Öne Çıkan Yayın

Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)

İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~

16 Temmuz 2015 Perşembe

Yılan!

Az önce bahçede bir yılan gördüm. Kıvrılarak ilerliyordu... Gördüğüm anda öyle büyük bir heyecana kapıldım ki, kıpırdayamadım... Ama korku değildi, büyük bir saygıydı. Kıvrılırken kızıl kahve pulları güneşte parıldıyordu. Aslında çok hızlıydı ama benim için yavaş çekimdeydi. Siyah desenleri hızla kıvrılıp gölgesine karışıyordu. Seneler önce etrafında gezerken aniden gölete fırlayan yılan deneyimimden kesinlikle çok farklıydı. Heyecanımı tarif edecek kelime bulamıyorum. Yabani bir yılanla en yakın temasım bu oldu. Hala köyde bulunan eski akvaryumumu alıp;
 yılanı da kuyruğundan tutarak yakalamayı ancak o kaçıp gittikten sonra akıl edebildim. Nutkum tutuldu. Ama bu kesinlikle korku değildi. Bu, büyük bir saygıydı. Yılanlara saygı duyarım; onlarla defalarca karşılaştım... Gölete fırlarken, teraryumların arkasında ve şimdi de bu.. Ama bu kesinlikle yılan deneyimlerimin en mutluluk vericisiydi. Arada yapay cam yoktu. Ona uzanıp dokunabilirdim; ama kaskatı kesilmiştim. Hala muhteşem duygularla doluyum. Yılanlara saygı ve sevgim, özellikle saygım bu deneyimde kesinlikle çok daha arttı. Önce, bir damalı yılan olduğunu düşündüm. Ama damalı yılan Natrix cinsidir ve Natrix'ler su yılanlarıdır. Ama bir su yılanı, su kıyısı yuvasından uzaklaşıp bizim kurak bahçemize gelmez. Tabii ördekler için hazırladığım minik havuzu yuvası bellemediyse. Bu yüzden, ben de çukurbaş yılan olabileceğini düşündüm. Çukurbaşlar en sinsilerdir; tüm yapıları "zehirsizim" diye bağırır ama engerek kadar zehirlidirler. Ufak bir farkla: Zehir dişleri damaklarına yakındır. Bilemiyorum... Kesinlikle çok güzeldi. Parlıyordu. O kızıl hali... Muhteşem... Ah keşke o an kaydedileydi de size gösterebilseydim...

Kesinlikle... Ah...

Yılanlar... Yılanlar, azizim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder