Öne Çıkan Yayın

Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)

İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~

24 Kasım 2019 Pazar

Sıkıntı

Bütün günü boş geçirmek yorucu bir şey.  Kaç gündür ağrımadık kasım, kemiğim kalmadı. Sıkıntıdan karamsarlaşmaya başladım, bu böyle olmaz. Neşemi geri kazanmam lazım, çoğu geçici ya da sahteydi ama yine de ona ihtiyacım var. Hırsımı henüz kaybetmedim ama bu can sıkıntısında daha fazla koruyabilir miyim bilmiyorum.

Sabah kalktım, güneş yoktu.
Olması gerektiği gibi bir güz sabahı:
Bulutlu, kasvetli, yorucu.
Gittim su doldurdum ve yaptım kahvaltımı...

Çok fazla çöp çıkıyor. Daha iki gün önce attım çöpleri, masanın üstü silme çöp dolmuş yine. Bunun müsebbibi ambalajlar mı, ben miyim yoksa hayat mı?

Gün içini bir sürü şeyle dolduruyordum ama artık bir kısmı ortalıkta değil. Kalbimde bir karanlık büyüyor, büyüyor, büyüyor ve ben olumsuzluğu bastırmak için çabalayamayacak kadar çok sıkılıyorum.

Eskiden haftasonunu beklerdim heyecanla, şimdi haftaiçini bekliyorum. Okulda bu sıkıntı, karamsarlık, boşluk hissini bütün o derslerle ve konularla bastırabiliyorum.

Yapacak bir şey bulamayıp boş durdukça insan başka şeyleri de yapmamaya başlıyor. Bulaşık makinesini doldurmam gerek ama sıkılmakla meşgulüm.

Yazıyı bile tamamlayamıyorum.

Modern insanın en büyük sorunu yapması gereken şeylerin boş zamanından fazla, yapabileceği şeylerin ise boş zamanından az olması. İnternet var olmasaydı, internetten bir şeyler izlemeye alışmazdım; sonuç olarak da şu an bu kadar sıkılmazdım.

Yarım kalmış hikayeleri tamamlamak mı,
Yoksa yeni hayatlarda kendini bulmak mı?
Belki tek gereken... Buna bile devam edemiyorum.

Aslında en büyük sıkıntı internet, TV vs. harici yapacak bir şeyimin olmaması. Kedim olsa onla oynarım, kendime ait bahçem olsa gider çapalar, kazar, budar, bir ateşin başında oturup şişe geçirilmiş yemekleri kızartırım, her yerini avcumun içi gibi bildiğim şehir içinde değil de dağ başında olsam gider iki dolaşırım, akvaryumum olsa oturur karşısına izlerim, yosunlarını temizlerim, dekorunu değiştiririm... Ya burada sinir krizi geçirmekle sıkıntıdan bayılmak arasında durup hastalanacağım ya da yirmi tane kitap alacağım. Ondan sonra onların kargolarını beklemek derken Aralık bitecek. Hâlâ Kasım'da olduğumuzu biliyorum bu arada.

Öğretmenler gününüz kutlu olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder