Öne Çıkan Yayın

Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)

İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~

17 Nisan 2019 Çarşamba

Hiçbir Şey Yapmak İstemiyorum

Okula gitmek istemiyorum, herhangi bir şey okumak, herhangi bir şey izlemek istemiyorum, insanlarla konuşmak istemiyorum, yemek yemeyi bile istemiyorum artık. Hayallerimden de vazgeçtim, belki de onlar benden vazgeçti. Bütün gelecek planımı üstüne kurduğum kafeyi açmak istemiyorum, "Tek bir yere gidebilirsin ve sonra yaşadığın yerden adımını atamazsın" deseler koşulsuz şartsız seçeceğim Japonya'ya gitmek istemiyorum, bir süre çalışıp hayatımın geri kalanını planladığım köy evinde geçirmek istemiyorum...

Hayattan zevk alamıyorum artık. Ama intihar edecek cesaretim yok ve hâlâ inancım var, o yüzden hayatta kalmaya devam edeceğim. Tek istediğim ormanlık bir göl kenarında birkaç saat takılmak artık, başka hiçbir isteğim, hiçbir dileğim, hiçbir hayalim kalmadı...

Olmadığım bir şekilde "normal" biri gibi davranmayı istemiyorum artık, bu tiyatro çok yordu. Çok sıkıldım... Kendimden, içimin karanlığından uzaklaşmak için attığım her sahte -veya gerçek, ne fark eder?- kahkaha içime oturmuş durumda. Artık bunu istemiyorum. Gülmeyi de ağlamayı da istemiyorum.

Hayatımın geri kalanını uyuyarak geçirebilsem epey iyi olurdu. Neden bu kadar depresifim bilmiyorum... Okula gitsem, çalışsam ne olacak, onu da bilmiyorum... Muhtemelen gençliğimi heba etmekle kalacağım. Bunu istemiyorum. Kırk yaşından sonra aynı şeyleri mi isteyeceğim, bilmiyorum; o yüzden de korkuyorum. O zamana kadar çalışıp didinip istediğimi elde edersem değişeceğimden korkuyorum.

Geleceğin bilinmezliğinden, yarın hâlâ aynı kişi olup olmayacağımın bilinmezliğinden, bir bir yok olan uç hayallerimin, absürt isteklerimin, gerçeğin acımasızlığına karşı tutunduğum ve gerçekleşmesinin katiyen mümkün olmadığını bildiğim gelecek kurgularımın paramparça olmasından canım acıyor artık.

Küçük mutluluklar artık kaçışıma yetmiyor, komik olmasa da güldüğüm espriler artık kaçışıma yetmiyor... Sokakta gördüğü bir kelebek için mutlu olabilen biri, nasıl bu hale gelir?

Yalnız mıyım? Hayır. Mutsuz olduğumu da söyleyemem. Sadece sıkılmış durumdayım. Kendimi penceresiz ve katiyen gitmek istemediğim tek bir çıkışı olan karanlık bir odaya hapsolmuş gibi hissediyorum.

Tünelin ucunda ışık göremiyorum artık. Çok zorladım, kendi ateşimi yaktım ama artık o da söndü, geleceğim buz tutmuş gibi. Artık bir gelecek bile istemiyorum. Nefes almak dahi zül geliyor.

Belki de yarın gidip bir tımarhaneye başvuru yapmalıyım, onları deli olduğum konusunda ikna edebileceğime eminim. Hiç olmazsa buz tutmuş bir gelecek yerine donmuş bir hayat görürüm önümde. Attığım her adım, hem gerçek hem de mecaz anlamda attığım her adım beni daha da yormaktan başka bir şeye yaramıyor. Bunları isteklerime, mutlu bir hayata ulaşmanın bir yolu gibi göremiyorum artık. Bu şekilde hissetmeyeceğim bir hayat istedim aslında, bütün planlarım, bütün hedeflerim, bütün hayallerim... Hepsi bu şekilde hissetmekten kaçınmak içindi ama artık işe yaramıyor. Bilmiyorum, belki de basit bir iç sıkıntısını fazla abartıyorum. Belki de yarın bu şekilde hissetmeyeceğim, gayet mutlu olacağım. Ama bu bilinmezlik de beni delirten, nefes almamı güçleştiren şeylerden biri.

Nasıl hissettiğimi de bilmiyorum. Şu an bir şey hissediyor muyum ki? Kalbimde bir boşluk varmış gibi hissediyorum. Zincirlerle oraya sabitlenmiş bir boşluk... Nasıl olacaksa ama hissettiğim bu işte.

Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum... Eskiden en azından neleri yapabileceğimi, en azından deneyebileceğimi ve neleri yapamayacağımı, daha doğrusu denemeye dahi cüret edemeyeceğimi bilirdim ama artık onu bile bilmiyorum.

Bu bloga yazmayı dahi istemiyorum artık, ki burası içimi boşalttığım, bir nebze iyi hissettiğim bir yerdi... Bir nevi kaçış noktamdı, buraya bütün serzenişlerimi yapabilir, istediğim gibi saçmalayabilirdim... Ama artık bu blog bile benden, kişiliğimden ya da hayatımdan çok uzak bir noktadaymış gibi hissediyorum. Birçok şeyi, ne kadar alakasız, saçma, gereksiz olursa olsun öğrenmeyi sevsem de artık ne bildiğim ne de bilmediğim herhangi bir şey duymayı istemiyorum.

O zaman artık bu yazıyı bitiriyorum. Bırak yarını, birkaç saat sonra ne hissedeceğimi bilmiyorum. Tek bildiğim artık gerçekten sıkıldığım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder