Gündem o kadar yoğun ve o kadar karmaşık, o denli girift ve tamamen bilgi kirliliğiyle kaplı ki -mesela şu uzaya gönderilen Türk konusunda bile kimi diyor ki deneyde yer alacak kimi diyor ki parayı verip turistik geziye yollamışlar*- gündemden bahsetmeye bir başlarsam bloğu -en azından gündemden bahsettiğim yazıyı- gazeteye çevirmem gerekiyor ("seksi fotoğrafları için tıklayınız" muhabbeti hâlâ var mı?). Dolayısıyla bu yazıda -ve muhtemelen uzunca bir süre daha- gündem hakkında tek satır bile yazmayı düşünmüyorum. Ayrıca sezon başı olmasına ve hem ilgi çeken birkaç seri olup ayrıca SoL-komedi ve çöp komedi isekai bağımlısı olduğum için izleyeceğim, hiç utanmadan da izlerken zevk alacağım (Zevk almasam izlemem zaten; zevk almadığım şeyleri yapamamak gibi bir özelliğim var. Yapmamak değil, bayağı bildiğin yapamıyorum, olmuyor lan.) birçok seri de var ama animeden bahsetmekten hiç niyetim olmadığı -ve hem gündeme benzer şekilde yazıyı komple anime sayfasına çevirmem gerekeceği hem de çoğunun daha aslında bir animenin gerçek ilk bölümü olan 3. bölümü bile çıkmadığı- için o konuya da girişmeyeceğim.
*Bu arada bu bilgi kirliliğinin en temel ve önemli sebebi hem başımızdaki yavşakların hem de kendilerini "muhalif" kılığında saklayan Türk(iye) düşmanlarının dezenformasyon ve linç dışında herhangi bir propaganda yöntemi hakkında hiçbir fikirleri olmaması. Yaptıkları (yapmaya çalıştıkları) şeye "propaganda" dendiğinin bile farkında olmayabilirler yani, öyle bir seviye.
Daha önce rock, daha doğrusu soft rock türü hakkında bir şeylerden bahsetmiştim. Aradan geçen zaman içinde dinlediğim şarkıların türüne biraz daha dikkat edip bir de İdolm@ster Cindrella Girls, Bocchi the Rock ve K-on izlediğim için artık kafamdaki "rock" imajının biraz "aşırı" kısmına girdiğini fark ettim (K-On'daki Death Devil o aklımdaki eski "rock" imajına uyuyor bak). Ha bir de rock sevdiğimi fark ettim, gerçi müzik listesinde "heavy metal" grubu tarafından söylenen türkü ve anime kızları tarafından söylenen Sovyet marşı olan bir adamın müzik türleri hakkında "şunu seviyorum-şunu sevmiyorum" tribi kesmesi de ayrı bir tuhaf. Ha gerçi keko rap sevmiyorum, ondan eminim.
Biraz bir şeyler yazmak konusunda zırvalayacağım çünkü canım istiyor. Ayrıca "bir şeyler yazmak" derken herhangi bir hikaye anlatım tekniğini kastediyorum: Masal, roman, film, dizi, aklınıza ne gelirse... Her neyse, "tüketilebilir" bir şeyler yazmak aslında hiç de zor değil, aksine çok kolay. Nasıl kolay? Şöyle: Gerekli dramatik altyapıyı ve hikaye çatısını kur, konuyla/temayla/türle ilgili izlekleri (trope) uygun şekilde bir araya getir, karakterlerine insanların kendilerinden bir şeyler bulacağı, onları sevmelerini sağlayacak özellikler ekle (tabii özel olarak sevilmemesini istediğin karakterler hariç), giriş-gelişme-sonuç kısımlarını düzgün biçimde ilerlet, ta da... İşte size New York Times Çok Satanlar Listesi'ne rahatlıkla girebilecek bir kitap, (gişe rekorları kırmasa da) hasılatı fazlasıyla tatmin edici olacak bir film, (reyting rekortmeni denilemese de) en azından planlanan finale kadar yayında kalmayı hiç endişe etmeden başaracak bir dizi vs. Ama iyi ("kabul edilebilir" değil, gerçekten iyi) veya özgün bir şeyler yazmak? İşte o zor hem de aşırı zor. Hem özgün hem de iyi olmasını istiyorsan iki katı zor çünkü özgünlük için sadece daha önce pek de denenmemiş bir fikir bulup onun üstüne en alakasız izlekleri atarsan -veya en alakalı izlekleri acımasızca yapıbozuma uğratırsan- gayet orijinal bir iş yapmış olursun; ama elinde %99 ihtimalle kimsenin bir daha denemeye kalkışamayacağı kadar beter bir hikaye olur. Sonucunda da kendi izleğini yaratabilecek bir şekilde çıktığın yolda unutulursun, en fazla bir yapılandırılmamış izlek elde edersin ki ikinci seçenek en iyi ihtimal, düşünün.
𐰼𐰓𐰢:𐰇:𐰴𐰖𐰀𐰠𐰃
𐰼𐰓𐰢:𐰈:𐰵𐰗𐰁𐰠𐰄 ᠡᠷᠲᠡᠮ ᠥ᠃ ᠬᠠᠶᠠᠯᠢ أردم عُ. خيالى
Erdem Ö. Hayalî
Delinin teki. Israrla umut etmeye, bir
yandan da aile evinde hayatta kalmaya çalışıyor. Erdem Ö. Hayalî mahlasıyla
kitap* yazdı, şimdi de yayınevlerinin yamyamlıkları ve doğrudan yayıncılık
servislerinin onlardan da beter olması nedeniyle umarsızca bir çıkış yolu
arıyor. Tüm kitaplarını yazdığı mahlası artık bloğunda da (Evet, “blog”
kelimesinin G’si yumuşar. Blokun K’si ise yumuşamaz.) kullanıyor.
*Ejderin Mührü (ALMAYIN! Benim yazdığım
kitap değil bu, editörün kafasına göre yaptığı değişiklikler ve hatalarıyla
dolu bir saçmalık sadece. Bu kitabın imlası, düzenlenmeden önce daha düzgündü
lan? Ortadan bölünmüş cümle yoktu en azından. “Düzelteceğiz” demiştim ama artık
o kadar da umutlu değilim, neden olmadığıma dair blogda “doğrudan yayıncılık”
diye aratarak bilgi edinebilirsiniz. Halihazırda aldıysanız da düzeltme işini
yaptıktan sonra -tabii onu da yapabilirsek- bir şeyler ayarlayacağım.)
𐰲𐰓𐰼𐰭:𐰢𐰜𐰼𐰇 ᠡᠵᠲᠡᠷᠢᠩ ᠮᠥᠭ᠍ᠷᠥ اژدريڭ مهرى
INFP 6w5 sp/sx 694 (6w5-9w8-4w3)* EII-Ne
RLUEI EFVL melankolik-flegmatik Kaotik nötral
*Üçlü tip teorisinde kanatlar yok
biliyorum ama teori devamlı değişip yenileniyor zaten.
☉♓︎ ☽♌︎ Asc♊︎ ☿♈︎♀♒︎♂♈︎♃♓︎♄♈︎♅♒︎♆♒︎♇♐︎⚷♏︎⚸♎︎☊♍︎🜊♏︎
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder