Göçebe hayat, bizim şehir hayatımıza benzemez. Taş duvarlar büyük koruma sağlar; ama çadır o kadar da koruma sağlamaz.
1. At: Eh, bedevilerden Türk-Moğol kavimlerine, Kızılderililere kadar at kullanmayan tek göçebe halk eskimolardır. (Çünkü hiçbir at o kadar ekstrem şartlara dayanamaz). At hızlıdır, güçlüdür, sütü içilip eti yenebilir, malzemeleri taşıyabilir. Olumsuz özellikleri ise ekstrem şartlara fazla dirençli olmaması, eğitme ve sürmesinin bir miktar zor olması, hastalanırsa -özellikle de sakatlanırsa- kurtarmanın pek mümkün olmamasıdır.
2. Katır: Katır, attan daha küçük ve daha güçlüdür. Ancak bin tane katırınız olsa bile, en az bir at ve bir eşeğiniz olmadan katır üretemezsiniz. Zira kendisi melez, dolayısıyla da kısır bir hayvandır. At ile eşeğin melezine "katır" diyoruz. Bir diğer olumsuz özelliği ise attan yavaş olmasıdır.
2,5. Sanılanın aksine; eşeğin göçebe hayatta çok büyük etkisi yoktur, ancak katır üretmek için gerekli olduğundan ve yük taşıtmak ata göre daha kolay olduğundan göçebelikte hatırı sayılır miktarda eşek bulundurulmalıdır.
3. Deve: Deve, bedevilerin esas hayvanı olmakla birlikte; çoğu kişinin bilmediği bir şekilde Türk-Moğol halkları tarafından da özellikle ekstrem koşullar için beslenip bulundurulmuştur. Deve, atla hemen hemen aynı özelliklere sahiptir; yalnız ekstrem koşullara daha dayanıklıdır ama daha yavaştır. Bir de atla çukurları rahatça geçebilirsiniz ama deveyi etrafından dolaştırmanız gerekir. ("Deveye hendek atlatmak" lafının gerçeklik payı olmadığını mı sanmıştınız?)
4. Keçi: Keçi, göçebelikte çok önemli bir hayvandır. Çünkü çok dar yerlerden geçebilir, zehirsiz ve bitkisel olan her haltı yiyebilir, eti yenip sütü içilebilir, bir şeyin yenilebilip yenilemeyeceğini anlamada kullanılabilir (zehirliyse yemez, yalnız içinde et olmamak kaydıyla), derisinden çadırlara duvar ve kişilere kıyafet yapılabilir, boynuzu ve iç organları yay yapımında kullanılabilir, kılından ip eğrilip halı-kilim dokunabilir... Koyun da alternatiftir ancak keçiden daha hassastır ve her şeyi yemez.
5. Yaban domuzu: Yaban domuzu, gerek İslam sonrası gerekse İslam öncesi Türk kültüründe beslenip bulundurulmamış ama Moğollar ve Türk-Moğol kavimleriyle yakın akraba ama ne hikmetse Türkiye'de pek adı duyulmamış Tunguz'lar (Ki adları da Türkçe "domuz"un ilk hali olan "Toñuz"dan gelir) tarafından bulundurulup beslenmiştir. Bu noktada; domuzun pis olduğu inancının İslamiyet'te de bulunsa da Türklere İslam'la yerleşmediğini, zaten önceden de olan bir inanç olduğunu belirtmek isterim. Belki de biraz da bu yüzden Türkler, İslam'a Moğollardan daha çabuk ve daha fazla ısınmıştır. (İslamiyet'i kabul eden Moğol halkları da var ama azınlıktalar, bununla birlikte Altın Orda devleti de var büyük bir Moğol-İslam devleti olarak) Neyse; yaban domuzları sert derileri nedeniyle savaşlarda kullanılabilirler, eğer Müslüman ya da Musevi değilseniz eti yenebilir. Ayrıca sert olan derisi nedeniyle zırh yapımında kullanılabilirler. Ayrıca yemek seçmeyip sadece artıklarla beslenebilirler, ha bir de binilebilir ve/veya yük taşıyabilirler. Olumsuz özellikleri ise eğitmenin zor olması, eğer Müslüman ya da Musevi iseniz etinin yenememesi ve saldırgan olup sahip bilincine sahip olmamalarıdır. (Bu arada normal domuz da yaban domuzunun evcilleştirilmişidir)
6. Ayı: Ayıların da olumlu ve olumsuz özellikleri yaban domuzuyla hemen hemen aynıdır. Yalnız ayılar nispeten yemek seçer; bir "yemek seçme" denemese de domuzlar kadar midesiz de değillerdir. Bununla beraber ayı eti çok serttir, ayının etini elde etmek için bir kaç insanı feda etmeye hazır olmanız gerekir (Doğal olarak), bir de ayı çok kızarsa herkesi öldürebilir, tabii yaban domuzu da yapabilir ama yaban domuzları sadece sürüyle tehlikelidir; oysa ayılar tek başına tehlikelidir. (Ayı etinin geçmişte Kore ve Japonya'da, panda eti olarak da Çin ve Japonya'da tüketildiğini ama artık bu etlerin soyları tehlikede olduğundan yasal olmadığını belirtmek isterim)
7. Şahin: Avcılıkta kullanılır, iz sürmeden kullanılır ve görüş açısının fazlalığı ve keskinliği nedeniyle mektup getirip götürebilir. Güvercinler yol ezberlediği için göçebe hayata çok da uygun değillerdir.
8. Ancak güvercinler haberci olarak olmasa da göçebelikte epey işe yarar. Öncelikle, göçebe yaşarken tarım yapmanın imkansız olduğunu düşünüyorsanız fena halde yanılıyorsunuz. Evet, oldukça zordur ama imkansız da değildir. Özellikle pirinç, darı ve buğday göçebe hayatta da gayet rahat ve verimli yetiştirilebilir. Ayrıca fazla yere ihtiyaç duymayan bitkiler de saksı ve kasalarda yetiştirilebilir; ayrıca kasalarda mantar da yetiştirilebilir. (Bir projem var; o tamamlanınca durumdan haberdar olacaksınız). Güvercinle tarım ne alaka? Güvercin dışkısı, çok özel ve değerli bir gübredir; bir nevi bitkiler için doğal hormondur. Göçebe tarımında bu sebeple çok işe yararlar; ayrıca yumurta ve etleri de yenilir, tüyleri yazıcılıkta kullanılabilir.
9. Köpek: Göçebe hayatta, hayvanlar her şeydir ve onları tehdit eden pek çok durumdan en temelleri yılan ve kurttur. Köpek, hem yılan hem de kurtlara karşı etkili bir savunma mekanizmasıdır. Bu arada; bu durum insanoğlunun kardeşi kardeşe kırdırma stratejisinin ne kadar eski olduğunu da gözler önüne serer. Zira köpek dediğimiz hayvan, evcilleştirilmiş kurttan başka bir şey değildir. (Atma lan diyecekler bir şurayı, gerekirse diğer dillerdeki versiyonlarını okuyup da öyle sallasın: https://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%B6pek)
10. Kedi: Kedi, özellikle köpeklerin çaresiz kaldığı küçük haşerelerde (yılan, çıyan ve akreple köpek baş edebilir ama bit, pire, sinek, kene ve örümcekte etkisizdir ayrıca göçebelikte rızkınızı yiyecek farelere karşı da bir şey yapmaz çünkü tarihin hiçbir döneminde o amaçla kullanılmamıştır; ha eğitirseniz yapar o ayrı) çok işe yarar. Kedi, ayrıca göçebe tarımında çok işe yarar çünkü göçebe tarımında tarlayı haşere basması demek, tüm hasatın yanması demektir. Ama tarlalarda devriye gezen atik kedi(leri)niz varsa o zaman böyle bir derdiniz olmaz. (Ancak çöl çekirgesi istilasında olur ki bu durumda da üzülmeyin, zira çöl çekirgesi tok tutan, protein oranı yüksek ve kurutulup uzun süre saklanabilen bir besindir)
1. At: Eh, bedevilerden Türk-Moğol kavimlerine, Kızılderililere kadar at kullanmayan tek göçebe halk eskimolardır. (Çünkü hiçbir at o kadar ekstrem şartlara dayanamaz). At hızlıdır, güçlüdür, sütü içilip eti yenebilir, malzemeleri taşıyabilir. Olumsuz özellikleri ise ekstrem şartlara fazla dirençli olmaması, eğitme ve sürmesinin bir miktar zor olması, hastalanırsa -özellikle de sakatlanırsa- kurtarmanın pek mümkün olmamasıdır.
2. Katır: Katır, attan daha küçük ve daha güçlüdür. Ancak bin tane katırınız olsa bile, en az bir at ve bir eşeğiniz olmadan katır üretemezsiniz. Zira kendisi melez, dolayısıyla da kısır bir hayvandır. At ile eşeğin melezine "katır" diyoruz. Bir diğer olumsuz özelliği ise attan yavaş olmasıdır.
2,5. Sanılanın aksine; eşeğin göçebe hayatta çok büyük etkisi yoktur, ancak katır üretmek için gerekli olduğundan ve yük taşıtmak ata göre daha kolay olduğundan göçebelikte hatırı sayılır miktarda eşek bulundurulmalıdır.
3. Deve: Deve, bedevilerin esas hayvanı olmakla birlikte; çoğu kişinin bilmediği bir şekilde Türk-Moğol halkları tarafından da özellikle ekstrem koşullar için beslenip bulundurulmuştur. Deve, atla hemen hemen aynı özelliklere sahiptir; yalnız ekstrem koşullara daha dayanıklıdır ama daha yavaştır. Bir de atla çukurları rahatça geçebilirsiniz ama deveyi etrafından dolaştırmanız gerekir. ("Deveye hendek atlatmak" lafının gerçeklik payı olmadığını mı sanmıştınız?)
4. Keçi: Keçi, göçebelikte çok önemli bir hayvandır. Çünkü çok dar yerlerden geçebilir, zehirsiz ve bitkisel olan her haltı yiyebilir, eti yenip sütü içilebilir, bir şeyin yenilebilip yenilemeyeceğini anlamada kullanılabilir (zehirliyse yemez, yalnız içinde et olmamak kaydıyla), derisinden çadırlara duvar ve kişilere kıyafet yapılabilir, boynuzu ve iç organları yay yapımında kullanılabilir, kılından ip eğrilip halı-kilim dokunabilir... Koyun da alternatiftir ancak keçiden daha hassastır ve her şeyi yemez.
5. Yaban domuzu: Yaban domuzu, gerek İslam sonrası gerekse İslam öncesi Türk kültüründe beslenip bulundurulmamış ama Moğollar ve Türk-Moğol kavimleriyle yakın akraba ama ne hikmetse Türkiye'de pek adı duyulmamış Tunguz'lar (Ki adları da Türkçe "domuz"un ilk hali olan "Toñuz"dan gelir) tarafından bulundurulup beslenmiştir. Bu noktada; domuzun pis olduğu inancının İslamiyet'te de bulunsa da Türklere İslam'la yerleşmediğini, zaten önceden de olan bir inanç olduğunu belirtmek isterim. Belki de biraz da bu yüzden Türkler, İslam'a Moğollardan daha çabuk ve daha fazla ısınmıştır. (İslamiyet'i kabul eden Moğol halkları da var ama azınlıktalar, bununla birlikte Altın Orda devleti de var büyük bir Moğol-İslam devleti olarak) Neyse; yaban domuzları sert derileri nedeniyle savaşlarda kullanılabilirler, eğer Müslüman ya da Musevi değilseniz eti yenebilir. Ayrıca sert olan derisi nedeniyle zırh yapımında kullanılabilirler. Ayrıca yemek seçmeyip sadece artıklarla beslenebilirler, ha bir de binilebilir ve/veya yük taşıyabilirler. Olumsuz özellikleri ise eğitmenin zor olması, eğer Müslüman ya da Musevi iseniz etinin yenememesi ve saldırgan olup sahip bilincine sahip olmamalarıdır. (Bu arada normal domuz da yaban domuzunun evcilleştirilmişidir)
6. Ayı: Ayıların da olumlu ve olumsuz özellikleri yaban domuzuyla hemen hemen aynıdır. Yalnız ayılar nispeten yemek seçer; bir "yemek seçme" denemese de domuzlar kadar midesiz de değillerdir. Bununla beraber ayı eti çok serttir, ayının etini elde etmek için bir kaç insanı feda etmeye hazır olmanız gerekir (Doğal olarak), bir de ayı çok kızarsa herkesi öldürebilir, tabii yaban domuzu da yapabilir ama yaban domuzları sadece sürüyle tehlikelidir; oysa ayılar tek başına tehlikelidir. (Ayı etinin geçmişte Kore ve Japonya'da, panda eti olarak da Çin ve Japonya'da tüketildiğini ama artık bu etlerin soyları tehlikede olduğundan yasal olmadığını belirtmek isterim)
7. Şahin: Avcılıkta kullanılır, iz sürmeden kullanılır ve görüş açısının fazlalığı ve keskinliği nedeniyle mektup getirip götürebilir. Güvercinler yol ezberlediği için göçebe hayata çok da uygun değillerdir.
8. Ancak güvercinler haberci olarak olmasa da göçebelikte epey işe yarar. Öncelikle, göçebe yaşarken tarım yapmanın imkansız olduğunu düşünüyorsanız fena halde yanılıyorsunuz. Evet, oldukça zordur ama imkansız da değildir. Özellikle pirinç, darı ve buğday göçebe hayatta da gayet rahat ve verimli yetiştirilebilir. Ayrıca fazla yere ihtiyaç duymayan bitkiler de saksı ve kasalarda yetiştirilebilir; ayrıca kasalarda mantar da yetiştirilebilir. (Bir projem var; o tamamlanınca durumdan haberdar olacaksınız). Güvercinle tarım ne alaka? Güvercin dışkısı, çok özel ve değerli bir gübredir; bir nevi bitkiler için doğal hormondur. Göçebe tarımında bu sebeple çok işe yararlar; ayrıca yumurta ve etleri de yenilir, tüyleri yazıcılıkta kullanılabilir.
9. Köpek: Göçebe hayatta, hayvanlar her şeydir ve onları tehdit eden pek çok durumdan en temelleri yılan ve kurttur. Köpek, hem yılan hem de kurtlara karşı etkili bir savunma mekanizmasıdır. Bu arada; bu durum insanoğlunun kardeşi kardeşe kırdırma stratejisinin ne kadar eski olduğunu da gözler önüne serer. Zira köpek dediğimiz hayvan, evcilleştirilmiş kurttan başka bir şey değildir. (Atma lan diyecekler bir şurayı, gerekirse diğer dillerdeki versiyonlarını okuyup da öyle sallasın: https://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%B6pek)
10. Kedi: Kedi, özellikle köpeklerin çaresiz kaldığı küçük haşerelerde (yılan, çıyan ve akreple köpek baş edebilir ama bit, pire, sinek, kene ve örümcekte etkisizdir ayrıca göçebelikte rızkınızı yiyecek farelere karşı da bir şey yapmaz çünkü tarihin hiçbir döneminde o amaçla kullanılmamıştır; ha eğitirseniz yapar o ayrı) çok işe yarar. Kedi, ayrıca göçebe tarımında çok işe yarar çünkü göçebe tarımında tarlayı haşere basması demek, tüm hasatın yanması demektir. Ama tarlalarda devriye gezen atik kedi(leri)niz varsa o zaman böyle bir derdiniz olmaz. (Ancak çöl çekirgesi istilasında olur ki bu durumda da üzülmeyin, zira çöl çekirgesi tok tutan, protein oranı yüksek ve kurutulup uzun süre saklanabilen bir besindir)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder