Bu dünyada “yöresizler” denen insanlar var. Kalplerinin götürdüğü yollardan başka yurtları, fizik kanunlarından başka prangaları, bedenlerinin kendisinden başka aidiyetleri olmayan insanlar. Canlarının istediğini yapar, canlarının istediği yere gider ve çoğunlukla ne bulabilirlerse onu yerler.
İşte onlardan biri, Deniz, bir yanında ağaçlar, diğer yanındaysa başka bir yol olan bir yolda bir motorun üstünde, sırtında koca bir çantayla ilerliyordu. Nihayet yolun kenarında bulmayı istediği şeyi gördü ve oraya, benzinliğe girdi. İndi, motoru şarja taktı, insanlar fosil yakıt kullanmayı birkaç yüzyıl önce çoktan bırakmışken bu yerlere neden hâlâ "benzin istasyonu" veya kısaca "benzinlik" dendiğini düşündü, çantasını motorun yanına bırakıp tuvalete gitti. Döndü ve üstü sevimli karakterlerin çıkartmalarıyla, püsküller ve boncuklar gibi şeylerle süslü, temelde yeşile boyalı motor şarj olurken çantasını kontrol etmek için üstündeki çadırı ve çadıra bağladığı diğer kamp malzemelerini -uyku tulumunu, matı ve çadır altlığını- yere indirdi. Önce kaskını çıkararak güneşten solmuş siyah saçlarını, ardından deniz gözlüğünü çıkararak koyu kahverengi gözlerini ortaya çıkardı. Üstündeki ince ama içi tüylü, kırçıllı gri kabanı çıkarıp yaklaşık yetmiş litrelik, mavi, üstünde birkaç çıkartma ve incik boncuk olan kamp çantasının üstüne koydu, uzun kollu tişörtünü ve hâkî kargo pantolonunu silkeledi, alt kısmı daha rahat olması için bir spor ayakkabıyla değiştirilmiş olan binici çizmeleri ile parmaksız deri eldivenlerini kontrol etti. Çantayı açtı, bir gözlük kabı çıkarıp kemik çerçeveli bir gözlüğü gözüne geçirdi, vakumlu hurç içindeki yedek kıyafetlerini kontrol etti, sonra bu sıcak Ağustos gününde termosunda kalan son suyu da içti. Fazlasıyla ısınmıştı ama eğer termosta olmasaydı tamamen içilemeyecek hâlde olurdu. Bir süre bekleyip güneşin tadını çıkardı, ardından çantayı kontrol edip benzin istasyonunun marketine gidip erzak aldı: Bardakta kıvırcık erişte, soğuk su, protein bar ve tuz. Ayrıca üç çakmağından ikisindeki gazı da yeniledi, üçüncüyü daha kullanmadığı için yenilemesine gerek yoktu. Küçük paketler içindeki baharatlara ve daha büyük paketler içindeki bitki çaylarına baktı ama çok da ilgisini çeken bir şey bulamadı. Burası belli ki yöresizler yerine yakınlardaki bir yerleşim yeri içindi, bu yüzden "kamp yemeği" olabilecek veya yapmakta kullanılabilecek ürünlerin sayısı ve çeşidi sınırlıydı. Telefonundan haritayı kontrol etti ve ikisi de buraya pek de yakın olmayan iki yerleşim yerinden hangisinin bu benzinliğin asıl hedef kitlesi olmaya anlamaya çalıştı. Sonra vazgeçti, gidip motorun şarj olduğunu teyit etti, bunun ardından da çantasından bir örtü çıkarıp çeşitli şeyleri dizerek rutin kontrollerini yaptı. Sedef kakmalı kırmalı piştovu kontrol edip her ihtimale karşı içini temizledi, mermilerin yeterli sayıda ve uygun yerde olduğunu teyit etti, sekiz hazneli, ahşap kabzasındaki süslü bir kaligrafiyle yazılmış "DENİZ" yazısı dışında gayet sıradan olan revolverin içinde kalan yedi mermiyi boşaltıp sekiz hazneyi de tekrar doldurdu, kurşunların sayısını kontrol edip yöresiz lisansıyla tekrar markete giderek takviye yaptı, iki kamp bıçağından her zaman kullandığı, oyma ahşap kabzalının her zamanki gibi toprakla kaplı olduğunu görüp sildi ve hem onu hem de yedeği olan siyah namlulu, turuncu kauçuk kabzalıyı karanfil yağıyla yağlayıp tekrar sildi, kısa, biyokompozit, huş ağacından ve manda boynuzundan yapılıp sazan hava kesesi ile yapıştırılmış olan tezhipli süvari yayını kurdu, birkaç kez boşa çekerek sıkıntı olmadığını teyit etti, beyaz yelekli, sedir şaftlı talim oklarından birinin şaftının çentilmiş olduğunu fark edip ayırdı, horoz tüyleri kartal tüyü görünümünde olan av-savaş oklarından ise birinin benzer bir durumda olduğunu fark edip pilot kalemle üstünde KIRILACAK yazdı ama sonra diğerlerinin arasına geri koydu, sadağını, tirkeşini ve kolçaklarını da kontrol edip yerlerine geri koydu, pilot kaleminin bitti bitecek olduğunu fark ettiğinden mürekkep doldurdu, bu esnada mürekkebinin de hemen hemen bitmiş olduğunu fark etti ama markette mürekkep görmemişti, o yüzden onun yerine yedek bir pilot kalem aldı, defterinin ve "mutfak seti"nin iyi durumda olduğunu teyit etti, teleskopik kamıştan yapıp hem olta hem de mızrak olarak kullandığı aletin iplerini kontrol edip değiştirmesi gerektiğini defterine not etti, urgan ile ince ipler biraz azalmıştı ama hâlâ yeterli sayıdaydı, bu yüzden onları şimdilik görmezden geldi, el fenerinin ve kamp fenerinin çalışıp çalışmadığını kontrol edip her ihtimale karşı iki paket pil aldı, sağlık kitinin ve kişisel hijyen ürünlerinin de iyi durumda ve yeterli olduğunu teyit edip başka bir şeyler olup olmadığını düşündü ve sonunda olmadığına karar verip her şeyi çantaya geri yerleştirdi, kabanını giydi ve motora atlayıp tekrar yola koyuldu. Gün batmadan kalacağı yere, yakınlardaki bir ormana ulaşmak istiyordu, özellikle de mızrak-olta karışımı şeyinin ipini yenilemek için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder