Platinum End güzel başladı. Mirai Nikki veya daha çok Darwin's Game gibi, bu tür seriler güzel oluyor zaten. Akıyorlar yani. O değil de Nasse bir acayip ama Eva'da da olan bir şey var burada: Günümüzde insanlık, "melek" kavramını "sonsuz merhametli, iyicil vs." şeklinde tanımlıyor ama din kaynaklarında melekler pek de öyle şeyler değiller. Tevrat, insanların günah işlemesini arzulayan bir melekten bahseder. İncil'e göre Kovulmuş Şeytan, bir şeytan değil melektir. Kuran'da "Bunlar size mi tapıyordu?" denen meleklerin "Biz onlara öyle bir şey söylemedik." diyeceği anlatılır. Hem Eva'da hem Platinum End'de ise "melek" kavramı gerçekten İbrahimî dinlerdekine benzer şekilde kullanılmış: İnsanları umursamaz ve sadece emirleri uygular. Kyuuketsuki Sugu Shinu çok güzel başladı lan. Zaten sevdiğim bir konsepttir "Geçmişin güçlü, yüce yaratığını madara etme" serileri. Saihate no Paladin de yine arada bir çıkan türde serilerden, hafif "shounen"imsi macera... Bunlar önceki bahsettiğim Gibiate vs. serilerin aksine çok kanser etmeden gidiyorlar, hani tamam yine yoklukta gider ama varlıkta da çekiliyor en azından, öbürküler varlıkta hiç çekilmiyor lan. Bu arada yine sadece konuyu okuyarak yaptım yorumu, al sana "veteran weeb" işte, böyle böyle oluyor bu işler. Bir yerde "Sikerim animesini de şeyini de"ye bağlıyorsun, Face anime gruplarında çok gördüm ben böyle anime izlemeyi bırakmış "veteran weeb"ler. Bu arada "isekai'imsi" diye tanımlayacaktım ama zaten isekaimış lan, izlenir duruyor. Tsuki to Laika to Nosferatu'ya "Yaaa bırrrrrak allasen" demek istiyorum. Dedim. Arnack'mış, Zenistra'ymış geçece'n o işleri, ABD ile Rusya ulan işte basbayağı! Yalnız ilk sahnede Lev ile Irina'nın Ay'a baktığı sahneden itibaren "Tamam, 'ship'ledim gitti" demiştim, ilk tanıştıkları kısımdan beri de başkarakterin vampir ablamıza aşık olacağına emin olmuştum (Gerçi vampir ablamız da aşık olunmayacak gibi değil, o da ayrı bir konu. Bu arada ablamız falan diyorum ama hatunun yaşı benden küçük. 23 yaşındayım lan ben.) ama daha ilk bölümden buna dair etki görmeyi beklemiyordum. Güzel gibi duruyor, saçma sapan işleri girmeyip de vampir ablamızla kozmonot abimiz (ne anlatıyorum lan ben?) arasındaki ilişkiye odaklanırlarsa iyi bir seri olur bu. Ha ikisinden birinin ölümüyle biterse seri ağır söverim ama bazen bazı hikayeler için karakterlerin ölmesi gerekir, mesela Clannad (After Story). Shinka no Mi de örümcekli isekai gibi, şimdilik güzel duruyor. Pembe maymunu görünce örümcekli isekai gibi değil tanrıçanın şerefsizlik yaptığı isekai gibi olduğuna karar verdim ve evet, iki serinin de adını hatırlamıyorum. İkincisi Tsuki ni Michiru mu öyle bir şeydi. Her halükârda güzel duruyor, bir an Arifureta'ya bağlamasından korktum ama olmadı şükür. O pembe gorilin baştaki kızıl kız olmama ihtimali zaten yok, kaç tane isekai izlemiş adamım ama "opening"de de açıkça gösterdiler bunu. "Opening" ve "ending"den görülen bir şey daha var: Bir tane kara kedimiz olacak (E, isekai bu, harem olması değil olmaması haber değeri taşıyor artık), bir de mavi saçlı bir kız vardı, muhtemelen balık falan o da. Ulan bu sezon da amma acayip, Senpai ga Uzai Kouhai no Hanashi de yine çok sevdiğim ama zaten aylık olan manga iyice çevrilmemeye başlanınca okumayı bıraktığım bir seriydi; bunun da animesi gelmiş. Çok acayip şeyler oluyor lan. Lan acaba harbiden ölümüm yakın da Yüce Mevla'm "Yaşarken gün yüzü görmedi, bari ölmeden önce azıcık mutlu olsun yavrucak." diye yağdırdıkça yağdırıyor mu ne oluyor?
Materyal tercihlerimin bir acayip olduğunu fark ettim. Tabii şimdi damdan düşer gibi böyle bir cümle kurup bir de tam ne diyeceğimi bilemeyip "medya", "içerik" ve "materyal" arasında kalınca anlaşılmadı pek. Açıklayamıyorum da arkadaş, neyse; anlatırken "materyal"den kastımı anlayacaksınız zaten: Kitapta fantastiği tek geçerim, dizide komedi, filmde korku, hele Cem Yılmaz'ın ta 99'da dalga geçtiği "teen slasher"lara hastayım (9 yaşında korku filmi izleyen bir malsanız büyüyünce benim gibi olursunuz. Buradan herkese tavsiye: Ergenlik öncesi korku filmi izlemeyin, izletmeyin. Ergenliğin ne zaman başladığına da kendiniz karar verin, her şeyi benden beklemeyin.), animede isekai (ama gereksiz gereksiz dramlara girmeyen isekai, böyle komedi ağırlıklı, harem olabilir olmayabilir fark etmez, %99'unda var zaten), müzikte depresif. Evet, fellik fellik kaçıyorum dram temalı yapımlardan ama şarkıya gelince depresif, düşük modlu şeyleri tercih ediyorum acayip bir şekilde. Mangada romantizm, bu da acayip. Romantizm animesi sevmem, dizi-film eh işte, eli yüzü düzgün bir romantik komediyse belki, kitapta... Hiç aşk romanı okudum mu lan ben? Okumadım galiba. Neyse. Ama yazarların da suçu bu, konuda aşk oldu mu dramı da dayıyorlar, ben ne yapayım? "Yeni medya" da net saçmalama komedisi bu arada. Youtube olsun, Twitch olsun, ki Youtube'a düşenler dışında izlemem, böyle de saçma sapan bir ilişkim var Twitch'le. Hep küçük yaşta korku filmi izlemenin zararları bunlar işte...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder