Öne Çıkan Yayın

Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)

İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~

12 Haziran 2015 Cuma

Bir Takım Saçmalamalar

Çok konuya dalacağım, saçma sapan işler... Niye? Çünkü işsizlik başa bela...

Önce; ne yazacaktım lan ben?

Şunu da şuraya bırakıyorum:


Doğada, insandan başka da öldürdüğünü illa yemeyen iki canlı var: Gelincik ve kutup ayısı. Gelincik yumurtalarla besleniyor, o yüzden tavukları öldürüyor. Kutup ayısının amacını çözemedim.

Bir de, bu yaz çok dolu geçireceğim... Şimdiden bir takım başarımları kazandım; artık yeni başarımlar var. Ateş yakma başarmı öncelikli hedefim. Sonra ev yapımı (Barınak değil, ev!) ve yay yapımı. (Yay zaten yaptım ama bir takım nedenlerden dolayı iyi olmadı) Bu arada çok fazla ip yapımı başarımı kazandım. Kavak kabuğundan, ısırgan otundan, duvar sarmaşığından, dik akyoncadan...

Bir de bazı yenilebilir soğanlar olduğunu öğrendim. Çiçek soğanları.

Dur ya, aklıma geldi de... Dur şimdi...

Acaba dağ evi içinde ateş yaksam ne olur?

Yuvarlak odun yok köyde, o sıkıntı... Yuvarlak odun olsa; Serdar Kılıç tekniğiyle (Tekniğin adını unuttum şu dağ evi programındaki evi yaparken kullandığı teknik var ya o) yapacağım da... O da yok.

Acaba diyorum...

Hm...

Daha kampı yapacağız... Sonra bir kaç yıldır üzerime çöken amaçsızlığı kırmam gerekecek. Bunu da gece gece yazıyorum... Saat an itibariyle 00.008

Ya aslında şöyle şey olsa... Nasıl desem? Yani...Hani... Ya niye öğrenciler çalışmasının karşılığını alamıyor? Bana ne arkadaşım, maaş bağlayın. Yok önce ilkokulu bitir, sonra lise, sonra üniversite... Lan bunların karşılığı yok! Saçma sapan işler yapmayın. Okulu bitir, işe gir, para kazan... Sonra ölüyorsun lan zaten! Bir işe yaramıyor. Yaşanması gereken bir hayat var ve bu hayatın önündeki tek ve en büyük engel okul! Ulan hayatımızı yaşamamız gerekirken derslerde ölüyoruz. Hayır, zaten ülkemizdeki lise eğitimi yabancı ülkelerin üniversitesi seviyesinde; ne gerek var lan üniversiteye? Ondan sonra Türkiye'den niye bilim adamı, sanatçı filan çıkmıyor. Ezberci eğitimle ve bu ağırlıkla çıkmaz tabi! Adamın tüm hevesini öldürüyorsun, nasıl çıksın? Bak, mesela ben eskiden biyolog olmak istiyordum. Lise sayısalını görünce tövbe ettim lan! Japon dili ve edebiyatı istedim; ama onda da İngilizce sınavıyla alıyorlar... Japonca sınavıyla alsanıza lan, Japonlar İngilizce'yi telaffuz edemiyor!

Bu arada; üstteki şunu da buraya bırakıyorum, dediğim resim gibi bir tane yaptım. (Daha doğrusu yapacağım)

Ya da yok, vazgeçtim. Im... Hm... Hadi bay, saat 00.18 olmuş; ben yatıyorum. Yarın (aslında yazıyı yarın yayınlayacağım için bu gün. Aslında, teknik olarak bugün ve yazıyı da bugün yayınlayacağım. Zira saat 12'yi geçti. Fazla mı uzattım? Yo, hiç de bile.) karne günü. Zaten e-okul çıktığı için oradan bakıyorlar...

Bir de Otoyomegatari diye bir manga keşfettim. 19 yy.da Orta Asya'yı anlatan bir shojou. Mangadan renklendirilmiş bir resim:

Yörük kıyafetleri. Nereden biliyorum; çünkü bizim köy komple Yörük. Ama ilk yerleşime geçenlerdenler; Osmanlı'nın kuruluşuyla birlikte yerleşime geçiyorlar.Neyse...

Özellikle Türkî edebiyat, at üstündeok atma gibi kültürler çok hoş geldi. Animesi çıksa da izlesek. Belki de çıkmıştır. Bir bakayım.

Kıyafetlerin de Asyasal yapısı hoştu. Hazar denizi yakınlarında geçiyor hikaye. Yani Anadolu'ya yakın. Baş erkek karakter Karluk Ayhan. Karluk ve Ayhan. İkisi de Türkçe kelimeler bildiğiniz gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder