Öne Çıkan Yayın

Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)

İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~

15 Ağustos 2024 Perşembe

Geçen Yazıdaki Bir Şey Hakkında Bir Detaylandırma (ve Bahsetmeyeceğim Lan O Sikik Gündemden)

Bak şimdi, geçen yazıda Wattpad yasağının savunulmasıyla ilgili birkaç şey söyledim ama onu biraz detaylandırmam gerek. Tabii o yazıyı çoktan yayınlamış olduğumdan bu mümkün değil, o yüzden şimdi birkaç şey daha yazacağım. Geçen yazıdaki "...savunan mallar gördüm." cümlesinin devamı gibi düşünün: Ha derseniz ki "%100 özgürlük bir illüzyondur, mümkün değildir, mümkün olsa bile bunun yolu anarşi, sonu da kaostur." bu konuda "Adam/kadın haklı." derim. Liberalizm kavramının (ve dünyanın ebesini bellemiş başka birçok kavramın daha ama şu an konumuz onlar değil) çıktığı yer olan Amerika'da bile terör propagandası yapan bir sitenin yasaklanması haklı bulunur mesela (ve evet, her devlet/hükümet de bunu işine geldiği gibi yontar; örneğin işlerine geldiğinde kendileri tarafından devlet katında terörist kabul edilen bir grubun mecliste savunulmasına izin verebilirler) ama "Yayınevleri hep Wattpad şeyleri yayınlıyor, kapatalım." cümlesinden yola çıkıp yayınevlerinin kapatılmasını da savunabilirsiniz. İkisi arasında bir adım mesafe var. Hatta aynı mantık (!) zinciriyle önce kitapların, sonra komple yazının yasaklanmasını bile savunabilirsiniz. Aynısı "Oyunlar şiddete neden oluyor, yasaklayalım!" zihniyeti/beyanı için de geçerli. Buradan yola çıkıp önce akşam haberlerini, sonra filmlerle dizileri, ardından komple tv-bilgisayar-telefon üçlüsünü, oradan kitapları, oradan da yazıyı yasaklamayı savunmaya sadece birer adım var. Bu arada normalde sokakta milleti doğramayacak birinin sırf iki üç savaşlı vurdulu kırdılı oyun oynadı diye böyle bir şey yapması gibi bir saçmalık da mümkün değil. Ha bak şunu inkar etmiyorum, tetikleyebilir: Yani o kişi şiddetten haz aldığını şiddet içerikli oyun oynamasa fark etmeden "normal" olarak tanımlanan bir hayat sürdürebilir ama mesele tetiklemeyse oyunlardan önce akşam haberlerini yasaklamanız gerekir çünkü şiddetten haz aldığının farkındalığı* akşam haberleri tarafından da sağlanabilir. Hatta akşam yemeği için bir şey soyarken/keserken bıçağı yanlışlıkla elinize batırarak da bunu fark edebilirsiniz. Yani özetle kişide o potansiyel varsa evet, bilgisayar oyunu dahil birçok şey bunu tetikleyebilir ama potansiyel yoksa değil oyun oynamak, o kişinin eline taramalı tüfek tutuştur, yine bir etkisi olmaz. Bu arada çoğu kişide az ya da çok şiddet arzusu olduğunu, bunun da insanın avcı-toplayıcı geçmişinden kaynaklandığını ama gerek yasalar gerek toplumsal normlar gerekse de yüzyıllar içinde medeniyet, şehir gibi doğada eşi benzeri olmayıp (gerçi karınca yuvaları ve arı kovanları şehir, kurtlarla çakalların birbirlerinin bölgelerine girmemesi de medeniyet olarak adlandırılabilir) insanlık olarak bizzat götümüzden uydurduğumuz kavramlara fazlaca değer atfetmeye başlamamız neticesinde çoğu insanın bunu ya bilinçli ya bilinçsiz (genelde bilinçsiz, yani içgüdüsel) olarak baskıladığını ve bu baskıların gerçeklikle kurguyu ayırt edebilecek bir zihin yapısı olan herhangi birinde sırf üç dört tane oyun oynadı diye gevşeyecek kadar güçsüz olmadığını, o kadar gevşek olsa zaten akşam haberleri veya kurban bayramında kurbanın kesilmesine tanık olma (ben en son camiye gittiğimde -ki bayağı bir oldu- hoca "Çocuklarınız kurban kesilirken izlesin." diye hutbe okuyordu aq) gibi şeyler tarafından da gevşetilebileceğini de buraya dipnot olarak ekleyeyim.

*Bak haz almak demiyorum çünkü dediğim gibi, oyun sektörü henüz kişinin içinde yoksa o duyguyu entegre edecek kadar gelişmedi. Ha yarın bir gün bir manyak çıkıp yaptığı oyuna birtakım hipnotik etkiler koyup sosyal deney falan yapmaya kalkışır (veya SAO'da olduğu gibi oynamayıp yaşadığın, kestiğini kesildiğini gerçekten hissettiğin oyunlar çıkar), o zaman o oyunun şiddete neden olup olmadığını tartışabiliriz bak ama şu aşamada kişinin içinde sokakta milleti doğrama arzusu halihazırda yoksa veya bir şekilde oluşmamışsa (çünkü oyunlar değil ama mesela "toplum baskısı" ve "zorbalık" olarak adlandırılan illetler veya adını vermek istemediğim malum bir sömürge valisinin bile isteye ülkeyi uçuruma sürükleyen politikaları bu hissi kişinin içine sonradan ekleyebilir) kimse sırf GTA, CS falan oynadı diye sokağa çıkıp milleti doğramaz [bir tek LoL'den emin değilim, onun fiziksel olmasa da "dilsel" şiddete neden olduğu kesin (buraya kahkaha efekti gelecek)].

𐰼𐰓𐰢:𐰇:𐰴𐰖𐰀𐰠𐰃 𐰼𐰓𐰢:𐰈:𐰵𐰗𐰁𐰠𐰄 ᠡᠷᠲ‍ᠡᠮ ᠥ᠃ ᠬᠠᠶᠠᠯᠢ أردم عُ. خيالى Erdem Ö. Hayalî

Delinin teki. Aile evinde hayatta kalmaya ve daha fazla acı çekmemek için umudu öldürmeye çalışıyor. Erdem Ö. Hayalî mahlasıyla kitap* yazdı, şimdi de yayınevlerinin yamyamlıkları ve doğrudan yayıncılık servislerinin onlardan da beter olması nedeniyle umarsızca bir çıkış yolu arıyor. Tüm kitaplarını yazdığı mahlası artık bloğunda da (Evet, “blog” kelimesinin G’si yumuşar. Blokun K’si ise yumuşamaz.) kullanıyor.

*Ejderin Mührü (ALMAYIN! Benim yazdığım kitap değil bu, editörün kafasına göre yaptığı değişiklikler ve hatalarıyla dolu bir saçmalık sadece. Bu kitabın imlası, düzenlenmeden önce daha düzgündü lan? Ortadan bölünmüş cümle yoktu en azından. “Düzelteceğiz” demiştim ama artık o kadar da umutlu değilim, neden olmadığıma dair blogda “doğrudan yayıncılık” diye aratarak bilgi edinebilirsiniz. Halihazırda aldıysanız da düzeltme işini yaptıktan sonra -tabii onu da yapabilirsek- bir şeyler ayarlayacağım.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder