Bölümler ilerledikçe Boku no Kokoro no Yabai Yatsu'nun sıçmasını bekliyordum ama tam tersine "Alay ustası (Takagi-san ve bilmem kaçıncı göbekten torunları: Kubo-san, Uzaki, Nagatoro vs. vs.) olmayan romantik komedi nasıl yapılır, nasıl millete 'Yeter lan açıl artık!' dedirtmeden konu uzatılabilir?" dersi niteliği kazanacak hâle geldi.* "Arka sıradaki üçlü" zamanla neredeyse kaybolup [ha yerlerini dandik bir "aşk rakibi (!)" aldı ama olsun] hikaye ana ikiliye (ha bir de başkarakterin ailesine) daha çok odaklandı, o da daha iyi oldu. Ayrıca Moeka karakteri hakkında çok çelişkili duygulara sahibim. Hem nefret ediyorum hem seviyorum, öyle garip bir şeyler. 11. bölümden önce sevilesi bir karakter değil gerçi ama 11. bölümde... Cidden bu karaktere dair hislerim aşırı karmaşık. Ha ama ablamızın (MC'nin ablasının) troll tavrına bayıldım, o ayrı bir konu.
*Ha bu âlemde hâlâ Tonikaku Kawaii'nin eline su dökebilen çıkmadı, o ayrı. Karşılaştırılabilecek tek rakip olarak aklıma sadece Kaguya-sama geliyor. Horimiya bambaşka bir kategori, bambaşka bir seviye; onu ayrı tutuyorum. Mangasından bahsediyorum tabii, 2021 animesini atın çöpe gitsin zaten. Bir de Danna ga Wakaranai, Osake wa Fuufu ni Natte kara falan var ama onlar da tıpkı "alay ustaları" ve içine sadece Horimiya'nın (bir de Yankee-kun to Megane-chan adlı, Japonların son yapmayı beceremediğini bir kez daha gözüme sokarak sinirimi bozduğu için adını anmak istemediğim bir manganın) girdiği kategori gibi farklı bir kategori, yani "evli mizahı" kategorisini de ayrı tutuyorum. Ve hayır, Tonikaku Kawaii (teknik olarak evli mizahının en üst perdeki formu olsa da) bu konsepte dahil değil ama (Moto) Takagi-san alay ustası konseptine değil bu konsepte (evli mizahı) dahil. Ha bu benim sınıflandırmam tabii, o ayrı. Neticede "evli mizahı" da "alay ustaları" da tıpkı "reverse harem" ve "dark mahou shoujo" (Çeviri: Madoka'nın torunları) gibi gayriresmi kategoriler.
Bakın dikkatinizi çekti mi bilmiyorum, son yıllarda tüm dünyada bir boka sarma var. Türkiye malum sebeplerden bunu en ekstrem biçimlerinden biriyle yaşıyor ama genel olarak her yerde ve her şeyde bir bayatlık, bayağılık, kalitesizlik, daha ne derseniz artık... var. Bunun ucunu takip ederek 2012'ye çıkabiliyorsunuz. 2012'de belki kıyamet kopmadı ama kesinlikle bir şeyler oldu, başka açıklaması yok bunun. Ulan teknoloji gelişti, bilim gelişti, şudur budur diyoruz... Eee, dünya niye tepetaklak olmuş gidiyor o zaman? Bir şeyler oldu demek ki.
Bu arada bayram dolayısıyla köydeyim. Tabii bayram işin bahanesi, benim derdim taş ve bitki (Ne taşı, ne bitkisi? Akvaryum!). Güzel taşlar buldum ama daha bitki toplamadım (zaten topladığımda "Şelale Projesi"nin kendi yazısına yazacağım). Onun dışında mekan değişikliği kısmen iyi geldi, bir süredir yazar tıkanıklığıyla uğraşıyordum. Şu an yazmaya çalıştığım şeyin kafama göre takıldığım, istediğim yerinden tuttuğum bir hikaye değil de kendi içinde bir düzeni, sistemi, kronolojisi olan bir şey olması (yani romandan ziyade rehberimsi bir şeyler üretmeye çalışıyor olmam) beni zorluyor; Ejderin Mührü'nü yeniletmek için hâlâ bir fırsat bulamamam* da üstüne tuz biber oluyor. Gerçi mekan değişikliği -veya belki temiz havanın algılarımı açması- bunu aşmama yardımcı oldu (gerçi şimdi de geldim, yazmak için Balıkesir'deki kendi kitaplığıma ihtiyaç olan bir yerde tıkandım kaldım ama onu çözmenin yolunu biliyorum en azından).
*Aslında karşıma aşırı avantajlı ama daha önce sütten ağzı yanmış biri olarak "Dolandırıcı mısınız lan siz? Kaşım gözüm hatırına mı bu avantajları veriyorsunuz? Beni dünyanın en dandik, en ucuz basımıyla baş başa mı bırakacaksınız?" biçiminde yaklaştığım bir teklif çıktı ama... Kendi paramı kazanıyor olsam hiç düşünmez, "En kötü ne olabilir ki aq?" derdim gerçi (bu, çaresizliğimin ve önceki geri zekalı yayınevimin beni getirdiği hâlin tasviridir). Nedenini "Ejderin Mührü" taglı yazıları (bunda da var) geriye doğru -ve tarihlerine bakarak- okursanız anlarsınız. Hayır yani işin en trajikomik yanı da yazmaya devam etmem. Ejderin Mührü'nü düzelttirmeyi bir başarabilsem gerisi çorap söküğü gibi gelecek, hemen ardından elimde yayımlanmaya hazır dört kitap daha var (gerçi yayım için göndermeden önce hepsini baştan okuyup muhtemelen kısmen baştan yazacağım ama konu bu değil).
𐰼𐰓𐰢:𐰇:𐰴𐰖𐰀𐰠𐰃
𐰼𐰓𐰢:𐰈:𐰵𐰗𐰁𐰠𐰄 ᠡᠷᠲᠡᠮ ᠥ᠃ ᠬᠠᠶᠠᠯᠢ أردم عُ. خيالى
Erdem Ö. Hayalî
Delinin teki. Israrla umut etmeye
çalışıyor. Gölgesini kovalamakla meşgul. Erdem Ö. Hayalî mahlasıyla kitap*
yazdı, şimdi de yayınevlerinin yamyamlıkları ve doğrudan yayıncılık
servislerinin onlardan da beter olması nedeniyle umarsızca bir çıkış yolu
arıyor. Tüm kitaplarını yazdığı mahlası artık bloğunda da (Evet, “blog”
kelimesinin G’si yumuşar. Blokun K’si ise yumuşamaz.) kullanıyor.
*Ejderin Mührü (ALMAYIN! Benim yazdığım
kitap değil bu, editörün kafasına göre yaptığı değişiklikler ve hatalarıyla
dolu bir saçmalık sadece. Bu kitabın imlası, düzenlenmeden önce daha düzgündü
lan? Ortadan bölünmüş cümle yoktu en azından. “Düzelteceğiz” demiştim ama artık
o kadar da umutlu değilim, neden olmadığıma dair blogda “doğrudan yayıncılık”
diye aratarak bilgi edinebilirsiniz. Halihazırda aldıysanız da düzeltme işini
yaptıktan sonra -tabii onu da yapabilirsek- bir şeyler ayarlayacağım.)
𐰲𐰓𐰼𐰭:𐰢𐰜𐰼𐰇 ᠡᠵᠲᠡᠷᠢᠩ ᠮᠥᠭ᠍ᠷᠥ اژدريڭ مهرى
INFP 6w5 sp/sx 694 (6w5-9w8-4w3)* EII-Ne
RLUEI EFVL melankolik-flegmatik Kaotik nötral
*Üçlü tip teorisinde kanatlar yok
biliyorum ama teori devamlı değişip yenileniyor zaten.
☉♓︎ ☽♌︎ Asc♊︎ ☿♈︎♀♒︎♂♈︎♃♓︎♄♈︎♅♒︎♆♒︎♇♐︎⚷♏︎⚸♎︎☊♍︎🜊♏︎
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder