Öne Çıkan Yayın

Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)

İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~

28 Ağustos 2017 Pazartesi

Tam bir eziyet

Şu aralar melankoliğim, kusura bakmayın. Şu ev işinden bahsedeceğim. Apartmanlardan, beton binalardan nefret ediyorum. İmkanım olunca ilk iş bir tane tahta ev yaptıracağım. Of... Ev almak, kiralamak, yaptırmak... Tam bir eziyet. Keşke hiç yerleşik hayata geçmeseydik, kur çadırını otur içinde... Ne gerek var? Ulan ya...

Bir gölet yaptıracaklar, şu canlıları mutlaka koyun:

Şimdi onları yazmaya üşendim; asla koymamanız gerekenler:

Gambusya balıklarının herhangi bir türü, Lepomis gibbosus, İsrail sazanı (Carassius gibelio), herhangi bir Tilapia türü, çiklit balıkları, üç tür (bayağı yayın, karabalık, Mezopotamya yayını) haricinde yayın balıkları... Neyse, bunlar işte. Offf

Ulan iki gün sonra bayram, benim halime bak...

Offffffffffffffffffffffff... Niye böyle bunlar... Yok oku, yok iş bul, şöyle böyle... Ulan, yaşamaya başlayıncaya kadar bayağı bir yıl geçiyor, saymaya üşendim şimdi. Ondan sonra yok fakir, yok zengin, yok maaş, yok şu, yok bu... İlla dünyanın merkezine dinamit yerleştirip patlatalım yani, onu istiyorsunuz. Bu ne lan? O "Teknoloji yokmuş, insan hakkı yokmuş yea" dediğiniz 13. yüzyıl insanı 14 yaşında hayata atılıyordu ve günümüzdeki gibi insan eliyle var edilmiş yapay sorunları (acaba şuna param yeter mi?) değil, gerçek sorunları vardı. (Acaba bir kaplan beni yer mi, acaba bu sene buğdayı kırağı çalacak mı, acaba şu koyunu şimdi kesip yesem koç salınımda yeterli koyunum olur mu...)

Şu zaman makinesini icat ediyorsanız edin, kırmayayım kafanızı! Ormanlarda hayvan bırakmadınız zaten. Ulan Anadolu'da adamın iki adım ötesinde leopar ceylanı yerdi eskiden; şimdi geçen günkü orman gezimde, gece vakti, etrafta başka insan yokken gördüğüm hayvanları listeliyorum (Ki bu dediğim saatler en fazla hayvanın görüleceği saatlerdir teorik olarak): Kedi, köpek, kirpi (ölü). Bu kadar. Ya tamam kurt sürüsüyle karşılaşmayı beklemiyordum da ulan domuz bile bırakmamışsınız! Domuzları bitirmeyi nasıl başardınız lan? İmkansızı başarmışsınız resmen! Domuz bu, domuz; yabandomuzu... Sus scrofa... Bak, ağız dolusu: YA-BAN-DO-MU-ZU! Domuz lan, ayıdan daha zor öldürülen ve neredeyse her şeyi yiyebilen bir hayvan! Onları bitirmeyi nasıl becerdiniz? Neyin peşindesiniz oğlum siz? Beni hasta etmeye mi çalışıyorsunuz?

Yaban domuzunu geçelim şimdi; konumuz o değil. Konumuz ne? Modern hayat denen soktuğumun şeyi konumuz. Konumuz bu, evet. Günümüzde çoğunlukla şu hayvandan "bölgenin en zehirli yılanı" diye bahsediliyor:
oluklu kertenkele ile ilgili görsel sonucu
Bu hayvan zehirli değil, yılan da değil. Isırma yeteneğine de sahip değil.

Bu hayvan oğlu hayvanın zehirli olmadığı, bu soktuğumun modern hayat şeyinden önce biliniyordu. Eski insanlar, kendi çevrelerinde yaşayan yılanları iyi biliyor ve hangisinin zehirli, hangisinin zehirsiz olduğunu biliyorlardı. Hun, İskit ve Göktürklere ait yazıtlarda yılanın kutsal ve şifalı bir hayvan olduğu söylenir ki çok da yanlış değildir. Yılan olan tarlada mahsulü mahvedebilecek herhangi bir hayvan olmaz, kutsal kabul edilme sebebi bu. Şifalı kısmı: Yılan zehrinin şifası, kendisidir. Başka bir deyişle: Eğer yılan sizi sokarsa, aynı yerden bir kere daha sokturmak veya o yılanın zehrini içmek (bayağı içmek) size gerekli panzehri sağlayacaktır. Yılan etinin de panzehir olarak işe yarayacağını düşünüyorum ama bu konuda kanıtım yok, siz de denemeyin, üstüme kalacaksınız sonra. Ayrıca yılan zehri, hem eski hem de modern bir çok ilacın yapımında kullanılır. Bakmayın öyle yüzüme; hem eski otacı ilaçlarının hem de modern ilaçların içeriğinde yılan, bilhassa engerek zehri kullanılıyor. Tabii bu eski ilaçları da unutmuşuz hep, kodumun modern hayat şeysinden hep... Ulan eski çağlarda yaşasa alim olacak adamdın, şimdi burada okunmayan bir blog yazıp şizofren şizofren takılıyorum. Hayır gidip ormanda da yaşardım, hadi sıkıyorsa yaşa! Daha ilk geceden önce jandarma karakolunda geceler, sonra para cezasıyla şehre gönderilirsin. Sen yaşa ormanda, hadi! Ulan zaten bu Türkiye'de gerçek bir kamp alanı olmamasına da sinir oldum. Ateş yakabileceğin, barınak yapabileceğin, avlanabileceğin bir yer yok koca ülkede! Sebep? Sebep şu: Bu kodumun modern hayat şeyini de sonradan yakaladığımızdan millet artık bu işten dönmeye çabalarken biz hala inat ediyoruz da ondan! Hep o sanayi devrimi şerefsizinin suçu. Sanayiymiş, devrimmiş, peh! Sallandıracaksın iki tanesini Yorkshire meydanında bak bir daha yapıyorlar mı? Ulan iyice şizofrene bağladım. Zaten köyde planlarım vardı, onlar da elde olmayan sebeplerden sekteye uğradı. Al işte, 13-14. yy.da "elde olmayan sebep" diye bir şey yoktu! Elde olmayan tek sebep hava şartları ya da hastalık vs.ydi. Tanımadığın birinin seni düşünmeden oluşturup seni zorla dahil ettiği bir takvim yoktu o zamanlar! Çekip gitmek isteyen çekip gidiyordu, gerekirse yolda ölüyordu! Biz? Biz de yolda ölüyoruz: Ama "Gitmek için bir fırsat çıksında..." diye beklerken, daha yola bile çıkmadan! Ulan, şu blogger şerefsizine de gıcık oldum zaten. Hiçbir kelimeyi tanımıyor soktuğumun gavatı.

Hadi ben kaçtım, artık nolur, naparım bilmiyorum... Siz de geberin! Hiç iyi dileklerde bulunacak, güle güle diyecek vs. halim yok valla. Ben burada ölüyorum, siz de beter olun! Hadi ben kaçtım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder