Blue Archive'in animesi çıkmış, yolunu gözlediğim bir seriydi. Neden? Çünkü benim sevdiğim türde animeleri sevenler istisnasız olarak bunun oyununu seviyor ama ben oynamaya üşeniyordum. Gerçi arada bir "Ulan oynayayım şunu..." diyordum ama bir türlü de başlamamıştım. İlk bölümden de tam beklediğim tonda bir animeyle karşılaştım, kesin izleyeceğim. Ayrıca Serina'yı görür görmez de "Kesin tsundere bu" dedim ve ilk bölümün sonunda da onaylanmış oldu.
"Shuumatsu Train Doko e Iku?" çok güzel başladı. İnanılmaz derecede Gakkougurashi'yi anımsatıyor, üstüne biraz da adını unuttuğum, zaten kimsenin umursamadığı, Kemono Friends'le aynı yapımcının yaptığı bir oyundan uyarlama animeden de biraz serpiştirilmiş gibi.
Unnamed Memory de güzel başladı lan. Bu sezon iyi gibi ha, son zamanlarda yeni çıkan serilerin çoğu çöptü ama geçen sezon Sousou no Frieren, Undead Unluck ve şimdi aklıma gelmeyen iki üç seriyle (ulan biri de acayip popülerdi, her yerde Frieren ile o konuşuluyordu ama ne olduğunu hiç hatırlamıyorum*) daha yapılan "atılım" olayı güzelleştirmiş gibi duruyor. Ya da belki "Ulan bu sezon Re:Zero'nun da Mushoku Tensei'in de KonoSuba'nın da (bir tane daha vardı ama unuttum, o da isekai idi galiba) yeni sezonu çıkıyor, öyle dandik dundik klişe shounenlerle bunların karşısında duramayız." da demiş olabilirler. Mushoku Tensei demişken, geçen sezon biraz sıkıcıydı ama bu sezon iyi başladı. İlk sezondaki havayı tekrar yakaladı yani. KonuSuba da ilk sezonu izlerken yaşadığım hissiyatın aynını yaşattı ama bu kez daha çok gülüyorum (çünkü arada bir ton isekai daha izledim, komedi amaçlı yıkıcılığı artık benim için çok daha yıkıcı), gerçi bu sezon azıcık ecchiye kaymış (Yoksa hep öyleydi de ben mi bu sezon fark ettim? Gerçi KonoSuba hep harem olmanın sınırında bir animeydi ama ecchi tonu çok daha azdı diye hatırlıyorum.) ama o da komedi yıkıcılığına yedirilip mizahı güçlendirmek için kullanıldığından -ve bunda inanılmaz başarı sağlandığından- arada bir animeyi durdurup nefes almamı gerektiriyor. Oğlum var ya bir süredir sırf alışkanlıktan anime izliyordum (Frieren, Undead Unluck, *Kusuriya no Hitorigoto falan gibi kırk yılda bir çıkan ve hem tam zevkime hitap edip hem orijinal -en azından nispeten orijinal- olan işler hariç tabii), resmen anime izlemeye yeni başlamışım gibi hissettirdi (ve anime gruplarında gördüğüm kadarıyla böyle hisseden tek kişi ben değilim).
*Aradan iki saat geçip görseline denk gelince hatırladım: Kusuriya no Hitorigoto.
Lv2 kara Cheat datta Motoyuusha Kouho no Mattari Isekai Life'ı daha mizahi tonda bir anime olarak bekliyordum -ki endingden gördüğüm kadarıyla o hâle dönüşmesi için hâlâ umudum var- ama başlangıcı Tate no Yuusha gibi. Verdiği his de aynı Arifureta. Devamı da öyle olursa çekilmez bu anime, direkt salarım; ikisi en nefret ettiğim isekailer, o yüzden bunu hiç çekemem. Yalnız isekailerde genelde bizim dünyamızdan (ya da bizim dünyamızı temel alan bir dünyadan) fantastik (en azından daha fantastik) bir evrene geçilir, bunda karakter fantastik evrenden fantastik evrene çağrıldı. Sırf bunun için bile birkaç bölüm katlanabilirim ama üçüncü, duruma göre beşinci bölümden sonra hâlâ güzelleşmezse hiç umurumda olmaz.
Maou no Ore ga Dorei Elf wo Yome ni Shitanda ga, Dou Medereba Ii? kesin izleyeceğim animelerden biri. Japon olmayan anime kitlesinin %60'ının falan sevmeyeceği bir iş, bizim ülkede bu oran daha da yüksek. Isekai Maou to Shoukan Shoujo no Dorei Majutsu'nun harem değil de düz romantik komedi olan versiyonu gibi (iki animenin başkarakteri pratikte aynı kişi), ayrıca hafiften bir Niehime to Kemono no Ou havası da var.
Jiisan Baasan Wakagaeru hakkında tek diyeceğim şu: Gülmekten yanağım ağrıdı lan.
𐰼𐰓𐰢:𐰇:𐰴𐰖𐰀𐰠𐰃
𐰼𐰓𐰢:𐰈:𐰵𐰗𐰁𐰠𐰄 ᠡᠷᠲᠡᠮ ᠥ᠃ ᠬᠠᠶᠠᠯᠢ أردم عُ. خيالى
Erdem Ö. Hayalî
Delinin teki. Aile evinde hayatta kalmaya
ve daha fazla acı çekmemek için umudu öldürmeye çalışıyor. Erdem Ö. Hayalî
mahlasıyla kitap* yazdı, şimdi de yayınevlerinin yamyamlıkları ve doğrudan
yayıncılık servislerinin onlardan da beter olması nedeniyle umarsızca bir çıkış
yolu arıyor. Tüm kitaplarını yazdığı mahlası artık bloğunda da (Evet, “blog”
kelimesinin G’si yumuşar. Blokun K’si ise yumuşamaz.) kullanıyor.
*Ejderin Mührü (ALMAYIN! Benim yazdığım
kitap değil bu, editörün kafasına göre yaptığı değişiklikler ve hatalarıyla
dolu bir saçmalık sadece. Bu kitabın imlası, düzenlenmeden önce daha düzgündü
lan? Ortadan bölünmüş cümle yoktu en azından. “Düzelteceğiz” demiştim ama artık
o kadar da umutlu değilim, neden olmadığıma dair blogda “doğrudan yayıncılık”
diye aratarak bilgi edinebilirsiniz. Halihazırda aldıysanız da düzeltme işini
yaptıktan sonra -tabii onu da yapabilirsek- bir şeyler ayarlayacağım.)
𐰲𐰓𐰼𐰭:𐰢𐰜𐰼𐰇 ᠡᠵᠲᠡᠷᠢᠩ ᠮᠥᠭ᠍ᠷᠥ اژدريڭ مهرى
INFP 6w5 sp/sx 694 (6w5-9w8-4w3)* EII-Ne RLUEI EFVL melankolik-flegmatik Kaotik nötral
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder