Öne Çıkan Yayın

Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)

İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~

31 Mart 2022 Perşembe

Durum Raporu: DDLC (Yine), Bahar Havasından Mıdır Nedir, Bir Şeyler Daha

Bu arada yine DDLC izliyorum. Bu kez farklı birinden. Pek anime kültürü yok yine ama hiç mi ondan emin değilim. Ha izlemediğini söyledi ama azıcık bilgidir, şeydir var gibi duruyor. Şunu fark ettim: Bu kesinlikle en az 3 kez oynanması gereken bir oyun. 3 kıza da yazarak her hikâyeyi öğrenmek ve bütün değişkenleri görmek lazım. Bir de ilk/tek oynayışta Sayori'ye yazmak zaten mümkün değil, en fazla malum olaydan sonra Sayori'nin hangi kelimeleri sevdiğini kestirebiliyorsun. E o zaman da bir önemi kalmıyor zaten. Bu arada bunu daha önce de söyledim: Monika, şerefsizsin kızım. Öyle böyle değil, ağır şerefsizsin. Şerrrrrrrrrrrefssssizsin. Tamam senin durumunu da biliyoruz o ayrı ama... Geçit kalamarı seni (Mon-ika esprisini anlamadıysanız veya İngilizce vs. üzerinden zorladıysanız bunu da anlamazsınız, çok takmayın). Bu arada ana karakter, hani şu oynattığımız, ağır derecede odun ve kanser ya. Tekrar fark ettim bunu. Bu arada Yuri inanılmaz tatlıymış lan, bunu izlerken onu fark ettim. Yuri anlayabildiğim, bağ kurabildiğim bir karakter ama farklı koşullar ve konular gereği Sayori'yi ve -dere fetişim sağ olsun (Harbiden fetiş boyutunda bu bu arada. Dur ben azıcık kendime sinir olayım yazıdan sonra. Yandere, tsundere, dandere, kuudere hiç fark etmez... O değil de ben kendi yazdığım kitabı okurken* fark ettim bunu ama Kyouka'nın inanılmaz yandere eğilimleri var lan. En iyi -dere tipi danderedir bu arada.) Natsuki'yi daha çok seviyorum, hatta ilk oynamamın ilk kısmında Monika'yı bile daha fazla seviyordum ama inanılmaz tatlıymış lan Yuri.

*"Hangi kitap?" diye de sormayın artık. Bak geçen bölüme de yorum gelmedi zaten, harbiden okunmuyor mu lan bu blog? Neyse. Birilerinin görmesini istemesem, bunun içim umut etmesem Word'de vs. yazarım zaten. Alttaki o biyo mu ne haltsa ona bakın, orada yazıyor zaten. Hazır kitap mitap demişken, aslında yazmak konusunda Yuri ile aynı şekilde düşünüyorum: Yazmanın en hakiki şekli kendine yazmaktır. Öte yandan, eğer birilerinin okumasını istemesem blog yazmaz veya kitap yayımlatmazdım.

Artık bahar havasından mı yoksa başka bir halttan mı bilmiyorum ama şu şerefsiz umutsuz durumum geçti. Yalnızlıktan ölen de kısmen saldı beni. Şu an kim başta emin değilim, bir tür fetret devrine de girmiş olabilirim. Umutsuz hayalperest de olabilir bak. Bunun bir de romantik hayalperesti var, hiç çekilmiyor. Valla. Neyse, umutsuz hayalperestse yine iyi. Hayır yine yazacak bir iki şeyim var ama bir cümlelik, iki cümlelik. Sinirimi bozdu.

Şu aralar bir şeylerle uğraşıyorum, "Olursa olsun, olmazsa da... Eh, zaten şimdiye kadar olmadı; hayatımda ne değişiklik olacak ki?" kafasındayım. "Yıkılma"dan çıktım sonunda, çöpe gitmiş olduğu için yok hükmündeki tek başarım hakkında ne yapacağıma iyice karar verip buna eğildiğimden de olabilir, başka bir şeyden de... Neyse. Aslında beni hem aşk hem iş konusunda umutlandıran birden fazla örnek var: Kendim gibi birkaç umutsuz bahtsız bedeviyi öyle ya da böyle, az ya da çok tanıyorum da... O yüzden umudumu ve hatta zihnimi koruyabiliyorum zaten. Aslında gelecek hakkında artık bazı şeylere karar verdiğim, oturttuğum ve "Ne olacaksa olsun be." dediğim için de öyle olabilir bak. Bildiğin Sayori gibiydim bir hafta mı ne önceye kadar. Bak, Sayori diyerek ilk paragrafa gönderme yaptım. Biz buna "devamlılık" diyoruz işte. Biz kimiz onu ben de bilmiyorum.

Sosyonik beni yine sinir etti. Fonksiyon olarak IEE mi ne -ki INFj diye de söylenir- INFP ama IEI de kısaltma olarak INFp. Ben artık vazgeçtim, kısa açıklamalardan gidiyorum. Yazdığım karakterleri bir tiplemeye tabi tuttum da iyice karışmış ortalık... Hah, onların bazılarının MBTI tipi ile Sosyonik tipi aynı (yani dörtlü harf bazında aynı), bazısının fonksiyon olarak aynı ama dörtlü harf bazında farklı. Yeter ulan. Delirttiniz iyice. Teoriyi de şeyi de...

O değil de ben maaşlı bir işe falan girsem muhtemelen eve haciz gelir. Neden? Çünkü "Şimdi param yok." şeyleri -ki bunlar az çok gerekli olanlar, hani öyle evi koleksiyonluk bıçaklarla doldurmak vs. gibi şeylerden bahsetmiyorum- iyice çığırından çıktı. Yeter ulan. Hayır bir de koleksiyon olsun kitaplık olsun başka şeyler olsun... Ulan yine umutsuzluğa düşeceğiz. Hay s... Neyse. Boş verelim şimdilik.

Delinin teki. Israrla umut etmeye çalışıyor. Gölgesini kovalamakla meşgul. Erdem Ö. Hayali mahlasıyla kitap* yazdı.

*Ejderin Mührü

Kaotik nötral INFP 6w5 sp/sx 694 (6w5-9w8-4w3) IEI-Ni RLUEI EFVL melankolik-flegmatik.

☉♓︎   ☽♌︎   Asc♊︎   ☿♈︎♀♒︎♂♈︎♃♓︎♄♈︎♅♒︎♆♒︎♇♐︎⚷♏︎⚸♎︎☊♍︎🜊♏︎

☣ ☪ ۞ 🏹 𐰾𐰠𐰾 🐏 🍎

 𐰼𐰓𐰢:𐰇𐰢𐰼 ᠶᠡᠷᠦᠳᠧᠮ ᠥᠮᠧᠷ اردم عمر Erdem Ömer

ㅔㄹ뎀 ㅓ맬 エルデム・ヨマー ᛖᚱᛞᛖᛗ ᛟᛗᚫᚱ

埃德姆歐瑪爾 Ердем Өме́р

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder