Eveeeet, konumuz kriptoparalar. Öncelikle: Ben ekonomiden anlamam, haliyle kesin bir yargı belirtmeyeceğim. Yalnız kriptoparalara güven duymayanların temel argümanlarından biri burada bir temel, gerçek bir değer olmadığı. E, iyi de kağıt paraların da gerçek değeri yok? 100, 5 ya da 20 TL'nin basım maliyeti açısından bir farkı yok. Fiziksel paraların hâlâ fiziksel değeri olduğu en son zamanlarda banknotlar banka çeklerine benzer işliyordu (Ekonomiden anlamam dedim, tarihten anlamam demedim.) ve paralar hâlâ altın ve gümüşten, olmadı bakırdan yapılıyordu (Demir para örneği verenin ağzına vururum.).
Düşüncelerimin uzay boyutuna varmasının bir sebebinin de durmak zorunda olmam olduğunu fark ettim. Lan sandığım kadar kötü değilmişim galiba, tanısam sevebilirmişim belki. Ne diyorum lan ben? Neyse. Şimdi, eğer eve saksı çiçeği almayı düşündüğümde, çiçeğin bir metafor olduğunu artık anlamanızı bekliyorum, gidip alırsam konu muhtemelen uzamayacak. Ne var ki çiçek alma düşüncesi hep ötelemem gereken, zorunlu meşguliyetlerim olan zamanlarda geliyor. Boşluk bulunca da daha malzeme toparlayamadan hevesim kaçıyor.
Oğuz boylarının tamgalarında genellikle Kaşgarlı Mahmut baz alınır, oysa Reşidüddin'in baz alınması gerekiyor. Örneğin Kaşgarlı'ya göre Kayı tamgası IVI şeklindeyken, Reşidüddin aşina olduğumuz şekilde IYI şeklinde göstermiştir. Hadi bu zaman içinde kendiliğinden dönüşüm gösterebilecek bir tamga; ama Dodurga boyunun tamgası hakkında ne yapacağız? Kaşgarlı'ya göre Dodurga tamgası:
Reşidüddin'e göre Dodurga tamgası:
Hatta bu da üç farklı kişiye göre Oğuz tamgalarının karşılaştırılması (Reşidüddin'in listesinde Kayı, IYI şeklinde değilmiş bu arada. Üstteki de yine Reşidüddin'e göre değil Yazıcıoğlu'na göre Dodurga tamgasıymış.):
Üstteki tamganın alttakine kendiliğinden dönüşmesi zor ama yüksek bir ihtimali olan bir durum var, o da şu: Türkeli'nde kalmak için Anadolu'ya göçenler, Moğolların hükmüne girmiş topraklarda kalıp Moğol hakimiyetini kabul edenlerden farklı tamgalar kullanmaya başlamış olabilirler kendilerini ayrıştırmak için. O değil listeyi kontrol ettim de Reşidüddin ne saçma çizimler yapmış lan, nasıl tamga oğlum bunlar? Bu arada Akkoyunlu bayrağı direkt Bayındır boy bayrağıymış. Yeri gelmişken Yazıcıoğlu'nu da daha önce duymamıştım, kimmiş bir bakayım. Yazıcıoğlu Ali diye, II. Murat'ın emriyle bir Selçukname/Oğuzname yazan bir insan imiş kendisi.
İnsan kök hücresinden yapay et üretimine dair bir haber vardı. Vardı da... Kardeşim, bu yamyamlık değil mi? Bu arada bu şekilde et üretimine karşı değilim, dünyanın fiziksel olarak ihtiyacı olan şeylerden biriydi... de hayvan kök hücresi kullansanıza birader, neyin peşindesiniz? Et dediğin şeyin de bir aroması, yapısı var; koyun ile kuzunun eti arasında bile dağlar kadar fark var. Gerçi, dünyanın olmasa bile insanlığın sonunu daha soyut ihtiyaçlar getirecek muhtemelen. Mesela kamu vicdanı.
Ha kamu vicdanı demişken Twitter'dan adalet sağlama mevzuundan da (evet, mevzuundan) bahsetmek istiyorum: Başka ülkelerde bizim ülkedekinin yarısı kadar şey yaşandığında iç savaş çıkıyor. Türkiye'de halkın adaleti Twitter'dan sağlamaya çalışması T.C. vatandaşlarının ne kadar nahif ve bir şeylere dair az biraz da olsa umutlu olduğunu gösterir. Zira dediğim gibi: Başka ülkelerde bunun yarısı yaşandığında halk silahlanıp ayaklanıyor ve durum hızla iç savaşa evriliyor. İnsanlar adaletin sağlanamadığını düşündüklerinde bir yere kadar umutla dayanırlar, sonrasında da kendi adaletlerini sağlarlar. Türkiye'nin durumunda, bu memnuniyetsizlik ve inançsızlıkla insanların çoktan silahlanıp isyan çıkarmış olması gerekiyordu ama hâlâ sosyal medyada kamuoyu oluşturmanın işe yarayacağına inanıyorlar ve kendi adaletlerini nispeten barışçıl yollardan sağlamaya çalışıyorlar.
Köpek eğitimi lafı da bir acayip ha. Yani tamam köpeği eğittin, e iyi, güzel de önce sahibini eğitmen lazım. Hani köpek eğitimli tamam, âlâ da sahibi eğitimsizse hayvancağız ne yapsın? "Eğitim" deyince okulu anlayan bir siktirsin gitsin bu arada. Öhöm... Neyse, sakinim. Ha hazır bu konudan bahsediyorken; şu geçenki evcil hayvanın suçundan sahibini sorumlu tutma olayının çift yönlü çalışması gerekiyor. Nasıl yani? Şöyle: Birinin evcil hayvanını öldürenle çocuğunu öldürenin aynı şekilde yargılanması gerekir. "Peki ya çiftlik hayvanları?" diye salakça bir soru mu duydum? Yasada ikisini tamamen ayırırsınız, olur biter. Yalnız Allah rızası için evcil hayvanlarla hobi hayvanlarını (Hobi hayvanı da neyse artık. Bu arada balık evcil hayvan mıdır hobi hayvanı mı? İlk olarak balığın hobi hayvanı olarak listelenmesi gerekiyor böyle bir ayrım varsa.) ayırdığınız gibi ayırmayın, sonra ceremesini biz çekiyoruz.
Bilgisayarın klavyesi bozuldu, hallettik çok şükür. Yalnız neden hep sınavım olan zamanları bekliyor bu aq bilgisayarı bozulmak için onu çok merak ediyorum, neyse. Nasıl bir bozulmaydı? Sesi artırma tuşuna basıyorum, sessize alıyor ama ses azaltma tuşu düzgün çalışıyor. B'ye basıyorum, BT4 yazıyor. Nasıl çözdük peki? Bir tane kablolu klavye vardı, onu bağlayarak. Ondan sonra standart klavye de düzelmişti ama şimdi tekrar bozuldu. Saçma sapan şekilde devam ediyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder