Öne Çıkan Yayın

Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)

İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~

6 Ekim 2023 Cuma

Sezon Başlangıcı Nedeniyle Anime Muhabbeti

Kamierabi, Kamierabi... Üçüncü bölüme kadar şans vermeye çalışıp sarmazsa salacağım. Hayır yani bu göz kanatan CGI'ı bir de "ben yeni nesil Mirai Nikki'yim" konusuyla sunmak olacak iş mi? Animede özel bir yan, gerçekten ilgi çekici bir farklılık vs. görmediğim sürece Kamierabi'yi salacağım. Hayır çünkü "aşırı kötü CGI kullanımlı Mirai Nikki" izlemek gibi bir niyetim hiç mi hiç yok.

Migi to Dali gerçekten son zamanların en acayip animelerinden biri. Biraz gerici, biraz komik... Başkarakter(ler)in bir olayı var gibi ama o olaylarını 5. bölümden önce öğrenebileceğimizi sanmıyorum. Muhtemelen izlerim ama 3. bölümde bunun nispeten sıradan bir seri olduğuna karar verirsem bırakma ihtimalim de var. Aslında konu ilgi çekici ama o konunun sunumu... bir de taglarda komedi yok ama ilk bölümün yarısı komediydi, o da kafa karıştırıcı bir unsur. Anime tamamen gizem yoluna mı gidecek, yanlış anlaşılma komedisine mi bağlayacak, işe doğaüstü mü katacak ne yapacak belli değil. Taglarda gerilim var ama asıl gerilim animenin içinde değil, bu belirsizle sağlanıyor. Bir de "ilgili sahneler"de (izlerseniz neden bahsettiğimi anlarsınız, izlemezseniz de aslında kapaktan bile anlayabileceğiniz hâlde kısmen "spoiler", o yüzden hangi sahneler olduğunu yazmayacağım) acayip gerici bir müzik koyuyorlar ama hiç de öyle gerici sahneler değil onlar, hatta bazısı bildiğin anime komedi animesi olsa hunharca güleceğin sahneler.

Overtake... Yani... Hani, konu pek ilgimi çekmemişti ama ilk bölüm biraz çekti gibi. Hafiften Blue Period'u -ki ben Blue Period çok severim- ve Yesterday wo Utatte'yi (aslında çok güzel olduğu hâlde sırf Haru'nun "rakibi" olarak sunulan, adını bile hatırlayamayacak kadar nefret ettiğim gıcık karaktere katlanamadığımdan yarım bıraktığım ve bundan zerrece pişmanlık duymadığım seri) kısmen andırıyor, bu yüzden konuyu okuyunca "Öf be, hiç çekemem şimdi..." dememe rağmen devam etme ihtimalim çok yüksek. Bu anime hakkındaki kesin kararımı da 3. veya 5. bölümde vereceğim sanırım. 

Boushoku no Berserk acayip derecede "klasik" bir Ortaçağ fantastik temalı anime gibi duruyor ya... 3. bölüme kadar dayanmaya çalışacağım ama komedi dozajı arttırılmaz veya gerçekten ilgimi çeken bir şeyler göremezsem salarım. 

S-Rank Musume de baba kız serisi gibi ama klasik "baba-kız serileri"nden epey farklı. Bu sezonda izleyeceğime emin olduğum ilk anime [kronolojik olarak bunu diğer(ler)inden önce izledim çünkü]. 

Seijo no Maryoku wa Bannou desu'nun 2. sezonunu beklemiyordum ama gelmiş, 1. sezonu sevdiğimden doğal olarak izleyeceğim. O değil de NGNL 2. sezonu hâlâ bekleyenlerdenim... yıllar sonra bir film çıkardılar, sonra yine ortadan kayboldular arkadaş. Lan Hataraku Maou-sama'nın bile yeni sezonu yıllar yıllar sonra geldi (ben de dahil çoğu hayran ilk sezonla kalsa çok daha memnun olurdu, gerçi son birkaç bölüm güzeldi) ama No Game No Life'tan haber bile yok. Filmi çıkarmamışlar gibi davranıyorlar amk, inanılmaz ya. 

Kamonohashi Ron no Kindan Suiri acayip güzel bir 1. bölümle başladı, kesin izlerim. Zaten polisiye komedi seven bir insanım (Brooklyn 9-9 olsun, Polis Akademisi olsun, Bungou Stray Dogs olsun...) ama bu polisiye komediden bağımsız olarak da acayip iyi. 

Kage no Jitsuryokusha ni Naritakute! 2. sezonu, Seijo no Maryoku'nun 2. sezonuyla tamamen aynı klasmanda. 

Watashi no Oshi wa Akuyaku Reijou'yu konusunu okuyunca hoşuma gittiğinden ve taglarda yuri ile komedi olduğundan zaten izleyecektim ama bu kadar hoşuma gideceğini hiç beklemiyordum. Gecenin 4'ünde kahkahalarımda apartmanı uyandırmamak için elimle ağzımı kapatmam gerekti lan dlaslmesdşx, uzun süredir trollük seviyesi ve türü bu derecede yüksek bir şey izlememiştim, iyi geldi. Başkarakterin animenin asıl ve en büyük trolü (ayrıca iflah olmaz bir "gamer chick" ile otaku vekili) olması + "kötü kadın"ın tsundere olması fnslfmlşçesd... Muhteşem ya. Daha animenin başından isekaia "dalış" ile başlamasının bunun işaretini vermesini beklersiniz ama o sırada "yabancılaştırıcı tamamen sürpriz" ile uğraşıyordum (şuradaki 4. paragraf, tabii baştaki alıntıyı paragraf olarak sayıyorsanız 5.), muhtemelen amaçları da buydu çünkü gece uykusunda hapşırarak ölen dağ gibi adamı (gerçekten dağ gibi bu arada, isekailanmadan önce 2 metre falan boyu ve hayvan gibi kasları vardı lan) bile gördüm ama oturduğu yerde içi geçip de otome dünyasında uyanan birini görmek kesinlikle beklentilerim arasında yoktu. Bu da animenin bu trollük seviyesine daha kolay adapte olmamı sağladı (inançsızlığın istemli askıya alınmasına yardımcı olmak lazım tabii). 

Dekoboko Majo no Oyako Jijou da konusunu okuyunca "İzlerim" deyip animeyi izleyince "Evet, kesin izliyorum." dediğim serilerden. Bu arada daha önce hiç anne-kız serisi izlememiştim, başka var mı ondan bile emin değilim, bu değişiklik bir iyi geldi. 

Toaru Ossan no VRMMO Katsudouki'deki adam aynı benim gibi karakter oluşturuyor asjjseşmkld, standart bir "isekai gibi ama aslında oyun evreni" komedi serisi, bunları da aynı ofis romantik komedileri, baba-kız serileri ve isekai-harem-komedi serileri gibi direkt tek lokmada yutuyorum zaten, şimdiye kadar dandiğine evet çok fazla denk geldim ama hiç sonuna kadar dayanamayıp yarım bıraktığım olmadı. 

"Konyaku Haki sareta Reijou wo Hirotta Ore ga, Ikenai Koto wo Oshiekomu: Oishii Mono wo Tabesasete Oshare wo Sasete, Sekaiichi Shiawase na Shoujo ni Produce!" (Amin. Kısaca: Ikenaikyo) da acayip güzel başladı lan. Konuyu okuyunca daha komedi ağırlıklı bir şey bekliyordum ama bu komedi seviyesine de gayet tamamım, herhangi bir itirazım yok.

𐰼𐰓𐰢:𐰇:𐰴𐰖𐰀𐰠𐰃 𐰼𐰓𐰢:𐰈:𐰵𐰗𐰁𐰠𐰄 ᠡᠷᠲ‍ᠡᠮ ᠥ᠃ ᠬᠠᠶᠠᠯᠢ أردم عُ. خيالى Erdem Ö. Hayalî

Delinin teki. Israrla umut etmeye çalışıyor. Gölgesini kovalamakla meşgul. Erdem Ö. Hayalî mahlasıyla kitap* yazdı, şimdi de yayınevlerinin yamyamlıkları ve doğrudan yayıncılık servislerinin onlardan da beter olması nedeniyle umarsızca bir çıkış yolu arıyor. Ha ayrıca bir şeyler daha yapıyor ama netice vermeden, meyve verince olmasa bile en azından tohum çatlayıp filiz çıkmadan bu konuda ağzını sıkı tutmak gibi bir inadı var. Tüm kitaplarını yazdığı mahlası artık bloğunda da (Evet, “blog” kelimesinin G’si yumuşar. Blokun K’si ise yumuşamaz.) kullanıyor.

*Ejderin Mührü (ALMAYIN! Benim yazdığım kitap değil bu, editörün kafasına göre yaptığı değişiklikler ve hatalarıyla dolu bir saçmalık sadece. Bu kitabın imlası, düzenlenmeden önce daha düzgündü lan? Ortadan bölünmüş cümle yoktu en azından. “Düzelteceğiz” demiştim ama artık o kadar da umutlu değilim, neden olmadığıma dair blogda “doğrudan yayıncılık” diye aratarak bilgi edinebilirsiniz. Halihazırda aldıysanız da düzeltme işini yaptıktan sonra -tabii onu da yapabilirsek- bir şeyler ayarlayacağım.)

𐰲𐰓𐰼𐰭:𐰢𐰜𐰼𐰇 ᠡᠵᠲ‍ᠡᠷᠢᠩ ᠮᠥᠭ᠍‍ᠷᠥ اژدريڭ مهرى

INFP 6w5 sp/sx 694 (6w5-9w8-4w3)* EII-Ne RLUEI EFVL melankolik-flegmatik Kaotik nötral

*Üçlü tip teorisinde kanatlar yok biliyorum ama teori devamlı değişip yenileniyor zaten.

☉♓︎   ☽♌︎   Asc♊︎   ☿♈︎♀♒︎♂♈︎♃♓︎♄♈︎♅♒︎♆♒︎♇♐︎⚷♏︎⚸♎︎☊♍︎🜊♏︎

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder