Öne Çıkan Yayın

Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)

İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~

5 Ekim 2015 Pazartesi

Soul Hunted 3. bölüm

3. Bölüm: Kan ve Ateş

Anzu-sensei, "hey, shinki'nin burcu ne?" diye sordu. "Shinki'min burcu mu? Shinki'lerin burçları mı var?" Oldukça şaşırmıştım. Öğretmen, açıkladı: "Her shinki'nin burcu ve hatta yıldız haritası vardır." Şaşırmıştım, peki, ama nasıl öğrenecektik? "Ona sorman gerek," dedi öğretmen. "Tıpkı nigai'a ulaşmak gibi." Ah, nigai... Shinki'ler; ilk başta Ichigai halinde bulunurlar. Daha sonra, onların güvenini kazanırsan; nigai formunu aktif edebilirsin. Hatta, Sankai formu olduğunu söyleyenler de var. Ama kayıtlı bir şey yok. Sordum; ama cevap alamadım. Bu arada, Hatsune Tsu ve Chi eskisinden daha mı yakınlar? Of, yine benim başımı ağrıtacak bir ilişki. Neyse; Hatsune Tsu pek fazla sızlanmaz diye umuyorum. Peki ama... Tomoko? Ah! Nasıl unuttum? Daisuke'yle samimi olursam eğer... Tomoko'nun nelerden hoşlandığını öğrenebilirim. Daisuke'nin yanına gittim, "Hey! Ceketinden anladım. Sen, geimu te..." Eliyle ağzımı kapadı ve diğeriyle sus işareti yaptı. "Şşşt..." Tamam, bunun bilinmesini istemiyor gibiydi. Elimle tamam işareti yaptım ve konuştum. Ah, bu zorlu bir şey... Başkalarıyla konuşurken hep çekinirim. Daisuke, ailesi uzakta olduğundan Tomoko'ların yanında kalıyormuş. Ruhları görebildiği bariz; aksi halde bizim sınıfa vermezlerdi. Konuşmanın bir yerinde, "Hey" dedi. "Shinki'mi bulunca senle kapışalım." Yutkundum. Aiko'nun ardından bu çok ağır gelmişti. Ama; depoda daha önce kimseyi kabul etmemiş pek çok shinki vardı. Bunlardan, joystick şeklinde olanı da vardı. Bunu ona söyledim, oldukça ilgisini çekti. Öğretmen, "O çok saldırgan bir shinki... Seni efendisi seçse bile, sana zarar vermekten çekinmeyecektir." Ama öğretmen bunu söylediği halde, onun gözleri parlıyordu. Mazoşist mi bu adam?

Bu arada; sınıfta tuhaf bir şey vardı. Bu tuhaf hava da ne böyle? Ayakashi? Hayır, onlar hemen hissedilirler. Bu bir cin olmalı... Ah, Hatsune Tsu; shinki'siyle Chi'nin yaralarını iyileştiriyordu. Mikroplar da bir kötü ruh türüydü. Ama; Chi, bir şekilde devamlı yaralı kalmayı başarıyordu. Bunu bizzat kendisi söylemişti. "Ah!" Al işte, yine bir yerini kanattı. Bunları arkamızda bırakıp; depoya indik. Joystick şeklindeki shinki'yi aldı ve tuşlarına basmaya başladı. Önümüzde, ateş, su, toprak ve hava; tuşlara göre hareket ediyordu. "Simya tabanlı bir shinki demek? Nadir olduklarını duymuştum" dedi Daisuke. Bu shinki, gözümün önünde bir kaç kişiyi diri diri yakmıştı; ama şu an tamamen ona itaat ediyordu. Öğretmenimiz de buna çok şaşırmış gibiydi. Sanırım, dedi Daisuke. "Lafza gerek yok?"
-Hayır, simya tabanlı shinki'lerde, tıpkı bükücülerde olduğu gibi lafza gerek yoktur.
Diye cevap verdi öğretmen.

Daisuke'nin gözünden:

Tomoko'nun sevdiği bu kişi... Sanırım onunla iyi anlaşacağız. Shinki'mi kullanırken, adeta rahatlıyordum. Bu, tıpkı PS atmak gibiydi. Yukarı çıktık. Aiki, Tomoko karşısında kızarıyordu. O da Aiki karşısında kızarıyordu. Komik... Tomoko'nun kulağına eğilip, "Seni destekliyorum" diye fısıldadım.

Aiki'nin gözünden:

Dışarıda, yeni bir fırtına çıktı. Çıktığımızda; ayakashi'ler, onları kontrol eden bir akuma ve... Aiko'yu gördük. Herkes, bana baktı. Aiko'yla çok benziyoruz, görünüş olarak sadece. Ben, "onu bana bırakın" dedim. Ve zıplayarak, üstünde bulunduğu tepeye çıktım. "O, gelmişsin küçük kardeş..." deyip sırıttı. "Kapa çeneni!" diye bağırdım. "Kabul et! İkimiz de ayakashi'yiz..." Hayır, diye bağırdım. "Ben... Ben... Ben senin gibi değilim! Kan bağımız var, doğru... Lanetli ayakashi kanına sahibiz... Ama... Sen, asıl türünü yok saydın!" Ah, dedi Aiko. "Ayakashi'ler, pek çok yönden insanlardan üstünler." dedi. "Sen... " Tam devamını getirecektim ki, karnıma ayakashi'lerden yapılma bir mızrak saplandı. Kan tükürdüm. Geri doğru yatarak düştüm. Gözlerim kapanırken, o boyut kapısını açmış ve kaçıyordu. Uyandığımda hastanedeydim. Herkes başımdaydı. "Hastane odasına bu kadar kişi alıyorlar mı ya?" deyip gülmeye ve kalkmaya çalıştım ama öğretmen "Hayır, yatmalısın. Tüm omuriliğin parçalanmış. Neyse ki, her nasılsa, etlerinde hasar yok." Ah, lanetli kanım ilk kez bir işe yaradı demek... Bu arada, yavaşça herkes odayı terk etti ve en son Tomoko, Daisuke ve ben kaldık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder