Öne Çıkan Yayın

Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)

İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~

8 Haziran 2015 Pazartesi

Çeşitli etlerin tadı (Değişik)

Evet, yediğim değişik etlere dair izlenimlerim.

Roaster: Ne kadar havalı di mi? Roaster... Roaster, horozun İngilizcesi. Ama horoz diye satarlarsa kimse almayacağı için, böyle bir şey yapmışlar. Tadının tavuktan pek bir farkı yok; ama biraz daha farklı... Yani nasıl desem; bir tık daha güzel.

Hindi: Vallaha annem eskiden teyzen yapardı diyor ama ben tadını hatırlayamıyorum. Tavuktan pek bir farkı yokmuş demek ki.

Deve: Deve döneri yemiştim. Hani şu sert, kayış gibi et dönerler olur ya? Onlardan ayırt edilemiyor. (Belki de öyleydi de deve diye bizi yediler)

Arı: Arıyı direkt olarak yemedim. Ama içine arı düşmüş bir patates yemeği yedim. Tadı klasik patates yemeğinden daha güzeldi, hoş bir aroması; hafif bir tatlımsılığı ve acılığı vardı.

Karınca: Bunu direkt yedim mi, yemedim mi bilemiyorum. Şöyle ki; içine karıncalar üşüşüp düşmüş bir gazoz içtim -karıncaların farkına bayağı bir sonra vardım- Pek bir tatları yoktu, sadece dilimin bazı yerlerinde çok hafif acı hissediliyordu; bir de gazoz normalde olduğundan biraz daha ekşiydi. (Eğer karıncaların farkında olarak içseydim aynı yorumu yapar mıydım, bilmiyorum)

Süne böceği: Bu böcek hakkında şöyle ki; böğürtlene dalarken canlı canlı yutmuştum.. Pek bir tadı yoktu, ağızda da çabucak dağılıyordu. Muhtemelen ya tadı yoktu ya da böğürtlene benziyordu.

Karides: Karidesi de sushico'da derin bir hata sonucu; yanında lapa pirinç, Japon havyarı ve sushi yosunuyla birlikte yemiştim. (Bir de üçünü ayırıp da denedim). Şöyle ki; karidesin tadı muhtemelen pişirme şekline ve türüne göre değişiyordur. Benim ki sushi usulü pişirilmişti. Şöyle ki; tadı tavuk ile süne böceği/karınca/arı arasında, ama böceğe biraz daha yakındı. Tatsız tuzsuz bir şeydi; ama hoş bir aroması da vardı ve dışarıdan bakıldığında tavuktan pek ayırt edilemezdi. Yalnız yeri gelmişken söyleyeyim, havyar kesinlikle öyle özenilecek bir tat değil; berbat bir şeydi. Kusuyordum neredeyse. Tabii Avrupa usulü havyarı bilmiyorum, Japon usulü öyle. Somon havyarıydı sanırım. Ha, bir de karidesli KungFu ramen yemiştim. Deniz gibi kokuyordu ve deniz yosunu tadındaydı. Yahu ramensin sen, hiç tadın olmaz mı? Aldığım tek tat sanki denizi yiyormuşum gibi. Erişteleri de deniz yosunu gibi hissettirdi. İçindeki yosun parçacıklarına gelince; onlar güzeldi, en azından facianın yanında.

İnsan derisi: Aslında yemedim; yani yemiş sayılmam. Denizden çıktığımda, derimi emiyorum; o tuzlu tat hoşuma gidiyor. Tuz dışında pek bir tadı yok zaten. (Muhtemelen emdiğim için)

Vişne kurdu: Etimsi bir tadı var ama vişneye de benziyor. Aslında, vişnenin ekşiliğini alıyor. Bunu yememin hikayesi biraz garip. Köyden vişne geldiydi, biz de -o sırada amcamlardaydık- hemen yumulduk. Ama biraz geç de olsa kurtları fark ettik. (Ben çoktan 2-3 tane yutmuş, hatta bu etimsi tat ne diye düşünmüştüm)

Peki, yemek istediğim başka etler yok mu? Evet, var. Gelin bakalım listemize:

Çekirge: Çok merak ediyorum. Özellikle çekirge, güvenle yenilebilecek; mikrop taşımayan ve zehirlisi olmayan bir böcektir. O yüzden survival'da güvenle tüketilebilir.

Keler: Özellikle gökyeşilin tadını merak ediyorum.

Yılan: Evet, bunun özellikle köftesini merak ediyorum. Bir de çorbasını.

Pek midesiz sayılmam, hatta yemek bile seçerim; ama tadını merak ediyorum bunların. Ha; bir de sincap ve tavuskuşu. (Midesiz sayılmam ama tadını bilmediğim her şeye balıklama atlarım. Burcum balık ya, ondan balıklama atlıyor olabilirim. Ne? Kelime oyunuydu. BALIK-BALIKLAMA? Ha? Hadi ama; komikti... Değil miydi? Öyle olsun, hıh)

Özet: Bunlardan çıkardığım sonuç, böcek yemeye hemen tepki alıp; kendinizi iğrençe kodlamamanız yönünde. Ne olduğunu düşünmeden, sadece bir gözlemci olarak yiyin. Tatları öyle ahım şahım değil, evet; ama gayet de yenilebilir bir şey. Deve döneri yiyeceğinize normal et döner yiyin daha iyi; ha ama ille de deve olsun diyorsanız karışamam. Roaster'ı ismine kanıp almayın, alırsanız da bildiğimiz horoz olduğunu hatırlayın. Hindiye hiç o kadar para baymaya gerek yok; tavuktan pek farkı yokmuş demek ki. Belki roaster'dan bir tık daha güzeldir. (Roaster da tavuktan, daha doğrusu piliçten bir tık daha güzel) Karidese gelince, yemeyin yedirmeyin. Hiç gerek yok. midye dolma yiyin, çekirge haşlaması yiyin, hatta bambu filizi yiyin; gerekirse ekmeğe havyar sürüp yiyin ama karides yemeyin. Hele hele ebiten roll sushi (Pişmiş karides sarma suşi)/ebiten makizushi (pişmiş karides yosun sarması suşi) hiç yemeyin. Japon havyarı, nori yosunu, lapa pilav ve karides birlikte hiç mi hiç çekilmiyor. (Ama karides tek başına yine o kadar kötü değil; yine kötü, hatta berbat ama; ebiten roll sushi daha berbat)

Özetin özeti: Böcekler yenilebilir, karides berbat, roaster ile hindinin bir numarası yok, deve yenmeyecek bir şey değil ama yenecek bir şey de değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder