KILIÇ VE KIN
Kabza: Kılıcı tutmaya yarayan kısımdır. Genellikle ahşap ya da boynuzdan olur.
Balçak: Namlu ve kabzayı birleştiren kısımdır. Genellikle süslü olur; hayvan şeklinde olanları da vardır ama aşırı süssüz olanlar da vardır.
Yüz: Alt kısmı keskinken üst kısmı değildir.
Sırt: Keskindir.
Yiv/Oluk/Göl: Hepsinde olmasa da çoğunda vardır. Kanın akmasını sağlar.
Ağız/Yalım: Keskindir.
Mahmuz: Yalmanlı kılıçlarda, sırt ve yalmanı birleştiren kısımdır.
Yalman: Aslında çoğu kılıçta yoktur. Hayvan dişinden ilhamla kılıca eklenmiş, çok sonra icat edilmiştir. Keskindir ve kılıcın ağırlığını artırıp dengeler.
Süvre/Uç: Kılıcın en sivri ve en keskin kısmıdır.
Bazı başka Türk tipi kılıçlar üzerinde de şöyle göstereyim:
YAY
Kabza/Kabze: Yayı tuttuğunuz kısımdır.
Sal: Kabzayla kasanları bağlayan kısımdır. Yayın en sert kısmıdır.
Siyah/Kasan: Yayın eğilen, gerilen kısmıdır. Ayrıca Moğol tipi yaylarda kemik kısım buradır.
Tonç kertiği: Çilenin yaya geçirildiği çentiktir.
Sırt: Yayın iç kısmıdır. Türk tipi yaylarda boynuz kısım buradır.
Baş: Tonç kertiğinin bulunduğu kısımdır.
Gez sargısı: Okların yerini tam belirlemek için kullanılır. Günümüzde tüm okçuluk türlerinde kullanılsa da esasen Batı okçuluğuna ait bir kavramdır (Osmanlı'da da olsa da kullanımı özendirilmemiş, beceriksizlik olarak ele alınmıştır) Ayrıca günümüzde geleneksel okçulukta yanlış olarak "Düğül" diye isimlendirilir.
Düğül: Okların yerini belirlemek için kullanılır ama oku atacağınız yere göre oku oynatabilmenize ve rakibi yanıltabilmenize olanak sağlar. Ek olarak Türk tipi gezler diğerlerine oranla epey büyüktür; bu nedenle çileye tam olarak oturması için kullanılır.
Uç sargısı: Çilenin esneyip gevşediğinin anlaşılması için kullanılır
Tonç düğümü: Çilenin, tonç kertiğine geçirildiği düğüm ve halkadır.
Çile/Kiriş: Aslında geleneksel okçulukta çile, modern ve Batı tipi okçulukta kiriş denir. Okun ip kısmıdır. Sanılanın aksine gevşek, gevrek ya da esnek değil tam tersine düz ve sert olmalıdır. Çünkü makaralılar da dahil tüm yaylarda esneyen kısım kasandır, çile değil. Bu arada "Çile çekmek"teki çile de budur ve elinize düzgün bir yay alabilmeniz için bir kepazenin bin çilesini çekmeniz gerekir.
İçbükey için:
TEBER
Kabza: Kılıcı tutmaya yarayan kısımdır. Genellikle ahşap ya da boynuzdan olur.
Balçak: Namlu ve kabzayı birleştiren kısımdır. Genellikle süslü olur; hayvan şeklinde olanları da vardır ama aşırı süssüz olanlar da vardır.
Yüz: Alt kısmı keskinken üst kısmı değildir.
Sırt: Keskindir.
Yiv/Oluk/Göl: Hepsinde olmasa da çoğunda vardır. Kanın akmasını sağlar.
Ağız/Yalım: Keskindir.
Mahmuz: Yalmanlı kılıçlarda, sırt ve yalmanı birleştiren kısımdır.
Yalman: Aslında çoğu kılıçta yoktur. Hayvan dişinden ilhamla kılıca eklenmiş, çok sonra icat edilmiştir. Keskindir ve kılıcın ağırlığını artırıp dengeler.
Süvre/Uç: Kılıcın en sivri ve en keskin kısmıdır.
Bazı başka Türk tipi kılıçlar üzerinde de şöyle göstereyim:
YAY
Kabza/Kabze: Yayı tuttuğunuz kısımdır.
Sal: Kabzayla kasanları bağlayan kısımdır. Yayın en sert kısmıdır.
Siyah/Kasan: Yayın eğilen, gerilen kısmıdır. Ayrıca Moğol tipi yaylarda kemik kısım buradır.
Tonç kertiği: Çilenin yaya geçirildiği çentiktir.
Sırt: Yayın iç kısmıdır. Türk tipi yaylarda boynuz kısım buradır.
Baş: Tonç kertiğinin bulunduğu kısımdır.
Gez sargısı: Okların yerini tam belirlemek için kullanılır. Günümüzde tüm okçuluk türlerinde kullanılsa da esasen Batı okçuluğuna ait bir kavramdır (Osmanlı'da da olsa da kullanımı özendirilmemiş, beceriksizlik olarak ele alınmıştır) Ayrıca günümüzde geleneksel okçulukta yanlış olarak "Düğül" diye isimlendirilir.
Düğül: Okların yerini belirlemek için kullanılır ama oku atacağınız yere göre oku oynatabilmenize ve rakibi yanıltabilmenize olanak sağlar. Ek olarak Türk tipi gezler diğerlerine oranla epey büyüktür; bu nedenle çileye tam olarak oturması için kullanılır.
Uç sargısı: Çilenin esneyip gevşediğinin anlaşılması için kullanılır
Tonç düğümü: Çilenin, tonç kertiğine geçirildiği düğüm ve halkadır.
Çile/Kiriş: Aslında geleneksel okçulukta çile, modern ve Batı tipi okçulukta kiriş denir. Okun ip kısmıdır. Sanılanın aksine gevşek, gevrek ya da esnek değil tam tersine düz ve sert olmalıdır. Çünkü makaralılar da dahil tüm yaylarda esneyen kısım kasandır, çile değil. Bu arada "Çile çekmek"teki çile de budur ve elinize düzgün bir yay alabilmeniz için bir kepazenin bin çilesini çekmeniz gerekir.
İçbükey için:
TEBER
Çok bilgilendirici bir yazı, hayatımız değişirken Türkçe'yi yeni çağa taşıyamadığımızı eski silâh terimlerimizi görünce bir kez daha anladım. Elinize sağlık.
YanıtlaSil