Bak şimdi, daha önce öldükten sonra sanki hiç yaşanmamış gibi unutulmanın korkunç olduğundan bahsetmiştim. Geçenlerde neden böyle düşündüğümü bilmediğimi fark ettim ve bu farkındalıktan birkaç gün sonra da cevabı buldum: Çünkü hayatım yarak gibi. Zerrece komik olmayan bir komedi filminin önemsiz bir karakteri gibi hissediyorum. Eğer biraz sıradan olsa da mutlu bir hayatım olsaydı (bu arada bu, "hem çocuklukta hem yetişkinlikte mutlu birer aile" demek) muhtemelen blog da kitap da yazmazdım ama varoluş krizlerine de girmezdim. Girmeyeceğim için de hatırlanmak veya unutulmak umurumda olmazdı. Mutluyum lan zaten, dahası ne? Açıkçası acı çekmektense ortalıkta "Ehonomi çoğ eyi yeenim" diye takılmayı bile tercih ederdim. Öte yandan mutluluk treni kalkalı çok oldu, bu aşamadan sonra hayatım mucizevi bir şekilde yoluna girse bile yükümü hiç tamamen atamayacağım ve yazıp çizmeye devam edeceğim. Eh, artık kişiliğimin bir parçası hâline geldi; yazmazsam ve çizmezsem kim olacağımı bilmiyorum. Neyse, beyni arada bir uyuşturmak iyi oluyor (aksi hâlde uyuyamıyorum); ama zombi gibi takılmak da istemezdim açıkçası. Kendimi sevmediğim bir sır değil ama yine de olduğum kişiden memnun olmadığımı söylemek doğru olmaz. Kulağa garip mi geliyor? Evet, garip; ama insan çelişkili bir varlıktır zaten. Genelde kurgusal karakterlerin çelişkili davranışlar yapabileceği söylenir ama hayır, kurgusal karakterlerin %80'i gerçek insanlardan katbekat az çelişkilidir. Neden? Çünkü yazarların "Mantık hatası var!" diye kapılarına dayanan okurlardan korkması gerekir ama hayatın, kaderin, Tanrı'nın, artık her neye inanıyorsanız onun böyle çekinceleri yoktur. Neyse, konu dağıldı. Şu sıralar emin olduğum tek bir şey var: Ölüm benim için gelince buna çok memnun olacağım, gerçi hiç pişmanlığım veya üzüntüm de olmayacak değil. Örneğin ölmeden en azından şu Ejderin Mührü'nün editör olacak geri zekalı tarafından mahvedilmemiş hâlini yayımla(t)mak ve sonucu umurumda olmadan yeniden âşık olmak istiyorum (zaten geleceğe dair pek umutlu düşüncelerim olmadığı sır değil, bir mucize olmasını ummayı keseli de çok oluyor).
Bir de aklıma takılan başka bir şey var (uyuyamamamın sebeplerinden biri değil, zaten o yazıyı yazdıktan sonra tekrar uyuyabilmeye [uyuyabilmek: yatakta yarım ila bir saat dönüp durduktan sonra huzursuz düşüncelerinle, kendinle ve pişmanlıklarla boğuşmaktan yorulup bayılmak] başladım): İnsanlar nasıl tanışıyor lan? Hayır bak son zamanlarda bol keseden "İstesem sevgilim olurdu, ben aşk arıyorum." diye attım (ve sözlerimin hâlâ arkasındayım) ama bu geçmişe dair bir söz (-di'li geçmiş zaman), şimdiki zaman değil. Niye şimdiki zaman değil? Çünkü çevremde insan falan yok amk (bak "çevremde kız yok" demiyorum, komple aile dışında kimse yok lan). Peki o niye? Hah işte, bu sorunun yanıtı bizi bu paragrafın başına götürüyor: Çünkü insanların iş/okul ve bir ölçüde internet, yani kısacası "ortak sosyal alan" haricinde nasıl tanıştığını bilmiyorum ve anlayamıyorum. Sokakta rastgele birilerinin yanına gidip "Pardon, tanışabilir miyiz?" falan mı diyorsunuz yani, nedir olay? Nasıl işliyor lan bu? Ortak sosyal alanın (kurs, okul, iş, forum, ikinizin de müdavimi olduğunuz bir yer, bilmem ne...) vardır bir şekilde tanışırsın, ortak arkadaşınız vardır o sizi tanıştırır da öte türlüsü nasıl oluyor? Olmuyorsa millet bu kadar arkadaşı, sevgiliyi nereden buluyor? Bu arada ben aldatmayı da anlayamıyorum. Hayır kavramı ve tanımı gayet net anlıyorum, anlayamadığım şey böyle bir saçmalığın neden yapıldığı. Herhangi bir aldatma haberine vs. tepkim genel olarak "Ulan biz daha birini bile bulamıyoruz, millet bir de aldatıyor amk." biçiminde oluyor.
Anlayamadığım başka bir şey daha var (anlayamadığım şeyler listesi yapıyorum, evet; başlığı da "Anlayamıyorum..." koyasım var): Pornonun zararları türünden listelerde (bunlar da nedense hep liste) maddelerin yarısında "partner" kelimesi geçiyor. Ya amına koyayım "partnerim" olsa zaten niye porno izleyeyim ya? Çoğu hentaide seks sahnelerini çıkarsan bile geride bir şekilde bir konu ve genelde yapılandırılmış, "gerçek" karakterler kaldığı için (hatta bazı ecchilerden ecchiyi çıkarınca çoğu hentaiden hentaiyi çıkarınca kalanın yarısı bile kalmıyor, tabii o da her ecchi için geçerli değil ama konuyu anladınız işte) hentai hadi neyse, mastürbasyon da bambaşka bir olay (sonuçta "partnerin" istemiyorsa fazla bir seçeneğin yok) ama biri bana hangi akla hizmet "partnerim" olduğu hâlde porno izleyeceğimi söyleyebilir mi? Ha yapan da var hem de çok var, onu biliyorum ama zaten o da anlayamadığım şeylerden biri. Bak, hentaiyi -dediğim gibi- anlayabilirim (gerçi yine de bir "partnerim" olursa hentai de izleyeceğimi sanmıyorum) ama porno? Hani büyük konuşmak istemiyorum, hayatın büyük lafları itinayla edene yedirdiğine çok şahit oldum (çoğu durumda "o kadar da büyük olmayan" laflarımı bile yemeye zorlanıyorum) ama "partnerim" varken porno izlememin anca iki istisnası olur diye düşünüyorum: Birincisi "partnerim" pornocudur, izlediğim de onun filmidir; ikincisi ilgili pornoyu bizzat biz ("partnerim" ve ben -ve evet, "partner" kelimesini ve ek almış hâllerini bu paragraf boyunca tırnak işaretinde tutmaya devam edeceğim) çekmişizdir, kendi "yapıtımızı" izliyoruzdur.
𐰼𐰓𐰢:𐰇:𐰴𐰖𐰀𐰠𐰃
𐰼𐰓𐰢:𐰈:𐰵𐰗𐰁𐰠𐰄 ᠡᠷᠲᠡᠮ ᠥ᠃ ᠬᠠᠶᠠᠯᠢ أردم عُ. خيالى
Erdem Ö. Hayalî
Delinin teki. Aile evinde hayatta kalmaya
ve daha fazla acı çekmemek için umudu öldürmeye çalışıyor. Erdem Ö. Hayalî
mahlasıyla kitap* yazdı, şimdi de yayınevlerinin yamyamlıkları ve doğrudan
yayıncılık servislerinin onlardan da beter olması nedeniyle umarsızca bir çıkış
yolu arıyor. Tüm kitaplarını yazdığı mahlası artık bloğunda da (Evet, “blog”
kelimesinin G’si yumuşar. Blokun K’si ise yumuşamaz.) kullanıyor.
*Ejderin Mührü (ALMAYIN! Benim yazdığım
kitap değil bu, editörün kafasına göre yaptığı değişiklikler ve hatalarıyla
dolu bir saçmalık sadece. Bu kitabın imlası, düzenlenmeden önce daha düzgündü
lan? Ortadan bölünmüş cümle yoktu en azından. “Düzelteceğiz” demiştim ama artık
o kadar da umutlu değilim, neden olmadığıma dair blogda “doğrudan yayıncılık”
diye aratarak bilgi edinebilirsiniz. Halihazırda aldıysanız da düzeltme işini
yaptıktan sonra -tabii onu da yapabilirsek- bir şeyler ayarlayacağım.)
𐰲𐰓𐰼𐰭:𐰢𐰜𐰼𐰇 ᠡᠵᠲᠡᠷᠢᠩ ᠮᠥᠭ᠍ᠷᠥ اژدريڭ مهرى
INFP 6w5 sp/sx 694 (6w5-9w8-4w3)* EII-Ne
RLUEI EFVL melankolik-flegmatik Kaotik nötral
*Üçlü tip teorisinde kanatlar yok biliyorum ama teori devamlı değişip yenileniyor zaten.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder