Doğa, uygun koşullar bir araya geldiğinde ihtiyacımız olan her şeyi verir. Burada anahtar kelime "İHTİYACIMIZ OLAN", "İSTEDİĞİMİZ" değil. Çünkü insan, daima ihtiyacından fazlasını istemeye eğilimlidir. Ama doğa, İSTEDİĞİMİZİ DEĞİL İHTİYACIMIZ OLANI bize verir. Örneğin; karnımız aç ve canımız menemen çekiyor. Doğa, bize karnımızı doyuracak malzeme verir; ama menemen yapılamayabilir.
Örnek mi? Mesela doğada, Anadolu'da bir çam ormanı biyomundasınız. Doğa size yumurta verir; ama domates, patates, patlıcan, biber vs. vermez. Çünkü, uygun koşullar yoktur. Bu saydığım meyve/sebzeler (Bir tek patates sebze gerçi) Orta ve Güney Amerika'nın yarı tropik ve yarı ılıman doğasına özgüdür de ondan! Mesela Amerika keşfedilmeseydi, domates, biber, patlıcan Avrupa'ya getirlmeyecekti. Getirilmeseydi "zehirli" sanılmayacaktı -ki aslında zehirlidirler zaten, sadece zehirleri insana zarar verecek kadar kuvvetli değildir-. Sanılmasaydı -muhtemelen bir Türk- biri "Bana bir şey olmaz" deyip yemeye kalkmayacak ve yendiği keşfedilmeyecekti. Yendiği keşfedilmeseydi domates çorbası, biber kızartması, karnıyarık, menemen vs. olmayacaktı. Gördünüz mü; nasıl uygun koşullar bir araya gelmiş? Bu arada, bu saydığım meyve ve sebzeler asırlar önce Aztek'ler tarafından ıslah edilmiştir. Yabani biber, patlıcan ve domates zehirlidir. Ayrıca yabani domates zehirli olmasının yanı sıra sarı renktir.
İşte, uygun koşullarda doğa, size her şeyi verir. Ama gel gör ki; her zaman uygun koşullar bir araya gelmez. Buna örnek mi?
Bir baraj düşünün. İnsanlar tarafından yapılmış; ama içine balık yumurtası atılmamış. Bu durumda; biri o baraja balık salmadan ya da yumurta serpmeden o barajın kıyısındaki survival'cılar balık yiyemez. Anca kurbağa, yengeç, yılan... (Onlar su olan yere bir süre sonra kendileri geliyorlar). Ha, peki ya barajımız bir dereye bağlı olsaydı? Doğa, insanların nankörlüğünü görmezden gelerek tüm tür çeşitliliğini baraja salacaktı.
İşte, uygun koşullar önemli... Tıpkı tundra ikliminde kaktüs suyu içemeyeceğiniz, çölde de mantar yiyemeyeceğiniz gibi. İşin ilginç yanı, üzerinde yaşadığımız topraklar olan Anadolu'ya doğa, çok cömert davranmış. Çok çeşitli iklim özellikleri, kısmi de olsa gözlenebiliyor. Marmara denizinin kısmen okyanus olduğunu biliyor muydunuz? Akdeniz de kısmen tropik bir deniz. Ve Karadeniz, kısmen buzul denizi, ayrıca kısmen de Hazal denizi. Van gölüne ne demeli? Kısmen maden suyu, kısmen göl, kısmen de deniz... Marmara iklimi... Karadeniz (Tundra + geniş yapraklı orman + muson), Akdeniz (Tropik + çöl + step + iğne yapraklı orman) ve Karasal iklimin karışımı. Karasal iklim de çöl + step + tundra + çorak toprak karışımı.
İşte... Doğada uygun koşullar bu kadar önemli. (Final tatmin etmedi di mi? Ama daha fazla uzatırsam iyice şeye saracak)
Bu arada malum sınavlar filan var, yazılar biraz daha aksayabilir. Sonra da yaz rehaveti. Ama merak etmeyin, bloğu bırakmayı düşünmüyorum.
Yabani domates |
Bir baraj düşünün. İnsanlar tarafından yapılmış; ama içine balık yumurtası atılmamış. Bu durumda; biri o baraja balık salmadan ya da yumurta serpmeden o barajın kıyısındaki survival'cılar balık yiyemez. Anca kurbağa, yengeç, yılan... (Onlar su olan yere bir süre sonra kendileri geliyorlar). Ha, peki ya barajımız bir dereye bağlı olsaydı? Doğa, insanların nankörlüğünü görmezden gelerek tüm tür çeşitliliğini baraja salacaktı.
İşte, uygun koşullar önemli... Tıpkı tundra ikliminde kaktüs suyu içemeyeceğiniz, çölde de mantar yiyemeyeceğiniz gibi. İşin ilginç yanı, üzerinde yaşadığımız topraklar olan Anadolu'ya doğa, çok cömert davranmış. Çok çeşitli iklim özellikleri, kısmi de olsa gözlenebiliyor. Marmara denizinin kısmen okyanus olduğunu biliyor muydunuz? Akdeniz de kısmen tropik bir deniz. Ve Karadeniz, kısmen buzul denizi, ayrıca kısmen de Hazal denizi. Van gölüne ne demeli? Kısmen maden suyu, kısmen göl, kısmen de deniz... Marmara iklimi... Karadeniz (Tundra + geniş yapraklı orman + muson), Akdeniz (Tropik + çöl + step + iğne yapraklı orman) ve Karasal iklimin karışımı. Karasal iklim de çöl + step + tundra + çorak toprak karışımı.
İşte... Doğada uygun koşullar bu kadar önemli. (Final tatmin etmedi di mi? Ama daha fazla uzatırsam iyice şeye saracak)
Bu arada malum sınavlar filan var, yazılar biraz daha aksayabilir. Sonra da yaz rehaveti. Ama merak etmeyin, bloğu bırakmayı düşünmüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder