Öne Çıkan Yayın

Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)

İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~

2 Aralık 2020 Çarşamba

İşte, Öyle... Bildiğin, Normal Saçmalama İşte (Bana Göre Normal)

Yıllardır "Köpek yavrusu diye sahiplendikleri hayvan ayı çıktı" haberlerine "Mal mısınız ulan?" diye yaklaşırdım, hani çakal, tilki, kurt yavrusunu falan köpek yavrusu sanırsın tamam da ayı yav bu... Ama işte Allah'ın sopası yok, gerçekten ayı yavrusuna benzeyen köpek yavruları varmış hayatta.

Benim mantığıma göre ortalama bir köpek yavrusu şudur:

Bu da ayı yavrusu:

Hiç benziyor mu Allah aşkına? Amaaaaa... Çin aslanı, nam-ı diğer Chow Chow efendilerin yavrularına bakıyoruz:

Yani, evet; daha önce bu tür yavru köpekler gördüyse bir insan karıştırabilir.

Geçen yazıda prolog yazacağıma epilog yazmışım, düzelttim tabii ama iş işten geçti.

Ulan o değil bu yazı iyice günah çıkarma yazısı gibi olacak ama yine söyleyeceğim: Şu yeni sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili açıklamayı (ben yazıyı yayınlayıncaya kadar eski oldu ya, neyse) görünce geçen yazıda (Geçen yazı dediğim bu türden geçen yazılar ha, arada Ejderha ve Mühür ya da bir ihtimal bilgilendirici bir şeyler falan yazabilirim, onlardan bahsetmiyorum) sınavlardaki Türkçe kısımlarıyla ilgili söylediğim her şeyi geri aldım. O sorularda da böyle dandik dandik paragraflar kuruyorlarsa anlaşılmaması normal çünkü. "Bilmem kaç saatleri dışında yasak" diye cümle mi olur mkyim ya, "Şu şu saatlerde", ne bileyim "Şu saatler arasında" falan desenize. Hem (saatleri hatırlamadığımdan 1 ve 2 diyeceğim) "1 ve 2 saatleri dışında yasak" demek teknik olarak 01.00 ve 02.00'da dışarıda olabileceğimiz ama 01.01-01.55 arasında ve 02.01-00.55 arasında olamayacağımız anlamına gelmiyor mu? Dışında ne mkyim, saat aralığı belirtirken "dışında" kelimesi mi kullanılır? Ya "Arasında" ya da "Aralığı dışında" lazım bu cümleye, "Dışında" ne lan? "Herkes manyak olsun da otursun oturduğu yerde ceza yememek için" diye yaptılar herhalde bu açıklamayı.

Her yıl binlerce anime izleyicisinin "ending" sonrası sahnelerden haberleri olmadığı için animeleri yarım yamalak izlemek zorunda kaldığını biliyor muydunuz? Bu gidişe dur de... Yok, devamını bağlayamıyorum; bu yazıda zaten paragraf değil böyle cümleler, bir şeyler olacak herhalde.

Ulan eskiden böyle saçmalamak zevk verirdi bana, şimdi onu bile beceremiyorum. Neden? Bir sürü sebepten. Mesela en son üç ay önce faturaları ödenebilmiş geri zekalı apartman dairesinin tekinde tek bir ilişkim olmamışken, hatta görüştüğüm arkadaşım falan da yokken ölüp gideceğim ve öldükten üç yıl sonra kimsenin adımı, ne yaptığımı, hatta bir zamanlar var olduğumu bile hatırlamayacağı gerçeği gibi.

Benim HP dizüstü var (Ulan sanki şu an ondan yazmıyorum, cümleye bak aq); bunun uzun süredir batarya sorunu vardı. Bilgisayar açılırken "Bak hacı, bataryada sorun var." diyor; iki kez tamire gönderdim ikisinde de "Bataryasında bir şey yok bunun" deyip geri gönderdiler. Bir kez de şarj kablosu değişti, hâlâ "Batarya sorunu" uyarısı veriyor. Buradan teknik servislere, bilgisayar tamircilerine vs. sesleniyorum: Lan .mına ko'duklarım, format atmaktan başka şeyler de öğrenin. Bilgisayar kendi diyor "Batarya sorunlu aga, bir bak" diye siz "Bir şeyi yok" diye geri gönderiyo'nuz. Neyse, yakınlarda iyice kafayı yedi. Durduk yere kapanıyor, bir süre açılmıyor, açıldıktan sonra sanki hiç kapanmamış gibi devam ediyor vesaire vesaire... Eh, sınav dönemleri falan da olduğundan bunun böyle kapanması, açılması sorun benim için. "Bir batarya alayım" dedim, ebesinin şeyi gibi pahalı; bilgisayarı "Bataryasını değiştirin" diye yetkili servise vs. versem kaç haftada geri gönderecekler belli değil. Ben de o yüzden bataryasını çıkarıp komple şarjda kullanmaya başladım, zaten bu batarya sorunları ayyuka çıktığından beri şarj yüzde kaçta belli değil, uyarı verir verir kapanıyor falan meselelerinden hep şarjda kullanmak zorunda kalıyordum. Lan o değil bu sikik HP'lerin hep böyle sorunları vardı zaten, ben bilgisayarcıya "HP almayacağım, geri kalan her marka olur" diye gittim, satıcı HP'yi sattı geçti. Neden? Çünkü babam illa konuşacak satıcıyla, illa bir şey yapacak. Ondan sonra "Zaten babam kafasına göre alacak, neden modellere bakayım ki?" deyince umursamaz oluyoruz, üşengeç oluyoruz! Karşılığını almayacağımı bildiğim bir çabayı neden vereyim? "Öleceğini bile bile yaşadığını unutmuştu o an." Kim demişti bunu, hangi şiirde geçiyordu? Ben şahsen tam da o yüzden bu sikik hayatta çok az şeye çaba harcıyorum. Bu çağda beton tabutlarda geberip gideceğime 12. yüzyılda köle olsaydım da çarmıha gerilip yakılsaydım keşke. En azından bir iki güzel söz eder, ne bileyim rastgele bir şey keşfedersem falan hatırlanma şansım olurdu. Lan o değil öyle bir düzende yaşıyoruz ki neyin ne olduğu belli değil. Monarşi olsa maraba olduğumuzu bilip ona göre yaşarız, şimdi güya özgürüz, kendi kendimizi yönetiyoruz falan. Yarrak kendi kendimizi yönetiyoruz. Bizim millete uygun değil işte demokrasi, daha ne zorluyorsunuz lan? Ya orman kanunları, anarşi ya da monarşi, oligarşi gibi yüksek yetkililerin olduğu bir sistem lazım bize. Birincide kendimizi korumamız gerektiğinin bilincinde olup ona göre yaşarız, millet zaten sokak ortasında adam bıçaklamaya gayet hazır, kendimizi korumaya alırız, pompalı tüfek, uzun kılıç stoku falan yaparız; ikincide de "Zaten marabayız, ben mi kurtaracağım aq memleketi" deme şansımız olur. Konu buraya nasıl geldi lan, bilgisayar bataryasından bahsediyordum ben. Hah, tamam; "ölüm" günlük hayatta öcü gibi yaklaştığımız, ağzımıza almayı istemediğimiz bir kavram. Ama bu hayatın parçası, doğal dengenin iki ucundan biri; onu böylesine kötülemeyip varlığını kabullensek her şey daha kolay olur. İşte o yüzden, ölüm kendi başına korktuğum bir kavram değil ve günlük hayatta "Sonsuza kadar mı yaşayacağım mk sanki" gibisinden, karşılığını alamayacağım çabalara girişmiyorum. Çoğu kişi üşengeçlik veya sıkılganlık olarak yorumluyor bunu, ailem dahil; ama sadece "Olmuyorsa zorlama." durumu bu. Bir şeyi beceremiyorsam neden üstüne o kadar eğileyim? Tabii bu durum biraz da kişinin istediği şeyle ilgili. Müzisyen olmak isteyen biri, şayet bir müzik aletini çalamıyorsa onu çalmak için çaba gösterebilir ve ömrünü bu çabayla yiyip yine de sonuç elde edemeden ölse de o çaba benim nezdimde gereksiz veya anlamsız olmaz. Ama yapbozları öyle çok sevmeyen, buna dair bir şeyler yapmak istemeyen, sırf zaman geçsin diye yapboz yapan biri neden o yapboza böylesine çaba göstersin ki? Gereksiz değil mi bu? Gereksizden öte tamamen anlamsız değil mi?

Aklıma ne geldi, şu "Robotlar işlerimizi elimizden alacak." mevzusu. Bundan daha önce de bahsetmiştim ve hâlâ insan emeğinin gerekli olduğunu düşünüyorum. Yalnız günlük hayatta işlere hep "hayal" yönünden yaklaşıyoruz, bir de çok idealist vs. olmadığı sürece kimsenin yapmak istemediği ama yapılması gereken işler var. Sokakları temizlemek bu işlerden biri örneğin, kimsenin "Dünyada kirli sokak kalmayacak!" gibi idealleri olmadıkça yapmak isteyeceğini düşünmüyorum bunu. Peki, sokakları robotlara temizletmeye başlarsak insanların işsiz kalacağını mı düşünüyorsunuz? Kısa vadede evet, böyle bir sorun oluşabilir zira geçişin kademeli olması gerek, insanlara yeni işler verip öyle robotları koyarsak ortalığı bok götürür; ama bir de şöyle düşünün: Artık kimsenin yapmak istemediği (tabii ki istisnalar olabilir) ama yapılması gereken bir iş halihazırda insanlar olmadan yapılıyor olacak. Bu da insan emeğinin gerekli olduğu alanlara (o robotları programlamak, bakımını yapmak için de insanlar gerekiyor en basit örnek olarak) ya da insanların gerçekten yapmak istediği alanlara yönelimi sağlayacak. Bu "Robotlar işimizi elimizden alacak" gibisinden bir paranoya malzemesi değil ki lan, tam tersine "Artık yapılmak istenmeyen ama yapılması gereken işler yok" gibisinden olumlu bir durum. Ki bak bunu karamsarlığıyla bilinen biri olarak söylüyorum.

Tabii bu şarj durumu bilgisayarda birtakım önemli belgeleri vs. olan benim için biraz sorun, bilgisayar güme giderse onları nasıl toplayacağım? Evet, sonuç olarak bulut depolama kullanıyorum. Düşündüğümden daha kolaymış, şimdilik Sync'in ücretsiz versiyonu yetiyor bana; verdiği depolama alanının yarısını bile kullanmıyorum zaten şu an. İleride daha fazla belgem, melgem bir şeyler olursa ücretliye geçerim. Aslında baştan ücretli alayım demiştim, başım ağrımasın diye ama ücretsiz versiyon hayli hayli yetiyor şu an. Tabii bilgisayardaki dosyaları yedekle-yedeklemesen de olur şeklinde tasniflememi gerektiriyor ama çok şükür o tasniflemeyi ben çoktan birçok kez yaptığımdan sıkıntı olmadı pek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder