Benim hiç iki hafta daha siyaset çekecek mecalim yok... o yüzden muhtemelen 2. tur bitene kadar yayımlayacağım bu yazıdaki bu cümleden sonra siyaset miyaset işlerini bir daha konuşmamayı planlıyorum (tabii ekstrem durumlar hariç). Öte yandan tam olarak bu durumlar nedeniyle, benim yazacak pek bir şeyim yok; havadan sudan iki üç laf etmek dışında tabii. Şelale Projesi'ni "zorunlu siyaset"ten kafamızı kaldırabilene kadar askıya aldım, zaten bir şeyler yapsam da onu kendi kısmına yazacağımdan bunun çok bir anlamı da yok. Little Busters! izliyorum ve sevdim, zaten Key animeleri arasından şimdiye kadar hiç sevmediğim olmadı ama çok fazla Key animesi izleyince birkaç bağlantı, aralardaki anlamsız gibi duran sahneler veya cümleler vs. ile bazı şeyleri çok rahat tahmin edebiliyorsun. Ben mesela daha doğrulanmasa da belli bir şeyden başkarakterin devamlı tekrar ettiği bir cümle ve birkaç ek gösterge neticesinde son derece eminim. Bir Key animesi olduğu için de anime boyunca kâh komik kâh hüzünlü ilerleyip komedi gibi ilerleyen animeyi sonda drama boğacaklar. Önyargı değil, Key'in imzası gibi bir şey bu. Her rotanın sonu dram; ama genelde acı-tatlı bir dram ("bittersweet ending"). Hep aynısını yapıyorlar, sadece Kaginado farklı çünkü Kaginado farklı Key animelerinden oluşan bir "ortak proje parodi", aynı Isekai Quartet gibi. Yalnız Little Busters!'ı da izledikten sonra Kaginado'nun bir bölümüne bir şey için baktım da Kaginado'nun içerdiği tüm Key animelerini izledikten (veya belki VN'lerini oynadıktan) sonra Kaginado'yu en baştan tekrar izlemem gerek. Kesinlikle her karakteri bilince çok daha eğlenceli oluyor. Little Busters! bir de en eski Key animelerinden biri olduğundan dediklerimi gizlemek gibi bir hamle de kullanmamışlar, kullansalar zaten saçma olurdu. Yalnız hangi rotanın takip edildiğine dair bir sürprizkaçıran aldım... Beni şaşırttı, aşırı derecede şaşırttı hem de. Alttaki paragrafa bu konuyu beyaz olarak yazıyorum, okumak istiyorsanız seçersiniz.
---SPO---
Yani cidden çocukluk arkadaşını tutmadığım tek animede çocukluk arkadaşının kazanması... Gerçi Rin'i de seviyorum ama "ilk kız kazanır" (TVTropes: "First Girl Wins") ve "Çocukluk arkadaşı kaybeder (sarışın transfer öğrenci kazanır)" (Bu galiba TVTropes'ta yok. Halbuki animelerde aşırı yaygın bir "trope", neden eklenmedi anlamadım gitti. "Patient Childhood Love Interest" diye bir başlık var sadece ama asla neredeyse her zaman kaybettiklerine dair bir vurguya sahip değil.) kuralları sonucu Kamikita ile bitmesini beklemiştim ama Rin rotasını uyarlamışlar. Neyse, dediğim gibi Rin'i de seviyorum ve Rin'i değil Kamikita'yı tutma sebebimin öğrenilmiş çaresizlik olup olmadığından da emin değilim. Bu animedeki kızlar da bende Isekai Smartphone'daki gibi "Lan hepsi aşırı tatlı! Kimi tutacağım ben?" hissi oluşturuyor. İlginç bir bilgi: Üstümde bu tür bir etkisi olan tek Key animesi de bu. Key VN'lerinden uyarlama animelerin kalanlarında -genelde tüm kızları sevsem de- tarafım şimdiye kadar gayet netti. Bu arada şoku atlatınca fark ettim ki evet, bu animede Rin'i değil Kamikita'yı tutma sebebin gerçekten de öğrenilmiş çaresizliktenmiş.
---SPO---
Neyse, şelale projesine hafiften devam ediyorum ama hem mevsim geçişi depresifliği hem de seçimlere bağlı olarak geleceğin her zamankinden çok daha puslu olması bana pek bir şey bırakmıyor. Pek tadım tuzum yok yani özetle, gerçekten büyük sorunlar (veya onlara dair potansiyel) olduğunda çok da yazasım gelmiyor. Öte yandan aklımda bir iki şey daha var ama ben de tüm ülke gibi onları seçimlerden sonraya bıraktım. Ha bir de gözüm takvime kaydı, 19 Mayıs'mış bugün. İşte... Bu tür gerçekten ciddi toplumsal konularda yazmayı beceremediğimi daha önce de söyledim zaten. Kutlu olsun, falan... Daha fazlasını yazsam da en fazla bu cümledeki kadar samimi geliyor. Bu muamelemin sadece kendime olması da ayrı bir olay tabii o muhtemelen kendi benliğimden ölümüne tiksindiğim içindir. Bir de acaba ilk turda bitmeme sebebi benim oyum mu onu da düşünüyorum, malum neye elini atsa kurutan, maşallah dediği üç saniyeyi zor gören bir insan evladı olduğumdan "Lan acaba oyu kazanma ihtimali yüksek olana değil de kazanmasını istemediğime mi atsaydım? Benim yüzümden mi bitmedi acaba?" diye de düşünmeye başladım. Gerçi elimi attığım şeyler bir süre sonra (ben çeşitli, genelde de zorunlu, sebeplerden o işten elimi çektikten sonra) öncekine kıyasla çok daha "değerli" bir hâle geliyor (ben diyorum hayatın bana garezi var diye ama kimse inanmıyor), o da ilginç bir detay tabii. Mesela sürüngen beslemeyi bıraktım, sürüngenlerin yasal durumları yavaştan belli olmaya, dümdüz yasallığı kesin sürüngenler çıkmaya başladı. Akvaryumu bıraktım, akvaryum kanalı olmayan Youtuberlar bile akvaryum videosu çekmeye, ülkede bilinmedik duyulmadık akvaryum ürünleri, hatta yerli markalar peyda olmaya başladı. Bana mı gıcıksınız lan? Tek sorun ben miyim yani? İki günlüğüne yurtdışına çıksam ülkenin durumu düzelecek neredeyse aq, bu nedir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder