Kim merak ediyorsa artık. Bir haftadır köydeydim, zaten yazacak pek bir şey de yoktu. Aslında çok güzel yazı çıkaracak bazı planlarım vardı ama neyse... Konu o değil şimdi.
Şu yazıyı çok sevdim, gerçekten komik (Yalnız dikkat, küfürlü): https://eksisozluk.com/turkcede-erillik-disillik--1179318
Ama gerçekten Türkçe kelimelerde erillik ve dişillik vardır.
Şöyle ki: Geniş kapsamlı ve üretici olan kelimeler dişildir. Örneğin toprak, doğa, su, ışık, devlet dişil kelimelerdir.
Daha dar kapsamlı ve güçlü ve/veya koruyucu kelimelerse erildir: Ordu, kılıç.
Hoş görünüşlü ve yumuşak dokulu nesneleri tanımlayan kelimeler dişildir: İpek.
Daha sert dokulu nesneleri tanımlayan kelimeler erildir: Kaya.
Mistik bir yönü/hissi olan şeyleri belirten kelimeler dişildir: Ay, gece.
Açık ve belli şeyleri belirten kelimeler erildir: Gündüz.
Bazı kelimeler, genellikle her iki yönden de anlama sahip olanlar cinsiyetsizdir: Güneş; ışıkla bağlantılı olduğu için dişil, açık ve belli olduğu için erildir. Deniz, suyla bağlantılı olduğu için dişil, acımasız olduğu için erildir. Yıldız, gece ve ışıkla bağlantılı olduğu için dişil; mistik bir yönü olmadığı ve açıkça belli olduğu için erildir. Altın, sert olduğu için eril hoş görünüşlü olduğu için dişildir.
Akrabalık bildiren kelimeler ve meslek bildiren, yabancı dilden geçmiş çoğu kelimenin cinsiyetleri bellidir; ayrıca hayvanları ayırırken kullanılan kelimeler de cinsiyetlidir: Hemşire, hemşir, anne, baba, dede, nine, ebe, müdür, müdire, tavuk, horoz... Kardeş kelimesi bir istisna olarak her iki cinsiyet için kullanılabilse de erildir.
Yemekler, çoğu bitki ve genel olarak hayvan belirten kelimeler cinsiyetsizdir: Ağaç, yaprak, et, kabak, at, sığır, deve, balık...
Yani Türkçede artikel denen saçma sapan şeyden olsaydı işimiz bayağı zorlaşırdı. Örnek olarak şimdi birkaç artikel atayalım: Kan, eril sözler için kullanılsın. Tun, dişil sözler için. Kay da cinsiyetsizler için.
Tun toprak, tun doğa, tun su, tun ışık, tun devlet, tun ipek, tun gece, tun ay
Kan ordu, kan kılıç, kan kaya, tun gündüz
Kay güneş, kay deniz, kay yıldız, kay altın.
Akrabalık bildiren sözler zaten cinsiyetlerini açıkça belli ettiğinden artikele sahip olmazdı. Horoz gibi özellikle cinsiyet bildiren sözler de. Meslek isimleri ise ya her zaman kay ya da her zaman kan artikeli alırdı.
Ne oldu? Olmadı. Saçma sapan bir şey oldu, ne kulağa güzel geliyor ne bir şey. Velhasıl kelam iyi ki artikel gibi şeyler Türkçede yok, kim uğraşacaktı?
Tabii bir de şöyle bir durum var: La'yı artikel kabul edebiliriz. La bebe, gibi. Aslında Ulan'ı da artikel kabul edebiliriz: Ulan it oğlu it, gibi. Hatta amanı: Amman sabahlar olmasın, ne oldu? Amman sabah. Hatta vayı da: Vay başıma gelenler. Burada vay, "baş" kelimesinin aritkeli.
Daha fazla saçmalamadan gidiyorum, hadi eyvallah.
Öne Çıkan Yayın
Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)
İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~
25 Haziran 2018 Pazartesi
8 Haziran 2018 Cuma
Tuvalet Eğitimi Olan Hayvanlar
1) KEDİ
Böyle bir liste yapılacak ve kediler ilk sıraya yazılmayacak? Tamamen saçmalık. Peki size, kedilerden daha etkileyici ve eğitime gerek duymayan tuvalet eğitimli hayvanlar olduğunu söylesem?
2) ALTIN HAMSTER
3) LEOPAR GEKO
Leopar gekolar da tuvaletlerini hep aynı yere yaparlar. Kendi gekomda şunu gözledim: Tuvaletini yaptığı yer, nem kabına en uzak köşe. Üstelik, tuvaletini yaptığı yere bir süre su kabını koydum; etrafına, biraz uzağına yapmış tuvaletini. Tabii hepsi mi böyle yoksa benimki mi manyak onu bilmiyorum, araştırdığımda sadece aynı yere yaptığı bilgisi geçiyordu çünkü. Bu arada, hamster'lar tuvalet kısmına yem kabını ezkaza koyunca orayı çöplüğe çeviriyorlar, bunu da kendi rahmetli hamster'ımda gözledim.
4) BAŞKA VARDIR MUHAKKAK AMA BEN BİLMİYORUM.
Böyle bir liste yapılacak ve kediler ilk sıraya yazılmayacak? Tamamen saçmalık. Peki size, kedilerden daha etkileyici ve eğitime gerek duymayan tuvalet eğitimli hayvanlar olduğunu söylesem?
2) ALTIN HAMSTER
3) LEOPAR GEKO
Neden taşların uygun olmadığını da anladım; koku yapıyor, temizlemesi zor, nem ve yosun tutuyor, bir de teraryumu inanılmaz ağırlaştırıyor. Hafifçecik bir şeymiş be benimkinin teraryumu. |
4) BAŞKA VARDIR MUHAKKAK AMA BEN BİLMİYORUM.
7 Haziran 2018 Perşembe
Kişisel Saçmalama Dozu
Tamamen kişisel ve birbiriyle alakasız şeylerden bahsedeceğim.
İlk olarak, canım sıkıldıkça açıp açıp okuduğum bir takım yazılar vardır. İlki, Age of Empires'ta kafiri nasıl alt ettik? Bu İnci sözlük harikasının ilk bazı kısımları İnci'de silindiğinden o kısımları şuradan: https://tetecom.tr.gg/age-of-empires-ta-kafiri-nas%26%23305%3Bl-altettik-.htm
Devamını da şuradan okuyorum: http://www.incisozluk.com.tr/w/age-of-empires-ta-kafiri-nas%C4%B1l-altettik/sahibi/1/
Bu yazı tam bir şaheser, demedi demeyin. Aoe II seven herkesi güldürecektir.
İkincisi, Terkos'a dönüş: http://www.akvaryumforum.com/forum/turkiyenin-sulak-alanlari-174/62376-terkos-donus-2012-yili-sezon-acilisimiz.htm Bu, Trapa natans uğruna Terkos macerası'nın devam yazısı tarzı bir şey. Ama farklı zamanlar ve alakalı değil, sadece bazı referanslar var. Trapa natans bir su bitkisi, bu da her akvaristin sulak alanlara gittiğinde/gideceğinde başına gelebilecek şeylerden oluşmuş oldukça eğlendirici bir yazı. Ha, akvaristler için oldukça eğlendirici.
Aklıma gelmişken, bizim güzel geko Fırat deri değiştirdi, soluk şu an rengi, iki tane morio kurdundan da birini zor yedi. Taşlar koku yaptığı için geçici olarak kağıt havlu sistemine döndüm. Amma hafifmiş la onun kabı. Bir ayarlama yapacağım ama; kilden de mağara yapacağım, içi hep nemli oluyordu o zaman.
Neyse, üçüncü yazı ise okuyup okuyup sinir olduğum bir yazı. Sürüngen ve omurgasızların temini ve üretimiyle ilgili: http://www.surungenforum.com/61/ithalat-hakkinda-hersey/msg46702
Bir başka şey de zengin olsam büyük bir kolleksiyonum olurdu. Halihazırda deniz kabuğu, taş ve çeşitli doğal nesneler biriktiriyorum ama zengin olsam işin içine antikalar da girerdi. Deniz kabuğu demişken, Türkiye kıyılarında bulunabilecek birçok kabuk türüne sahibim şu an; hatta bazı Türkiye yerlisi olmayan kabuklarım da var. Hedefim ise bir natulius kabuğu almak; aslında fırsatım vardı ama pahalıydı. Eh, tabii pahalı olur, kaç metre derinde yaşıyor hayvan, haliyle kabuğunu daha da derinden çıkarmak gerekiyor. Üstelik deniz kabuğu dedim ama tatlısu omurgasızlarına ait kabuklarım da var; Amerikan cüce kereviti ve akvaryum minare salyangozu kabukları, birkaç çeşit daha tatlısu kabuğum var.
Ramazan geldi geleli sahur boyu bekliyorum, özlemişim valla. Bir de Türkanime'nin yorumlar kısmına tıklayamıyorum; MYVI ve SIBNET'e de tıklayamıyorum. Dangranronpa 3 ve Gintama yarım kaldı, ya Türkanime'nin düzelmesini bekleyeceğim ya da artık Anizm'e geçeceğim, yeter. Bir de Papa no Iukoto wo Kikinasai! diye bir seriye başladım, daha doğrusu başlayacağım, 1. bölüm açık, Youtube anasayfasından açtığım videolar bitesiye sahur gelmezse izleyeceğim.
İlk olarak, canım sıkıldıkça açıp açıp okuduğum bir takım yazılar vardır. İlki, Age of Empires'ta kafiri nasıl alt ettik? Bu İnci sözlük harikasının ilk bazı kısımları İnci'de silindiğinden o kısımları şuradan: https://tetecom.tr.gg/age-of-empires-ta-kafiri-nas%26%23305%3Bl-altettik-.htm
Devamını da şuradan okuyorum: http://www.incisozluk.com.tr/w/age-of-empires-ta-kafiri-nas%C4%B1l-altettik/sahibi/1/
Bu yazı tam bir şaheser, demedi demeyin. Aoe II seven herkesi güldürecektir.
İkincisi, Terkos'a dönüş: http://www.akvaryumforum.com/forum/turkiyenin-sulak-alanlari-174/62376-terkos-donus-2012-yili-sezon-acilisimiz.htm Bu, Trapa natans uğruna Terkos macerası'nın devam yazısı tarzı bir şey. Ama farklı zamanlar ve alakalı değil, sadece bazı referanslar var. Trapa natans bir su bitkisi, bu da her akvaristin sulak alanlara gittiğinde/gideceğinde başına gelebilecek şeylerden oluşmuş oldukça eğlendirici bir yazı. Ha, akvaristler için oldukça eğlendirici.
Aklıma gelmişken, bizim güzel geko Fırat deri değiştirdi, soluk şu an rengi, iki tane morio kurdundan da birini zor yedi. Taşlar koku yaptığı için geçici olarak kağıt havlu sistemine döndüm. Amma hafifmiş la onun kabı. Bir ayarlama yapacağım ama; kilden de mağara yapacağım, içi hep nemli oluyordu o zaman.
Neyse, üçüncü yazı ise okuyup okuyup sinir olduğum bir yazı. Sürüngen ve omurgasızların temini ve üretimiyle ilgili: http://www.surungenforum.com/61/ithalat-hakkinda-hersey/msg46702
Bir başka şey de zengin olsam büyük bir kolleksiyonum olurdu. Halihazırda deniz kabuğu, taş ve çeşitli doğal nesneler biriktiriyorum ama zengin olsam işin içine antikalar da girerdi. Deniz kabuğu demişken, Türkiye kıyılarında bulunabilecek birçok kabuk türüne sahibim şu an; hatta bazı Türkiye yerlisi olmayan kabuklarım da var. Hedefim ise bir natulius kabuğu almak; aslında fırsatım vardı ama pahalıydı. Eh, tabii pahalı olur, kaç metre derinde yaşıyor hayvan, haliyle kabuğunu daha da derinden çıkarmak gerekiyor. Üstelik deniz kabuğu dedim ama tatlısu omurgasızlarına ait kabuklarım da var; Amerikan cüce kereviti ve akvaryum minare salyangozu kabukları, birkaç çeşit daha tatlısu kabuğum var.
Ramazan geldi geleli sahur boyu bekliyorum, özlemişim valla. Bir de Türkanime'nin yorumlar kısmına tıklayamıyorum; MYVI ve SIBNET'e de tıklayamıyorum. Dangranronpa 3 ve Gintama yarım kaldı, ya Türkanime'nin düzelmesini bekleyeceğim ya da artık Anizm'e geçeceğim, yeter. Bir de Papa no Iukoto wo Kikinasai! diye bir seriye başladım, daha doğrusu başlayacağım, 1. bölüm açık, Youtube anasayfasından açtığım videolar bitesiye sahur gelmezse izleyeceğim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)