Öne Çıkan Yayın

Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)

İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~

24 Şubat 2019 Pazar

Normal Bir Yazı

Başlığı atınca aklıma şey geldi, "Korkunç bir film". Bir de "komik bir film" diye bir film vardı, parodinin parodisi, cıcığının cıcığı, ebesinin örekesi ve daha bir sürü şey. Böyle de kısa kestim. Başlık böyle, çünkü havadan sudan konuşup muhtemelen biraz saçmalayacağım ama içinizi karartacak bir şey yazmayacağım. Bu da boyna şikayet ediyor aq, diyorsanız diye dedim.

Korkunç bir film ve normal bir yazı demişken Roblox'ta The Normal Elevator diye bir oyun var, o da güzel.

İki gündür kar yağıyor burada. Bembeyaz her yer. Çıktım biraz dolaştım, doğaya dair her şeyin üstünde yürümeyi seven bir insan evladıyım -manyak olduğumu da zaten bilmekteyim-: Toprak, yaprak yığınları, çamur, kar, ağaç kökleri, kayalar, taşlık araziler, kumlu yerler... Güzel yani. Bayağı da soğuk ha, gerçi kar yağıyor, tabii bayağı soğuk olacak. Gerçi dün de kar yağıyordu ama adada kışın geçirdiğim günlerin çoğundan daha sıcaktı o gün. O gün dediğim de dün oluyor, dilin ırzına nasıl geçilir? Aha böyle. O gün demişken Ogün diye isim var lan, neyse.

Bugün hem çıkıp karda dolaşayım hem de açlıktan ölmeyeyim diye alışverişe çıktım. Restoran ve kafelerin tamamı kapalıydı, muhtemelen "Ada lan burası, bu karda kışta deli .ikmedikçe kimse gelmez." diye düşündüler. Ki ben de adada bir restoran, kafe neyin açsaydım bu havada evde kalmayı tercih ederdim. Nitekim onlar da öyle yapmışlar. Öte yandan kırtasiye, kasap, market filan açıktı. Neden? Çünkü neden olmasın?

Tabii serde delilik olunca deli bikmese bile bu karda kışta gidip restoran arayabiliyorsun, o da ayrı konu. Çok Güzel Hareketler'i yeniden yayına sokmuşlar... Kadro farklı ama. BKM yetiştirip yetiştirip piyasaya mı salıyor ne yapıyor anlamadım.

Bizim Fırat'a (leopar geko olur kendisi) su verdim. Su kabı olmadığı için çay kasesinde verdim. Çay kasesi mi onun adı?  Yok, çay kasesi değil. Çay tabağı? Aynen, cam çay tabağında su verdim. Yeni deri değiştirmişti, mağarasının içindeydi. Böyle artist artist kafasını uzatmalar, "Burada bir değişiklik olmuş" tavırları... Acayip ya. Ben ayrı manyak, o ayrı manyak...

Ha, restoran buldum mu? Bulamadım doğal olarak, fırın-simitçi karışımı bir yer açıktı -adının ne olduğunu hiç bilmiyorum ama sevdiğim bir yer- oradan poğaça börek aldım, eve geldim.

Takagi-san mangasına başladım tekrar, o da şöyle oldu: Lan yapacak hiçbir şey bulamıyorum, dedim, bari manga okuyayım ama kısacık kalmış sinir edenlerden olmasın. Zira işsiz ikili var, ulan adının anlamını hatırlıyorum ama adını hatırlamıyorum. Bilmem ne futari'ydi; hatarakanai futari mi neydi. Aynen, öyleymiş. Türkçe çevirisi yedi bölüm mü ne, güzel de manga aslında ama. Tabii onu okumamamın bir sebebi de onları gördükçe sinir olmam. Oh, hiçbir şey yapmıyorlar ne güzel. Komedi mangası diye giriyorum sinir olup çıkıyorum. Takagi-san'da sadece gülüyorum, bir de biraz imreniyorum ama o konuyu hasır altı edebiliriz.

Yapacak bir şey bulamamam da internetin iğrenç olması ve Youtube videolarını bile zar zor izleyebilmem, Odnoklasniki seçeneği olmayan film, anime vs.yi hiç izleyememem sebebinden ama konu bu değil tabii.

Onedio iyice gıcıklaştı bu arada, artık çok az test içeriği yayınlıyorlar, yayınladıklarının da çoğu tırt oluyor.

Macrotis: A Mother's Journey güzel oyun bu arada, oynayın. Bulmacalı bir oyun ama arka taraf grafikleri filan çok sevimli. Bir de araknofobi diye bir seçeneği var, örümcek yerine başka bir şey gösteriyor herhalde. Keseli tavşanlar o kadar küçük olur mu, bilmiyorum gerçi.

Onu geçelim de... Ulan neyse. Yalnız şikayet etmeden de kısacık olmayan yazılar yazılabiliyormuş, onu öğrenmiş oldum. Aslında daha uzatasım var da yeter bu kadar. Zaten uykum geldi. Dün birde mi üçte mi ne uyuyup sabah on buçukta uyanınca uykum gelir tabii de... Neyse, ben kaçtım; hah, aklıma geldi.

Alışveriş demişken asıl onu diyecektim alışverişle ilgili, dün gece atıştırmak için tuzlu bir şeyler aradım, bulamadım. Nasıl içime oturmuşsa aldığım abur cuburların yarıdan fazlası tuzlu. Bu sefer de tatlı bir şey istersem kafayı yemem olası ama reçel falan var en azından. Falan da ilginç laf ha, filan daha zarif gibi. İkilemedir o ama tek başına olduğunda normalde falan diye kullanılır. Hadi ben kaçtım, hayır kaçsam ne olacak sanki uyuyacağım, birkaç bölüm daha Takagi-san okurum muhtemelen. Manganın tam adı Karakai Jouzu no Takagi-san bu arada, gerçi Takagi-san manga diye aratsanız tam adını bulurdunuz da... Eeeh amma uzattım lan, kendimden tiksindim bu uzatma seansında. Hadi bay mı güle güle mi hangisini tercih ederseniz artık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder