Öne Çıkan Yayın

Beni Her Yerde Bulun (BU YAZI BAŞA İLİŞTİRİLMİŞTİR)

İletişim için: semender101@gmail.com Şahsi blog: E, burası zaten. ~Gerektikçe güncellenecektir.~

29 Şubat 2024 Perşembe

Durum Raporu: İstanbul'da İnternetsiz Kalmak (Fıkra Bu Kadar), Yerel Seçimler İçin Çok Uğraşılması ve Taş Kaktüs

Bir süredir İstanbul’dayım. Yazmamamın -yazacak hemen hemen hiçbir şeyim kalmaması, bir şeyleri yazıya dökmem gerektiğinde de bu iş için daha uygun olan roman(lar)ı veya bitmek bilmeyen, bitmeyi başarırsa blogda yayınlanacak Şelale Projesi’ni kullanmam haricindeki- bir sebebi de burada internette yoksun olmam. Ulan biri anlatsa inanmazdım ama İstanbul’da öyle bir internetsizlik çekiyorum ki daha ilk gün biriken Youtube videolarını izlemeyi bitiremedim! “İnternet olmadan nasıl izliyorsun?” Aslında temel sıkıntı burada dedemlerde kalmamız, yaşlı başlı insanlar, hâliyle internetle falan işleri olmuyor. Teyzemlere falan gittiğimizde azıcık internete kavuşuyorum işte… “Peki ya mobil veri?” O şerefsiz de dedemlerin evi İstanbul’un ne menem bir yerindeyse artık beş dakikalık videoyu aksaya duraksaya beş saatte anca izlettiriyor. Ulan bloğun kayıt işlerini bile aksatıyor da bu yazıyı dümdüz blogda yazmak yerine şu an MS Word’de yazıyorum, sonra bloğa geçireceğim! Düşünün yani!

Gündem hakkında yorum yapmayacağımı söylemiştim ama yerel seçimler yaklaştıkça durumlar çok acayipleşti, o yüzden ufak bir şey deyip kaçacağım: Ulan bu amk belediyelerinde hakikatten nasıl bir “büyü” var ki ana muhalefet de iktidar da her ikisinin de “kader seçimi” diye kafamızı siktiği 2023 seçimlerinde uğraşmadığı kadar amına ko’du’mun yerel seçimleri için uğraşıyor lan? Bu arada iktidar 2023 seçimlerinde o kadar uğraşmadı ki ben bir ara “Lan bu herif acaba yeniden seçilmek istemiyor mu? Sıkıldı mı ne yaptı?” diye bile düşündüm, ana muhalefetin “Aslında muhalefet iyi ya… Kafa yormuyor… Şimdi yanlışlıkla iktidar falan olsak bir ton şeyle uğraşmamız gerekecek, hiç gerek yok.” tavrına zaten hiç girmiyorum. Sağ kesimin zaten eskiden beri sevmediği*, 2023 seçimlerinin sonrasındaki hâl ve tavırlarıyla da sol ve “ortadaki” kesimin de nefret objesi hâline gelmiş Kılıçdaroğlu bile “hortladı” lan! Bu ne oğlum? Gerçi bu yerel seçimler için de “kader seçimi” falan diye zırvalayanlar var ama 2023 seçimlerinin sonrasında yaşanan olayları idrak edebilecek kadar zekası olanlar tarafından pek sallanmıyorlar.

*Bu arada "İmamoğlu ya da Yavaş aday olsa oy atardım, Kılıçdar'a elim gitmedi" diyen adam tanıyorum ve bu adamların sayısının birden ibaret olmadığını da biliyorum. Bu arada o zamanlar sinirle "Seçimi kazanmak istemiyorsanız açıkça söyleyin!" gibi bir şey dememe rağmen iki turda da Kılıçdaroğlu'na verdim ama pek çoklarının aksine hiç de pişman değilim çünkü bu işin böyle sonuçlanacağını zaten tahmin edebiliyordum. Ha gerçi ben de o zamanın ana muhalefet liderini hem o zamanın hem şimdinin iktidar partisi lideri olan “zattan” daha kolay değiştirebileceğimizi düşünüyordum, iki turda da oy verme sebeplerimden biri de buydu; o konuda ben de şaşkınlığa uğradım, orası doğru.

O değil de ben gittim bir taş otu (Lithops sp.) aldım. Taş kaktüsü, yaşayan taş falan da denen bir sukulent cinsi. Neden? Çünkü daha önce hiçbir çiçekçide görmemiştim, bulmuşken kaçırmayayım dedim. Ha bir de iki güne Balıkesir’e dönerim diye düşünüyordum ama aradan bir hafta geçti. Tabii bitkiyi aldım ama nasıl bakılır hiç bilmiyorum, o yüzden internette ilk karşıma çıkan sayfayı okudum. Yalnız aklıma yatmayan birkaç şey oldu. Mesela nasıl bir toprağın olması gerektiğini anlatıp sonra lav kırığının uygun bir malzeme olduğunu iddia ediyor; ama şu var ki lav kırığı o dediği özelliklerin tam tersi özellikler gösteren bir malzeme. Gittim Ağaçlar.com’dan baktım, o site artık nereden çevirdiyse veya sitenin yazarı/sahibi nerede yaşıyorsa anca Avustralya’da, ne bileyim Sahra Çölü’nde falan bu bitkiyi orada anlatılan gibi yetiştirmeniz lazım. İşin ironik tarafı şu ki lav kırığı gerçekten de bu bitki için uygun bir malzemeymiş.

𐰼𐰓𐰢:𐰇:𐰴𐰖𐰀𐰠𐰃 𐰼𐰓𐰢:𐰈:𐰵𐰗𐰁𐰠𐰄 ᠡᠷᠲ‍ᠡᠮ ᠥ᠃ ᠬᠠᠶᠠᠯᠢ أردم عُ. خيالى Erdem Ö. Hayalî

Delinin teki. Israrla umut etmeye, bir yandan da aile evinde hayatta kalmaya çalışıyor. Erdem Ö. Hayalî mahlasıyla kitap* yazdı, şimdi de yayınevlerinin yamyamlıkları ve doğrudan yayıncılık servislerinin onlardan da beter olması nedeniyle umarsızca bir çıkış yolu arıyor. Tüm kitaplarını yazdığı mahlası artık bloğunda da (Evet, “blog” kelimesinin G’si yumuşar. Blokun K’si ise yumuşamaz.) kullanıyor.

*Ejderin Mührü (ALMAYIN! Benim yazdığım kitap değil bu, editörün kafasına göre yaptığı değişiklikler ve hatalarıyla dolu bir saçmalık sadece. Bu kitabın imlası, düzenlenmeden önce daha düzgündü lan? Ortadan bölünmüş cümle yoktu en azından. “Düzelteceğiz” demiştim ama artık o kadar da umutlu değilim, neden olmadığıma dair blogda “doğrudan yayıncılık” diye aratarak bilgi edinebilirsiniz. Halihazırda aldıysanız da düzeltme işini yaptıktan sonra -tabii onu da yapabilirsek- bir şeyler ayarlayacağım.)

𐰲𐰓𐰼𐰭:𐰢𐰜𐰼𐰇 ᠡᠵᠲ‍ᠡᠷᠢᠩ ᠮᠥᠭ᠍‍ᠷᠥ اژدريڭ مهرى

INFP 6w5 sp/sx 694 (6w5-9w8-4w3)* EII-Ne RLUEI EFVL melankolik-flegmatik Kaotik nötral

*Üçlü tip teorisinde kanatlar yok biliyorum ama teori devamlı değişip yenileniyor zaten.

☉♓︎   ☽♌︎   Asc♊︎   ☿♈︎♀♒︎♂♈︎♃♓︎♄♈︎♅♒︎♆♒︎♇♐︎⚷♏︎⚸♎︎☊♍︎🜊♏︎

9 Şubat 2024 Cuma

Hay Sikeceğim Gapınızı da Bariyerinizi de Dubanızı da Betonunuzu da...

Lan oğlum bu ilişki milişki işleri nereye gidiyor lan? Yok bariyer, yok duba, yok gap, yok beton... bu ne lan? Hayır bir de niye hepsi inşaatçılık sektörüne bağlanıyor? Temelsiz, malzemeden çalınma binaların gölgelerinde sırf yaşanması için yaşanan, mide bulandırıcı ilişkiler... Bu saçmalıkları gördükçe yapayalnız olmanın bu türden saçmalıklara bulaşmaktan daha iyi olduğunu düşünüyorum; ama yıllar süren yalnızlığın baskısı kısa sürede tekrar galip geliyor. Özellikle bunların karşı tarafında yer alan birkaç mutlu evliliğe/ilişkiye şahit olma fırsatı da bulduğum için (bu arada bunlar arasında adı dışında her şeyi evlilik olan bir ilişki de vardı). Hatta şu sosyal medyada (özellikle X, eski adıyla Twitter, denen bok çukurunda) maruz kaldığım bu saçmalıkları hayatım boyunca etrafta pek görmedim. Bizim nesil mi çok nahifti anlamıyorum ki... Ama bu saçmalıkların işareti ta sırf kasıntılıktan, şekilcilikten çıkma teklifi tedavülden kaldırıldığında verilmişti. Hani bir "sarı öküz hikayesi" vardır, ayrıca bu toprakların sol jargonunda kendisine fazlasıyla yer edinmiş bir "papazı dövdürmeyecektik" hikayesi* de... Hah işte, o birinci hikayedeki sarı öküz ve ikinci hikayedeki papaz çıkma teklifiydi. Ne güzel herkesin ne olduğu belliydi aq işte, şimdi yattığı kişiye "kanka" diyen var lan. Bu arada yanlış anlaşılmasın, her iki tarafın da -veya daha fazlası varsa onların da- herhangi bir itirazının olmadığı herhangi bir türden ilişkiyle herhangi bir sorunum yok, sorunum bunun "normal, olması gereken, mağara adamı mısınız ya" vs. diye sunulması. Bu kadar genişlik bana fazla aga, kim ne bok yiyorsa yesin umurumda değil ama bunu bana modernlik, açık fikirlilik, medeniyet vs. diye dayatmaya kalkarsanız ve iki kişinin birbiri için var olduğu "klasik ilişki" kavramını küçümseyip yozlaştırırsanız benim de "Ben moderniteye karşıyım." deyip sizi sopalama hakkım doğar. Hani dediğim gibi bu tür saçmalıkları gördükçe bu yaşıma kadar yapayalnız geldiğim gerçeğine şükredesim geliyor. Ha bu arada şu kanka meselesine de bir dönersek insanın sevgilisine, hatta eşine "kanka" diye hitap etmesiyle de sorunum yok (zaten bence insanın evlendiği kişinin hem sevgilisi hem de en yakın arkadaşı olmasından büyük bir mutluluk olamaz), bahsettiğim ilişkinin türünü açıklamakta kullanılması. Hani sevgiline/eşine kanka diye hitap edersin ondan bahsetmiyorum, bahsettiğim kankası olduğunu iddia eden kişiyle gayet seviştiği hâlde sorulunca "Kankam o benim yea... Ne sevgilisi?" diyenler.

*Bu arada hikayenin ülkenin sol/liberal jargonunda kadar yer edinmiş olmasının esas sebebi hem son derece az sayıda olup yıllar geçtikçe daha da azalmış gerçek solcuların (ve çok daha az olan gerçek liberallerin) düşüncelerine uyması hem de kendi kendini solcu (veya liberal) ilan eden terör yardakçılarının üstünden propaganda yapması için çok güzel bir zemin sağlaması.

Onedio'da bu yeni nesil gavatlıklardan sonuncusu olan GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) ilişkisiyle ilgili bir başlığa denk geldim de onun için sinirlendim biraz. Hayır yani kesin buna da modernite falan diyenler olacak, modernite/medeniyet dedikleri şey bildiğin hayvanlık lan. Yok hayır, hakaret anlamında söylemiyorum; gidin lepistesler hakkında biraz araştırma yapın bakalım. Açık ilişki denen şeyin lepisteslerin (ve birçok başka canlıdoğuran türünün) çiftleşme davranışından tek bir fark yok. Bu arada bu tür saçmalıkların savunucuları ağırlıkla kadınlar -ve meriçler, hiç geri kalırlar mı amk?- olsa da doğada buna benzer bir çiftleşme davranışına sahip olan hayvanların çoğunun, örneğin lepisteslerin, dişisi değil erkeği çokeşlidir. Yani şöyle, tam olarak lepisteslerin nasıl çiftleştiğini anlatayım ben size: Erkek lepistesler harem kurar (ortamdaki erkek-dişi oranına bağlı olarak 1e2d'den 1e∞d'ye kadar yolu vardır), o söz konusu haremdeki dişiler de buldukları her fırsatta haremin sahibi olan erkek lepistesi aldatır (siz sormadan söyleyeyim, evet, erkek lepistesler de devamlı diğer haremlerdeki dişilerin peşinden "yüzüyor"). Nasıl, tanıdık geldi mi? Lepistes yerine insansanız gelmemesi lazım halbuki ama... nedense (!) bana da tanıdık geliyor ya. Ha tabii insanların saçmalığıyla lepisteslerin davranışları arasında çok küçük ama son derece kritik bir fark var: Lepistesler bunu genleri zayıflayıp da soyları tükenmesin, olabildiğince çok genotipik (ve fenotipik) varyasyonu içlerinde tutsunlar da alışkın olmadıkları ortamlara da uyum sağlayıp yem olmaktan (ve avları tarafından görülmekten; çünkü lepistesler etçildir, daha doğrusu mezokarnivordur) korunsunlar diye yaparken insanlar sırf yaptıkları şeyi "çok eşlilik" veya "aldatma" olarak adlandırmamak, vicdanlarını rahatlatıp çaldıkları minarenin kılıfına (minare ve kılıf kelimeleri konunun özü seksken -evet, konunun özü tamamen seks; konunun özü aşktır, sevgidir, duygudur vs. olsa zaten hiç bunları konuşmuyor olacaktık- çok ironik oldu, evet) kendilerini inandırmak için yani sırf şerefsizlikten yapıyor. Açık açık "Biz uçkurumuza sahip olamıyoruz ama bir yandan da ayrılmaya da götümüz yemiyor." deyin, ciğerimi yiyin. Hatta "Çok eşliyiz biz, öyle sadakat falan bize gelmez." deseniz ona bile laf etmeyeceğim, valla bak [Komedi-harem ("reverse harem" dahil) animelerini seven bir insanım neticede, gerçi benim onları sevme sebebim komik olmaları (yani esas noktam komedi); lanet olası School Days'ten -ve ana karakter olacak Makoto piçi başta olmak üzere tüm karakterlerinden- nefret ediyorum mesela.]. Yeter ki bizi böyle saçma sapan yok duba, yok GAP gibi inşaat sektöründen terimlerle muhatap etmeyin. Yani sözün özü (kullanmak için fırsat kolladığım kalıplardan biri) ilişki böyle bir şeyse ben yokum aga; pılımı pırtımı toplayıp adabımla çadırıma döner, keçi yetiştirerek yaşarım. Akvaryum sevdamı da keçilerin de su içeceği "küçük çaplı bir baraj" ile bastırırım artık... Hem elimdeki mevcut şelale projesi (muhtemelen sonraki seneye kadar yayımlayamayacağım [sebebini yayınlayınca göreceksiniz] şelale projesi) kadar sorun da çıkarmaz...

𐰼𐰓𐰢:𐰇:𐰴𐰖𐰀𐰠𐰃 𐰼𐰓𐰢:𐰈:𐰵𐰗𐰁𐰠𐰄 ᠡᠷᠲ‍ᠡᠮ ᠥ᠃ ᠬᠠᠶᠠᠯᠢ أردم عُ. خيالى Erdem Ö. Hayalî

Delinin teki. Israrla umut etmeye, bir yandan da aile evinde hayatta kalmaya çalışıyor. Erdem Ö. Hayalî mahlasıyla kitap* yazdı, şimdi de yayınevlerinin yamyamlıkları ve doğrudan yayıncılık servislerinin onlardan da beter olması nedeniyle umarsızca bir çıkış yolu arıyor. Tüm kitaplarını yazdığı mahlası artık bloğunda da (Evet, “blog” kelimesinin G’si yumuşar. Blokun K’si ise yumuşamaz.) kullanıyor.

*Ejderin Mührü (ALMAYIN! Benim yazdığım kitap değil bu, editörün kafasına göre yaptığı değişiklikler ve hatalarıyla dolu bir saçmalık sadece. Bu kitabın imlası, düzenlenmeden önce daha düzgündü lan? Ortadan bölünmüş cümle yoktu en azından. “Düzelteceğiz” demiştim ama artık o kadar da umutlu değilim, neden olmadığıma dair blogda “doğrudan yayıncılık” diye aratarak bilgi edinebilirsiniz. Halihazırda aldıysanız da düzeltme işini yaptıktan sonra -tabii onu da yapabilirsek- bir şeyler ayarlayacağım.)

𐰲𐰓𐰼𐰭:𐰢𐰜𐰼𐰇 ᠡᠵᠲ‍ᠡᠷᠢᠩ ᠮᠥᠭ᠍‍ᠷᠥ اژدريڭ مهرى

INFP 6w5 sp/sx 694 (6w5-9w8-4w3)* EII-Ne RLUEI EFVL melankolik-flegmatik Kaotik nötral

*Üçlü tip teorisinde kanatlar yok biliyorum ama teori devamlı değişip yenileniyor zaten.

☉♓︎   ☽♌︎   Asc♊︎   ☿♈︎♀♒︎♂♈︎♃♓︎♄♈︎♅♒︎♆♒︎♇♐︎⚷♏︎⚸♎︎☊♍︎🜊♏︎