Herkese merhaba. Ben Kaan. Hani dostumun sürekli yazı yazmıyorlar diye şikayet edip durduğu biri var ya o işte :). Bir yazı oluştumak için fazla düşünmeme gerek kalmadı aslına bakarsanız. Okulun her başlangıç günü ve başlangıç haftası, bana lisenin ilk günlerinde duyduğum heyecanı anımsatıyor. Ne çok iyi bir liseye gittiğimdendi bu heyecan ne de hayatımda çok büyük bir değişiklik olacağından. Sadece önümde bembeyaz bir sayfa vardı ve bu, benim gibi kısa süreler için pek çok şehir değiştirmiş bir memur çocuğu için bile yeteri kadar heyecan vericiydi. Her insan yaşamak için hayallere ihtiyaç duyar. Hepimiz hayallerin peşinden koşup giderken oyalanırız küçük dünyalarımızda. Lise için yeni başlayacak kardeşlerime, hayallerin açıldığı bir kapı diyemem lakin geriye dönüp anılarınızı düşündüğünüzde, bunların arasında güzel bir yeri kaplayacağının teminatını verebilirim. Dünyanın neresinde ya da hangi zaman diliminde olursanız olun, yaşayacağınız şeylerden alacağınız tad, sizin dünyayı algılama ve anlamlandırma biçiminize bağlıdır. Bu yüzden şuanda benim üç yıl öncesi bugünlerde yaşadığım heyecanı yaşayan kardeşlerime tavsiyem, lise ile ilgili planlarınız ve beklentinizi yüksek tutmayın aksi takdirde düş kırıklığına uğrayacaksınız. Bu lise yıllarının geçmişte geride kalan yıllarınız gibi geçeceği anlamına gelmiyor. Lise yıllarını diğer yıllardan farklı kılacak en büyük değişiklik, kuşkusuz genişleyecek çevreniz ve sıklaşacak ilişkileriniz. Hayatınızın en güzel yıllarının bir kısmını oluşturacak lise çağının nasıl geçeceği tamamen çevrenizdeki insanları doğru belirlemenize bağlı. Bundan sonra sosyal biri olacaksınız. Haftasonu en az bir gün arkadaşlarınızla buluşup vakit geçirmeniz, sizin yaşayacağınız anıların temelini oluşturacak, birbirinizi daha iyi tanımanızı ve kimlere el uzatıp kimlere el sallayacağınıza karar vermenizi sağlayacak. Sizlere arkadaşlarınızı belirlerken şu gibi faktörlere dikkat edin demek gibi bir ukalalığa girmek istemiyorum. Tecrübelerime paylaşmak açısından ifade etmek isterim ki, sosyal ve popüler bir lise hayatı yaşamak istiyorsanız bunun ilk adımı okulun ilk günü olacaktır. Evet okulun ilk günü. Lise hayatımız boyunca yanımızda olacak kişilere şans vermeye ya da vermemeye ilk bugün başlarız. Doğru kişilere bugün karar veremezseniz ve bu konuda geç kalırsanız her sınıfta mutlak görülen guruplaşmanın etkisine kapılıp ne yapacağınızı şaşırabilirsiniz. Bu yüzden ilk gün ortama tamamıyla hakim olmanız gerekmektedir. İlk yapacağımız şey, okula en az yirmi dakika erken gitmektir. Bunu gerçekleştirmeniz durumunda sizin gibi arkadaş aramak için radarlarını açmış birkaç kişiyi yakalayabilirsiniz [Bkz: Artun Çakır (Erdem hiçbir zaman o moda girmedi)]. Kesinlikle aktif olun. Hayatımda yüzlerce kişiyle sohbet ettim ve bunların azımsanmayacak bir kesimiyle konuşurken ortada hiçbir sebep yokken sohbet için çaba harcadım. Bir kere bile kimse beni terslemedi. Okulun bahçesine girdiğinizde, herkesin birbiriyle kaynaştığını düşünebilir, kendinizi yalnız hissedebilirsiniz. Bu konuda hiç endişe etmemenizi tavsiye ediyorum çünkü gördüğünüz gruplar ufak tefek istisnalar hariç üst dönemlerdir.
2. Yazımda, sınıfta oturulması gereken yeri seçmek için dikkate alınması gereken unsurlar, üst dönemlerin alaycı (bazen saldırgan) tavırlarına karşı takınacağınız tutum ve kızlara karşı bulunulması gereken konum, başlıklarına değinmeye çalışacağım. İkinci yazıyı yazma hızım, sizden gelen geri dönüşlerin yoğunluğuna bağlı olarak serileşecek. Sevgilerimle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder