Şimdi, sizin aklınızda iki soru var: Bir, bu tip böyle işlerle uğraşmaktan zevk mi alıyor? İki, neden? El-cevab: Evet ve hiç işim gücüm olmadığından. O değil de sanki millet çok takacakmış beni gibi şu halime bak.
Maddelerle geldim, maddelerle! Bu iş TDK ile TDD ile bir yere varmayacak, ben geldim:
1) Alfabe korunacak. Hoş bana kalsa şu ses farklılıklarını iyice vurgulayan bol fonetik ayrımlı Ä'li, é'li, W'li, Ⱨ'li bir alfabe hazırlardım da daha Ğ ile Y'yi ayıramayan bir topluma çok ağır gelir. Gerçi Ğ konusunda isimlendirme hatası da var, ver o harfe "Ğe" falan gibi söylerken sesini çıkarmalarını gerektiren bir isim koy, bak bakalım bir daha yanlış yazıyorlar mı? (Evet, yazıyorlar.)
2) Gramer ve kalıp kuralları da (Örn. Ne... ne'de yüklemin olumlu çekilmesi) -doğal olarak- korunacak. Burada dili değiştirmiyoruz, sadece TDK denen zevatın yapması gereken işi yapıyoruz. Gerçi daha önce değişen örnekler de var, Türkçenin sayma sistemi tamamen değişti örneğin. Başlangıçta "On iki" yerine "İki yirmi" diyorduk.
3) Yeterince uzun süredir dilde olan, anlaşılabilen ve okunduğu gibi yazılan sözcükler (Örn. Stalk) sözlüğe eklenecek. Gerektiğinde bunlar üzerinden Türkçenin kurallarının ırzına geçmeyen yeni kelam bulunacak (Örn. Stalker yerine Stalkçı, hatta belki Stalkör veya Stalkır, bu sonuncuyu alfabeyi elden geçirsem Stalkïr diye yazardım bu arada.)
4) Noktalama işaretlerinde revizyona gitmek şart. ?! gibi ifadelere bilhassa konuşma kısımlarında ihtiyaç vardır. Konuşmalarda zaten gerektiğinde yazım kuralları gözardı edilebiliyor. Tırnak ve parantezle birlikte noktalama işaretleri için daha önce anlattım zaten.
5) Gözardı dedim de aklıma geldi, anlam kayması yaşatmayacak bütün birleşik kelimeleri ve benzeri ifadeleri birleştiriyoruz: "Köpekbalığı", "gözardı", "ardarda", "aklıselim", "haftasonu", "haftaiçi", "yanısıra"... Ha ama yeşil soğan falan ayrı yazılır, onu niye birleştiresin aq?
6) Tireye de izin verilecek, tek doğru yazım olmasına gerek yok: "Sürç-i Lisan", "Taht-ı Revan", "Gayr-ı Resmî", "Akl-ı Selim"...
7) Şapkayı anlam kayması yaşatmadığı her durumda atıyoruz: "Aşık", "hikaye", "lal"... Anlam kaymasına sebep olacağı durumlarda ise muhafaza ediyoruz: "Yâr", "kâr", "hâlâ"...
8) Yeni kelime, kısaltma ve kalıp uydurulmasına izin verilip sözlüğe alınacak: "Tiksinç", "oladabilir" (Birleşik kelime kuralı devreye giriyor burada, ola dabilir diye mi yazalım?), "duyar kasmak", "amk", hatta "aq", "şikayetlenmek", "sizlik", "samimiyetsizce"... Dil dediğin böyle bir şeydir, "Türkçede öyle bir kelime/ifade yok." ile bir yere varamazsınız. Ha durduk yere, gereksiz yere cümleye yabancı kelime tıkıştıranlar (Date ne amk? Buluşma de, randevu de... En olmadı "Çıkma" de ya!), bağlaçları ayırmayanlar falan için vurun abalıya. Bir tekme de ben atarım.
9) Altıncı maddeyle ilgili olarak lord, acaib gibi kelimeler korunacak. TDK denen garabet yuvasının hangi akla hizmet kullanıma sunduğu belirsiz "Lort" atılacak ama acayip "daha doğru" olan kullanım olacak (TDK'de halihazırda var bu: Yapyalnızı da doğru kabul ediyor ama yapayalnızı daha doğru kabul ediyor).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder