani, özet olarak; insanın ne bitkisel ne de etle beslenmesi doğaya aykırı bir durum olmayıp bünye, düşünce, din, kültür ya da başka sebeplerle bitkisel besinlerden de hayvansal besinlerden de karasal hayvansal besinlerden de kaçınabilir ama bunun "doğal" olduğunu söylemek, bilime de doğaya da ihanet etmektir. İnsan vücudu ve dişlerle başlayan sindirim sistemi, tüketilebilecek her türlü şeyi sindirebilecek haldedir. Örneğin patlıcan, domates ve badem; diğer tüm türler için fazla tüketildiğinde öldürücü zehre sahiptir ama insanlar, sadece bademi aşırı tüketirse zehirlenir. Domates ve patlıcan, insanlara zarar vermez. Patlıcanın içinde nikotin var ama 10 kilo patlıcanda 1 dal sigara kadar nikotin var, hiç kimse de bir oturuşta o kadar patlıcan yiyemez. Aslında şimdi düşündüm de, yiyebilecek insanlar var ama konumuz bu değil.
Evet; insanın bitkisel besinler yemesi de, et yemesi de doğaldır. Hatta bir yapaylık aranıyorsa bitkisel beslenmede aranmalıdır. Neden? Şöyle ki: İnsan vücudu, selülozu sindirebilecek enzimlerden yoksundur ve selüloz, bitkisel besinlerin temel yapıtaşıdır. Burada da devreye körbağırsak giriyor ve içinde doğal olarak yaşayan bakteriler, selülozu parçalıyor. Ama aşırı derecede selülozu, mesela çimen içindeki ya da muz kabuğundaki selülozu parçalayamazlar. Onun dışında "sebze", "meyve", "baharat" ve "aromalı ot" sınıflarındaki besinleri parçalayabilirler.
Ha, mantar da ilginç bir olay. Bazı böcekler ve insanlar dışında, mantarı doğal olarak yiyen tür yok; bu da bayağı enteresan.
Peki, ben bunu neden yazdım? Öyle yazasım geldi, yazdım. Herhangi bir nedeni yok yani.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder