Evet, gerekli ilgiyi toplayıp merakı oluşturduğuma göre konuya geçebilirim. Bu arada ne fark ettim, "Bir insan bünyesinde en fazla ne kadar gereksiz bilgi barındırabilir?"in cevabıyım resmen. Neyse...
Evet; öncelikle "kök dil". Basitçe anlatmak gerekirse; dillerde insanlar gibidir. Tek bir atadan ortaya çıkmışlar ve daha sonra ayrılmışlardır. Ayrılma da bütün halde olmamış, parça parça olmuştur.
R-Z konusu... Göz, gör(mek) ve kör kelimelerinin ortak kökten geldiği aşikar. Peki ya gözün sonundaki "Z" sizi de rahatsız etmiyor mu? R'den Z'ye dönüşüm, Hunca döneminde (İlk-Türkçe'nin parçalanmasından çok kısa bir süre sonra yani) başlayıp yine o dönemin sonlarında tamamlanmıştır.
Ha, bu arada; milletler ve kullandıkları diller her zaman akraba olmayabilir. Mesela Bulgarlar safkan Slav olmamasına rağmen Bulgarca saf bir Slav dilidir.
Neyse; R-Z diyorduk... Her üç kelimenin de kökü "Kör"dür. KÖR->KÖRZ->KÖZZ->KÖZ->GÖZ, KÖR->GÖR ve KÖR. Gör'ü çekimleyelim hatta;
Dur bir, şimdi aklıma geldi. Bu konunun daha iyi anlaşılması için; ilk-Türkçe çoğul eklerine ihtiyacımız var. Günümüz çoğul eki bir tane: Lar/Ler. Ama ilk-Türkçe'de ayrıca bir çoğul eki daha vardı: Z. Kelime sonuna getirilen Z, kelimeye çoğulluk katar. Günümüzde çoğul eki olarak yok olmuş olsa da hala bu çoğul ekiyle yapılmış bir çok kelimeyi kullanıyoruz: Diz, Biz, Siz. (Biz ve Siz kelimeleri; Ben ve Sen kelimelerine Z çoğul ekinin eklenmesiyle oluşmuştur. MEÑ->MEZ->MİZ->BİZ, SEÑ->SEZ->SİZ) Z çoğul eki hakkında şu var: Eğer son ses çiftli bir sesse atılır, tekil sesse korunur. Ama tekil sesler korunsa bile eninde sonunda kaybolur.
Türkiye Türkçesi, Batı Oğuzca'dan doğmuştur. (Batı Oğuzca'dan doğan diğer diller: Azerbaycan Türkçesi ve Gagavuzca). Batı Oğuzca ise Oğuzca'dan doğmuştur. (Oğuzca'dan doğan diğer diller: Doğu Oğuzca [Türkmence, Horasan Türkçesi], Güney Oğuzca [Kaşgayca, Afşarca, Aynallu dili, Sonkori] ve Salarca). Oğuzca ise Eski Türkçe'den doğmuştur. (Eski Türkçe'den doğan diğer diller: Kıpçakça [Kırım-Tatarcası, Kumıkça, Karaçay-Balkarca, Karaimce, Kumanca, Tatarca, Başkurtça, Kazakça, Kırgızca, Karakalpakça, Nogayca], Uygur kök dili [Çağatayca, Özbekçe, Göktürkçe, Uygurca, Yugurca, Eynuca, İli Türkçesi], Sibirce [Yakutça, Dolganca, Hakasça, Şorca, Tuvaca, Tofaca-Karaçay, Altayca, Çulimce] ve Argu [Halaçça]). Oğuzca ise ilk-Türkçeden doğmuştur. (İlk-Türkçe'den doğan tek diğer dil Bolgar kök dilidir. [Bolgarca -Bulgar Türkçesi-, Çuvaşça, Avrupa Huncası, Avarca]).
Peki ya ilk-Türkçe nereden doğmuş? İlk-Türkçe'nin kökeni; Türk-Moğol kök dilidir. Daha sonra İlk-Türkçe ve Moğol kök dili olarak ayrılmıştır. Bu arada, Moğollarla bir çok ortak ya da benzer kelimemiz var ama ayrılma çok erken gerçekleşmiş durumda; ortak kelimelerin çoğunun kökeni ise Uygur dönemine dayanıyor. Bu arada Moğol kök dilinden doğmuş olan üç dil var: Moğolca, Buryatça ve Kalmukça.
Buraya kadar tamam da; Türk-Moğol kök dili nereye dayanıyor? Türk-Moğol kök dilinin kökeni ise Altay kök dili. (Ki içinden Korece, Japonca ve Ainu dilini de çıkarmış bir kök dildir). Ainu dili ne diye sorarsanız; sadece Japonya'nın en kuzeyi, Rusya'nın en güneydoğusu ve Çin'in en kuzeydoğusunda yaşayan bir halkın (Ainu halkı) konuştuğu dil.
Altay kök dili, ne güzel.. O da ilk-dil di mi? Değil! Altay kök dilinin kökeni Ural-Altay kök dili. Bu arada bu kök dil Ő sesini de içeriyordu muhtemelen çünkü Macarca'da hala bu harf yazılır ve kullanılır.
Ural-Altay kök dili daha sonra Ural kök dili ve Altay kök dili olarak bölünmüştür ki Ural kök dili içinden Fince, Macarca ve Estonca'yı çıkarmış ve Avrupa'da Hint-Avrupa etkisinden korunabilmiş bir kök-dildir.
Ural-Altay kök diliyle ilk-dil arasında bir geçiş aşaması var: Bu aşamadaki durum her neyse, bazı Kızılderili kabile dilleri ve Sümerce'yi de içinden çıkarmış bir durum olduğunu belirtmekte fayda var.
Neyse işte, en nihayetinde de ilk-dil. Hadi ben kaçtım.
Evet; öncelikle "kök dil". Basitçe anlatmak gerekirse; dillerde insanlar gibidir. Tek bir atadan ortaya çıkmışlar ve daha sonra ayrılmışlardır. Ayrılma da bütün halde olmamış, parça parça olmuştur.
R-Z konusu... Göz, gör(mek) ve kör kelimelerinin ortak kökten geldiği aşikar. Peki ya gözün sonundaki "Z" sizi de rahatsız etmiyor mu? R'den Z'ye dönüşüm, Hunca döneminde (İlk-Türkçe'nin parçalanmasından çok kısa bir süre sonra yani) başlayıp yine o dönemin sonlarında tamamlanmıştır.
Ha, bu arada; milletler ve kullandıkları diller her zaman akraba olmayabilir. Mesela Bulgarlar safkan Slav olmamasına rağmen Bulgarca saf bir Slav dilidir.
Neyse; R-Z diyorduk... Her üç kelimenin de kökü "Kör"dür. KÖR->KÖRZ->KÖZZ->KÖZ->GÖZ, KÖR->GÖR ve KÖR. Gör'ü çekimleyelim hatta;
Dur bir, şimdi aklıma geldi. Bu konunun daha iyi anlaşılması için; ilk-Türkçe çoğul eklerine ihtiyacımız var. Günümüz çoğul eki bir tane: Lar/Ler. Ama ilk-Türkçe'de ayrıca bir çoğul eki daha vardı: Z. Kelime sonuna getirilen Z, kelimeye çoğulluk katar. Günümüzde çoğul eki olarak yok olmuş olsa da hala bu çoğul ekiyle yapılmış bir çok kelimeyi kullanıyoruz: Diz, Biz, Siz. (Biz ve Siz kelimeleri; Ben ve Sen kelimelerine Z çoğul ekinin eklenmesiyle oluşmuştur. MEÑ->MEZ->MİZ->BİZ, SEÑ->SEZ->SİZ) Z çoğul eki hakkında şu var: Eğer son ses çiftli bir sesse atılır, tekil sesse korunur. Ama tekil sesler korunsa bile eninde sonunda kaybolur.
Türkiye Türkçesi, Batı Oğuzca'dan doğmuştur. (Batı Oğuzca'dan doğan diğer diller: Azerbaycan Türkçesi ve Gagavuzca). Batı Oğuzca ise Oğuzca'dan doğmuştur. (Oğuzca'dan doğan diğer diller: Doğu Oğuzca [Türkmence, Horasan Türkçesi], Güney Oğuzca [Kaşgayca, Afşarca, Aynallu dili, Sonkori] ve Salarca). Oğuzca ise Eski Türkçe'den doğmuştur. (Eski Türkçe'den doğan diğer diller: Kıpçakça [Kırım-Tatarcası, Kumıkça, Karaçay-Balkarca, Karaimce, Kumanca, Tatarca, Başkurtça, Kazakça, Kırgızca, Karakalpakça, Nogayca], Uygur kök dili [Çağatayca, Özbekçe, Göktürkçe, Uygurca, Yugurca, Eynuca, İli Türkçesi], Sibirce [Yakutça, Dolganca, Hakasça, Şorca, Tuvaca, Tofaca-Karaçay, Altayca, Çulimce] ve Argu [Halaçça]). Oğuzca ise ilk-Türkçeden doğmuştur. (İlk-Türkçe'den doğan tek diğer dil Bolgar kök dilidir. [Bolgarca -Bulgar Türkçesi-, Çuvaşça, Avrupa Huncası, Avarca]).
Peki ya ilk-Türkçe nereden doğmuş? İlk-Türkçe'nin kökeni; Türk-Moğol kök dilidir. Daha sonra İlk-Türkçe ve Moğol kök dili olarak ayrılmıştır. Bu arada, Moğollarla bir çok ortak ya da benzer kelimemiz var ama ayrılma çok erken gerçekleşmiş durumda; ortak kelimelerin çoğunun kökeni ise Uygur dönemine dayanıyor. Bu arada Moğol kök dilinden doğmuş olan üç dil var: Moğolca, Buryatça ve Kalmukça.
Buraya kadar tamam da; Türk-Moğol kök dili nereye dayanıyor? Türk-Moğol kök dilinin kökeni ise Altay kök dili. (Ki içinden Korece, Japonca ve Ainu dilini de çıkarmış bir kök dildir). Ainu dili ne diye sorarsanız; sadece Japonya'nın en kuzeyi, Rusya'nın en güneydoğusu ve Çin'in en kuzeydoğusunda yaşayan bir halkın (Ainu halkı) konuştuğu dil.
Altay kök dili, ne güzel.. O da ilk-dil di mi? Değil! Altay kök dilinin kökeni Ural-Altay kök dili. Bu arada bu kök dil Ő sesini de içeriyordu muhtemelen çünkü Macarca'da hala bu harf yazılır ve kullanılır.
Ural-Altay kök dili daha sonra Ural kök dili ve Altay kök dili olarak bölünmüştür ki Ural kök dili içinden Fince, Macarca ve Estonca'yı çıkarmış ve Avrupa'da Hint-Avrupa etkisinden korunabilmiş bir kök-dildir.
Ural-Altay kök diliyle ilk-dil arasında bir geçiş aşaması var: Bu aşamadaki durum her neyse, bazı Kızılderili kabile dilleri ve Sümerce'yi de içinden çıkarmış bir durum olduğunu belirtmekte fayda var.
Neyse işte, en nihayetinde de ilk-dil. Hadi ben kaçtım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder