Öne Çıkan Yayın

Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)

İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~

28 Ağustos 2017 Pazartesi

Tam bir eziyet

Şu aralar melankoliğim, kusura bakmayın. Şu ev işinden bahsedeceğim. Apartmanlardan, beton binalardan nefret ediyorum. İmkanım olunca ilk iş bir tane tahta ev yaptıracağım. Of... Ev almak, kiralamak, yaptırmak... Tam bir eziyet. Keşke hiç yerleşik hayata geçmeseydik, kur çadırını otur içinde... Ne gerek var? Ulan ya...

Bir gölet yaptıracaklar, şu canlıları mutlaka koyun:

Şimdi onları yazmaya üşendim; asla koymamanız gerekenler:

Gambusya balıklarının herhangi bir türü, Lepomis gibbosus, İsrail sazanı (Carassius gibelio), herhangi bir Tilapia türü, çiklit balıkları, üç tür (bayağı yayın, karabalık, Mezopotamya yayını) haricinde yayın balıkları... Neyse, bunlar işte. Offf

Ulan iki gün sonra bayram, benim halime bak...

Offffffffffffffffffffffff... Niye böyle bunlar... Yok oku, yok iş bul, şöyle böyle... Ulan, yaşamaya başlayıncaya kadar bayağı bir yıl geçiyor, saymaya üşendim şimdi. Ondan sonra yok fakir, yok zengin, yok maaş, yok şu, yok bu... İlla dünyanın merkezine dinamit yerleştirip patlatalım yani, onu istiyorsunuz. Bu ne lan? O "Teknoloji yokmuş, insan hakkı yokmuş yea" dediğiniz 13. yüzyıl insanı 14 yaşında hayata atılıyordu ve günümüzdeki gibi insan eliyle var edilmiş yapay sorunları (acaba şuna param yeter mi?) değil, gerçek sorunları vardı. (Acaba bir kaplan beni yer mi, acaba bu sene buğdayı kırağı çalacak mı, acaba şu koyunu şimdi kesip yesem koç salınımda yeterli koyunum olur mu...)

Şu zaman makinesini icat ediyorsanız edin, kırmayayım kafanızı! Ormanlarda hayvan bırakmadınız zaten. Ulan Anadolu'da adamın iki adım ötesinde leopar ceylanı yerdi eskiden; şimdi geçen günkü orman gezimde, gece vakti, etrafta başka insan yokken gördüğüm hayvanları listeliyorum (Ki bu dediğim saatler en fazla hayvanın görüleceği saatlerdir teorik olarak): Kedi, köpek, kirpi (ölü). Bu kadar. Ya tamam kurt sürüsüyle karşılaşmayı beklemiyordum da ulan domuz bile bırakmamışsınız! Domuzları bitirmeyi nasıl başardınız lan? İmkansızı başarmışsınız resmen! Domuz bu, domuz; yabandomuzu... Sus scrofa... Bak, ağız dolusu: YA-BAN-DO-MU-ZU! Domuz lan, ayıdan daha zor öldürülen ve neredeyse her şeyi yiyebilen bir hayvan! Onları bitirmeyi nasıl becerdiniz? Neyin peşindesiniz oğlum siz? Beni hasta etmeye mi çalışıyorsunuz?

Yaban domuzunu geçelim şimdi; konumuz o değil. Konumuz ne? Modern hayat denen soktuğumun şeyi konumuz. Konumuz bu, evet. Günümüzde çoğunlukla şu hayvandan "bölgenin en zehirli yılanı" diye bahsediliyor:
oluklu kertenkele ile ilgili görsel sonucu
Bu hayvan zehirli değil, yılan da değil. Isırma yeteneğine de sahip değil.

Bu hayvan oğlu hayvanın zehirli olmadığı, bu soktuğumun modern hayat şeyinden önce biliniyordu. Eski insanlar, kendi çevrelerinde yaşayan yılanları iyi biliyor ve hangisinin zehirli, hangisinin zehirsiz olduğunu biliyorlardı. Hun, İskit ve Göktürklere ait yazıtlarda yılanın kutsal ve şifalı bir hayvan olduğu söylenir ki çok da yanlış değildir. Yılan olan tarlada mahsulü mahvedebilecek herhangi bir hayvan olmaz, kutsal kabul edilme sebebi bu. Şifalı kısmı: Yılan zehrinin şifası, kendisidir. Başka bir deyişle: Eğer yılan sizi sokarsa, aynı yerden bir kere daha sokturmak veya o yılanın zehrini içmek (bayağı içmek) size gerekli panzehri sağlayacaktır. Yılan etinin de panzehir olarak işe yarayacağını düşünüyorum ama bu konuda kanıtım yok, siz de denemeyin, üstüme kalacaksınız sonra. Ayrıca yılan zehri, hem eski hem de modern bir çok ilacın yapımında kullanılır. Bakmayın öyle yüzüme; hem eski otacı ilaçlarının hem de modern ilaçların içeriğinde yılan, bilhassa engerek zehri kullanılıyor. Tabii bu eski ilaçları da unutmuşuz hep, kodumun modern hayat şeysinden hep... Ulan eski çağlarda yaşasa alim olacak adamdın, şimdi burada okunmayan bir blog yazıp şizofren şizofren takılıyorum. Hayır gidip ormanda da yaşardım, hadi sıkıyorsa yaşa! Daha ilk geceden önce jandarma karakolunda geceler, sonra para cezasıyla şehre gönderilirsin. Sen yaşa ormanda, hadi! Ulan zaten bu Türkiye'de gerçek bir kamp alanı olmamasına da sinir oldum. Ateş yakabileceğin, barınak yapabileceğin, avlanabileceğin bir yer yok koca ülkede! Sebep? Sebep şu: Bu kodumun modern hayat şeyini de sonradan yakaladığımızdan millet artık bu işten dönmeye çabalarken biz hala inat ediyoruz da ondan! Hep o sanayi devrimi şerefsizinin suçu. Sanayiymiş, devrimmiş, peh! Sallandıracaksın iki tanesini Yorkshire meydanında bak bir daha yapıyorlar mı? Ulan iyice şizofrene bağladım. Zaten köyde planlarım vardı, onlar da elde olmayan sebeplerden sekteye uğradı. Al işte, 13-14. yy.da "elde olmayan sebep" diye bir şey yoktu! Elde olmayan tek sebep hava şartları ya da hastalık vs.ydi. Tanımadığın birinin seni düşünmeden oluşturup seni zorla dahil ettiği bir takvim yoktu o zamanlar! Çekip gitmek isteyen çekip gidiyordu, gerekirse yolda ölüyordu! Biz? Biz de yolda ölüyoruz: Ama "Gitmek için bir fırsat çıksında..." diye beklerken, daha yola bile çıkmadan! Ulan, şu blogger şerefsizine de gıcık oldum zaten. Hiçbir kelimeyi tanımıyor soktuğumun gavatı.

Hadi ben kaçtım, artık nolur, naparım bilmiyorum... Siz de geberin! Hiç iyi dileklerde bulunacak, güle güle diyecek vs. halim yok valla. Ben burada ölüyorum, siz de beter olun! Hadi ben kaçtım.

Türk Devletlerinin Atakan, Kurucu, Hanedan, Halk, Bayrak ve Hüküm Süreleri

"Atakan" nedir, önce buna bakalım. Atakan; "Hanedanın atası" demektir, yani devlet kurulmadan önce hanedanı birleştiren, toplayan, kuran vs. anlamına gelir.

NOT: Sadece belli bir büyüklük ve güce ulaşmış devletler listelenmiştir; bunlar haricinde birçok küçük devlet ve yerel hükümet daha vardır. Modern dönem Türk devletleri yani 1. dünya savaşı sırasındaki ve sonrasındaki devletler listeye alınmamıştır. (Bundan oldukça önce kurulup o zamana kadar gelenler ise listeye alınmıştır)

Atakan:
Kurucu:
Hanedan:
Halk:
Hüküm süresi:
Önceki devlet:

İSKİTLER

Atakan: Bilinmiyor
Kurucu: Bilinmiyor
Hanedan: Bilinmiyor
Halk: Kıpçakların Saka boyundan Eskitler
Hüküm süresi: MÖ 670
Önceki devleti: Yok

BÜYÜK HUN HANLIĞI
İlgili resim
Atakan: Tuman (veya Tümen) Yabgu (Teoman)
Kurucu: Tuman (veya Tümen) Yabgu (Teoman)
Hanedan: Kıpçakların Hun boyundan Tuman Yabgu ailesi
Halk: Türkler (genel), Moğollar, Tunguzlar, Çinliler
Hüküm süresi: MÖ 220-46
Önceki devleti: İskitler

AVRUPA HUNLARI
İlgili resim
Atakan: Çiçi Yabgu
Kurucu: Balamber Han (Balamir)
Hanedan: Kıpçakların Hun boyundan Haylundur ailesi
Halk: Kıpçaklar, Macarlar, Urum Türkleri, Rumlar, Frenkler, Gotlar, Cermenler
Hüküm süresi: 370-469
Önceki devleti: Kuzey Hun Hanlığı

AKHUNLAR
avrupa hun bayrağı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: Bilinmiyor
Kurucu: Kün Han (Aksuvar)
Hanedan: Hunların Akhun aşiretinden Eftal ailesi
Halk: Akhunlar, Hintliler, Persler
Hüküm süresi: 420-567
Önceki devlet: Yok

GÖKTÜRKLER
göktürk bayrağı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: Asena (Kurt olan Asena)
Kurucu: İllig Bumin Kağan
Hanedan: Oğuzların Göktürk aşiretinden Eçine (Aşina) ailesi
Halk: Oğuzlar, Uygurlar, Moğollar
Hüküm süresi: 552-582
Önceki devlet: Akhunlar

AVRUPA AVAR KAĞANLIĞI
avar bayrağı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: Zabergan
Kurucu: Bayan Kağan
Hanedan: Ogurların Apar (Avar) boyu
Halk: Avarlar, Kıpçaklar, Rumlar, Bulgarlar, Slavlar
Hüküm süresi: 562-803
Önceki devlet: Yok

BÜYÜK BULGAR HANLIĞI
Dosya:The Monogram of Kubrat.png
Atakan: Bilinmiyor
Kurucu: Kubrat Han
Hanedan: Ogurların Bulgar boyu
Halk: Ogurlar, Slavlar, Rumlar, Makedonlar
Hüküm süresi: 630-665
Önceki devlet: Avrupa Avar Kağanlığı

TOHARİSTAN YABGULUĞU

Atakan: İstemi Yabgu
Kurucu: Tardu Şad
Hanedan: Eçine sülalesinden İstemi Yabgu soyu
Halk: Oğuzlar, Persler
Hüküm süresi: 630-700
Önceki devlet: Batı Göktürk Hanlığı

HAZAR KAĞANLIĞI
hazar bayrağı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: Tong Yangu
Kurucu: Böri Şad
Hanedan: Göktürklerin Kazar aşiretinin Ansa ailesi
Halk: Hazarlar, Persler, Araplar, İbraniler, Rumlar
Hüküm süresi: 630-965
Önceki devlet: Batı Göktürk Hanlığı

TUNA BULGAR HANLIĞI
Dosya:Monogram on the silver eagle from the Voznesenka treasure.png
Atakan: Batbayan
Kurucu: Kağan Asparuh
Hanedan: Ogurların Bulgar boyu
Halk: Bulgarlar, Kıpçaklar, Rumlar, Makedonlar, Sırplar
Hüküm süresi: 632-1018
Önceki devlet: Büyük Bulgar Hanlığı

İDİL BULGARLARI
idil bulgar bayrağı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: Bilinmiyor
Kurucu: Bilinmiyor
Hanedan: Bulgarların Çuvaş aşireti
Halk: Ogurlar, Slavlar, Rumlar, Hazarlar, Araplar
Hüküm süresi: 665-1391
Önceki devlet: Büyük Bulgar Hanlığı

İKİNCİ GÖKTÜRK KAĞANLIĞI
göktürk bayrağı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: İtmiş Bey
Kurucu: Kutluk İlteriş Kağan
Hanedan: Oğuzların Göktürk aşiretinden Eçine (Aşina) ailesi
Halk: Oğuzlar, Çinliler, Rumlar, Persler, Araplar, Moğollar, Tunguzlar
Hüküm süresi: 681-744
Önceki devlet: Doğu Göktürk Hanlığı

TÜRGİŞLER

Atakan: Baka Tarkan
Kurucu: Sulu Çor Kağan
Hanedan: Göktürklerin Onok boyu
Halk: Oğuzlar, Kanglılar, Moğollar
Hüküm süresi: 717-766
Önceki devlet: Batı Göktürk Hanlığı

UYGUR KAĞANLIĞI
uygur kağanlığı bayrağı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: Hùşū
Kurucu: Kutluk Bilge Kül Kağan
Hanedan: Uygurların Yağlakar ailesi
Halk: Uygurlar, Çinliler, Oğuzlar
Hüküm süresi: 744-840
Önceki devlet: İkinci Göktürk Kağanlığı

KARAHANLILAR
karahanlı bayrağı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: Bilinmiyor
Kurucu: Bilge Kül Kadır Han
Hanedan: Uygurların Karluk boyu
Halk: Oğuzlar, Uygurlar, Persler, Araplar
Hüküm süresi: 840-1042
Önceki devlet: Uygur Kağanlığı

GAZNELİLER
gazneli bayrağı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: Sebük Tigin
Kurucu: Alp Tigin
Hanedan: Oğuzların Kayı boyu
Halk: Oğuzlar, Persler, Araplar, Hintliler, Afganlar
Hüküm süresi: 962-1187
Önceki devlet: Samaniler (Pers devleti)

BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ
büyük selçuklu devleti bayrağı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: Selçuk Bey
Kurucu: Tuğrul Bey
Hanedan: Oğuzların Kınık boyundan Selçukoğlu ailesi
Halk: Oğuzlar, Uygurlar, Moğollar, Rumlar, Araplar, Persler, Kıtaylar, Kanglılar
Hüküm süresi: 1037-1194
Önceki devlet: Gazneliler, Karahanlılar

ANADOLU SELÇUKLULARI
büyük selçuklu bayrağı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: Arslan Yabgu
Kurucu: Süleyman Şah
Hanedan: Kınıkların Selçukoğlu sülalesinden Arslan Yabgu ailesi
Halk: Oğuzlar, Tatarlar, Moğollar, Rumlar, Araplar, Persler
Hüküm süresi: 1092-1243
Önceki devlet: Büyük Selçuklu Devleti

HAREZMŞAHLAR
İlgili resim
Atakan: Anuş Tekin
Kurucu: Kutbeddin Muhammed Harezmşah
Hanedan: Oğuzların Bektili boyundan Harezmşah ailesi
Halk: Türkler, Araplar, Persler
Hüküm süresi: 1097-1231
Önceki devlet: Anadolu Selçukluları

ALTIN ORDA
altın orda bayrağı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: Cuci Han
Kurucu: Batu Han
Hanedan: Moğolların Börçigin boyundan Cengizoğlu sülalesi
Halk: Türkler, Moğollar, Slavlar, Rumlar, Persler, Araplar, Çinliler
Hüküm süresi: 1242-1502
Önceki devlet: Cengizliler (Moğol Hanlığı)

ÇAĞATAYLILAR
çağatay hanlığı bayrağı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: Cengiz Han
Kurucu: Çağatay Han
Hanedan: Moğolların Börçigin boyundan Cengizoğlu sülalesi
Halk: Türkler, Moğollar, Persler
Hüküm süresi: 1227-1347
Önceki devlet: Cengizliler (Moğol Hanlığı)

MEMLÜKLÜLER
memlük devleti bayrağı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: Şecerr-üd-dürr
Kurucu: Aybeg
Hanedan: Kıpçakların Kazak boyunun Bahri ailesi
Halk: Türkler, Araplar, Mısırlılar, Çerkesler
Hüküm süresi: 1250-1389
Önceki devlet: Eyyübiler

OSMANLI
osmanlı bayrağı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: Süleyman Şah oğlu Ertuğrul
Kurucu: Utman (Osman) Bey
Hanedan: Kayı boyunun Karakeçili aşiretinden Osmanoğlu ailesi
Halk: Türkler, Persler, Araplar, Rumlar, Slavlar
Hüküm süresi: 1299-1922
Önceki devlet: Anadolu Selçukluları

TİMURLULAR
timurlu bayrağı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: Turagay Bey
Kurucu: Emir Timur
Hanedan: Özbeklerin Barlas boyundan Timurlu sülalesi
Halk: Türkler, Moğollar, Persler, Araplar, Rumlar
Hüküm süresi: 1370-1507
Önceki devlet: Çağataylılar

AKKOYUNLULAR
akkoyunlu bayrağı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: Kutlu Bey
Kurucu: Kara Yülük Osman Bey
Hanedan: Oğuzların Bayındır boyundan Akkoyunlu aşireti
Halk: Türkler, Persler, Moğollar
Hüküm süresi: 1378-1508
Önceki devlet: Timurlular

KARAKOYUNLULAR
karakoyunlu bayrağı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: Bayram Hoca
Kurucu: Kara Muhammed
Hanedan: Oğuzların Karakoyunlu aşireti
Halk: Türkler, Persler, Araplar
Hüküm süresi: 1380-1469
Önceki devlet: Celayirliler (İlhanlıların ardılı)

KAZAK HANLIĞI
kazak hanlığı bayrağı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: Cuci Han
Kurucu: Kerey Han
Hanedan: Cengizoğullarından Toka Temür ailesi
Halk: Kazaklar
Hüküm süresi: 1465-1847
Önceki devlet: Altın Orda

KAZAN HANLIĞI
kazan hanlığı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: Cuci Han
Kurucu: Uluğ Muhammed Han
Hanedan: Cengizoğullarından Toka Temür ailesi
Halk: Tatarlar, Çuvaşlar, Çirmişler
Hüküm süresi: 1438-1552
Önceki devlet: Altın Orda

KIRIM HANLIĞI
kırım hanlığı bayrağı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: Cuci Han
Kurucu: Hacı Giray
Hanedan: Cengizoğullarından Toka Temür ailesi
Halk: Kırım Tatarları, Slavlar
Hüküm süresi: 1441-1783
Önceki devlet: Altın Orda

SAFEVİLER
safevi bayrağı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: Şeyh Cüneyd
Kurucu: Şah İsmail
Hanedan: Alevilerin Safeviye tarikatı
Halk: Türkler, Persler, Araplar
Hüküm süresi: 1502-1736
Önceki devlet: Akkoyunlular

BABÜRLÜLER
babürlü bayrağı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: Emir Timur
Kurucu: Babür Şah
Hanedan: Özbeklerin Barlas boyundan Timurlu sülalesi
Halk: Türkler, Urdular, Hintliler
Hüküm süresi: 1526-1858
Önceki devlet: Delhi Sultanlığı

AFŞAR HANEDANI
afşar hanedanı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: İmam Kulu Beğ
Kurucu: Nadir Şah
Hanedan: Oğuzların Afşar boyundan Kırklu obası
Halk: Türkler, Persler, Afganlar, Hintliler
Hüküm süresi: 1736-1802
Önceki devlet: Safeviler

KAÇAR HANEDANI
kaçar hanedanı bayrağı ile ilgili görsel sonucu
Atakan: Muhammed Hasan Han
Kurucu: Ağa Muhammed Şah
Hanedan: Oğuzların Kaçar aşiretinin Koyunlu obası
Halk: Türkler, Persler
Hüküm süresi: 1781-1925
Önceki devlet: Zend Hanedanı (Afşar hanedanının ardılı Pers devleti)

27 Ağustos 2017 Pazar

Canım sıkılıyor

Şu aralar canım sıkılıyor. Nedeni yok, varsa da ben bilmiyorum. Az önce durduk yere kodumun eğitim sistemine atarlandım. İlk defa yaptığım bir şey değil ama bizden geçti artık, geri kalan çeksin, bana ne... Bir parti kurmayı düşünüyorum, şimdi karar verdim. Seçim vaatlerim şunlar:

1) Eğitim sistemi acilen düzeltilecek (Artık ne kadar düzeltilebilirse bu saatten sonra) -Bu arada dünyanın 2. en berbat eğitim sistemine sahibiz. 1. kim sizce? Hiç tahmin etmediğiniz bir ülke: Japonya. Japonya'daki otaku sorunu da büyük oranda eğitim sisteminden kaynaklanıyor zaten.

2) Devlet kurumlarında giyim yönetmeliği değiştirilecek: Çizme, şalvar, göynek, (kışın) kaftan, börk-takke-sarık vs.

3) Şapka kanunu kaldırılıp (evet, uygulanmasa da hala var) "serpuş kanunu" getirilecek. Buna göre kalpak, sarık, takke, şapka, fes vs. olmadan evden çıkılamayacak.

4) Latin alfabesi kaldırılacak, Göktürk alfabesinden uyarlama yeni bir yazı biçimine geçilecek; okullarda 1. sınıfta Türk yazılığı (yeni alfabe), 2. sınıfta Türk Latin alfabesi, 3. sınıfta Osmanlı alfabesi öğretilecek.

5) Yerleşmiş olanlar ve özel isimler haricinde İngilizce başta olmak üzere yabancı dilde sözcük kullanılması yasaklanacak.

6) Yabancı dil olarak Latince'ye geçilecek.

7) Tarım ve hayvancılıkla yapılan düzenlemelerle sürdürülebilir tarım ve hayvancılık yapılacak. Hayvancıların her türden hayvanı 3'e ayırması zorunlu olacak: Damızlık, etlik-derilik ve diğer ürünler için. Damızlıklar en verimli üreme çağında ayrılacak. Tarım için de bir sene ticari değeri olan, bir sene ise ticari değeri olmayan bitkiler ekilecek. Ağaçlar ise yıllarca duracak. Tarım için her zaman her bitki eşit miktarda ekilecek, önceki sene değerli olan şeyi komple ekene ağır cezalar verilecek. Çok ağır para cezalarından hapse kadar.

8) İdam cezası geri getirilecek; teröristlere destek veren herkes sorgusuz sualsiz öldürülecek, halka açık yerde ölüsü kırbaçlanacak.

9) Amerikan üsleri kapatılacak, ülkesine dönmemekte ısrar eden Amerikan askerleri terörist ve işgalci sayılacak.

10) Doğaya zarar vermeye ve çevreyi kirletmeye çok ağır cezalar gelecek. Doğaya ya da sokağa gambusya, pirana, timsah, Türkiye'de kendi ya da aynı cinsten akrabası yaşamayan sürüngen ve amfibiler, kedi ve köpek salınması yasaklanacak. Barınak şartları iyileştirilecek; mahallelinin, dükkanların veya kişilerin himayesine almadığı sokak hayvanları barınaklara konulacak. Kedi ve köpek sahipleri, devlete sahiplenme, doğum ve ölümleri bildirmek zorunda olacak; bunu kanıtlamaları gerekecek. Eğer ölümü kanıtlamayazlarsa sokağa atmış muamelesi görecek ki bunun cezası da tüm mal varlığına devlet tarafından el konması olacak. Yemek ve kendini savunma haricinde hayvan öldüren (böcekler hariç), katil muamelesi görecek.

11) Tüm etler yasallaşacak. Domuz ve yabandomuzları domuz kasaplarında, diğer etler normal kasap ve marketlerde satılabilecek. Yılkı, yılan ve kirpi çiftlikleri kurulup devlet eliyle bu etler üretilecek.

12) Diyanet mezhepsiz hale getirilecek.

13) Öğrencilere maaş bağlanacak.

14) Türkmeneli, Türkiye topraklarına katılacak. Özellikle Musul ve Kerkük'ün tapusu bulunarak devlet adına satın alınacak.

15) Hanlık sistemi kurulacak. En baştaki son sözü söyleyen kişi olacak, seçimle başa gelecek ama sonsuz yetkisi olacak.

------------------------------------

Biraz rahatladım. Hayır, pek değil. Hala iç sıkıntım var. Az önce kendimi yazmaya kaptırmışım, 15 madde olmayı beklemiyordum. İdealimdeki devlet düzeni bu şekilde. Neyse, onu bırakın da; eee... Ne diyecektim la? Gökçeada'ya gitmeye az kaldı; acaba nasıl olacak... O bir yana, Gökçeada'da normal bir evim olacak mı acaba... Şu an kira mı ne öyle bir şey. Off... Bak aklımda nasıl bir akvaryum var; bunu Eskişehir'de açmayı planladığım kafede kullanacağım. Evet, Eskişehir'de bir kafe açmayı planlıyorum; bununla bir sorununuz mu var? Sevdiğim bir şehirdir kendisi. Neyse, o bir yana da... E... Hadi akvaryum:

26 Ağustos 2017 Cumartesi

Fazıllı Hanlığı

KURULUŞ

Fazıllı Hanlığı'nın kuruluşunu anlayıp anlamak için öncelikle Semender ailesinin durumunu anlamak gereklidir. Semender ailesi; Oğuzların Kayı boyunun Karakeçili aşiretinden bir ailedir. Semender ailesi, Semenderli obasının yönetici ailesidir. Semenderli obasının %90'ı Tengriciydi. MÖ 302 yılında, Musevi olan Aytolmış Solomon Bek, kardeşi olan (Tengrici) Küntogmış Bek ve bir çok kişinin desteğini alarak başa geçti. Aytolmış, başa geçer geçmez Musevi olmayanlara zulmetmeye başladı ve Küntogmış, yanına Musevi olmayanları ve Musevi olsa da bu zulümden korkanları alarak Harezm bölgesine gitti ve orada yeni bir oba kurdu. MS 251 yılında Hristiyan olan Selmen Yesis Bek başa geçti ve yine Hristiyan olmayanlara bir zulüm başladı. Selmen Yesis'in amca oğlu (Musevi) Abram Bek, yanına başka kişileri de alıp Bozüyük yakınlarına geldi ve burada yeni bir oba kurdu. 762 yılında ilk Müslüman bey, Erdem Fazıl Bey başa geçti. Erdem Fazıl Bey, devletin kurucusu kabul edilse de ve Fazıllı adı buradan gelse de Fazıllı Hanlığının bağımsızlığını ancak Erdem Fazıl Bey'in torunu Ali Bey oğlu Süleyman Kutlu Han zamanında kazandığı, hem eski hem de yeni tarihçiler arasında hemfikir olunan konulardandır.

GÜÇLENME
Fazıllı Hanlığı, ilk olarak casusluk ve çevreyle dostluğa önem vermiştir. Düzenli askeri sistemden önce Çaşıtluk adı verilen istihbarat teşkilatı kurulmuştur. Yeterince güçlendikten ve savaşmadan, dostluk ve akrabalık ilişkileri ile yeterince fetih yaptıktan sonra sırasıyla Engürü (Ankara), İsmirin (İzmir) ve Yazoba'yı (Yalova) ele geçirmişlerdir. O dönemde bu şehirlerin ortak özelliği güçlü ve önemli ama askeri açıdan yetersiz şehirler olmalarıdır. (Yazoba, göçebeler arasında büyük savaşların sebebiydi çünkü hepsi hayvanlarını orada tutmak istiyordu; Fazıllılar, tüm dostlarının hayvanlarını kabul edeceklerini söyledikleri için bu kadar kolay dost kazanmış ve Yazoba'yı kolayca alabilmişlerdir. O dönemde, Yazoba Yunun İmparatorluğuna aitti ama göçebeler nedeniyle Yunan askerleri bile giremiyordu) Fazıllıların bir özelliği de merkezi yönetime büyük önem vermeleridir.

KURULTAY

En büyük yetkili ve karar merci Hakan olmasına karşın, kurultayda bir çok kişi vardı ve bunlar uzun ince bir masada otururdu.

Hakan: Masanın başında otururdu. Arkasında iki koruması bulunurdu. En son kararı veren oydu. Alamet-i farikası altın püsküllü keyfiyedir.

Toplağıç: Hakanın sağ tarafında otururdu. Kuranın hem orijinalini, hem de çevirisini ezbere bilen biriydi. Din işlerinde hakandan bile daha yetkili bir merciydi. Alamet-i farikası beyaz cübbesidir.

Ulubiliğ: Toplağıç'ın karşısında otururdu. Hem devletin, hem çevre devletlerin, hem de devlet içinde ve etrafındaki halkların destanlarını, inançlarını, tarihlerini çok iyi bilen biriydi. Tengrici, Şamanist, Pagan ve Animistleri temsilen kurultayda bulunurdu. Alamet-i farikası "manyak" adlı Kam elbisesidir.

Yaşbaba: Toplağıç'ın yanında otururdu. Sünnet ve mezhepsel inançları çok iyi bilen biriydi. Çoğunlukla Hanefi mezhebinden olsa da tüm Sünni mezheplerin inanç ve usullerine hâkim biri olmasına özen gösterilirdi. Alamet-i farikası yeşil sarıktır.

Albaba: Ulubiliğ'in yanında otururdu. Alevileri ve Şiileri temsilen, Alevilerin saygı duyduğu bilgeler arasından seçilirdi. Alamet-i farikası kızıl börktür.

Başhaham: Yaşbaba'nın yanında otururdu. Musevileri temsilen bulunan, Museviliğe ve Yahudi kültürüne hakim kişilerden seçilirdi. Alamet-i farikası mavi börktür.

Papazfendi: Albaba'nın yanında otururdu. Hristiyanlık ve Rum kültürü hakkında bilgili kişilerden seçilirdi. Alamet-i farikası kara cübbedir.

Subaşı: Başhahamın yanında otururdu. Askeriyede hakandan sonra sözü en çok geçen kişiydi. Alamet-i farikası deri miğferdir.

Aşçıhan: Papazfendi'nin yanında otururdu. Göçebelerin, çiftçilerin, çobanların, köylülerin sorunlarını hakana ve kurultaya bildirmekle mükellefti. Bunlar hakkında hakan adına kafasına göre iş yapabilecek tek kişiydi. Alamet-i farikası boynuzlu miğferdir. Tüm köy ve göçebe yöneticilerinin başıydı.

Başılkan: Subaşı'nın yanında otururdu. Şehirlerdeki sorunları kurultaya bildirmek ve çözmekle mükellefti. Tüm şehir ve bölge yöneticilerinin başıydı. Alamet-i farikası üstünde kale şeklinde kabartma olan tunç zihgirdir.

Bilgenine: Aşçıhan'ın yanında otururdu. Hanedandan veya kurultaydaki birinin ailesinden bilge, görmüş geçirmiş bir kadındı. Kadın, çocuk ve işçilerin sorunlarını kurultaya sunmakla ve halkın isteklerini hakana bildirmekle mükellefti. Alamet-i farikası yılan pullarıyla kaplanmış bakır bileziğidir.

Soncu: Masanın sonunda otururdu. Tüm tartışmaları toplayıp sonuç halinde hakana sunmakla ve hakan olmadığı zamanlarda kurultayı yönetmekle mükellefti. Alamet-i farikası papaktır.

TAHTA GEÇİŞ

Hanedan, "üstün soy" kabul edilirdi; bu yüzden hanedandan erkeklerle beraber hanedandan kadınların eşleri ve opulları da tahta çıkma hakkına sahipti. Birinin tahta çıkabilmesi iki şarta tabiydi: Önceki hakanın ölmüş, esir veya ölüm döşeğinde olması; 2. olaraksa askeri ve siyasi açıdan kendini kanıtlamış olması.

ASKERİYE

Askeriyeye verilen genel ad "Çerilik"ti. Kendi içinde beş birime ayrılıyordu.

Alpluğ: Göçebelerin kendi oluşturdukları, devletin istediği zaman kullanabileceği orduydu.

Çaşıtluk: İstihbarat teşkilatıydı. İstihbarat, düşmanları birbirine düşürme ve suikastten sorumlulardı. Çoğunun yüzünü hakan bile görmezdi.

Birler: Düzenli ordu sistemidir.

Korucular birliği: Şehirlerin kendi iç orduları ve bölge ve sınır muhafızlarının dahil olduğu birimdi.

Şahsi muhafızlar: Hanedandan kişiler ya da yüksek mevkiye sahip kişilerin şahsi korumalarıydı. Bunlar genellikle kişinin kendisi tarafından, zaten yakınlarında olan kişilerden seçilirdi ve tüm askeriye içinde en fazla "sadakat testi" bunlara yapılırdı.

SİLAHLAR VE SAVAŞ TAKTİKLERİ
Erdem Fazıl Bey'in yaylarından biri
Korucular birliği, şahsi muhafızlar ve Alpluğ askerleri kendi şahsi silahlarını kullanırdı. Diğerleri de kendi silahlarını kullanabilse de şartlar vardı. Çaşıtluk'takilerin ufak silahlar ya da kısa ok ve kısa yaylar kullanmaları gerekiyordu. Birler için ise kullanabilecekleri silahlar şunlardı: Biyokompozit yay (Türk yayları, Çin yayları, Japon yayı), eğri kılıç (saber, yalmanlı, çatallı, katana, yatağan gibi herhangi bir tür olabilirdi), gürz, hançer/kama (herhangi bir türde hançer veya kamaya izin veriliyordu: Kafkas kaması, eğri hançer, kunai, fırlatma bıçağı, hatta kasap bıçağı ve kısa kılıç...), mızrak, altıpatlar, piştov, misket tüfeği.

Bunlar haricinde kişisel olmayan silahlar da vardı: Top, humbara, mancınık.

Fazıllıların savaşlarda kullandığı altı temel taktik vardı: En çok kullanılanlar Urkaç (Vur-kaç), Turanalp (Turan taktiği), Okyağır (Karşı tarafı rastgele ok yağmurunu tutma; ateşli silahlardan sonra da bu taktik kullanılmaya devam edilmiş ama ateşli silahlar da işin içine dahil edilmiştir), Atfırlağ (Atlıların hiç durmadan karşı tarafa dalarak onları yarıp şaşırttığı bir taktik), Körlüğ (Gizlenen ve çok kısa yaylar ve çok kısa oklar kullanan askerlerin durmadan yerlerini değiştirerek karşı tarafı şaşırtıp güçten düşürdüğü taktik), Gürültücülük (Tüylü deriler, hayvan kafa veya kafatasları giyen kişilerin davul gibi şeyler kullanarak veya gürzleri, kılıçları birbirine vurarak olabildiğince ses çıkardığı ve hareketlerle karşı tarafı şaşırttığı taktik. Bunları yapana "Yalankam" denirdi ve neredeyse her savaşta hem askerlere moral vermek hem de karşı tarafın moralini bozmak için kullanılırlardı. Bunlar haricinde savaş alanında mutlaka bir imam, bir kam, bir haham ve bir rahip bulunup durmadan dua eder ve vaaz verirlerdi)

Ayrıca savaşlarda kullanılan hayvanlar ve kullanım şekilleri şöyledir:

At: Binek, yük hayvanı ve şaşırtma olarak. Arap savaş taktikçisi Muhammed bin Kevser (Türkçe kaynaklarda Kahireli Kevser oğlu Muhammed olarak geçer) "Fazıllıların Savaş Yöntemleri" kitabında "binek olmayan huysuz, yemek için ayrılmış atlar savaş alanına getirildikten sonra kalçalarına kızgın demir basar ya da tokat atar ve bu atları karşı tarafın üstüne salar." diye yazar. Atlara eyer, demir ya da deri başlık, dizgin ve hanedan atlarında zincir ya da deri zırh bulunuyordu. (At zırhı, halkın kolayca ulaşabileceği ama çoğunlukla gerekli görmediği bir eşyaydı)

Deve: Binek, yük hayvanı, araba beygiri ve yemeklik olarak. Develere zırh ve dizgin, binek olarak kullanılanlara da eyer takılıyordu.

Manda: Savaşçı ve yemeklik olarak. "Beni Fadıl'ın savaş için olan mandaları vardı. Bu mandalar derisi kalın, yaşlı mandalardan geçilir; başlarına demir bir miğfer geçirildikten sonra boynuzları sivriltip Şam çeliğinden yapılma koniler boynuzlarına geçirilir ve mersinbalığının içini kaynatarak yaptıkları tutkalla yapıştırır ve üstünü deriyle bağlayıp sağlamlaştırırlardı." Fazıllıların Savaş Yöntemleri, Muhammed bin Kevser

Karakulak: Evcil karakulaklar, düşmana saldırmak için de kullanılmasının yanı sıra daha çok savunma esnasında düşmanı korkutmak için kullanılıyordu. Karakulaklara saman ya da deriden yapılan tasmalar takılıyordu.

Fil: Filler yük hayvanı, binek, savaşçı ve araba beygiri olarak kullanılıyordu. İlk başlarda Asya filleri kullanılırken güney seferleri sonrası Afrika filleri de kullanılmaya başlandı. Hanedan üyeleri, Asya ve Afrika fil kırmalarını kullanma lüksüne sahipti. Aslında halk da kullanabilirdi ama fiyatları, özellikle de iyi bir hayvansa zenginlerin bile borca girerek alabildiği kadar pahalıydı. Fillere eyer, zincir ya da lamellar zırh takılıyordu.

Kartal, şahin, doğan, çakır kuşu ve benzerleri: Dur, saldır gibi temel komutları vermek (kuşla taşınan düz renk büyük bir kumaş parçası ile büyük ya da dağınık ordulara emir veriliyordu), haberleşme (birbirinden nispeten uzak birimler arasında mektup taşıyordu), savaşçı olarak kullanılıyordu. Bu kuşların bacaklarına bakır bileklikler takılıyor, ayrıca kırmızı ya da yeşil kumaşla kanatları bağlanarak tasma yapılıyordu.

Köpek: Özellikle köpek-kurt kırmaları, kangal ve Çin aslanları savaşlarda saldırı ama daha ziyade savunma için ve yaklaşan tehlikeleri haber vermeleri için kullanılıyordu. Köpeklere dikenli tasmalar ve bu tasmalarla birleşik deri ya da zincir zırhlar kullanılıyordu.

Tavuk ve bıldırcın: "Arabalarla, kafesler içinde getirilen tavuk, bıldırcın, keklik ve güvercinler hem düşmanların kafasını karıştırmak hem de ordunun yemek ihtiyacı için kullanılıyordu." Fazıllıların Savaş Yöntemleri, Muhammed bin Kevser

Güvercin: Güvercinler hem saray hem de yerleşim birimleriyle iletişim kurmak için kullanılıyordu. Dikkat çeken beyaz veya mektup güvercinleri yerine yabanilerle aynı görünen Fazıllı güvercinleri kullanılıyordu.

Yılan: "Sandıklar içinde savaş meydanına getirilen yılanlar, çuvallara doldurulup mancınıkla düşmanın üstüne atılıyor; hendek savunması sırasında hendeklerin içine salınıyordu." Fazıllıların Savaş Yöntemleri, Muhammed bin Kevser

FETİHLER ORDULARI
archer samurai ile ilgili görsel sonucu
Japon birimi gösteren minyatür
Fetihler arttıkça ele geçirilen yerlerde daha önce görülmeyen halklarla karşılaşılmış ve bunların kendi birliklerini kurup kendi silahlarını kullanma izni tanınmıştır. Bunlar, "Alpluğ" içinde Fetihler Orduları adı altında birleştirilmiştir.

YAZI VE DİL

Resmi dil Türkçe'ydi. Devlette çalışmak için Türkçe, askeriyede çalışmak için (Fetihler orduları hariç) Türkçe, Moğolca, Farsça, Macarca ya da Arapça bilmek zorunluydu. Devlet içinde en yaygın konuşulan dil Türkçe olup anadili Türkçe olmayanlar bile günlük hayatta kendi araları haricinde Türkçe konuşurdu. Fazıllıların (Hanedan ve devletin) konuştuğu Türkçe, Türkmence olup halk daha çok Azerbaycan Türkçesi ya da Kırım Tatarcası kullanıyordu.

Fazıllılar, Göktürk alfabesinden uyarlama bir alfabe kullanıyordu; elçilerle gönderilen mektuplarda ise Batı için Yunan, Doğu için Arap alfabesi kullanılıyordu. 1403 yılından itibaren Batı'ya gönderilen mektuplar Latin alfabesiyle yazılmaya başlanmıştır.

ADALET SİSTEMİ

Üç temel mahkeme düzeni vardı.

Mezhep mahkemeleri: Davalının dini ve mezhebine göre dini ve adi suçlarda başvurulan mahkemelerdir. Başlarındakine "Kadı" denir.

Askeri mahkeme: Askerlerin arasındaki sorunları çözen; asker, casus ve savaş esirlerinin yargılandığı mahkemeydi. Başındakine "Sukadı" denir.

Adi mahkeme: Diğer davaları gören, ayrıca davalının din ve mezhebi bilinmiyorsa başvurulan mahkemedir.

Bunlar haricinde göçebelerin ve yerel hükümetlerin dekendi mahkemelerini kurma hakkı vardı. Hanedanı, askeriye haricindeki yüksek rütbeli kişileri, yerel yöneticileri, kurultaydaki kişiler ve aileleri ile himayelerine aldıkları kişileri yargılayan "Yüksek mahkeme" vardı. Başındakine Yargıkan denip hakanı bile yargılama ve cezalandırma hakkına sahipti. Diğer mahkemelerden tüm şehirlerde ve ilciklerde (ilçe) bulunurken, bu mahkemeden yalnızca Bozüyük ve büyük şehirlerin merkezlerinde bulunurdu.

HAKAN ALAMETLERİ

Yeni bir hakan başa gelince kendisi halka, devlet ise kendisine "Hakan alametleri" denen hediyeler verirdi.

Halka verilen hediyeler üç taneydi:

1) Yıkık/işlemez hizmet binalarını (ibadethaneler, hamam, hastane vs.) onarma
2) Tüm dinlere uygun biçimde kesilmiş koyunların et ve derilerini halka dağıtma
3) Halka tohum, askerlere para dağıtma. (Bu dağıtılan para çok az olup askerlerin kendilerini ve askerliklerini tehlikeye atmasına değer değildi)

Hakana sunulan hediyeler ise şunlardır:

1) Hanedana ait olan ve soyları Erdem Fazıl Bey'in şahsi atlarına dayanan 3 Arap atı (1 siyah, 1 beyaz, 1 kızıl), 1 Ahal teke (altın rengi)
2) Yeni hakan adına okutulan hutbe (cami ve cemevlerinde) ve vaazlar (kilise, havra ve diğer ibadethanelerde)
3) Üstünde yeni hakanın adı olan yeni para basımı (Eski paralar geçerliliğini kaybetmezdi)
4) Erdem Fazıl Bey'den kalma etrafı altın işlemeli Kayı makam sancağı ve Erdem Fazıl Bey'den kalma orijinal Fazıllı sancağı
5) Abram Bek'in kılıç ve miğferi
6) Küntogmış Bek'in gümüş temrenli okları (3 adet)
7) Semender Han'ın (Semenderli obasının kurucusu) altın yaldızlı yayı
8) (1765'ten itibaren) Kerim Kamlık Han'ın sedef altıpatları

HALK VE SARAY

Saray yaşantısı, halkın yaşantısından uçuruma ayrı değildi. Hanedan mensupları, halktan herhangi bir zengin aile gibi yaşamaya gayret ederlerdi. Halk et olarak daha çok koyun, keçi, evcil domuz, kirpi ve balık tüketirdi. Saray ve zenginler ise pahalı olan ve başka amaçlarla kullanıldığı için köylerde pek bulunamayan at, sığır, yaban domuzu ve deve etlerini tercih ediyordu. Farklı etler, farklı kasaplardan alınıyordu: Domuz kasaplarından evcil ve yabani domuz ile ayı ve su aygırı eti satılıyordu. Beygir kasaplarında at, eşek, zebra, deve ve zürafa gibi hayvanların etleri satılıyordu. Bayağı kasaplarda sığır, manda, keçi, koyun, tavuk, hindi, sülün, balık gibi etler satılıyordu. Hanefsiz kasaplarda kirpi, gelincik, kabuklu deniz ürünleri, tilki, çakal, sırtlan etleri satılıyordu. Bunlar haricinde av kasaplarında ise geyik, ceylan, yılan, bıldırcın gibi kasabın kendi avladığı etler satılıyordu. Ayrıca kasaplarda sadece et değil ham veya işlenmiş deri, diş, kemik, boynuz, kan gibi şeyler de satılıyordu. Hem halk hem de sarayda tütsülenmiş et, pastırma, sucuk ve yumurta sıkça tüketiliyordu. Bitkisel besinlerden en çok nane, kekik, biber, havuç, üzüm, elma, soğan, buğday, sarımsak ve pirinç tüketiliyordu.

PARALAR

Karapul: Bakırdan yapılan, değeri en düşük paraydı. Ön yüzünde alt tarafta Semender ve Fazıl adlarından sonra hakanın adı bulunurdu; üst tarafta ise bir yılan kabartması bulunurdu. Orta kısımda bir hayat ağacı figürü vardı. Arka yüzündeyse üst kısmında Tengri, Allah ve İsa isimleri yazıyordu. Alt kısmında ise iki balık figürü bulunurdu. Orta kısmında ise bir börk kabartması vardı.

Akça: Gümüşten yapılan paraydı. Bir akça, beş buçuk karapula eşitti. Ön yüzünde alt tarafta Semender ve Fazıl adlarından sonra hakanın adı bulunurdu; üst taraftaysa Allah, Muhammed ve Ali lafzaları bulunurdu. Orta kısmında birbirine çatmış iki kılıç figürü bulunurdu. Arka yüzünde alt tarafta "La ilahe illallah", üst tarafında ise Tengri, Ülgen ve Umay adları bulunurdu. Orta kısmında ise geri doğru dönmüş bir atlı okçu figürü vardı.

Şarpol: Altından yapılan paraydı. Bir şarpol, yedi buçuk akçaya eşitti. Ön yüzünde alt tarafta iki ağaç dalı kabartması; üstte ise bir ejderha kabartması bulunurdu. Ortada bir ok ve hilalle yapılan haç vardı. Arka yüzünde üstte Yehova, Musa ve Süleyman adları; alt taraftaysa Semender, Fazıl ve hakanın adı bulunurdu. Orta kısmında ise uluyan bir kurt figürü, kabartma biçiminde bulunmaktaydı.

Boylupul: Sığır boynuzundan yapılan oldukça iri bir paraydı. Bir boylupul, on iki şarpola eşitti. Ön yüzünde etrafında La ilahe illallah, muhemmeden resulullah yazısı kabartma biçimindeydi. Ortasında altından bir yay ve gümüşten üç ok, gömme biçiminde bulunurdu. Arka yüzünde etrafında kabartma halinde Ülgen ile Umay kağgada, Kayrakan kadıng ağaç altında* yazardı. Ortasında akik taşından birbirine ters duran iki kılıç yere doğru bakacak biçimde gömme yapılmıştı ve aralarında üstten alta zümrüt işlemeyle Türk yazısı, Oz tamgası (卐) ve hakimiyet tamgası (IYI) bulunurdu. Diğer paralar düzenli olarak basılıp miktarı artırılırken boylupuldan bir seferde sadece iki tane yapılabiliyordu (Çünkü boynuzun en geniş yeri kullanılıyordu; üstelik bir çok boynuzun çapı küçük kabul edildiği için bu para yapılamıyordu)

*Ülgen ile Umay kavgada, Kayra Han kayın ağacının altında

DOĞUYA İLK SEFER

Fazıllılar, ilk başta batıya sefer yapıyorlardı çünkü doğudaki kendilerine sorun çıkarabilecek üç devletle en başından ittifak kurmuşlardı: Arab-ı Mıra, Pers Krallığı ve Turanluk.

Arab-ı Mıra: Yönetici ve kurucu zümre Araplar olsa da devlet içinde bir çok başka halk yaşıyordu. Halifeyi korumaları nedeniyle tüm İslam dünyasında saygı görüyorlardı.

Pers Krallığı: Yönetici ve kurucusu zümresi Zerdüşt Persler olup halkı daha çok Müslüman Persler ve başka bir çok halktan oluşuyordu.

Turanluk: Orta Asya'nın hakimiydi ve Türk birliğini sağlayan devletti. Kurucu ve yönetici zümresi Müslüman Uygurlardı. İçinde birçok farklı dinden birçok halk yaşıyordu.
Batıda ise güçlü olarak Roma-Cermen-Frenk ittifakı (aslında üç farklı devlet olmasına rağmen tek devlet gibi hareket ederlerdi, Yunan İmparatorluğu da bu devletin özerk bölgelerindendi) ve Batuturan vardı. Batuturan'ın kurucu ve yönetici zümresi Hristiyan Macarlar olup halkının çoğunluğunu Makedon, Bulgar ve Tatarlar oluşturuyordu. Batuturan, yüz ölçümü olarak oldukça küçük olsa da Roma-Cermen-Frenk ittifakına kafa tutabilen, Avrupa'daki tek devletti; bu nedenle onunla da en başından ittifak kurulmuştu.

1300 yılında, Batuturan, bazı şartlarla Fazıllı'ya bağlanmayı kabul etti. Şartlar şunlardı:

1) Halkın inancına karışılmayacak
2) Hanedana dokunulmayacak
3) Hiçbir kilise camiye çevrilmeyecek
4) Hanedan, vergi ödemek ve askeri destek şartıyla yönetimde kalacak.
5) Yerel yöneticiler ve askeri sistem olduğu gibi devam edecek.

Beşinci şart hakkında tartışmalar yaşansa da sonunda kabul edilmiş ve Batuturan Fazıllı'ya bağlanmıştır. Bu sırada Yunan İmparatorluğu isyan edip bağımsızlığını ilan etmiş ama güçsüz kalmıştır. Turanluk'un hanedanının soyu kurutulmuş ve başa yeni gelen Bar Noyan önderliğindeki Şamanist Moğol Barkhuu hanedanı Turanluk'un başına geçmiştir. Turanluk hakkında durum olduğu gibi kalsa da Bar Noyan tarafından ittifakın bozulduğu bildirilmiştir. Arab-ı Mıra'nın Anadolu'daki bölümünde yaşayan gayrimüslimler isyan etmiş, sonuç olarak buralar Pers Krallığı'na geçmiştir. Pers Krallığının başına eski hanedanla akraba başka bir hanedan gelmiştir ve ülkedeki Zerdüşt ya da Pagan olmayan herkese zulmetmeye başlamıştır. Sonuç olarak her üç ittifak da bozulmuş ve Fazıllı, Kara Musa Han önderliğinde doğuya sefere çıkmıştır. Vur-kaç ve Turan taktiğinin gırla gittiği bu savaş sonucunda bir çok şehir ele geçirilmiş, bir kısmı da ele geçirilememesine rağmen Pers askerlerinden temizlenmiştir. Bu esnada, Pers başkentinde bu hanedanın soyu Fazıllı suikastçileri tarafından kurutulmuş ve yerlerine yine her iki hanedanla da akraba, Müslüman olan ve Türklerle iyi ilişkiler içinde olan bir hanedan getirilmiştir. Bundan sonra iki ülke arasında tekrar ittifak yapılmıştır.


ROMA-CERMEN-FRENK İTTİFAKININ BOZULMASI

Roma-Cermen-Frenk ittifakından ilk ayrılan Yunanlar oldu. Yunanlar kendilerini toplamaya çalışırken, Roma onlara bir sefer daha yaptı ama bu sırada Britanya İmparatorluğu, Frenk Krallığı'na saldırıyordu. Neticede Roma ne Frenk imparatorluğuna zamanında ve yeterli yardım gönderebildi ne de Yunan İmparatorluğu'nu yeniden kendi topraklarına katabildi. Frenk kraliyet ailesi ve Roma kraliyet ailesi arasında bundan sonra bir çok sürtüşme yaşandı; bu sürtüşmelerin başlıca sebepleri birinde yasak olan şeyi yapan kişinin serbest olduğu ittifak içinde bir ülkeye kaçması ve iade edilmemesiydi. Frenk kraliyet ailesi ile Roma kraliyet ailesinin mezhepsel farkları da en sonunda bir din savaşına dönmüştü. Sonuç olarak Cermen Krallığı, Roma'nın desteğini alıp Frenk krallığına saldırdı ama Frenk krallığı saldırıyı püskürttü ve ittifaktan ayrıldığını ilan etti; hemen ardından ittifağa savaş ilan etti. Roma, kendi iç sorunlarıyla boğuşurken Frenk krallığının ilk olarak saldırdığı Cermen krallığına yardım etmedi; neticede Cermen Krallığı da ittifaktan ayrıldı ve gücünü toplar toplamaz Roma'ya saldırdı. Bu, fetih için değil yağma ve güçten düşürme için bir saldırıydı ama bu sırada kayda değer bir güce ulaşmış Yunan İmparatorluğu, Roma üzerine fetih için seferler düzenliyordu. Sonuç olarak Roma ve Fazıllılar arasında bir ittifak kuruldu. Fazıllılar, Yunan İmparatorluğu'nu ortadan kaldırıp bir kısmını kendileri aldı, bir kısmınıysa Roma'ya verdi. Bundan sonra Fazıllı hakanı Mehmet Arslan Han, sınır güvenliğini son seviyeye çıkardı ve Roma'yla ittifakı bozduğunu belirtti.

İRAN'DA TÜRK BİRLİĞİ

İran'ın zengin ailelerinden, Soğdlumahmut ailesi, Türk bir ailedir. Bu aile, İran'da Türk birliğini sağlamayı denedi ancak Pers Krallığı, her denemesini boşa çıkarttı. Soğdlumahmut ailesi, en sonunda Turanluk'tan yardım istedi. Turanluk, Çinliler ve Slavların isyanlarıyla uğraştığı için cevap veremedi. Bu arada Turanluk içinde bir çok yerel hükümet ortaya çıkmıştı. Soğdlumahmutlar, bu kez de Fazıllılar'dan yardım istedi. Fazıllı hakanı Çarmıh Han, Kafkaslardaki Pers topraklarına saldırdı; bu esnada Turanluk'un yerel hükümetlerinden Pers sınırındaki bir tanesi de yine Pers topraklarına saldırdı. Otuz yıl kadar süren savaştan sonra, Pers Krallığı'nın tüm toprakları Turanluk ve Fazıllılar tarafından işgal edildi. 1240 yılında, iki ordu karşı karşıya geldi ve ittifak kuruldu.

ORTA ASYA BİRLİĞİNİN BOZULMASI
Barkhuu'ların iki büyük rakibi vardı: Fazıllıları yok etmek isteyen Selmansoy ve Fazıllılara bağlanmak isteyen Biligoğlu. Bu iki aile, birbirleriyle savaşarak birbirlerini neredeyse bitirme noktasına getirdiler ama Bilioğlu ailesi bu esnada Barkhuu'lara da açıkça savaş açıp soylarını kuruttu ve başa geçti. Biligoğlu hanedanının yaptığı ilk şey, Selmansoy ailesinin kökünü kurutmaktı. Bundan sonra, isyan ve diğer şeyleri bastırdıktan sonra Fazıllı'ya bağlandılar. Ancak bunu istemeyen gruplar isyan etti ve Orta Asya'da birlik bozuldu.

ÖTÜKEN'İN FETHİ
Fazıllılar için Ötüken, son derece önemliydi çünkü oranın hakimi olan Orta Asya'nın hakimi olurdu. Fazıllılar, başından beri doğunun tek hakimi olmak istiyordu. Turanardı, Ötüken'i korumak için çok büyük harcamalar yapmıştı. Öte yandan Mollaisaoğulları, Ötüken'i alabilmek için önce Kore'yi veya Turanardı'ndaki birçok şehri geçmesi gerekiyordu. Fazıllılar için, bu listeye Mollaisaoğulları da eklenmişti. Fazıllılar, Cermen Krallığının özerk bölgesi olan Slav Çarlığı ile yakınlaştılar. Slav Çarlığı'nın da desteği ve etkisiyle, Turanardı'ndaki Slavları isyan ettirdiler. Turanardı iç meseleleriyle uğraşırken, Mollaisaoğulları Turanardı'na saldırdı ve Ötüken'e kadar geldiler. Ama oraları temizlemiş olan Mollaisaoğulları, onları geriden takip eden Fazıllı askerlerini fark edemediler. Mollaisaoğulları, Ötüken'i nihayet fethettiğinde yorgunlardı ve ele geçirdiklerini sandıkları Turanardı'ndaki toprakların hepsi hiç yorulmadan Fazıllılar tarafından ele geçirilmişti. Sonunda, Ötüken'de iki ordu karşı karşıya geldi ve Mollaisaoğulları'nın yorgun ve sayıca az olması, ayrıca Fazıllıların altı savaş taktiklerinin tümünü kullanmaları nedeniyle yenildiler. Mollaisaoğulları'nın hükümdarı Kerim Şah ele geçirildi ve Fazıllı başkenti olan Bozüyük'e getirildi. Bundan sonra, Mollaisaoğulları'nın kalan toprakları da Fazıllılar tarafından ele geçirilip yağmalandı ve Mollaisaoğulları'nın hanedanı Estanbolu'ya (İstanbul) getirildi; kadın olanlar, Kerim Şah'ın kızı ve karısı haricinde, cariye olarak Batı'ya ve Arab-ı Mıra'ya satıldı. Kerim Şah haricindeki tüm erkekler ise hadım edilip başparmakları kesildi. Kerim Şah, bağlılık için ant içti ve Peşte valisi yapıldı.

NİHONKOKU İTTİFAKI

Japonya'ya, Nihonkoku adlı bir devlet hakimdi. Yüz ölçümü küçük olsa da denizcilikte gelişmiş ve Kore'ye, Turanardı'na ve Tabiguaque'ye (Çin'e hakim devlet) kafa tutabilen bir devletti. Fazıllılar, Nihonkoku ile yakınlaştı ve çok geçmeden ittifak kuruldu. Ama bu ittifaktan memnun olmayan bir çok devlet vardı: Turanardı, Kore (Kore, Fazıllıları kendi tarafına çekmek istiyordu), Tabiguaque ve Ainukoku (Nihonkoku'nun özerk bölgesi; Nihonkoku'ya isyan etmeyi planladıkları için güçlü bir dostları olması işlerine gelmiyordu) Sonuç olarak Kore, Turanardı ile ittifak kurdu; ama bu ittifakı fırsat bilen Turanardı askerleri Kore şehirlerinden bazılarını ele geçirdi. Kore, bunun üzerine Tabiguaque'den yardım istedi ama Tabiguaque'nin Çinli hanedanının soyu kurutulmuş ve yerine Evenki kökenli Levhuté ailesi geçmişti, başlarında Lev Noianbei bulunuyordu. Yeni hükümet kurulmaya çalışıldığı için Kore'nin isteğini reddettiler. Kore, bunun üstüne Hindistan'dan yardım istedi ama Hindistan da bu isteği reddetti. Fazıllılar, Kore'ye girerek Turanardı askerlerini kovdular ve sonuç olarak Uzakdoğu'da üç büyük güç ortaya çıktı: Nihonkoku ittifakı (Nihonkoku, Kore, Fazıllılar), Tabiguaque ve Turanardı. Kısa süre içinde Çin ittifakı (Tabiguaque, Hindistan, Thai-Wan, Thai-Guo, Vet-Nam) ve Buzluk ittifakı (Turanardı, Slav Çarlığı, Vikingler) kuruldu.

SOYSUZ KANIBOZUKLAR

Fazıllı ve Türk kaynaklarında adsız sadece "Soysuz kanıbozuklar" olarak geçen; Arap kaynaklarında Al-khouaasar; Batılı kaynaklarda Kwasaer olarak geçen bir grup vardır. 1473 yılında, ilk eylemlerini Bekr-i Diyar'da (Diyarbakır) gerçekleştirmişlerdir. Uzun süre halkın güvenliğini tehdit etmişlerdir. Arap kaynaklarına göre Perslerin Med kabilesi ve Rumlardan, Pers kaynaklarına göre Arap ve Rumlardan, batılı kaynaklara göre Pers, Arap ve Türklerden oluşuyordu. Amaçları; Anadolu'nun doğusunda yeni bir devlet kurmaktı. Kendilerine en ufak karşı çıkanı öldürüyor, şehirler etrafına hendekler kazıyorlardı. 1502 yılında, elebaşları Abdülkerim Tolhildan yakalandı ve Bekr-i Diyar'ın ortasında, Fazıllı bayraklarının indirildiği, Türkçe'nin yasaklandığı eskiden cami, artık terörist sığınağı olan yerde işkenceyle idam edildi ve bu halka izletildi. Daha sonra her bir parçası kesilip Soysuz kanıbozuklar'ın etkili olduğu yerlerde dolaştırıldı. Ardından seferberlik ilan edildi ve soysuz kanıbozuklarla ilişkili olan herkes öldürüldü. Burada Morbaş denen bir ordu birimi kuruldu. Bunlar, göçebe seyyahlar gibi yaşayan, her silahı ustalıkla kullanabilen kişilerdi. Kemerleri yılan derisinden olup börk ve sarıkları rütbelerine göre pembe, açık mor, koyu mor ve siyah arasında değişiyordu. Yazın kızıl ya da mavi atlı şalvarıyla sarı göynek; kışın siyah deri şalvarla üstünde ağaç işlemeleri olan yeşil kaftan giyiyorlardı. Orduda kıyafetleri tam olarak belli tek birimdi. (Diğerleri için de kıyafet kısıtlamaları olsa da bu kısıtlamalar oldukça azdı oysa Morbaşların ne giyecekleri belliydi)

TURANARDI'NIN GÜCÜNÜ KAYBETMESİ
Turanardı, ittifak içinde sözü en az geçen devletti; ayrıca halkın çoğunluğu devamlı yok yere isyan çıkarıyordu. Askeri birimler birbirlerine düşman olmuştu, Turanardı'nı kurtarmak için bir çok fikir ortaya atılmıştı. Bu fikirler: Turancılık, Saldırganlık, Denizcilik, Karlık ve Eğiklik'ti. Turancılık fikrini savunanlar; Fazıllılara bağlanmayı veya hiç olmazsa ittifak kurmayı öneriyordu. Turanardı hanedanı, Ötüken'i kaybetmenin acısını hala hissediyordu bu yüzden bu fikri ısrarla reddediyorlardı; ayrıca Orta Asya'nın hakimi olan Turanluk'un gerçek varisleri olarak kendilerini görüyorlardı. Saldırganlık, askeri olarak vur-kaç ve yağma yaparak güçlenmeyi öneriyordu. Ama askeriyede emir-komuta zinciri bozulmuştu ve askeri birimler kendi aralarındaki kavgalar nedeniyle güçsüz düşmüştü. Denizcilik, Vikinglerle ortak olup Slav Çarlığı'na saldırmayı öneriyordu ama Turanardı denizcilikte Slavlar ve Vikingler kadar iyi değildi; ayrıca Slav unsurlar zaten isyan etmeye bahane arıyor, sırf ittifak nedeniyle isyan edemiyorlardı. Karlık, Slav Çarlığı'na tabii olmayı ve onun askeri gücü olmayı öneriyordu ama Turanardı hanedanı, kendilerini Slav Çarlık ailesinden üstün görüyorlardı, tabii olmayacaklardı. Eğiklik ise Çin ittifakına katılmayı öneriyordu ama Turanardı hanedanı, Tabiguaque'yi işgal etmeyi planlıyordu. Turanardı devleti iç çekişmeler halindeyken, hanedanın soyu bir şekilde kurutuldu ve yerlerine Saldırganlık'ı savunan Mehmet Başnoyan geçti. Saldırganlık taktiği, büyük yenilgi ve kayıplar alarak geri çekildi. Bu esnada Mehmet Başnoyan öldürülüp yerine Denizcilik'i savunan Tengiz Bek geçti. Tengiz Bek, tahta geçtiği gün Fazıllıların saldırdığı haberini aldı. Halktan ve askeriyeden Turancılık'ı savunanlar Fazıllılara destek verdi. Sonuç olarak Turanardı'nın önemli yerleri ele geçirildi ama şehirleşme olmayan buzlu kıyılar başıboş bırakıldı. Tengiz Bek, karısı ve iki oğluyla beraber kıyılarda başıboş bırakılmış köylerden birine kaçtı. 1602 yılında, Tengiz Bek oğlu Gök Alp, yeni bir devlet yapılanması kurdu ve başıboş kıyıları ele geçirdi. Dönemin Fazıllı hükümdarı Ahmed Bükte Han derhal oraya asker yolladı. Ancak zaten buzul bölgesi olan yerlere bir de kış mevsimi eklenince, askerlerin çoğu telef oldu ve Fazıllılar geri çekilmek zorunda kaldı. 1625'te imzalanan Saka Antlaşması ile Gök Alp oğlu Temür Şah Fazıllılara bağlanmayı kabul etti.

GÜNEY SEFERLERİ
Arab-ı Mıra gücünü kaybetmeye başlamıştı, merkezi hükümet uzun süre önce ortadan kalkıp birbirleriyle savaşarak yeni merkezi hükümet olmaya çalışan yerel yönetimler Ortadoğu ve Kuzey Afrika topraklarına aitti. Bu yerel yönetimlerin güçsüz olanları kısa sürede yok oldu ve Arab-ı Mıra'nın mirasçısı birkaç farklı devlet ortaya çıktı: Şamiye (Suriye, Lübnan), Beyt Nahrin (Irak), Kenan (İsrail, Filistin, Ürdün; yöneticileri İbrani'ydi), Devlet-i Mıra (Suudi Arabistan, Yemen, Umman, BAE, Katar), Çöllük (Kuzey Afrika; yöneticileri Türk'tü) Çöllük ve Fazıllık ittifak kurdular ve Fazıllık, önce Türkmeneli bölgesini Beyt Nahrin'den almak için saldırdı. Çöllük ise deniz yoluyla Kenan'a saldırdı. 1703'te Çöllük hükümdarı Masıh Süktü Han, Fazıllı'ya bağlanmayı kabul etti.

DURAKLAMA DÖNEMİ
1821 yılında, Kuzey Afrika ve Arap topraklarındaki siyasi alimler Fazıllı Hanedanı'nı kafir ilan ettiler ve isyanlar başladı. Çöllük hükümdarı İsa Aybarak Han, bunlar üzerine asker salmayı istedi ama Fazıllı hakanı Abdüssamet Atılgan Han, ona engel oldu. Sonuç olarak Kuzey Afrika'da yeni bir devlet kuruldu ve İsa Aybarak Han, hanedanıyla beraber Abdüssamet Atılgan Han'a sığındı. İsa Aybarak Han, bundan sonra Türkmeneli hükümdarı yapıldı. Kuzey Afrika'dan sonra, Kudüs'teki İbraniler de isyan etti. İsa Aybarak Han, bunlar üzerine ordu gönderdi ve İbraniler Şamiye'ye kaçıp sığındı. Şamiye, bir zamanlar Kenan devletinin hükmettiği topraklara sefer düzenledi ve Fazıllılar böyle bir şey beklemediği için zamanında müdahale edemedi. Askerler Kudüs'e ulaştığında, çoktan Fazıllı valileri esir edilmiş ve Fazıllı bayrakları toplatılarak gönderlere Şamiye bayrakları çekilmişti. 1834 yılında yapılan Filistin Antlaşması ile Fazıllı'ya gitmek isteyenlerin gitmesine müsaade edileceği, Fazıllı'nın Kenan ve çevresinde asker bulunduramayacağı, Türk Musevilerin İbranilerden ayırt edilmeyeceği şartları kabul edildi. (Yaklaşık 100 maddesi olan antlaşmadan Fazıllı'yı doğrudan ilgilendirenler yalnız bu maddelerdi) Henüz antlaşma yeni imzalanmışken, Yunan ve Slavlar isyan etti ve Batuturan, Roma tarafından ele geçirildi. Bututuran hanedanı Fazıllı'ya sığındı ve Batuturan hükümdarı Kígyó Beg, Trakya valisi yapıldı. Moğollar ve Persler de isyan edince Fazıllılar son aşamaya geldi.

22 Ağustos 2017 Salı

Halklar ve Kendilerini Özdeşleştirdikleri Hayvanlar

Birçok göçebe kökenli ve savaşçı halk ve göçebe ya da savaşçı olmayan birçok halk, kendini yırtıcı hayvanlarla özdeşleştirmiştir.
chinese dragon ile ilgili görsel sonucu
Çinliler: Ejderha (Bildiğimiz ejderha gibi ama aynı değil. Asya ejderhaları, Avrupa ejderhaları gibi yıkıcı ve ateş püskürten değil; savaşçı ama bilge varlıklar olarak anlatılırdı. Türk, Çin, Kore, Japon ve Moğol ejderha anlatılarında ejderhalar “suda yaşayan, ayaklı ve bazen kanatlı devasa, bilge, savaşçı ama barıştan yana, sazan balığı gibi uzun bıyığa sahip dev yılanlar” olarak tanımlanmıştır.)
yabandomuzu ile ilgili görsel sonucu
Tunguzlar: Yabandomuzu. Biz, günümüzde domuzu hakaret olarak kullanıyoruz ama bu dediğimiz domuz evcil domuz. Yabandomuzu ise oldukça güçlü ve zapt etmesi zor bir hayvandır. Ha bu arada, Avrupa’ya evcil domuzu taşıyan da Hunlarla birlikte giden Macarlar. O domuzları ilk yetiştirenler ise Tunguz ve Moğollar. (Türkler, İslam’dan önce de pis olduğunu düşündükleri ve birlikte yaşadıkları halklardan Tunguzlar onların yabanisini kendileriyle özdeşleştirdiği için domuz yemezdi ama Moğol, Tunguz ve Macarlar eskiden beri yemeye devam eder)
bozkurt ile ilgili görsel sonucu
Moğol ve Türkler: Kurt. Bunu açıklamama gerek yok, herkes biliyor zaten.
Slavlar: Şimdi “Slavlar mı, nasıl yani?” oldunuz bir, değil mi? İşin aslı şu ki: Slavlar, Hristiyanlığı benimsemeden önce göçebe olarak yaşamakta, pek savaşa karışmasalar da Türk ve Vikinglerle ittifak halindelerdi. (Ne yani? Bulgarların gerçekten alakasız ve tanışmamış iki halktan geldiğini mi düşünüyordunuz? Bulgarlar, Türk ve Slav ittifakı sonucunda ortaya çıkan bir halktı) Neyse Slavlar kendilerini hangi hayvanla özdeşleştiriyordu? Aslında bunun cevabı açık çünkü Türkiye-Rusya krizinde o hayvan bayağı kullanıldı. Ayı… Evet, bildiğimiz bozayı; hani şu ayı gibi olan.
vikings vs kraken ile ilgili görsel sonucu
Vikingler: Vikinglerin kendilerini hangi hayvanla özdeşleştirdiği pek belli değil aslında; çünkü onlar hakkındaki yegâne kaynaklar onlarla boyna savaşmış Avrupalılara ait ve o kaynaklarda da Vikingler’i kötülemekten başka bir şey yapmamışlar. Aslında, Viking kültürü çoğu kişinin sandığının aksine “Hadi savaşalım”dan ibaret değildi. Gemileri, ölü törenleri, efsane ve bayramlarıyla oldukça canlı bir göçebe kültürleri vardı. Ha, barbar oldukları doğru ama o konuya itiraz edemem. Yalnız, Vikingler tıpkı diğer göçebe halklar gibi sivillere dokunmazdı. Sadece askerleri ve esirleri öldürürlerdi. Bu arada; savaşta sivilleri öldüren halkları listelersem: İngilizler, Amerikalılar, Fransızlar, Almanlar, Çinliler, Japonlar, Persler. (Japonları seviyor olmam, onları bu listeye almayacağım anlamına gelmez. 2. Dünya savaşında iyice azıtmışlardı) Ulan o kadar konuştum, hangi hayvan olduğunu unutmuşum. Kraken (Muhtemelen)... Saldırgan dev kalamar. Aslında dev kalamarlar gerçekten olan hayvanlar ama saldırgan oldukları pek söylenemez, kraken de bu nedenle "Mitolojik varlık" olarak niteleniyor.
magyar eagle ile ilgili görsel sonucu
Macarlar: Kartal. Aslında tam kartal değil, daha ziyade tuğrul yani çakırdoğan. Ama genel olarak yırtıcı kuşlar.
coyote mythology ile ilgili görsel sonucu
Kızılderililer: Kır kurdu. Kır kurdu, çakala benzeyen ve özellikleri hemen hemen aynı olan bir hayvandır; İngilizce adı da Kızılderili dilindeki adından bozma olan Coyote’dir. (Roadrunner çizgi filmindeki coyote, evet; bu arada roadrunner da özellikleri çizgi filmdekiyle alakasız da olsa gerçek bir hayvan)

shirohebi ile ilgili görsel sonucu
Japonlar: Beyaz yılan. Şaşırdınız mı? Beyaz yılanlar, doğada pek bulunamaz; bulunanlar da kısa sürede ölür zaten. Bu nedenle Japon kültüründe beyaz yılan, Şinto tanrılarının hizmetkârıdır. Onlar da Şinto güneş tanrısı Amaterasu’nun (Evet, aynen, Naruto’da teknik adı olan Amaterasu) soyundan geldiklerine inandıklarından kendilerini beyaz yılanla özdeşleştirmişlerdir. Ha bir de Japon beyaz yılanları, yani Shiro-hebi’lerin insana dönüşme ve insanları hipnotize etme gücü vardı, mitolojik bir varlık yani (Kraken hesabı).

21 Ağustos 2017 Pazartesi

Kardeş Katli Fermanı Hakkında

fatih sultan mehmet ile ilgili görsel sonucu
Fatih Sultan Mehmed, “Kardeş katli” fermanını yayınladı mı bilmem; o benim gibi amatörlerin değil gerçek tarihçilerin işi. Ama Fatih’in kardeş katli fermanı tartışılırken unutulan çok ama çok önemli bir şey var: O da Türkler ve birçok başka halkın devlet kültüründe kardeş başta olmak üzere tüm akrabaların “Devletin selameti için” katledilebilmesi. 
motun tanhu ile ilgili görsel sonucu
Asya Hunlarının en büyük hakanı, tüm Türk halklarını birleştiren Bakatur Motun Şanyu (Mete Han) babası inançsız olduğu için onu öldürüp başa geçmişti. Tabii tek sebep babasının inançsız olması değildi ama sebeplerden biri buydu. Diğer sebepler ise: Babasının siyasetinin gitgide Çinlilere yakınsaması, Motun’un Yüeçi boyuna esir olarak sunulması ve babasının kendi varisi olarak Çinli eşinden olma çocuğunu görmesiydi. Motun Şanyu, bugün “Çavuş oku” dediğimiz okları sırf babası Tümen Şanyu’yu (Teoman Han) öldürmek için icat etmişti. 
attila han ile ilgili görsel sonucu
Avrupa Hunlarının en önemli hükümdarı, Avrupa Hunlarını gerçek anlamda siyaset sahnesine çıkarmış, Avrupa’da “Tanrının kırbacı” diye anılan Atılgan Han (Attila) ise ağabeyi Buda’yı (Bleda) öldürüp başa geçti. Atılgan’ın ağabeyini öldürme sebepleri şunlardır: Ağabeyinin gitgide Roma’ya yakınsayan bir siyaset gütmesi, Buda’nın Atılgan’dan kurtulmaya çalışması, “Ulu bilge”nin Atılgan’ı desteklemesi. (Ulu bilge dediğim de kurultayın kamanı oluyor; kamanın ne olduğunu bilmiyorsanız da araştırın, bana ne) Aradaki devletlerde de var ama bunları geçip doğrudan Osmanlı’ya geliyorum. 
dündar bey minyatür ile ilgili görsel sonucu
Utman Bey (Osman), taht davasında hem siyasetini beğenmediği hem de rakibi gördüğü için amcası Dündar Bey’i öldürdü. (Bu arada Tümen Şanyu da Buda Han da Dündar Bey de ok, bıçak ya da suikastle değil akrabalarının okuyla ölmüşlerdir. Tümen Şanyu için bu gerçek anlamda bir savaş, daha doğrusu isyan sırasındayken Buda Han ve Dündar Bey’in ölümü av bahanesiyle olmuştur) Avrupa krallarının birçoğu, tahta kuzen ya da kardeşleri olan eski kralı öldürerek çıkmıştır ama onlar kendisi öldürmek yerine öldürtmeyi tercih ediyordu. Özetle: Fatih bu fermanı yayınlasa da yayınlamasa da Türk devlet sisteminde devletin selameti için akrabaların katli zaten olan bir olguydu. Fatih, bu fermanı yayınladıysa da bu sadece zaten yapılan işin meşru olduğunun ilanıdır. Yoksa önceden yapılmıyordu da Fatih fermanı yayınladıktan sonra millet birbirini boğazladı gibi bir olay yok.