Avaz avaz bağırasım var, evet. Apartmanları yıkın! Tüfekleri, tabancaları gömün! Elektriği yok edin! Paraları yakıp eritin! Doğaya dönün!
Ne zamandır böyle bağırmak istiyorum... Ama olmuyor işte. Şu kodumun dünyasında saçma sapan bir hedefe tutunup apartmanlara kısılı halde yaşamazsan, ya uyumsuzsun, ya kaçak ya terörist. Tüm teröristlere ve kaçaklara kafam girsin bu arada. Kafam girsin lafına takılan dilime de ya da her ne haltsa ona da kafam girsin. Neyse, uyumsuzsam uyumsuzum ulan! Size ne? Bana acilen doksan kadar tomruk, bunları işleyecek el aletleri, iki ya da daha fazla kangal, bir kaç baş koyun, bir at ve binicilik malzemeleri, bir de ev/kulübe yapma izni gerekiyor.
Onu geç de beni... Of... Tamam, açıkçası şehirler ne yazın ne baharda ne de kışın yeterince eğlenceli değil. Aslında derdim o değil, yapı itibariyle işsiz bir insan olduğumdan devamlı meşgul olacağım doğa yaşamı haricinde bir yaşam bana pek de uygun değil. Ha, şehirde devamlı meşgul olamaz mısın? Olabilirim ama istemiyorum. Neden? Şehirde yaşanır mı lan!? Betondan bina mı olur? Her şeyden önce beton mu olur? Beton ne ulan! Ev dediğin tahtadan, taştan, kerpiçten, ottan, kıldan, yünden, çuldan, çamurdan olur! Beton ne? Beton ne ulan, betonmuş! Sensin beton! O soktuğumun sanayi devrimini gerçekleştireni de bir elime geçirirsem zaten... Onu bırak, tamam: Aslında biraz bencilce. Herkesi kendi hayat tarzıma davet edemem; ama bu soktuğumun her ne haltsa modern yaşamı benim istediğim gibi yaşamama engel oluyor. Bu soktuğumun şeyi yüzünden yiyeceğimi doğadan elde edemiyor, ormanda bir gece dahi kalamıyorum ve işin beter yanı şu: Bu soktuğumun modern yaşamı, aslında olması gereken, hatta soktuğumun günümüzdeki problemlerinin tümünün kaynağını söküp atabilecek olan, insanın gerçek yaşamı, doğayla bütünleşmiş hakiki yaşamı bir ekstrem spor, bir canavar ve lüks gibi gösteriyor ve bunların ufacık bir benzerine (ki hiç mi hiç benzemiyor) büyük paralar ödüyoruz. Şimdi, şunu soruyorum: Neden bu soktuğumun modern yaşamı yüzünden ben ormanda bir kulübe yapıp onda yaşayamıyorum? Neden doğa yaşamına dönmeye kalktığım anda kanun kaçağı muamelesi görüyorum? Neden ormanlara gittiğimde bırak büyük hayvanları, bir tane kuşa dair en ufak iz bile göremiyorum? Neden bir otağ inşa edip kalamıyorum? Neden, neden, neden!?
Şimdi, siz geri zekalılar; neden bana engel oluyorsunuz? O soktuğumun modern yaşamınızı istemiyorum. İlla eylem mi yapalım yani? İlla gidip TV programı mı yapalım? Bak ona da razıyım; ama soktuğumun yerinde o da pek mümkün değil. Şimdi... Hadi, defolun! Bitti yazı... O soktuğumun betonunu da yanınızda götürün.
EKLEME
Ayrıca bak şöyle bir konu buldum: http://www.agaclar.net/forum/buralardan-cekip-gitmek-ev-yapimlari/34839.htm
Toprak kuruma kuruluymuş, aferin size! Gökdelene izin var, ufacık doğayla barışık kulübeye yok. Hepinize kafam girsin! Çok güzel koruyorsunuz toprağı! Toprağı, ormanı öldürenler şehirleşme denen soktuğumun şeyi, hani sizin çok sevip hemen izin verip göz yumduğunuz. Bir tane doğayla iç içe kulübe için izin almaya insanın göbeği çatlar mı lan? Ulan hadi kulübeyi geçtim. Çadırla, hatta çadırsız bir gece kalmak bile yasak lan! Ulan hay be sizin de yasalarınızın da koruma kurulunuzun da imar izninizin de... Alayının üstüne katran döküp Cehennem aleviyle yakayım emi! Evet ulan, Cehennem alevi! Normal ateş paklamaz çünkü bu durumu. Tamu'ya dek yolunuz var it oğlu itler! Hayır bu yazı yüzünden başım derde de girebilir ama sizin ta amınıza koyayım. İlk defa da bu kadar netim. Ağzınıza sokayım sizin!
Ne zamandır böyle bağırmak istiyorum... Ama olmuyor işte. Şu kodumun dünyasında saçma sapan bir hedefe tutunup apartmanlara kısılı halde yaşamazsan, ya uyumsuzsun, ya kaçak ya terörist. Tüm teröristlere ve kaçaklara kafam girsin bu arada. Kafam girsin lafına takılan dilime de ya da her ne haltsa ona da kafam girsin. Neyse, uyumsuzsam uyumsuzum ulan! Size ne? Bana acilen doksan kadar tomruk, bunları işleyecek el aletleri, iki ya da daha fazla kangal, bir kaç baş koyun, bir at ve binicilik malzemeleri, bir de ev/kulübe yapma izni gerekiyor.
Onu geç de beni... Of... Tamam, açıkçası şehirler ne yazın ne baharda ne de kışın yeterince eğlenceli değil. Aslında derdim o değil, yapı itibariyle işsiz bir insan olduğumdan devamlı meşgul olacağım doğa yaşamı haricinde bir yaşam bana pek de uygun değil. Ha, şehirde devamlı meşgul olamaz mısın? Olabilirim ama istemiyorum. Neden? Şehirde yaşanır mı lan!? Betondan bina mı olur? Her şeyden önce beton mu olur? Beton ne ulan! Ev dediğin tahtadan, taştan, kerpiçten, ottan, kıldan, yünden, çuldan, çamurdan olur! Beton ne? Beton ne ulan, betonmuş! Sensin beton! O soktuğumun sanayi devrimini gerçekleştireni de bir elime geçirirsem zaten... Onu bırak, tamam: Aslında biraz bencilce. Herkesi kendi hayat tarzıma davet edemem; ama bu soktuğumun her ne haltsa modern yaşamı benim istediğim gibi yaşamama engel oluyor. Bu soktuğumun şeyi yüzünden yiyeceğimi doğadan elde edemiyor, ormanda bir gece dahi kalamıyorum ve işin beter yanı şu: Bu soktuğumun modern yaşamı, aslında olması gereken, hatta soktuğumun günümüzdeki problemlerinin tümünün kaynağını söküp atabilecek olan, insanın gerçek yaşamı, doğayla bütünleşmiş hakiki yaşamı bir ekstrem spor, bir canavar ve lüks gibi gösteriyor ve bunların ufacık bir benzerine (ki hiç mi hiç benzemiyor) büyük paralar ödüyoruz. Şimdi, şunu soruyorum: Neden bu soktuğumun modern yaşamı yüzünden ben ormanda bir kulübe yapıp onda yaşayamıyorum? Neden doğa yaşamına dönmeye kalktığım anda kanun kaçağı muamelesi görüyorum? Neden ormanlara gittiğimde bırak büyük hayvanları, bir tane kuşa dair en ufak iz bile göremiyorum? Neden bir otağ inşa edip kalamıyorum? Neden, neden, neden!?
Şimdi, siz geri zekalılar; neden bana engel oluyorsunuz? O soktuğumun modern yaşamınızı istemiyorum. İlla eylem mi yapalım yani? İlla gidip TV programı mı yapalım? Bak ona da razıyım; ama soktuğumun yerinde o da pek mümkün değil. Şimdi... Hadi, defolun! Bitti yazı... O soktuğumun betonunu da yanınızda götürün.
EKLEME
Ayrıca bak şöyle bir konu buldum: http://www.agaclar.net/forum/buralardan-cekip-gitmek-ev-yapimlari/34839.htm
Toprak kuruma kuruluymuş, aferin size! Gökdelene izin var, ufacık doğayla barışık kulübeye yok. Hepinize kafam girsin! Çok güzel koruyorsunuz toprağı! Toprağı, ormanı öldürenler şehirleşme denen soktuğumun şeyi, hani sizin çok sevip hemen izin verip göz yumduğunuz. Bir tane doğayla iç içe kulübe için izin almaya insanın göbeği çatlar mı lan? Ulan hadi kulübeyi geçtim. Çadırla, hatta çadırsız bir gece kalmak bile yasak lan! Ulan hay be sizin de yasalarınızın da koruma kurulunuzun da imar izninizin de... Alayının üstüne katran döküp Cehennem aleviyle yakayım emi! Evet ulan, Cehennem alevi! Normal ateş paklamaz çünkü bu durumu. Tamu'ya dek yolunuz var it oğlu itler! Hayır bu yazı yüzünden başım derde de girebilir ama sizin ta amınıza koyayım. İlk defa da bu kadar netim. Ağzınıza sokayım sizin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder