Öne Çıkan Yayın

Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)

İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~

24 Ekim 2017 Salı

Hepinize Selamlar Sokuk İnsanlar

Şu sıralar umursamaz modla karamsar mod arasında hızlı dikey geçişler yaşıyorum ve sebepsiz gülmelerim her zamankinden fazla. Şunu fark ettim: Kapitalizm gerçekten iyi işleyen bir sistem. Soktuğumun parasından uzak kalabilmek için öncesinde ya paran olmalı ya da olan birilerini tanımalısın. Nasıl yani? Şöyle ki: Bu para denen naneden kaçış yok; o yüzden şu anki hedefim şu: Bir an önce şu lanet olası okulu bitirip lanet bir iş bulup lanet para kazanıp lanet restoranları açıp lanet evi yaptırıp hayatımın geri kalanını NEET olarak geçireceğim. Ve muhtemelen yolun yarısına bile gelmeden Allah belamı verecek. Elit-NEET; Net-Juu no Susume'deki... Neydi o? Hah; Morioka Moriko gibi. Bir elit-neet. Aslında hayat ilginç bir şey; sadece tek bir bölümde birkaç saniye gözüken bir oyuncuyu görmek için seksen sezonluk diziyi baştan sona, defalarca izlemeye benziyor ve çoğu kişi o oyuncuyu göremeden diziyi bitiriyor. Peki, şu an uykum var, biraz başım ağrıyor, sanırım ateşim var, gözlerim yorgun ve uyuyamıyorum. Bu, bu saçma başlığı açıklar herhalde; ve sanırım midem de hafifçe bulanıyor. Ah, cidden hayatın gerçek anlamda amacı olduğu zamanlarda yaşamayı isterdim. Her neyse; şu an konumuz bu değil. Bana kuş sütü, ejderha kılı, kara kedi pulu, yılan kanadı ve orijinal bir Mona Lisa lazım. Bütün bunlarla ne yapacağımı... Of, bu şekilde saçmalamak şu an zevk vermiyor. İkide bir esneyip duruyorum ve.. Ah, her neyse; bu konunun sizle bir ilgisi yok. Mesele şu: Neyin peşindesiniz lan siz? Ciddiyim, burayı okuyanlar (Artun, Kaan, Oğuz; siz bir ayrılın şöyle; diğerleri kalsın) amacınız ne lan sizin? Neyin peşindesiniz? Ben bilmiyor muyum Allah bilir internette ne ararken buraya düştüğünüzü? Kimsiniz lan siz? Öhöm, öhöm; evet, bu meseleyi de aradan çıkardığımıza göre devam edebilirim. Kaçmayın lan, devamını da okuyacaksınız. Gökçeada'dan Balıkesir'e gitmek bu kadar zor olmamalı ve Balıkesir'e gittiğimde fark ettim ki, kalabalık beni gerçekten sinirlendiriyor. Balıkesir'de insan içinde olduğum her saniye başına 3 soktuğumun, 2 lanet olası, 2,5 da koduğum kelimesi tükettim. Lanet kalabalık, lanet insanlar... Aaah... Neydi o, Melinda mıydı? Aaah Melinda... Böyle miydi? Zaten bu neydi ki? Neyse; konumuz bu değil: Konu şu.. Konu neydi, konu emekti... Konusuna da sana da... Cidden, artık dayanamıyorum... Bütün bu şeyler; hayat, "modernlik", "normallik", okul, iş, para, yol, teknoloji... Bütün bunlar beni yoruyor; cidden artık yoruldum. Tamam, muhtemelen düzenli kronik yorgunluklarımdan biri; ama bu sebebin bunlar olduğunu değiştirmiyor. Zaten hafifçe de acıktım... Offff... Gerçekten bu sinir bozucu. Şu yukarıda yaptığım dizi benzetmesi... Ben bu diziyi seyretmekten yoruldum artık; tek istediğim önemli yerleri ve asıl istediğim kısmı izleyip dizinin bitmesi; ama buna biz karar veremiyoruz... Verebilirsin gerçi; yine de... Neyse... O bir yana, bir başka sorunum daha var: Muhtemelen yalnız öleceğim. Tam olarak değil... Büyük ihtimalle akvaryumların, ağaçların, kedi, köpek, kertenkele, yılan ve envai çeşit hayvanın içinde öleceğim; ama cidden yanımda bir insan istiyorum... O bir yana, şimdi bu mal (kendimden bahsediyorum) aday da beğenmez. Elli bin tane bahane bulur. Bir şey hissetmeden bir şey yaşamak da istemiyorum, hadi bakalım. Nereden bulacaksam artık... Konu bu değil: Aslında insan olmak zorunda değil... Ciddiyim. Uzaylı, elf, kabulgan, shiro-hebi... Cidden burada kafayı yiyorum, alo...

Şu skeç acayip komik bu arada:
Konumuza geçelim. Konumuz ne? Ben de bilmiyorum. En son yalnızlıktan bahsediyordum, yalnız ölmek filan... Ölüm fikri ilginç bu arada; beni o kadar korkutmuyor. Yükseklik ve/veya köpek korkumun etkin hale gelmediği durumlarda tabi. Konumuz o değil. Ne ulan konumuz? Konumuz şu: Bana bir kaldıraç verin, dünyayı yerinden... Ne? O zaten yapıldı mı? Bana ne kardeşim zaten yapıldıysa, ben yapmadım. Medusa'nın kafası da aynayla kesilebilir ayrıca, eved. Ve evet, d ile. Onu bunu bıraaaak daaaa... Kara tren türküsünü kara yılan diye söylüyorum; ne alakaysa. Yılan demişken, bizim memlekette yılan olmak da zor ha. Bir anemon bir anemona demiş ki gel beraber... Tamam, bulamadım. Yazıyı uzatmaya çalışmıyorum; sadece duramıyorum. Ah, cidden bu artık sıkmaya başladı. Neyse, hadi gidin ve kendi işinize bakın kodumun insanları.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder