Öne Çıkan Yayın

Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)

İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~

10 Eylül 2019 Salı

Ve Şimdi Yıldızlar...

Evet, son zamanlarda hep olduğu gibi bir cümleyle anlatılabilecek bir iki şeyden yazı çıkarmaya çalışacağım. Çünkü kendime eziyet etmeyi seviyorum, manyağım da ben. Başlayalım...

Yarın ders seçmem lazım, biraz heyecanlıyım. Bak bu daha önceki ders seçimlerinde olmamıştı ama bu sefer nedense heyecanlıyım.

Günümüzde özel isimler değişmiyor ama bu eskiden böyle değildi. En basit örnek İskender adı, aslı Alexandros, İngilizcesi Alexander, Farsça, Arapça ve Türkçesi İskender. Büyük İskender'den bahsediyorum bu arada.

Bu kadar. Elimde sadece bu iki cümle var.

O zaman, yıldızlardan sonrası yarın ya da daha sonrasının yazısı.

***

Dersimi seçtim, huzurluyum. Gerçi bir sorun çıkacak gibi hissediyorum ama hadi hayırlısı.

Tıpkı savaş baltası gibi, hemen hemen bütün kültürlerde olan bir şey de bıçaklı mızraklar. Fırlatma amacıyla değil, kılıç gibi kullanılan mızraklar. Çinlilerin guandao'su, qinglong ji'si, podao'su ve fangtian ji'si, Japonların ucu katanalı mızraklar olan naginata'ları, Korelilerin woldo'su, Slavların Sovnya'sı, Avrupalıların glaive'si vardı. Woldo ve guandao benzeri silahlar Türk ve Moğollar tarafından da kullanılıyordu ama Scimitar spear dışında herhangi bir isme ulaşamadım. Bu arada bu silahlara genel olarak "polearm" ya da "pole waepon" deniyormuş İngilizcede. Şurada tek tek listelemişler kutuplu silahları: https://www.wikizeroo.org/index.php?q=aHR0cHM6Ly9lbi53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvUG9sZV93ZWFwb24

Benden yine bu kadar... Ve şimdi yıldızlar.

Keşke kılıç dövebilen bir tanıdığım olsaydı, istediğim gibi kılıçlar bulmakta zorlanıyorum. Bulsam da hemen alacak kadar bütçem yok zaten o ayrı bir konu da... Ama bütçem olsa bile tam olarak istediğim gibi kılıçlar bulamıyorum, güzel kılıçlar var ama... Burmalı kılıç bulmamın herhangi bir yolu yok mesela, bıçaklı mızrakları ise anca yurtdışından getirtebiliyorsun ki eminim gümrükte bir sürü sorun çıkar.

Başka, başka... Bir buçuk ay önce yarım kalan animeleri hâlâ bitiremedim (internet yüzünden izleyemediklerim bitti Allah'tan), o sebeple Ağustos'ta çıkan her şeyi de sonra izleyeceklerime ekleyip boşladım, Eylül'de de yeni seri çıkmıyor... Neyse, listemi tamamlamak için bana boşluk açılmış olacak.

Gittigidiyor'da falan çok güzel katanalar var, bu bilgiyi neden verdiğim hakkında bir fikrim yok. Arada kılıç satın al falan diye aratıp bakıyorum (millet araba bakar, ev bakar, ne bileyim başka şeyler bakar ben kılıç bakıyorum. Sahiller konusunda da böyleyim. Bir ülkenin gezilecek yerlerinde bir sahil gördüm mü "ne yüzülür burada" diye düşünmem misal, "Burada ne tür denizkabukları vardır acaba?" diye, "Yüzerken ilginç bir balıkla karşılaşabilir miyim?" diye düşünürüm.)

Bana bir koleksiyon odası şart, bunu fark ettim. Kılıç, bitki, balık, denizkabuğu falan derken onları dağıtmak yerine tek odada toplamak daha mantıklı. Hâlâ köyde bulunan bir ev konusunda çekincelerim var ama... Eh, duruma göre bakacağız artık; bu konuda dalgaların beni sürüklemesine izin vereceğim. Bu arada denizkabukları için müzelerde olan camlı masalardan istiyorum, altı koyu mavi böyle. Yalnız araştırdım da bulamadım öyle bir şey (bulamayacağımı tahmin etmiştim), temsili bir resim bulmayı başarırsam aşağı sallayacağım:
müze masası ile ilgili görsel sonucu

Bu yukarıdakiler gibi işte. Beykoz'daki Denizcilik ve Su Ürünleri Müzesi'ndenmiş bu görüntü.

Bu ancak kendi evim olduğunda, hayır, "kendi istediğim kendi evim olduğunda" gerçekleşecek bir olay tabi (bunun doğrusu tabi mi tabii mi, hep karıştırıyorum ben o ikisini. Tek i'li olanmış bu arada buradaki). Kendi istediğim kendi evim konusuna açıklık getirirsek; tek göz bir apartman dairesi de kendi evim olabilir ama haliyle böyle bir imkanım olmaz.

Ve şimdi yıldızlar...

***

Günümüzde svastika, nam-ı diğer gamalı haç görenin aklına hemen Nazi Almanyası geliyor. Eh, gerçekten de Naziler svastikayı kendi sembolleri yapıp kendileriyle özdeşleştirdiler ama böyle kadim bir sembolün ayağa düşmesi beni üzüyor. Svastika, daha bırak Nazizim fikrinin, Alman diye bir milletin bile olmadığı; Cermenler Kuzey Hindistan'da domuz avlarken doğmuş bir sembol ve birçok kültürde aynısı olmasa bile benzeri görülen bir sembol.
swastika ile ilgili görsel sonucu
Yukarıda Hopi (Bir Aztek kabilesiymiş kendisi), klasik/erken Hristiyan, Malta, Tibet, Sri Lanka, Çin, Japon, İslam, Lapon, Hint, Kelt, Bali, klasik Aztek, Jainizm, Antik Yunan ve Yahudi (Hani şu Nazilerin en çok eziyeti yaptığı millet/din) versiyonlarını görüyoruz Svastika'nın. Tengrici/Türk-Moğol Şamanisti (bu iki inanç arasında tek fark vardır bu arada: Tengricilik tek tanrılı bir dindir, Türk-Moğol Şamanizmi ise çok tanrılıdır. Türk-Moğol Şamanizminde tanrı olarak görülen varlıklar Tengricilikte Gök Tanrı'nın emri altındaki kutsal veya lanetli ruhlar olarak görülür) versiyonu da Tibet versiyonuyla neredeyse aynı, sadece keskin köşeli değil. İslami versiyonu Hoca Ahmet Yesevi türbesi, İran'daki Cuma Camii (Cuma Camii diye arayınca Azerbaycan'da bir cami ve İran'ın Güney Azerbaycan olarak adlandırılan bölgesindeki Cuma Mescidi, bir de İsfahan Ulu Camii çıkıyor, burada bahsedilen hangi Cuma Camii bilmiyorum) ve Lübnan'daki Tiripoli de Taynal Camii'nde görülebilirmiş. Hem İslami hem Tengrici hem de ikisiyle alakası olmayan ama sonuçta Svastika olan semboller Osmanlı ve Selçuklu halılarının üstünde görülebilmekte bu arada, "haç ve çengel" olarak geçiyorlar kilim motifi için. Şurada çoğunu koymuşlar (arada Svastika değil sadece haç motifi olanlar da var, Eymür boy tamgası da karışmış araya iki tane; ankh benzeri bir sembol olduğu için genellikle böyle yorumlanıyor, o tamganın kaderi bu):
Anadolu Halı - Kilim Motifleri / Haç Motifi
Eymür boy tamgası:
Eymür boyu ile ilgili görsel sonucu

Bunu da yazdığıma ve yazı yeterince uzadığına göre yayınlıyorum artık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder