Öne Çıkan Yayın

Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)

İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~

5 Ocak 2023 Perşembe

Durum Raporu: "Frans" Temasına Mahkum Olmak, Anime, Konuşmaları Yazarken "!" Kullanmak

Fransa peşimi bırakmıyor gibi hissediyorum. Şimdi, benim eskiden beri nedense Fransızcaya bir merakım vardı. Nedeni hakkında asla fikrim yok bu arada, hayatımın hiçbir döneminde Fransız hayranı olmadım ki aq. Japonca öğrenmem sırf anime sevdiğim için olan bir şey de bu Fransızca sevdasının kökeni hakkında en ufak bir fikrim yok. Neyse, lisenin son yılı açığa geçtim (Edindiğim yeri kendi ellerimle parçalamak konusunda bir dünya markası olduğumu daha önce de söylemiştim. Üç yıldan sonra mutlaka arıza çıkarıyorum. Kendimi sikeyim... Neyse.); orada da İngilizce yerine Fransızca seçeneği vardı. Neyse, onu seçtim, bir şekilde mezun oldum falan... Nasıl oldum haberim yok ama. Sonra gittim gastronomi okudum, onda da yeni/modern olanlar dışında tüm terimler Fransızca. Yani bir şekilde Fransızcadan kurtulamıyorum özetle. Hayır işin ilginç yanı bir Paris gezi vlogu (Vloğu? Blog kelimesinin G'si yumuşuyor, o zaman bunun da yumuşar herhalde? Blok kelimesinin K'si yumuşamıyor bu arada. İlk bakışta garip geliyor ama düşünürsen mantıklı, temel kurala uyuyor. İttifakın K'sinin yumuşamamasıyla aynı mantık. Mantığın K'si niye yumuşuyor peki? İşte o da TDK'nin kendi kuralına kendi kafasına göre bir uyup bir uymama sevdasından. Aslında bu yumuşama yumuşamama olayı Arap harflerinden direkt Latin harflerine dönüştürülüp korunmuş da olabilir bak, öyle şeyler oluyor bazen. Osmanlılar mantığın K'sini yumuşatıyorsa Latin harflerine de yumuşatılarak geçirilmiştir.) izledim, tabelalardaki kelimelerin falan çoğunu anlayabiliyorum... Bilinçaltında bir şekilde yer etmiş demek ki. E yıllardır kurtulamayınca normal.

Koori Zokuseki Danshi to Cool na Douryou Joshi diye bir anime çıkmış, yeminle ilaç gibi geldi be... Haremdir, gereksiz "ecchi"dir (gerçi ilk bölümde hiç yoktu ama konu hiç olup olmaması değil), saçma sapan geçmişten pörtleyen hortlak aşk rakipleridir falan içermeyen şöyle sakin, huzurlu, kafa yormayan romantik komediye hasret kalmışım be. Hele bir de "low fantasy" ve SoL da dahil, mis... Budur ya, olay budur. Oh be. Yeminle bir bölüm pamuk gibi yaptı beni. WotaKoi'den beri böyle seriler çıkarmıyorlardı, illa ya harem ya gerekli gereksiz "ecchi" ya geçmişten fırlayan saçma sapan rakipler falan içeriyordu... "Tonikaku Kawai?" diye sorarsanız da ben Tonikaku Kawai'yi çok severim, bayılırım ama kendisi bir miktar -artık mangakanın azgın tarafına mı denk geliyor nedir- gereksiz "ecchi" içerebiliyor. Gerekli "ecchi"ye vallahi lafım yok ya, "ecchi"nin komedi malzemesi olarak kullanılmasına da -cılkı çıkarılmadığı sürece- karşı değilim ama çoğu anime boş beleş, sırf "ecchi" olsun diye konulan "ecchi" sanhneler içeriyor. Tonikaku Kawai de bundan azade değil. Hayır bunca şeye karşın mangada Türkçe günceldeyim (an itibariyle 101. bölüm) ve hâlâ sevişmediler bak. O "ecchi" sahnelerinin gereksizliğinin hem sebeplerinden hem de sonuçlarından biri de bu durum zaten. Nasa-kun evli olduğu hatun hakkında hâlâ "İleri gidersek çok kötü olmaz mı?" falan diyor. Hişşş, evlisiniz oğlum aloooo. Ortalama/geleneksel bir ilişkinin çocuk yapmaktan bir önceki basamağındasınız lan? Ki çocuk için de... Neyse, tamam, geçtim. Ulan Koori Zokuseki övüyordum ben, ne ara Yuzaki Nasa'ya sövme kısmına geldim? Koori'de (animenin adını gitgide daha da kısaltmam peki andsknsanosal) ilk esas kız (Openingde görüldüğü üzere üç ana çiftimiz ve esas çiftimizin yani üç ana çiftten "en ana çift" olanın erkeğinin bir kız kardeşi olacak gibi... Bu kafa da ayrı hoşuma gidiyor, en son Tsurezure Children vardı böyle. WotaKoi da biraz o kafadaydı gerçi ve hangisinin daha geç çıktığını hatırlamıyorum.) harbi acayip tatlı lan. Görünüşü olsun, davranışları olsun, konuşma tarzı olsun, temel kişiliği olsun... Himuro abimizin yerinde olsam ben de direkt düşerdim hatuna ki Himuro hatunun iç dünyasını göremiyorken o iç dünya biz izleyicilere sunuluyor, bir de oradan artımız var. Resmen ideal hatun lan... Öbür tilki (ruhu soyundan) kız da acayip şeker ama onun kişiliğinden şimdilik esas çiftimizle ilgili romantik komedi sahnelerine kıkırdamaktan (tam kıkırdama da değil ama başka şekilde de tanımlanamaz) daha fazla bir şey göremedik. Bir sevgilim olmamasının sadece iki üç tane olan olumlu yanlarından biri de herhangi bir anime kızı, ünlü, sokakta gördüğüm biri falan hakkında "aman şöyle güzel, of böyle şirin..." diye övgüleri art arda dizebilmem. İlişkim olsa sevgilim, eşim, nişanlım, artık o sırada her neyimse oyum izin verse de böyle bir şey yaparken muhtemelen onu aldatıyormuş gibi hissedeceğimden kendim yapmam bu arada. Bir tek onu bu şekilde fütursuzca överim. Karşımdakinin bunu umursayıp umursamayacağından ziyade benim şahsi etik anlayışımla ilgili bir şey. İşte bunlar hep Fi. Hayır, dizi veya kitap olandan bahsetmiyorum. Tomo-chan wa Onnanoko'nun animesinin ilk bölümünü izlemek beni korkutuyor çünkü mangayı okuyup bitirdim ve ikinci bir Horimiya vakasını daha kaldıramam. Kaç bölüm olacak lan bu acaba? Kesin Horimiya gibi olacak ya, bok edecekler güzelim seriyi... Of... Yalnız sürprizbozan falan umrumda olmadan (zaten tam olarak sürprizbozan da sayılmaz bu, ayrıntı vermeyeceğim) Carol'un "soru işaretli kız"dan (ben "soru işareti Carol" diyordum kendisine) dönüştüğü o karakter... Karakter gelişimi diye, karakter derinliği diye ben buna derim işte ya. Gokushufudou Season 2 de her zamanki gibi, ilk sezonun kalitesinden (Biz bu ilk sezonla ikinci sezon arasında bir sezon daha izlememiş miydik ya? OVA, film falan mıydı ki o yoksa?) hiçbir şey kaybetmemiş.

Bu arada noktalama işaretleriyle ilgili imla kurallarını incelerken bir şey fark ettim: Soru ve ünlem işaretleri -hatta muhtemelen üç nokta- konuşma yerine kullanılabiliyor. Şaşıran birine direkt "!" veya "?", kızan birine "!", tepki veremeyen birine "...", "!.." veya "?.." yazabiliyorsun yani. Tırnak içinde veya konuşma çizgisinden sonra olması gerekiyor tabii. TDK Efendi Ömer Seyfettin'den bizzat öyle örnek vermiş, Ömer Seyfettin yazdıysa ben de yazarım aga. Günümüz TDK'sinden daha iyi Türkçe bildiğimi fütursuzca, zerre utanıp çekinmeden iddia edebilirim ama Ömer Seyfettin'den daha iyi Türkçe bildiğimi de söyleyemem artık. Dil devriminin başarılı olma sebeplerinden biri lan bu adamın yazdığı sade dilli öyküler. Gerçi TDK örneği "?.." ve "!.." için vermiş ama üç noktayla ilgili şeylere bakıyordum o sırada, muhtemelen o yüzden yanına iki tane nokta eklenmemiş örnekleri yok. Tek başlarına da kullanılabildiklerini varsayıyorum. Bir de ilginçtir çoğu dilde yapılıyor ama TDK'nin "Yok hacı, Türkçede o öyle kullanılmaz" diyeceğini varsayıyordum. Tüm dünyanın saatleri : ile yazarken bizim . ile yazmamızla aynı şey ki kesinlikle Türkçenin alametifarikalarından ve zenginliklerinden biridir, bu saat yazımı muhakkak korunmalıdır, "dünyaya uymak" falan ayağına değiştirilmeye kalkılmamalıdır ama konu bu değil. TDK yanılttı beni, gayet "Bak böyle de kullanabilirsin." diye bizzat vermiş örneği.

Delinin teki. Israrla umut etmeye çalışıyor. Gölgesini kovalamakla meşgul. Erdem Ö. Hayali mahlasıyla kitap* yazdı. Bu saçma sapan imzamsı şeyden iyice sıkıldı ama daha iyi bir alternatif de bulamıyor çünkü kitabının reklamını (hemen altta "almayın" dediği kitabının reklamını, evet) yapması lazım.

*Ejderin Mührü (ALMAYIN! Benim yazdığım kitap değil bu, editörün kafasına göre yaptığı değişiklikler ve hatalarıyla dolu bir saçmalık sadece. Bu kitabın imlası düzenlenmeden önce daha düzgündü lan? Ortadan bölünmüş cümle yoktu en azından. Düzelteceğiz. Halihazırda aldıysanız da düzeltme işini yaptıktan sonra bir şeyler ayarlayacağım.)

𐰲𐰓𐰼𐰭:𐰢𐰜𐰼𐰇 ᠡᠵᠲ‍ᠡᠷᠢᠩ ᠮᠥᠭ᠍‍ᠷᠥ اژدريڭ مهرى

INFP 6w5 sp/sx 694 (6w5-9w8-4w3)* EII-Ne RLUEI EFVL melankolik-flegmatik Kaotik nötral

*Üçlü tip teorisinde kanatlar yok biliyorum ama teori devamlı değişip yenileniyor zaten.

☉♓︎   ☽♌︎   Asc♊︎   ☿♈︎♀♒︎♂♈︎♃♓︎♄♈︎♅♒︎♆♒︎♇♐︎⚷♏︎⚸♎︎☊♍︎🜊♏︎

 𐰼𐰓𐰢:𐰇𐰢𐰼 ᠡᠷᠲ‍ᠡᠮ ᠥᠮᠧᠷ اردم عمر Erdem Ömer

ㅔㄹ뎀 ㅓ맬 エルデム・ヨマー ᛖᚱᛞᛖᛗ ᛟᛗᚫᚱ

埃德姆歐瑪爾 Ердем Өме́р

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder