Öne Çıkan Yayın

Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)

İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~

10 Aralık 2020 Perşembe

Ejderha ve Mühür ~ 24,2. Bölüm: Restoran (2)

Diğer Bölümler İçin

Kyouka: "Bir şey hakkında yorum yapmadın yalnız, görür görmez yorum yapmanı beklemiştim ama fark etmemiş gibi davranıyorsun. Seni tanıdığım için fark etmeme ihtimalin olmadığını biliyorum."

"Artık miko üniformanla uzun çorap giymenden mi bahsediyorsun? Ne söylersem söyleyeyim yeterince övemeyeceğim için görmezden geldim. Sadece bundan değil genel olarak senden bahsediyorum övmek derken."

Diz kapağının hemen üstünde biten çoraplar giyiyor artık ve İnanç Bürosu'nun kuralları nedeniyle şu anda da tapınak hizmetçisi üniformasını giyiyor. Eteği ve çorabı arasında çok az boşluk var ama o kadar az olması çekiciliğini artırmış bence. Bu arada Kyouka'yı hayal ederseniz sizi öldürürüm, onu tasvir edebilecek tek kişi benim.

Kyouka: "Sırf bunu söyleyebilmek için hiçbir şey demedin d'i' mi! İnanamıyorum ya."

"Belki. Ve bana o şekilde göstermelik yumruklarla vurmaya devam edersen tatlılığına dayanamayıp seni öpeceğim ya da kalpten gideceğim, o yüzden bence dur."

Kyouka: "Sinir bozucusun."

"Evlenmeden önce biliyordun."

Kyouka: "Evet, seni böyle tanımlardım: Mükemmel bir koca, iyi denilebilecek bir baba ve sinir bozucu gıcık herifin teki."

"İtirazım yok. Ben seni mükemmel bir eş, mükemmel bir anne ve mükemmeliyetin vücut bulmuş hali olarak tanımlardım."

Kyouka: "Başka kimse böyle düşünmüyor."

"Ne? Sadece benim öyle düşünmem yetmiyor mu yani? Çok kırıldım!"

Garson: "Flörtleşmeniz bittiyse sıcak ordövrleri getirdim de."

"?"

Garsona bakınca bu tepkinin nedenini anladım.

"Puklinya'da ne işin var lan senin?"

Evet, kendisi Puklinya'da yaşamayan (en azından ben öyle biliyorum) ama nedense Puklinya'daki bir restoranda garsonluk yapan bir Erlikli.

Garson: "Mühürdarımızın eşine nasıl davrandığına bakmaya gelmiştim, bize çöpmüş gibi davrandığın için."

"Ben herkese hak ettiği gibi davranıyorum. Sen şerefsiz olduğundan sana şerefsizmişsin gibi davranıyorum ve Kyouka şirinliğin ve samimi nezaketin cisimleşmiş hali gibi olduğu için ona öyle davranıyorum."

Garson: "Öyle diyorsan öyledir."

Kyouka: "İlk kez bu kadar soğuk davrandığın bir Erlikli görüyorum, daha önce de soğuk davrandıklarını gördüm ama sanki ondan nefret ediyormuşsun gibi. Erliklilerden, değil mi? Sana 'Mühürdarımız' dedi."

"Evet, Erliklilerden; en kötülerden. Benden bile beter bir herif."

Benim siparişim olan "Dumpling" iri, yuvarlak ve yağda kızartılmış bir mantı şeklindeydi; üstünde biri yoğurt biri de garip, domatesli bir tane olmak üzere iki sos vardı. Kyouka'nın Çin böreği ise galeta ununa bulanıp kızartılmıştı ve pirinç yufkasından yapıldığı kızartılsa bile belliydi. İkimizin yemeğinin de içinde ne olduğu hakkında bir fikrimiz yok tabii, o yüzden ikimizin de ilk yaptığı tekini (porsiyonlar bende iki adet, Kyouka'da beş adet) açıp içine bakmak oldu. Mantının içinde kıymalı bir karışım, patates püresine benzeyen bir şey, peynir ve sebzeler (soğan, kabak, havuç, hıyar ve patlıcan) vardı; Çin böreğinin içindeyse soya filizi, ufak parçalar halinde tavuk eti, Çin lahanası, pirinç, bambu filizi ve yeşil biber bulunuyordu. Yanında erik sosuyla gelmişti.

Garson: "Hâlâ aşamadın mı şunu? Artık evlisin ve hâlâ kızgın mısın?"

"Evet, kızgınım; o zaman da şimdi de aynı sebepten kızgınım: Biliyordun ama yine de yaptın. Tek derdim bu, nasıl hissettiğimi bilmeseydin sana kızgın olmazdım. Kıskançlıkla ya da duygularla ilgili değil bu, tamamen senin şerefsizin teki olmanla ilgili."

Kyouka elime bir çatal sapladı.

"Ah!"

Kyouka: "Aşkım, kıskanç biri olduğumu unutmuş olabilir misin?"

"Unutmadım! Unutmadım! Bunu neden yaptın ki?"

Soruya bak! Neden yaptığını gayet iyi biliyorum ama vakit kazanmam gerek.

Kyouka: "Ayçiçek'in eski sevgilisiyle uğraşmayı bırakıp bana odaklanır mısın?"

"Ah... Ah... Çatalı çeker misin? Ayçiçek'in eski sevgilisi olması umurumda değil, kızgın olmamın sebebi..."

Kyouka: "Evet, tamam, anladım. Sen o zamanlarda onu seviyordun, bu... Adı her neyse artık da bunu bilse de gidip çıkma teklif etti, bu mudur?"

"Evet ama neden çatalı inatla daha derine... Ah! Bastırı... yorsun..."

Kyouka: "Hâlâ kızgın olmanı anlayabiliyorum aslında ama..."

Garson: "Tam da seni hizada tutacak birini bulmuşsun. Neyse, yemiyorsanız alıyorum."

"Sen sus lan şerefsiz! Senin yüzünden oldu zaten bu... Kyou-chan, özür, özür... Tamam, ne istiyorsun?"

Kyouka bir süre düşündü.

Kyouka: "Eee, kendimi tutamadığım için üzgünüm."

"Şimdi tee~hee~ hareketini yapma bana! Yalnız, bu çatal damarlara denk gelmedi de' mi?"

Kyouka: "Ona dikkat ettim. Kanamayı tıkamıyor, merak etme."

Bir yerinize saplanan bir şeyi çıkarmamak kendi kendinize yaptığınız ilkyardımda temel bir prensiptir, kanamayı engelliyor olabilir.

"Özür dilerim ve seni seviyorum."

Kyouka: "Dediğim gibi aslında kızgınlığının sebebini anlayabiliyorum o yüzden boş ver gitsin."

"Elimin acısı pek öyle demiyor. Tamam, beni öpersen acısı geçecektir."

Kyouka: "..."

Kyouka: "Onun için çatalı batırdığım yeri öpmem gerekmiyor mu?"

"Yine kaybettim."

Kyouka: "Ben kazanınca da kazanıyordun hani?"

"Ama ikimiz de kaybettik. Bir de... Kıskançlığını saklamaya çalışırken daha sevimlisin, o yüzden..."

Kyouka: "Ya da sadece tekrar yaralanmak istemiyorsun?"

"Boynum kesilecekse bile senin elinin yapmasını isterim."

Kyouka: "Abartma."

"Abartmıyorum. Beni terk etmendense öldürmeni tercih ederim."

Kyouka: "Siz Erlikliler, hepiniz ölümü neden bu kadar hafife alıyorsunuz?"

"Neden almayalım? Tanrı'nın kurduğu düzenin parçası bu, yaşam ve ölüm. Evrenin dengesini korumak için ölüm gerekli, doğal ve sıradan bir şey. Nefes almak kadar doğal bir şey bu, nefes almayı bırakınca ölmüş oluyorsun. Bence çok basit, abartmaya ya da korkmaya ne gerek var ki? Ölüm acıyı sonlandırmanın tek kesin yoludur."

Diğer Bölümler İçin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder