Öne Çıkan Yayın

Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)

İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~

28 Kasım 2019 Perşembe

Normal İşte Ya

İnternetim hâlâ yok (bu sefer tamamen yok, bağlantı bile gözükmüyor; bunu da hotspottan yazıyorum) ama hırsımı kaybetmek üzereyken karamsarlığım geçti. Bir süre mecburi olarak ev dışında olmak iyi gelmiş olsa gerek. Lamel parçalardan deri zırh yapıyorum, ön kısmını tamamlamıştım zaten; arka kısmına başladım, o da iyi gelmiş olabilir.

Elde kılıç çevrilen bir hareket vardır, gerçi bu anlatımla biliyorsanız da anlamazsınız ya. Video falan bulabiliyorsam bir bakayım. Gerçi "elde kılıç çevirme" deyince Google efendiye yeterince sonuç çıkıyor, neden bahsettiğimi anlamadıysanız arayıverin. O hareketi yapmak istiyorum ama kolumu keserim diye korkuyorum; katana saplı şemsiyeyi kullanarak birkaç deneme yaptım da yapabiliyorum. Gerçi sonrasında elimden kaçırıyorum kılıcı genelde ama o ayrı bir konu.

Aklıma yazacak başka bir şey gelmediği için, bu yazı ben tatmin olana kadar bekleyecek. Artık yarın mı olur, sonraki hafta mı, sonraki ay mı, bilemeyeceğim.

"Kesin kaldım" diye düşündüğüm, maks. 30 alacağımı düşündüğüm bir ders vardı, ucu ucuna da olsa geçer not almışım. İkinci sınava daha iyi çalışacağım o ders için, hayvan gibi çalışacağım ikinci sınava. Öyle böyle değil.

Siyasi görüşüm yok. Daha doğrusu Türkiye'deki herhangi bir siyasi partiyi benimseyemiyorum, hepsi birbirinden beter. Karar vermekte asla iyi olmadım zaten; on dördümle on yedim, on yedimle de şimdiki halim arasında dağlar kadar fark var ama bazı şeyler (mesela kararsızlığım) aynı.

Müslümanım ama mezhebim biraz karışık. Normalde ailem Hanefi (haliyle o şekilde yetiştirildim) ama Sünnilikte Kuran'da açıkça yazan şeyler için bile başka kaynaklara başvuruluyor, Kurancılar da her şeye şirk diyorlar. Şia hakkında da benim bilgim yok. O yüzden de temel olarak Kuran'ı alan ama hadis ve sünneti tamamen reddetmeyen (ama ilk kaynak olarak da almayan), tamamen benden ötürü de hafiften ezoterizme kayan kendime özgü bir mezhebim var.

Bir şeyler almak için yolumu uzatıyorum ama o şeyi almadan dönüyorum. Bir değil, iki değil. Hayır alacaklarımı yazıyorum ama listeye bakmayınca bir işe yaramıyor. Cumaları cumaya gitmek için illaki evden çıkıyorum zaten, hazır çıkmışken alışveriş de yapıyorum. Çünkü zorunlu olmadıkça evden çıkmaya çok üşeniyorum. Neyse, sözün özü yarın cuma (yani bunu yazarken öyle, yayınladığımda hangi gün olur Allah bilir), eğer yine eksik şeyle eve dönersem beyin tomografisi falan çektireceğim, bu böyle olmaz.

Sahte Kahramanlar'da biraz ilerlemeyi başardım, aradaki boşluklardan bazılarını doldurdum nihayet. Kafayı yiyecektim.

Bu arada internet geldi lan, beş gündür mü bir haftadır mı ne yoktu, yeni geldi. Ama burada önemli olan gelmesi değil, nasıl geldiği. Yani tam mı geldi yarım mı? Yarım geldiyse ne yapayım öyle interneti? Gerçi Youtube videosu izleyecek kadar gelse yeterli bana, diziyi animeyi geçtim artık. Yeminle Japonya'dan DVD getirtip kendi altyazımı ekleyesim var, kafayı yedim iyice. Yo', bunu uzun zaman önce yapmıştım. Peynir ve ekmekle... Yanında biraz da ça... Tamam, bu konuyu uzatmayacağım.

Bu arada tam ama ölü gelmiş. İnternetten bahsediyorum. Ayın sonu zaten, o kadarı normal.

Bu arada yazı yeterince uzadı bence. Hâlâ üstte bahsettiğim perşembedeyiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder