Uchi no Kaisha no Chiisai Senpai no Hanashi... Ofis ortamında geçen romantik komedi SoL işte, klasik. İsekaidan sonra en sevdiğim tür (hatta isekaidan bile fazla sevdiğim tek tür) bu. Ayrıca burada da bir adet "oppai loli" ile karşı karşıyayız. Hestia'dan sonra çok arttı bunlar (Uzaki de Hestia'nın manevi torunlarından mesela). Tam da aslında adının Loli Farmer koyulması daha isabetli olacak olan Spirit Farmer'ı (manhwa bu bu arada) okurken çıkması da çok komik oldu. Spirit Farmer insanı acayip rahatlatan bir seri bu arada. "En güçlü olmaya da hareme de... Bana Hawa'yı verin mutlu mesut yaşayayım." yorumu (bu gerçekten yazılmış bir yorum bu arada) Spirit Farmer okuyucularının genel ruh hâlini yansıtıyor. En güçlü olmak ve harem manhwa ve manhua dünyasında serilerin %99'unu kapsıyor bu arada (çoğu seri ikisini birden). Hawa da tarım ruhu, "hawa" dışında bir şey diyemeyip beş yaşında çocuk formunda olan -ve başkarakterin ailesinin torunları, başkarakterinse anne babasına laf etmesine rağmen babası gibi, ha bir de başkarakterin (ilk) olası aşk ilgisi (evet, ikincisi de var ve bu bizim başkarakter farkında olmasa da ikincinin duyguları kesin) olan 35 yaşındaki "dâhi simyacı" lolinin* (Büyümeyi durduran ilaç içmiş de kendileri... Şimdi panzehir arıyor.) annesi gibi davrandığı- tarım ruhu, evet; baba-kız serilerini sevdiğimi daha önce de söylemiştim. Uchi no Kaisha no Chiisai Senpai no Hanashi'ye dönersek, klişenin suyunu çıkarmışlar. "Twist" yapmak için kullandıkları her sahneyi daha sahnenin başında tahmin ettim, alayı izlek telgrafı ve kullandıkları yöntemlerin de hepsi birer ölü tek boynuzlu at. "Kıskandım" sahnesi o kadar tahmin edilebilirdi ki kendimi gülmeye şartlandırmama rağmen gülemedim. Ha geri kalan kısımlar -her ne kadar klişe üstüne klişe koyulsa da- güldürüyor, dolayısıyla izlemeye devam edeceğim. Gerçi bütün bu klişe yumağı işini çocukluk arkadaşını bir aşk ilgisinden en uzak şey hâline getirerek kapatmışlar -ki bu anime özelinde bundan memnunum, bu tür animelerde ana çiftin arasına girme ihtimali olan kimse olmamalı (bkz. Şipimiz için öl!), zaten genelde olmaz da. Bu anime aslında Senpai ga Uza'nın "roller tersine çevrilmiş hâli" olarak da tanımlanabilir. Bu arada böyle uzatmamdan da anlayabileceğiniz gibi benim konum yok. Ne anime dışında konum var ne de bu anime dışında herhangi bir animeden bahsedebilecek durumum. Undead Girl Murder Farce var ama onun hakkında "güzel" dışında yorum yapamam, o kadar yetkin biri değilim ben. Zaten anime eleştirmeni vs. de değilim, sadece bir şeylerden şikayet edip durmak hoşuma gittiği -ve günlük hayatta etrafımda anime övebileceğim kimse olmadığı- için bu "durum raporu" kısımlarına "anime" kısmı neredeyse sabitlenmiş durumda. Ben böyle yayınlıyorum bu yazıyı ya, sikerler. Ya aslında yazacak şeyim olmamasının temel sebebi hayatımın şu an bir "fırtına öncesi sessizlik" döneminde olması. Bir şeyin sonucunu bekliyorum, ona göre kendime bir yol çizeceğim, bir yandan her işim gibi sorunlu olan askerliği halletmeye çalışıyorum***, "Şelale Projesi" bayram seyran derken malzeme yoksunluğu olsun, aile içinde çıkan bazı ekstra şeyler olsun durakladı, zaten duraklamasa da buraya değil kendi yerine yazıyorum... Yani şu an hayatım durgun ama tam olarak patladı patlayacak durgunlukta, başka bir deyişle blogda şikayet edip durmaktan daha öncelikli işlerim var.
*Loli Farmer esprisi bu karakterin gelişinden sonra çıktı zaten. Yoksa perinin loli olmaması tuhaf olurdu. Evet, seride peri de var ve başkarakter onun da babasıymış gibi davranıyor. Youtube (pardon, Metube) fenomeni olan boynuzlu tavşandan veya bizimkinin "karanlık ikizi" gibi duran ve kendisi de ruh bir loliyle anlaşma yapmış** kişiden bahsetmiyorum bile!
**Spirit Farmer evreninde ruh-sahip ilişkisi biraz karışık olduğu için "ruh bir loliye sahip" diyemiyorum çünkü tam anlamıyla bir "ruha hükmetme, ruhun efendisi olma" durumu yok; daha ziyade ruhlar kendi istedikleri kişilere bağlanıyor veya bazı şartları yerine getirerek ruh edinebiliyorsun gibi bir olay var. Gidin okuyun be o kadar merak ettiyseniz, detay verilmeyip sadece sahnelerle anlamamız beklenen (daha doğrusu çizerin hakkında tek bir cümle kurmadığı, sadece sahnelerle vs. anlattığı) şeyi ben nasıl anlatayım?
***Ben pratikte körüm bu arada. Gözlüğü çıkarınca beş santimden ötesi "bulutlar diyarı", "sisli vadi". Kaç derece olduğunu bilmediğim miyop + astigmat buna sebep oluyor. Yani özetle MSB'nin "Sen gelme ulan ayı!" dediği tayfadanım ama lanet olası bürokrasinin beni çıldırtması sonucu gidip "Alın lan beni askere!" diye şubeye yollanmam olası. Daha girişten "disko"ya atıldım fark ettiyseniz.
𐰼𐰓𐰢:𐰇:𐰴𐰖𐰀𐰠𐰃
𐰼𐰓𐰢:𐰈:𐰵𐰗𐰁𐰠𐰄 ᠡᠷᠲᠡᠮ ᠥ᠃ ᠬᠠᠶᠠᠯᠢ أردم عُ. خيالى
Erdem Ö. Hayalî
Delinin teki. Israrla umut etmeye
çalışıyor. Gölgesini kovalamakla meşgul. Erdem Ö. Hayalî mahlasıyla kitap*
yazdı, şimdi de yayınevlerinin yamyamlıkları ve doğrudan yayıncılık
servislerinin onlardan da beter olması nedeniyle umarsızca bir çıkış yolu
arıyor. Tüm kitaplarını yazdığı mahlası artık bloğunda da (Evet, “blog”
kelimesinin G’si yumuşar. Blokun K’si ise yumuşamaz.) kullanıyor.
*Ejderin Mührü (ALMAYIN! Benim yazdığım
kitap değil bu, editörün kafasına göre yaptığı değişiklikler ve hatalarıyla
dolu bir saçmalık sadece. Bu kitabın imlası, düzenlenmeden önce daha düzgündü
lan? Ortadan bölünmüş cümle yoktu en azından. “Düzelteceğiz” demiştim ama artık
o kadar da umutlu değilim, neden olmadığıma dair blogda “doğrudan yayıncılık”
diye aratarak bilgi edinebilirsiniz. Halihazırda aldıysanız da düzeltme işini
yaptıktan sonra -tabii onu da yapabilirsek- bir şeyler ayarlayacağım.)
𐰲𐰓𐰼𐰭:𐰢𐰜𐰼𐰇 ᠡᠵᠲᠡᠷᠢᠩ ᠮᠥᠭ᠍ᠷᠥ اژدريڭ مهرى
INFP 6w5 sp/sx 694 (6w5-9w8-4w3)* EII-Ne
RLUEI EFVL melankolik-flegmatik Kaotik nötral
*Üçlü tip teorisinde kanatlar yok
biliyorum ama teori devamlı değişip yenileniyor zaten.
☉♓︎ ☽♌︎ Asc♊︎ ☿♈︎♀♒︎♂♈︎♃♓︎♄♈︎♅♒︎♆♒︎♇♐︎⚷♏︎⚸♎︎☊♍︎🜊♏︎
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder