Oh be, Do It Yourself!'in ilk bölümü çevrilmiş nihayet. Çevirinin devam edeceğine de asla inanmıyorum bu arada. Popüler bir seri çıktığında üç yüz tane fansub çeviriyor, böyle niş animeler hep geç çevriliyor, yarım kalıyor, tamamlansa da beş yıl sonra tamamlanıyor vs. Hayır hıyar fansublar çevirmedikleri animeyi başkası çevirince de laf ediyorlar bir de. Evet lan Puzzle Fansub, sizden bahsediyorum. Bir daha bizden hiçbir şey izlemeyin demiştiniz, sizden başka çeviren olduğu sürece de öyle yapıyorum. Kitleyi karşınıza almayacaktınız, büyük hata. Ulan ayrıca, eğer dışsal sebeplerden çevirip bölüm atamıyorsanız bir açıklama yapsaydınız o zaman. Hiç bir şey demeden güncel -hatta nispeten de popüler- animeye üç ay boyunca bölüm atmayı durdurunca çeviriyi bıraktığınız dışında ne düşünmemizi bekliyorsunuz? Gerçi Do It Yourself!'in (DIY diye anime mi olur aq?) altındaki yorumlara bakınca fansublara da hak veriyorum. Çevirsen de bu geri zekalı kitle izlemeyecek zaten, ne diye uğraşsınlar ki? Bu animeyi izleyecek olanlar muhtemelen Türkanime'den çoktan ban yemiştir, o yüzden bu tür animelerin kitlesi zorunluluktan gizli oluyor. Neyse, animeyi seveceğimi zaten biliyordum da başkarakter (Serufu. O da "self"in Japonca telaffuzu nesnfels. Gerçi komşusu -ve belli ki yakın arkadaşı- olan kıza Purin [puding] dediğine göre gerçek adı Serufu olmayabilir. Öyleymiş lan kandls.) harbi ayrı efsane lan wkfnwlsd. Purin de tsundereliği biraz fazla kaçmış bir karakter, tsundere sevsem de karakteri sevdim mi yoksa karaktere gıcık mı oldum algılayamıyorum. En son Eva karakterleri hakkında böyle hissetmiştim. O değil de Serufu kaç hayvanın var la? naslksal. Kedi, köpek ve domuz klajlşass. Shinobi no Ittoki... Yani... Harbiden olmamış bu anime be. Hayır aslında kurgupalana ("lore") bakıyorsun, ucundan kıyısından anlatılan arka plan hikâyesine bakıyorsun, konuya temaya bakıyorsun... Müthiş bir anime ama potansiyelini komediyle heba ediyor. Hayır işin ilginç tarafı komik de değil. Komik olsa "Komedi lan bu zaten." deyip Gintama muamelesi yapacağım ama komik de değil ki aq. Komedi de değil zaten, yapımcılar gayet ciddi olduklarını düşünüyor. İzlersem sırf başkarakterin amcası ve teçhizatçı kız için izlemeye devam ederim.
Şimdi, Mustafa oğlu Mustafa diye bir herif tarafından yazılan ve günümüz diline Bir Osmanlı Bürokratının Uzakdoğu Seyahati diye çevrilen, orijinal adıysa Aksâ-yı Şark'ta Bir Cevelân yani "Uzakdoğu'da Bir Gezinti" olan bir seyahatname okumaya çalışmıştım zamanında. Herif Japonya'ya kadar gitmiş... Gitmiş gitmesine de ben Hindistan'dan ileri gidemedim. Bildiğin acı çekiyordum okurken. Tabii başta bunu seyahatname sevmediğim olarak yorumlamıştım ama sonra herifin yerel kültürlere karşı olan tavrının beni ittiğini fark ettim. Yerel Hint inançlarından bahsederken "Oruçları da oruç değildir, oruçluyken şunu yerler bunu yemezler..." falan yazdığı bir kısım var. Birader, acaba gayrimüslim olduklarından dolayı oruçları Müslüman orucundan farklı olabilir mi amk? Hiç düşünmüş müydün bu ihtimali? Herif dümdüz yani, direkt tek taraflı bakıyor her şeye. Feci itti beni.
Disco Elysium, Steam indirimlerinde 15 liraya düşünce -hele bir de Steam Efendi kurları arttırmışken- "Bu fırsat kaçmaz." deyip aldım. Lan seçenek fazlalığıyla, karakter ağacıyla (Ne denir buna emin olamadım. Oyunu biliyorsanız hani o berduş polis, Ravechol milliyetçiliği falan var ya. Hah işte hem onlardan hem de içimdeki deniz falan onlardan bahsediyorum. Yetenek ağacı denir mi ki buna? Bence denmemeli.), zar sistemiyle, kafana göre takılma imkanıyla falan o yıllardır aradığım masaüstü RPG tadını veriyor. Müthiş be. Şimdi "Neden masaüstü RPG tadı arıyorsun ki?" diye sorarsanız masaüstü RPG oynayacağım arkadaşım yok. Arkadaşım varken de yoktu. O değil de ilk oynayışımda başlangıç hikâyesinden sonra yani oynayışa alıştıktan, mantığı kavradıktan sonra "Hah, Behzat Ç oluyoruz." dedim (yani, seçimlerim o yöndeydi...), aralarda bir yerde Fox Mulder'a döndüm, en son olarak da karmakarışık bir şey olup moralsizlikten vefat ettim. Bünyeye az vermem feci zorladı beni. Bir de asla para bulamadım yani. Lena'nın broşunu keşke satmadan geri vermeseydim... Gerçi geri almaya çalıştığımda herif "Sattım ben onu." da diyebilirdi. Neyse, tekrar tekrar oynarım ben bunu. Nasıl bir karaktere büründüğüne göre gidişat değişiyor tabii.
Delinin teki. Israrla umut
etmeye çalışıyor. Gölgesini kovalamakla meşgul. Erdem Ö. Hayali mahlasıyla
kitap* yazdı.
*Ejderin Mührü (ALMAYIN!
Benim yazdığım kitap değil bu, editörün kafasına göre yaptığı değişiklikler ve
hatalarıyla dolu bir saçmalık sadece. Bu kitabın imlası düzenlenmeden önce daha
düzgündü lan? Ortadan bölünmüş cümle yoktu en azından. Düzelteceğiz.
Halihazırda aldıysanız da düzeltme işini yaptıktan sonra bir şeyler
ayarlayacağım.)
𐰲𐰓𐰼𐰭:𐰢𐰜𐰼𐰇
ᠡᠵᠲᠡᠷᠢᠩ ᠮᠥᠭ᠍ᠷᠥ اژدريڭ مهرى
INFP 6w5 sp/sx 694 (6w5-9w8-4w3)*
EII-Ne RLUEI EFVL melankolik-flegmatik Kaotik nötral
*Üçlü tip teorisinde
kanatlar yok biliyorum ama teori devamlı değişip yenileniyor zaten.
☉♓︎ ☽♌︎ Asc♊︎ ☿♈︎♀♒︎♂♈︎♃♓︎♄♈︎♅♒︎♆♒︎♇♐︎⚷♏︎⚸♎︎☊♍︎🜊♏︎
𐰼𐰓𐰢:𐰇𐰢𐰼 ᠡᠷᠲᠡᠮ ᠥᠮᠧᠷ اردم عمر Erdem Ömer
ㅔㄹ뎀 ㅓ맬 エルデム・ヨマー ᛖᚱᛞᛖᛗ ᛟᛗᚫᚱ
埃德姆歐瑪爾 Ердем Өме́р
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder