"Keikenzumi na Kimi to, Keiken Zero na Ore ga, Otsukiai suru Hanashi." aslında çok güzel başladı ama izlemeye çalışırken midem bulanıyor. Neden? Çünkü başkarakterle gereğinden fazla empati kuruyorum. Liseyi tam olarak aynı onun gibi geçirdiğim için olsa gerek (animenin başındaki, "sevgilisiz" hâli tabii; gerçi bir şekilde öyle bir kıza açılacak cesareti bulup bir şekilde kabul edilsem devamında da aynı olurdum). İzlemeye çalışırken kendimle, geçmişimle ve hayatımla mücadele ediyorum ama anime gayet güzel; boğazımdaki acı tadı yutup izlemeye çalışacağım. Romantik komedilerin üstümde "Ulan..." etkisi yaptığı ilk sefer değil sonuçta. Bu arada "okulun orospusu" olarak görülen çok romantik komedi esas kızı gördüm (Cidden lan, niye o kadar fazla var? Daha önce hiç fark etmemiştim.) ama gerçekten öyle olanını ilk kez görüyorum (Hajimete no Gal'ı çıktığından beri bilmeme rağmen hâlâ izlemedim gerçi, o yüzden oradaki nasıl bir karakter tam olarak bilmiyorum). Hoshikuzu Telepath beklediğimden daha güzel başladı. Konusunu okur okumaz "İzlerim ben bunu." demiştim zaten ama bu sezon konusunu okuyup "İzlerim" dediğim şeyler beklediğimden daha iyi olma eğiliminde. Daha iki ana karakterin (muhtemelen bunlara bir üçüncü ve yine büyük ihtimalle bir dördüncü de katılacak; bu tür serileri ilk kez izlemiyorum ve Lucky Star'dan beri bu tür serilerin hastasıyım) tanışmasından da "yuri bait"i çaktılar... gerçi zaten animede "yuri bait" olmasını bekliyordum*, asıl "yuri bait" olmasa şaşırırdım (mesela çoğu kişinin direkt yuri olduğunu iddia ettiği Flip Flappers'ta ben neredeyse "yuri bait" bile göremedim ama beni asıl şaşırtan Sakura Quest'te hem "yuri bait" hem de buna yönelik fanartların azlığı oldu, "neredeyse yok" seviyesinde bir azlıktan bahsediyorum bu arada) ama bu kadar çabuk ve aleni biçimde olmasını da hiç beklemiyordum. Bu arada benim en yalnızlıktan kavrulduğum dönemlerimden birinde çıkan animenin bu kadar sevimli (The Cutie) bir başkaraktere sahip olması hakkında ne düşüneceğimden emin değilim. Bazen tüm dünya benimle ve rezil hâlimle taşşşşşak geçiyormuş gibi hissediyorum. Bu arada animeyi izlemeye devam ederken artık kararımı verdim: "Yuri bait" falan değil, dümdüz yuri bu. Kimse bu animenin yuri olmadığına beni ikna edemez. Machikado Mazoku'nun, hatta Mouretsu Pirates'in bile yuri olmadığına ikna olurum da bunun yuri olmadığına ikna olmam, özellikle o, bölüm sonuna yakın gelen ve mangakaya/yazara sorsak direkt kafamıza "Orada arkadaşlığı kastediyor." bahanesini çakacağı "seni seviyorum" sahnesinden sonra. Bu arada yooo, zaten direkt yuriymiş bu; Türkanime'deki taglarda yoktu ama TRAnimeİzle'deki taglarda var. Zaten Türkanime'de %99 ihtimalle yarım kalacak, tamamlansa da arada uzunca bir saçma sapan gecikme dönemi olacak olduğu için direkt TRAnimeİzle'ye geçtim.
*CGDCT serilerinin alametifarikalarından biri, ayrıca neredeyse hiçbirinde erkek karakter olmadığından "ship"lerin çoğu zaten mecburen yuri oluyor. Mangaka/senarist/yapımcı vs. de doğal olarak buradan sağabildiği kadar sağıyor çünkü neden, çünkü para tatlıdır ve "sex sells" adamım. Sadece Pixiv çizerlerine ufacık bir malzeme ver ve arkana yaslanıp olanları izle, sonra da paracıkları say gitsin.
Bu arada Yöresiz'i yarıda bırakmışım gibi gelebilir, evet kısmen öyle oldu. Şu an Bıçağın Sırtındaki Işıltı hakkında iyi, harlayabileceğim bir kıvılcım yakaladım, onu harlamakla meşgulüm. Ama tabii Yöresiz'i sonsuza dek böyle yarım hâlde kesip atmış değilim, Bıçağın Sırtındaki Işıltı'dan -tekrar- bunalırsam veya Yöresiz hakkında bütün bir bölüm yazıp yayımlayabileceğim ilham gelirse tabii ki devam edeceğim. "Ya öyle de olmazsa?" Ya, açıkçası Yöresiz'i zaten baştan beri "kafa dağıtma serisi" olarak yazıyorum. Ara sıra aklıma eser bölüm paylaşırım, ara sıra sanki hikaye yarım hâlde sonsuza kadar bırakılmış gibi olur... ama dediğim gibi, Yöresiz'i yarım bırakma planım asla ama asla yok. En olmadı ona Ejderin Mührü gibi muamele edeceğim yani, merak etmeyin [Kim merak edecekse... Neyse, bot olup olmadığını bilmediğim 2 okuyucumdan (Hâlâ 2 mi lan? Uzun zamandır sadece 1 görüyorum.) biri seviyordur veya internette hasbelkader denk gelenler olur belki.]; o hikaye illaki tamamlanacak. Kurduğum o evreni ve daha yayınlanan bölümlerde olmayan karakterleri öylece bırakmam, çoktan bağlandım. Sadece o hikayenin amacı "kafama estiği zaman, kafama estiği gibi yazmak" olduğu için (yani en baştan var oluşunun tek amacı yazar tıkanıklığı için bir tür "lavabo-aç" olmak olduğu için) amacına uygun davranıyorum.
Şimdi evet, İsrail-Filistin konusu... Bu konuya tavrım aslında gayet net ve zamanında YPG-IŞİD "kapışmaları" için aldığımla aynı: "Yiyin birbirinizi amk, bana ne?" Gerçi mızrak yine bizim götümüze girecek ama Afrika'da kabile savaşı çıksa yine aynısı oluyor, yani bu savaşta illa bir tarafa üzülsem Türkiye'ye üzülürdüm. Açık söylüyorum, benim artık insanlığa üzülecek kadar merhametim, mecalim ve iyi niyetim kalmadı; özellikle de bunlar Ortadoğu gibi hain çukurunun gündelik olaylara dönüşmüş işlerde taraflarsa. Ulan ayrıca, bu Filistinli ibneler zamanında padişah ve halife tarafından konulmuş yasağı sallamayıp topraklarını Yahudilere satmasaydı şimdi İsrail diye bir devlet bile yoktu (olsa bile kimsenin egemenliğini, meşruluğunu ve büyük oranda iç işlerini sorgulayamayacağı bir şekilde, yani savaşarak kurulmuş olarak vardı; İsrail'in bağımsız bir devlet olarak meşruiyetinin sorgulanmasının en önemli sebebi para ve lobicilik ile kurulmuş olması zaten). Bana mı sordular amk topraklarını satarken, şimdi ceremesini çekiyorlar işte; biz sırf isyancıları sürdüğümüzden yüz yıldır var olmayan bir soykırımla suçlanıyoruz (aslında sadece onunla değil, daha bir sürü -ve çoğu şu an bahsettiğimin temel dayanağı olan tehcir gibi buna bir dayanak oluşturacak şeylerden bile yoksun- soykırımla da suçlanıyoruz ama dünya çapında en çok bilinip üstümüze en çok yapışan bu), ne diye evini satıp sonra evini sattığı kişiyi işgalci ilan eden biri gibi davranan -ki Filistin'in yaptığı şey gerçekten de tam olarak bu-, bayrakları halifenin cihat çağrısına uymayıp da Türk katliamı yapmayı temsil eden (Arap İsyanı Bayrağı'nı bir araştırın bakalım) bir ülke için üzüleyim ki? Ha İsrail'in de ayrıca amına koyayım ama konu bu değil, gerçi karşılaştırma İsrail vs. Filistin yerine Arap vs. Yahudi olduğunda bu iki kardeş halkın (şaka değil bu arada, Semitik halklar neymiş bir bakıverin) hangisinin tarih boyunca Türklere her anlamda ve konuda daha yakın olduğu açık (birkaç ipucu vereyim: Hazar Kağanlığı, Reşidüddin, II. Bayezid -ki şu an isim vermeden anlattığım şey yaptığı sınırlı sayıda doğru işten biridir ama elbette bu hıyar yüzünden Rönesans'ı kaçırdığımız gerçeğini unutturmaya yetmez-). Ha bu arada İsrail-Filistin olayları 3. Dünya Savaşı'nı tetikler mi diye düşünenler var, kendilerine Tanrı Teala'dan akıl fikir diliyorum. Rusya-Ukrayna ile başlamayan WW III klasik, artık rutine binmiş Ortadoğu hançerleşmesiyle siksen başlamaz, merak etmeyin.
𐰼𐰓𐰢:𐰇:𐰴𐰖𐰀𐰠𐰃
𐰼𐰓𐰢:𐰈:𐰵𐰗𐰁𐰠𐰄 ᠡᠷᠲᠡᠮ ᠥ᠃ ᠬᠠᠶᠠᠯᠢ أردم عُ. خيالى
Erdem Ö. Hayalî
Delinin teki. Israrla umut etmeye
çalışıyor. Gölgesini kovalamakla meşgul. Erdem Ö. Hayalî mahlasıyla kitap*
yazdı, şimdi de yayınevlerinin yamyamlıkları ve doğrudan yayıncılık
servislerinin onlardan da beter olması nedeniyle umarsızca bir çıkış yolu
arıyor. Ha ayrıca bir şeyler daha yapıyor ama netice vermeden, meyve verince
olmasa bile en azından tohum çatlayıp filiz çıkmadan bu konuda ağzını sıkı
tutmak gibi bir inadı var. Tüm kitaplarını yazdığı mahlası artık bloğunda da
(Evet, “blog” kelimesinin G’si yumuşar. Blokun K’si ise yumuşamaz.) kullanıyor.
*Ejderin Mührü (ALMAYIN! Benim yazdığım
kitap değil bu, editörün kafasına göre yaptığı değişiklikler ve hatalarıyla
dolu bir saçmalık sadece. Bu kitabın imlası, düzenlenmeden önce daha düzgündü
lan? Ortadan bölünmüş cümle yoktu en azından. “Düzelteceğiz” demiştim ama artık
o kadar da umutlu değilim, neden olmadığıma dair blogda “doğrudan yayıncılık”
diye aratarak bilgi edinebilirsiniz. Halihazırda aldıysanız da düzeltme işini
yaptıktan sonra -tabii onu da yapabilirsek- bir şeyler ayarlayacağım.)
𐰲𐰓𐰼𐰭:𐰢𐰜𐰼𐰇 ᠡᠵᠲᠡᠷᠢᠩ ᠮᠥᠭ᠍ᠷᠥ اژدريڭ مهرى
INFP 6w5 sp/sx 694 (6w5-9w8-4w3)* EII-Ne
RLUEI EFVL melankolik-flegmatik Kaotik nötral
*Üçlü tip teorisinde kanatlar yok
biliyorum ama teori devamlı değişip yenileniyor zaten.
☉♓︎ ☽♌︎ Asc♊︎ ☿♈︎♀♒︎♂♈︎♃♓︎♄♈︎♅♒︎♆♒︎♇♐︎⚷♏︎⚸♎︎☊♍︎🜊♏︎
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder