Bunu daha önce -hem de birden fazla defa- söylemiş de olabilirim, şimdi ilk kez söylüyor da olabilirim ama dram yapımlarını hiç sevmem, hatta nefret ederim. (Tabii bu "dramsa ben yokum ağa" anlamına gelmiyor, kaliteli bir işse okur, izlerim) Sebebi de şu: Günlük, gerçek hayatta yeterince acı, iğrenç olay, gözyaşı, mutsuzluk, umutsuzluk ve çaresizlik var zaten, bir de üstüne kurguyla kendime acı çektirmeyi hiç çekemem. İzlediğim şeyden aldığım duygunun haberleri izlerken aldığımdan farklı olması lazım, yoksa gider haberleri izlerim. (Olur da yüz, yüz elli yaşına kadar yaşarsam sırrım gündemden olabildiğince uzak durmak ve haber izlememek, yazın bunu bir kenara)
"Eninde sonunda" diye bir söz öbeği var, bunu söylerken "eninde sonunda" diye söylüyorum, yazarken "önünde sonunda" diye yazıyorum. Daha doğrusu yazıyordum. Çünkü neden? Çünkü TDK. Sonra durdum bir düşündüm: "Ulan bu TDK şimdiye kadar her şeyi doğru mu yaptı da şimdi buna uydurmaya kasıyorum? Yıllardır 'eninde sonunda' diye söylenen şeyin 'eninde sonunda' diye yazılması lazım." Söylediğim gibi yazacağım bundan sonra, bu neymiş? Bu arada "eninde sonunda"nın anlamsız, "önünde sonunda"nın anlamlı olduğu söylenir ama bu da çok büyük bir saçmalık. Aslında tam tersi bir durum var, asıl hiçbir anlamı, mantığı olmayan kullanım "önünde" ile başlayan. Şöyle ki eninde sonunda'ya iki yönden bakabiliriz: En sonunda'dan eninde sonunda, zira öbeğin anlamı zaten bu. Baştaki "en"e ek eklenmiş işte. İkinci olarak şöyle de yorumlayabiliriz: "En" bir şeyin yan tarafıdır, "son" ise ucu, bitişidir. Yani "ortasında veya sonunda" denilebilir ki bu da öbeğin genel kullanım alanı. Zaten yok şapkayı kaldıralım, yok birleşik kelimeleri ayrı yazalım, yok Stalker'ın Türkçesini "sanal casus" yapalım (Hayır Stalker'a "sanal casus" diyeceksek Stalk ve Stalking'e ne diyeceğiz? "Sanal casuslamak" falan mı? Ayrıca Stalk dediğin şey sosyal medya kavramı değildir, gerçek hayatta da yapılır) tiplerinden ne bekliyorsam ben de. "Ön"ün baş, başlangıç anlamı vardır ama öbeğin anlamı "Bir iş ya başında ya da sonunda bu hale gelir" değil ki "Bir iş ortasında olmasa bile sonunda mutlaka bu hale gelir" demek. Sonuç: TDK ne derse desin doğrusunun "Eninde sonunda" olduğuna karar verdim, o sebepten de böyle kullanacağım. Buradaki sorun temelde kelimeleri bugünkü hafifletilmiş ve yer yer de değişmiş anlamlarıyla algılamaktan kaynaklanıyor. Halbuki sözcüğün özüne baksalar manayı görecekler.
Kimetsu no Yaiba'nın (mangasının) bitmesine bir bölüm kala çevirmen kabza ile balçak arasındaki farkı öğrenmiş. Eh, geç olsun güç olmasın. Bu arada son bölüm de günümüzde geçiyormuş, acaba bunların reenkarnelerini falan mı göreceğiz, yaşlı halleri falan mı? Hem ortamdan (bir yanda geleneksel Japon mimarisi varken Edo'da apartmanların, cadde ışıklarının falan olması, iblis avcılarının Batı tarzı üniformaları üstüne haori giymeleri...) hem de Zenitsu'nun "Neden kılıç taşıdığımızı açıklayamayız." demesinden dolayı aşağı yukarı Meiji dönemi civarında geçtiğini düşünüyorum serinin. 1910 desek tarihe, Nezuko o tarihte 14 yaşında olduğuna göre... 124 yaşında oluyor günümüzde, oha. "Biz uzun yaşıyoruz yea"ya bağlamayacaksa eğer mangaka efendi kendilerini değil ya torunlarını ya da reenkarnelerini falan görmemiz lazım. Bu arada açıklamada Taishou dönemi diyor, o da Meiji döneminden bir sonraki dönem zaten. 1925 olsa son bölümün bittiği tarih... 95 yaşında oluyor Nezuko, Tanjiro falan ölür de o sağ kalabilir. Öte yandan "Günümüz" deyince neden 2020'yi anladım o da meçhul, Heisei döneminden bahsediyor olabilir, o da 1989'da başlamış.
Günümüz telefonlarının iki büyük sorunu var (Aslında üç de o konuya sonra geleceğim): Birincisi küçültmek için uğraşıp durdukları telefonların tekrar büyümeye başlaması, ikincisi de gece gökyüzü fotoğrafları. Ayı görüyorsun tabak kadar, fotoyu bir çekiyorsun cücük gibi bir şey. Üçüncüsü de şu: Herkesin Apple denen Amerikan hıyarı şirkete özenmesi (Sevmiyorum oğlum seni. Hişş, Apple, sana diyorum.). Xiaomi gider geri tuşu kaldırır, Samsung galeriyi, internet tarayıcısına falan Google'a bağlamak yerine kendi sistemini kurar...
Onedio'nun telefon uygulamasının güncelleştirmesi iğrenç olmuş. Eski uygulamanın bir iki sorunu vardı (mesela bir süre başka bir şeyle uğraşınca ana sayfaya dönüyordu falan) ama gayet iyiydi, niye değiştirdiniz ki? Hayır madem değiştirdiniz, bari alt kategorilere ulaşımı ayarlasaydınız; hâlâ telefondan alt kategorilere bakamıyoruz. Öne çıkan yorumu (mu artık ilk yorumu mu son yorumu mu belli değil ama bir yorumu) içeriğin altında gösteriyor ama oradan beğenemiyorsun, illa içeriğe girmen gerekiyor. İçeriğe girince de yorum öyle hemen bulunmuyor ki arkadaş... Bu durum yüzünden iki birbirinden salak grubun tartışmalarına maruz kaldım.
Şu kulak üstü kulaklıkları seviyorum ama çok fazla kullanamıyorum, gözlüğe baskı yapıyor zira. Uzun süre gözlük kullanan kişilerde gözlemleyebilirsiniz, gözlük artık kişinin uzvu haline gelir. O yokken çıplak hissettiğin gibi gözünün kaç numara olduğundan bağımsız olarak herhangi bir şey göremezsin, sadece sonsuz bulanıklık. Gözündeki gözlüğü ararsın falan... Böyle de sorunlar var işte. Kulak içi kulaklıklar da bir süre sonra kulağı ağrıtıyor. Çok muzdaribim bu konudan. "Derde bak a..." demeden önce şunu söylemek istiyorum: Bunları yazmasam da her şeyden nefret ettiğimi, bir türlü uyuyamadığımı, "bugün de ölmedim, keşke ölsem" diye düşündüğümü yazsam daha mı iyi olurdu? Elleşmeyin bir, önünüze bir sürü kişiden, örnekten gerçek sorun koyar verem ederim, kanser ederim sizi. Kendinizi bıçaklama noktasına gelirsiniz. Unutmayın ki bana hiç bir şey olmaz! Neden gaza geldiysem böyle, o da meçhul... (Bazen üç noktayı aşırı kullanıyormuşum gibi geliyor ama o cümlelerin yarım olduğunu hissediyorum, yapacak bir şey yok.)
Yaş farkı çok ilginç bir şey, kendisinden 5 yaş küçük kardeşi olan bir insan olarak bunu yakından gözlemleme fırsatım oldu. Örneğin 5 ve 10 yaş arasında pek bir fark yok ama 15 ve 10 arasında da 20 ile 15 arasında da dağlar kadar fark var. 20 ile 25 arasında da pek fark yok(tur herhalde), 30 ile 25 arasında ise kesin fark vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder