Öne Çıkan Yayın

Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)

İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~

9 Şubat 2020 Pazar

Kara Kanatlı Gezgin - Bölüm 3

Evren MVB7, Savaş Bandı, Sarranid Sultanlığı/Shariz
"Çok sıcak." Vria şimdi bir çöl şehrinin pazarındaydı, etrafta atçı, silahçı, zırhçı ve erzakçı vardı. Bir lord silahçıyla bir yay hakkında pazarlık ediyordu. "Tamam, doğru yerdeyim ama... Galiba kafam biraz karışıktı, neden çölün ortasındayım? Veluca'ya gitmek istiyordum." Vria büyüsünü gereğinden fazla ve rastgele kullanmıştı ve şimdi de evren olarak doğru yere gitse bile konumu tam olarak tutturamıyordu. "Belki bir süre burada kalıp bir şeyler yapmalıyım. Eminim bir yerlerde bir akrabası fidyeciler tarafından kaçırılmış bir tüccar vardır. Ah, zeytinyağı ve ekmek yemek istiyordum..." Sonunda boş verip bir hana (şehirdeki tek hana, Kalradya şehirlerinde daima tek han olurdu) girdi, kapının önünde sıra sıra dizilmiş, kıyafetlerinden tüccar olduğu belli olan kişiler vardı. Hepsi önlerine gelenlere "Kardeşim kaçırıldı, lütfen yardım edin..." deyip duruyordu. Vria birine yöneldi, "Kardeşini kim kaçırdı?" Ah, dedi tüccar, "Ona gece dışarı çıkmamasını söyledim ama..." A123'tekiler ne kadar şanslı, diye düşündü Vria, tüccar hâlâ konuşurken, "Bu tiplerin konuşmalarını direkt geçebiliyorlar. Lanet bilgisayar teknolojileri ve öykü düşkünlerinin neden olduğu şu şeylere bak." Tamam, tamam, formaliteyi çabuk geçelim, dedi Vria sabırsızca, "Beş adam toplayıp fidyecilerin sığınağına saldıracak ve kardeşini kurtaracağım ama hiç param yok." Ah, tamam, dedi tüccar ve bir kese çıkarıp verdi: "İşte, 300 dinar." Yeterli değil, dedi Vria, pazarlık etmeye karar vermişti. "Şansınıza küsün A123'lüler, bunlar NPC değil." Sonunda tüccardan 560 dinar koparmayı başardı, "Şimdi..." diye düşündü, "Gerçekten adam toplamalı mıyım? Tek başıma olsam bile onları yenebilirim... Büyü kullanabiliyorum, bu evrenin 'hile'lerini de kullanabilmeliyim." Vria önce bir at almaya karar verdi. "300 dinar? Atlar niye her yerde, her zaman bu kadar pahalı?" At tüccarı Vria'nın neden bahsettiğini anlayamıyordu, anlaması da gerekmiyordu. Vria bir yandan da tüccarın verdiği 300 dinar hakkında pazarlık yaptığı için mutlu olmuştu, dışarıdan Mona Lisa gibi görünüyor olsa gerekti. Sonunda Vria, sakat bir atı pazarlıkla ucuza aldıktan sonra en yakın köye doğru yola çıktı. "O köyden 5 adam alabilirsem iyi olur" diye söylendi, "Belki de 000-B'de dinlenmeliydim." Bütün evrenlerin çıkış noktası A123 olmasına rağmen bütün evrenlerin yegane kesişim noktası 000-B'ydi, normalde evrenler arasında direkt seyahat yapılamazdı, belli bir sıralamayla gitmek gerekirdi ama Vria gibi tecrübeli valkürler 000-B'yi evren çemberinin tamponu olarak kullanıp aradaki evrenlere uğramadan ya da 000-B'ye girmeden başka evrenlere giderdi. 000-B'de temel olarak hiçbir şey yoktu, sadece bir zemin, valkürlerin nefes alabilmesini sağlayan bir çeşit gaz ve evrenlere giriş için kapılar. Yine de büyüsü karışan bir valkür için 000-B en iyi oteldi. Nihayet köye gelen Vria, meydanda at üstünde bağırdı: "Benimle kılıç çarpıştırmak isteyen var mı? On dinar vaat ediyorum!" Nihayet, üç hevesli genç çekincenge öne çıktı. Vria vaat ettiği on dinarı verdikten sonra bir gece köyde kaldı, sonra diğer en yakın köye gitmeye hazırlandı... "Bir dakika." Aklına bir şey gelmişti. "Bir gece uyudum, büyüm kendini toparlamış olmalı. Fidyeci sığınağına saldırabilecek bir sürü kişi var zaten." Vria evren çemberini açtı ve adımını attı, tanıdık bir yerin tanıdık olmayan bir kopyasına gidiyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder