Tamam, okula dair bütün hırsımı kaybettim, yine. Oku, çalış, bir yerlere gel... Aslında bunun tek sebebi bir NEET olarak yaşamak istememdi, o yüzden de bir güvenceye ihtiyacım vardı... Ama artık... Bu konudan çok uzaklaştım, önünde sonunda çalışmadan yaşayabileceğim bir hale gelsem de... Arrrh, bu çok sinir bozucu. Cidden, cidden, cidden... Hiçbir şey yapmak istemiyorum. Koltuğa uzanacağım, üstüme kılıcımı koyacağım ve ölümü bekleyeceğim.
Keşke bu kadar korkak olmasaydım da evde kalıp bir şekilde kazanacak bir şeyler yapabilseydim. Daha önce bahsettim, hayatımı kimseye minnet etmeden, istediğim zaman istediğim yere giderek ve istemediğim zaman da evden çıkmadan geçirmek isterim. Hikikomori olduğum günleri özlemeye başladım ki kesinlikle hayatımın a... koyduğum dönemlerdi, yani yakın zamana kadar hatırlamak bile istemiyordum.
Sadece bir şeyler yazarak istediğim şekilde yaşayabilseydim keşke ama Türkiye şartlarında bu mümkün değil, benim yazdığım şeyleri bitirememe sorunum ve fantastik-ortaçağ takıntılı temalarım da var, o da beni zorlayacak bir şey.
Eskiden gidip ormanın ortasında yaşamak isterdim ama... Teknolojiyi birazcık sevmeye başladım, yani elektriğe ve internete ihtiyacım olacak. Zaten gidip ormanın ortasında yaşamak da çeşitli yasal ve ekonomik sebeplerle mümkün değil.
İçim sıkıldı, neden böyle oldu ki? Hep okul yüzünden, zaten pazartesiye aynı hocanın iki dersini art arda koymuşlar, kafayı yedirtiyor insana.
Bari FRP oynayacak bir grubum falan olsaydı da kendimi başka bir evrene kaptırıp iş, okul gibi şeyleri unutsaydım.
Cidden, bir NEET olarak yaşamak için bir güvence elde etmek için çok çalışmak... Bu düşüncenin kendisi bile çarpık. Artık umursamıyorum, ne olacaksa olsun.
Sınavlara girmesem mi ki? Sadece iki yıl... Okul için sadece iki yıl, sonra en az beş yıl da çalışma olmak zorunda. Güvenceme, bağlarıma, isteğime ne olacak?
O güvenceyi elde edebilecek miyim ki? Kaç kişi elde edebiliyor? Bu neredeyse imkansız değil mi?
Bıkma, diğer şeyler... Belki de hapları bırakmamalıydım. Doktora sormadan kendi kafana göre içmemeye başlarsan bu olur işte.
Şimdiye kadar hiç içki içmedim, belki de başlamalıyım. Gerçi bir kere kımız içmiştim. Beynimi uyuşturmaya ihtiyacım var, belki duvara kafa atmak bunun için yeterli olur.
Zaten saçma sapan bir hastalığım var, hasta gibi değilim ama burnum akıyor ve bir türlü geçmedi aq şeyi.
Samhain'de kendimi mi öldürsem? Hayır, öyle bir şey yapacak kadar cesur değilim. Korkağın tekiyim ben. Korkak, beceriksiz, içten pazarlıklı... Rol yapmazsan sevilmezsin, rol yaparsan kendinden nefret edersin. Hangisini seçmeli? İnsanların beni sevmesi çok da umurumda değil ama bu beni rol yapmaktan alıkoymuyor.
Bu başka bir konu, şu anda... Şu anda... Şu anda ne? Saçmalık, saçmalık, saçmalık... Keşke tertemiz delirsem, ne güzel olur. Yarı deli olmak çok zor.
İç karartıcı ve diğer şeyler, belki... Ah, neyse ne, çalışmaya devam edeceğim. Gerçi bu halde verim alamam ya neyse. Retro, dolunay, bir şey mi var lan? Niye böyle yamuldum ben? Evet, bunun sebebi muhtemelen o ödev. Hâlâ yapamadım kendisini... Son kez soruyorum: Ne? Hayır, sormuyorum pek bir şey.
Denizkabuğu, denizkabuğu, denizkabuğu ah ne güzel... Keşke ortam sesim olsa, böyle alttan alttan müzik çalsa. Hepsi kendime ait bahçeli bir evim olursa yapacağım onu, burada duvarlar kağıt inceliğinde, Balıkesir'de de hem apartman hem de evde bir sürü kişi var.
Hayır, bunun sebebi muhtemelen... Muhtemelen... Fikirlerden çok çabuk vazgeçiyorum, cümlelerimin sonunu getiremiyorum. Nedeni belli tabi, böyle yamulmuş halde bulunmam.
Bunları daha sonra konuşuruz. Konuş... Neyse ne be.
Artık yalnız ölecek olmayı umursamıyorum, umursadığım tek şey bir NEET olarak ölmek istemem. Ya da öğrenciyken... Sonuç olarak ya bir an önce çabuk ya da lanet dünyadaki lanet işimi halledip lanet olası bir şekilde çalışmadan yaşayabilmeye başladıktan sonra. Yanlış anlaşılmasın, oradaki lanetler "fuck" olan lanetler.
Artık... eh... O zaman hadi benim yeterince kafam bozuk, siz moralinizi bozmayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder