Hayatta özendiğim üç grup var: Biri raporlu deliler, biri "yiye yiye Anadolu" tarzı programlar yapanlar, sonuncusu da sabah bir kuş sütü eksik sofradan bir yudum portakal suyu alıp şirkete, holdinge her ne haltsa giden ama zerrece iş yapmayan film/dizi zenginleri.
Oğlum vallahi delilik çok güzel lan. İstediğini yapıyorsun, oh... Bir de raporlusun ya, kimse karışmıyor. Gerçi ben zaten deliyim ama raporu alamadık.
Bir de şöyle bir olay var: Küçükken amatör olarak resim çizmiş, günümüzdeyse amatör olarak yazmaya uğraşan bir kişi olarak şunu zerre şüphe duymadan söyleyebilirim: Herhangi bir sanatsal işle uğraşan kişi net bir şekilde delidir, başka türlü o iş yapılmaz. Mesela evde kendi kendime ne skeçler dönüyor, onları yazıp oyuncularla program yapsam sanatçı, gösterici, şovmen falan derler. Gerçi bende de kafamda geçenleri yazıya, hele bu yazı bir çeşit senaryoysa dökememe durumu var, zaten ondan delirdim ben, tabii. Baktım yazamıyorum ama kafamda dönüp duruyor, "ne uğraşacağım lan" deyip delirdim ben.
İkinciye gelince, "Yiye yiye Anadolu" ile neyi kastettiğimi zaten anlamışsınızdır. Orada milletin rızkını yiyip bir de kanaldan para al, Türkiye'yi dolaş... Oh valla, "yaya yaya Anadolu" gibi, hem yemek ye hem gez hem para al. Onu geçtim.
Lan bu üçüncü grup ne yapıyor? Ulan zenginsin, şirkette hiçbir halt yapmadan boş boş oturuyorsun zaten, evinde oturup pijamalarla kahvaltını edip yatakta koltukta yayılsana bütün gün. Bir gün şirkete gitmesen batacak sanki... Bu güruha neden özendiğime gelirsek: E, çünkü bu güruhtan olsaydım bu dediğimi yapardım, "yetki devri" denen bir şey var, hem çalışanı da motive eder ki bunlar şirkette hiçbir faaliyet gerçekleştirmediğine göre demek ki yapmışlar bu yetki devri denen naneyi, daha ne demeye İstanbul trafiği çekiyorsun be? Bak bu da önemli: Her zaman taksi bulabilir ve hemen hemen hiç trafik olmaz. Git bir Allah aşkına, hayır bu senaryoları yazanlar, oyuncular filan da ekseriyetle İstanbul'da yaşıyor. İstanbul'a ayda yılda bir giden biri olarak ben (gerçi hayatımın ilk 10-12 yılı o ruhsuzlukta heba olmuştur o ayrı) o trafikten illallah ediyorum, bunlar nasıl trafiğe takılmıyor? Zenginler diye yol mu kapattırıyorlar ne yapıyorlar? Niye kimse itiraz etmiyor lan bu duruma?
O zaman hazır bir önceki yazının depresif modundan kurtulmuşken söylüyorum: Delilik çok güzel, gelsenize. YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ RUH HASTALARI, KAHROLSUN NORMAL İNSANLAR.
"Normal" lafından nefret ederim bu arada. Neye göre kime göre normal arkadaşım? Bu arada bu yazıda amma çok Cem Yılmaz esprisi yazdım ha, telif melif atmasa bari. Gerçi ne telifi ulan blog sitesinde?
Hadi ben kaçtım, bu kadar kolay değişen ruh halime de kafam girsin bu arada. Eh, deliyim sonuçta, mazur görün. Gerçi daha rapor alamadık ama olsun. Daha fazla saçmalamadan hadi gittim ben.
Bir de şöyle bir şey var, son günlerde Tura Turizm'in reklamları var. Yok TL üzerinden şu turu bu turu. Girelim, bakalım siteye: "Türk Lirası" diye bir kısım var. Ulan var da kıta bazında giriyorsun, buyur Asya: Alayı euro üzerinden. O zaman reklamını Türk Lirası diye yapma, "Türk Lirası üzerinden de turlarımız var" diye yap. Öyle yemez di mi, hıyar ağaları. Aha başka bir detay: TL turlarında "TL'den itibaren" diyor. Bu Türkçe gibi duruyor ama bunun Türkçesi şu: "Bizim fiyatlar biraz ebesininki gibi ama sizi korkutmak da istemiyoruz, şu fiyatlardan da var diye düşünün siz ama bulamayacaksınız o fiyatlarla." Bak o kadar yıl yaşadım, "Şu fiyatlardan başlayan" denen bir şeyin o söylenen fiyatına bir türlü denk gelemedim.
Hayır o değil, TL üzerinden olan turlar da Amerika'daki birkaç tur haricinde pek euro-dolar kullanmayan yerlere ha. Tamam onu yap, ona bir şey demiyorum da arkadaş madem öyle euro ya da dolar kullanılmayan her yere TL üzerinden götür? Ama onu da yapmıyorlar arkadaş. O değil de ben de amma dolmuşum ha...
Bazen her şeyi bana yapılmış bir komplo olarak gördüğüm olur. Hiçbir işim rast gitmiyor, herkes her şey bütün evren bana karşı gibisinden... Deliyim oğlum ben, bunları ben düşünmeyeceğim de Truman mı düşünecek? Neyse, işte o an çok acayip bir an: Çünkü arkadaş zerre, ulan tek bir işim rast gitse, tek bir şeyde sıkıntı çıkmasa bayram ilan edeceğim o gün. Gerçi bana her gün bayram ama o konuya girmiyoruz. Şimdi konumuzla bir ilgimiz yok onun. Neyse, onu diyorum: Ben tabii gaza gelip Allaaaah TL üzerinden tur ne güzel, diye siteye dalınca bu euro suratıma çarpınca biraz afalladım tabii. Bir de Amerikan doları üzerinden olsa bu turlar laf etmeyeceğim de euro ne alaka lan? Asya turlarında adıyla konseptiyle Avrupalı olan euro'nun işi ne? Hadi bütün dünya ekonomisi Amerikan doları üzerinden döndüğünden öyle olsa laf etmeyeceğim. "Biz Avrupai bir firmayız." havaları için mi bu euro anlamadım ki?
Hadi hadi gerçekten gidiyorum artık, hıh.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder