Öne Çıkan Yayın

Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)

İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~

25 Ağustos 2016 Perşembe

Hiç başlık yazasım gelmiyor...

Son yazdığımdan beri öyle çok şey oldu ki... (Ne oldu aq ne oldu?) Üni.de Gökçeada'yı kazandım, gidip gördüğümden beri üstüme bir gevşeklik hasıl oldu...Zaten gevşek bir insanım, ada havası iyicene şey yaptı herhal. Çok acayip reçeller vardı yav... Ellerine geçenden reçel yapmışlar; domates, tarçın, kekik, apurna, patlıcan... Patlıcan reçelinin varlığından haberdardım gerçi. Apurna ne, hiç anlamadım; bir de şurubu varmış bunun. Neyse...
gökçeada reçelleri ile ilgili görsel sonucu
Ha bir de efibadem denen bademli kurabiyesi meşhurmuş oranın, badem de dahil birçok şeyden nefret eden kardeşim bile ikinciyi istedi. (Ama yoktu. Bu arada o kurabiyeleri Gelibolu'da, vapura binerken dağıtıyorlar. İki farklı marka dağıtıyordu biz oradayken, lezzet farkını görmemiz için, beleş yani)
efibadem ile ilgili görsel sonucu
Bir dalış şeysi gördüm; deniz yaşamı bayağı çeşitliymiş. Neptün çayırları (Akdeniz havzasına özgü deniz çayırı çeşidi, yosun değil gerçek ve gelişkin bitkilerdir. Çiçek de açıyorlardı sanırım), irina (Bu ne anlamadım ilk başta. "İrina", Slavik bir isim gibi... Meğer rina denen vatozun yerel söylenişiymiş, ben de mal gibi ne la bu diye düşünüyorum) Ah, ayrıca 5 dk eğitimle papaz balığı ve gün balıklarını besleyebileceğiniz bir acemi-dalışı da vardı. Papaz balıklarını severim; deniz akvaryumlarının en yaygın balıklarından damsellerin Türkiye sularında yaşayan tek türüdür, ayrıca damsellerin örnek türüdür.
Dasyatis americana ile ilgili görsel sonucu
İrina/Rina (Dasyatis americana)
chromis chromis ile ilgili görsel sonucu
Papaz balığı (Chromis chromis)
Kaşalot balina, tırtak ve pilot balina da varmış. İnşallah karşılaşma şansım olur.
Physeter macrocephalus ile ilgili görsel sonucu
İspermeçet, kaşalot (Physeter macrocephalus)
Delphinus delphis ile ilgili görsel sonucu
Tırtak, bayağı yunus (Delphinus delphis). Ayrıca Flipper dizisi yayınlanmadan önce yunus denince akla gelen türmüş. Ama artık yunus denince akla gelen Afalina, Şişe burunlu yunus (Tursiops truncatus)
Globicephala ile ilgili görsel sonucu
Pilot balina (Globicephala sp.) da bu arkadaşmış. Beyaz balinanın siyahı işte. (Yalnız hiçbir akrabalığı yokmuş onunla, hatta bu tür yunuslara daha yakınmış)
Ulan Gökçeada tanıtım yazısı gibi oldu, neyse...

Adada çok fazla keçi ve tavuk var; öyle dolanıyorlar. E, buna bağlı olarak keçi eti ve keçi peyniri satan/yapan/içeren bir çok yer de gördük. Keçi etinin hep sert olacağını düşünürdüm ama orada tattığım yumuşaktı... O oğlaktı gerçi, neyse.

Adada bir sürü tavuk da gördüm ama her yerde olduğundan mıdır nedir, tavuk eti yapan/satan/içeren ya da yumurta içeren pek bir şey görmedim. Banvit'in bir yeri hariç, dikkatli bakmadım...

Üni.de, sadece gastronomi ve balıkçılık bölümleri için bir bina (Kampüs mü denir ona, ne denir?) var; sınıfların adı kekik, zeytin, istavrit bir de bir balık daha, hatırlamıyorum. Ha, dağ kekiği de meşhurmuş adada... Etle alakalı her şeyde var, gerçi ben zaten dağ kekiğine alışkınım bizim köyde de oldukça kalitesiz de olsa olduğundan ama sadece pazar, market kekiği denemiş kişiler dağ kekiğini mutlaka denemeli. Normal kekikten kat kat fazla aroması... (Yalnız dağ kekiğinin kalitesi de önemli; çok soğuk ve kar olan ortamda yetişenlerin aroma ve kalitesi sıcak iklimdekinden çok daha düşük oluyor)

Neyse... Onun dışında geçen Age of II oynarken hazır mapleri oynuyordum, hilenin suyunu çıkardım. Aegis'ler, How do you turn this on'lar...
how do you turn this on ile ilgili görsel sonucu
Bir de Ghost in the shell'in bedava oyunu varmış, onu aldım. Gerçi izlemediğim animenin oyununu oynamak tuhaf olacak.

Ben Gökçeada'ya yerleşmeye karar verdim, yıllardır aradığım ıssız ada kafası valla... Gerçi pek ıssız sayılmaz ama ada, tropiksi iklim, (Tropiksi, hmmm. TDK yaz bunu, kullanılır bu) dağ kekiği, keçi filan... Bir tek ev pahalılığı var, o da her yerde pahalı. Ev alana kadar kalacak yer de dolu; bir ton pansiyonculuk yapan var. Sırf öğrenciye pansiyonculuk yapan bile var.

Neyse, öyle işte... Ha, apurnanın ne olduğunu araştırıyorum; bir bekle...

Ha, adanın ayrıca şarapları da meşhurmuş ama alkol tüketmememden mütevellit (Tüketmeye kalksam da zaten ölürüm muhtemelen, kolayla ve sadece içki kokusuyla bile kafayı bulan biri olarak) onlar hakkında yorum yapamıyorum.

Apurna diyorduk... Ha, adada ayrıca Türkçe olduğu kadar Yunanca yazılar ve Rumca kelimeler de var. İmroz (Adanın Rumca asıl adı) Yunanca M değil, Mb kullanılarak yazılıyormuş. Demek ki M'yi uzatarak ve sonuna düşük bir V ekleyerek telaffuz etek gerekiyor. Çok kişinin umurunda olduğunu sanmıyorum aslında. Evet, apurna...

Hah, apurna bir yemişmiş.. .İngilizce berry denenlerden... Başka adı var mı, Latincesi ne, nasıl bir şey belli değil.

Bir tarif alayım da fal kurabiyesi yapacağım... Falsız tabi... Hmm... Neyse, ben biraz resim koyup yayınlayayım bari... İyice Gökçeada tanıtımına döndü de neyse... Ohoo, uğraşamam... Hadi ben kaçtım.

9 Ağustos 2016 Salı

Bir garip kelime: "Tengri"

Tengri (Aslında Teñri) sözcüğü; ilk ortaya çıkışta "gök" anlamına gelirdi. Bugün kullandığımız "gök" sözü ise o dönemler mavi ile gri renklerini karşılardı. Teñri sözcüğünü ararken; "tin" diye bir sözcükle karşılaşıyoruz. Bu, "ruh" anlamına gelir. Teñri sözcüğünün de Tin sözcüğünden gelme olasılığı yüksektir. Tengrici ve Şamanist inanışta; ayrıca bazı Paganist inanışlarda tin yani ruhlar gökte ve yer altında bulunurlar. Göktekiler iyi, yer altındakiler ise kötücül varlıklar olarak bilinir. Teñri sözü de bu tin sözcüğünden gelmiş olabilir. Teñrici inanışta Teñri tektir ve gökte oturur. Bu sebeple tin-teñri sözcükleri hem ruh-tanrı, hem de ruh-gök anlamına gelir. Ancak sonradan Persçe'den (Farsça) alınan mai (mavi) ile gri sözcükleri nedeniyle gök günümüzdeki anlamda kullanılmaya başlanmış, dolayısıyla da teñri tek anlamlı kalmıştır. Bu sebeple "Üstte gök teñri, altta yağız yer" biçimindeki kullanım (ifade) iki anlamlıdır. Biri "Üstte Göktanrı/Göğün tanrısı, altta yağız/yavuz yer"; öteki ise "Üstte mavi gök, altta yağız/yavuz yer". Tevriye denen söz sanatı uygulanmıştır.

İmdi neden damdan düşer gibi böyle bir yazı yazdım? Yeni bir Türkçe ağzı oluşturmaya çalışır iken bazı sözcükler beni delirtecekti; ben de o nedenle nereden nereye bir sürü saçma sapan araştırma içinden en keskin (net) olanını paylaştım. Aslında amaçsızım yani... ("Amaçsızım"ın nesini anlamadı acaba bu p....meñ "genel ağ"?)

Haydi güle güle, yüz yirmi bin yıl sonra görüşürüz. Allah'a emanet olun, hadi eyvallah ben kaçtım.