Oğlum yazacak hiçbir şeyim yok lan. Harbi bak. Sadece bloğa değil, hikâyelere falan da yazamıyorum. Ejderin Mührü için doğrudan yayıncılık kullanayım bari dedim ama onlar da yayınevlerinden beterler. "Biz kafamıza göre hakları üçüncü kişilere devredebiliriz", "istediğimiz değişikliği sormadan yaparız" falan ne demek amk? Editörüme kitabın içinden geçtiği için kızgındım ama o "Nasıl olmuş?" diye soruyordu en azından ("E, düzelttireydin ya?" Zamanım yoktu. Çeyrek gün içinde nasıl her şeyi kontrol edeyim lan?), bunlar direkt "Yalnız hacı biz kafamıza göre değiştiririz bunu" diye sözleşmeye yazmış. Bu da sinirimi bozdu, o zamandan beri yazar tıkanmasından çıkamadım. Şu şelale işi (o proje de ilk hâlinden epey bir farklı hâle büründü ama tamamlandığında [ne zaman tamamlanır meçhul olsa da tamamlanacağı kesin; çünkü bu aile evinde kafayı kıracağım artık] ayrıca bir yazı olarak projeyi komple paylaşacağım zaten) olduktan sonra tekrar yazabileceğimi düşünüyorum. Yazar tıkanıklığımın bir sebebi de kitap mitap okuyamamam (çünkü orrrrrrospu çocuğu medyanın saçmalıklarından, sanki hayat zaten berbat değilmiş gibi dram pornosu pompalamasından ve bunu neredeyse kesintisiz iki saat, hatta tekrarları, günlük dizileri vs. de sayarsan yaklaşık 6 saat yapmasından korunmaya çalışırken bir şeyler okumak pek de kolay bir iş değil). Şimdi "Okuyamazsan yazamaz mısın?" derseniz, ben yapamam. Neden? Çünkü ego blokumda Ne var da ondan. İlhamım için dışsal kaynağa muhtacım. Se kullanıcısı olmadığım için şükrediyorum. Ne -Se'nin aksine- kitaptan, internetten vs. de ilham alabiliyor şükür de insanlarla muhatap olmam gerekmiyor. Öte yandan Ne birinci değil ikinci fonksiyonum olduğundan bu ilhamı içimde özümseyip dinlendirip kendime özgü, duygularımla hemhal olmuş bir forma sokup (işte bunlar hep Fi) kullanmam lazım. Yalnız şu var ki ben daha ilhamımı alamıyorum, e dolayısıyla kendi içimde onu halledemiyorum; peki sonuç ne oluyor? Gidip gidip olumsuz duygulara, hayatımdaki yarım hikâyelere falan sarıyorum.
Bu arada "yine" kelimesinin etimolojisi biraz acayip... Ben bu kelimenin aslının "gėne" olduğunu varsayıp G>Ğ>Y ve ė>ë (i) dönüşümüyle "yine"ye dönüştüğünü varsaymıştım ama kaynaklara bakıldığında asıl hâli "yana" biçiminde. et-Tuhfetu'z-Zekiyye fi'l-Lugati't-Türkiyye'de kelime "yene, gene ve yeŋile", Meninski'nin sözlüğündeyse "gene, yene ve yine" diye geçiyor. Acayip yani... G'nin nereden çıktığı belirsiz çünkü Türkçede normalde G, Y'ye dönüşür; Y, G'ye dönüşmez. Burada garip bir istisna var. Beni hep şaşırtan bir kelime kendisi. Benzer bir durum da Azerbaycan Türkçesindeki "kimi" (Türkiye Türkçesinde "gibi") kelimesinde var. Türkçede M>B dönüşümü vardır, feci derecede de yaygındır (en basit örneği men>ben), o yüzden ben bu kelimenin aslının "kimi" olduğunu varsaymıştım ama Kaşgarlı Mahmut, bu kelimeyi "kibi" biçiminde yazıyor. Yani bizde B korunurken Azerilerde pek görülmeyen bir B>M dönüşümü olmuş -ki M>B dönüşümü de zaten Azerbaycan Türkçesinde pek bulunmaz, Türkiye Türkçesinde "ben" olan kelime onlarda hâlâ "mən" biçiminde mesela. Bu arada "gibi" kelimesi de Oğuzcaya özgüymüş, bu ayrıntı da bana ilginç gelmişti. Kıpçakçada, Uygur grubu dillerinde ve Lir Türkçesinde bulunmuyor demek ki. Garip lan. Onlardaki karşılığı ne ki acaba?
The Arda diye bir Youtube kanalının "Sons of the Forest Sandığınız Kadar İyi Bir Oyun Değil" diye bir videosuna denk geldim (takip ettiğim ne kadar oyun "Youtuber"ı varsa alayının Sons of the Forest çekmesinden ve benim de videoları açmamdan herhalde)... Kendisi bunun eleştiri videosu olduğunu iddia ediyor ama geri zekalılığın seviyesi o kadar yüksek ki daha videonun yarısına gelemeden kapattım. Başka kanalın (Aslında kanalların. Hatta isim de vereyim: H1vezZz, PintiPanda, Quanaril) malikane yaptığı oyunun "build" sisteminde eski oyunla aynı olan iki tanecik barınak tipi varmış meğer... Öbürküler nasıl yaptı acaba o "tahta saray"ı? Kitabın yanındaki kafam kadar "Yeni mod/eski mod için X" şeyini de görmemiş. Bir de işin ilginç yanı eleştiri dediklerinin alayı "Ben geri zekalıyım, hayatta kalma oyunlarına kafam basmıyor." cümlesinin farklı farklı söylenişleri; videoda (en azından geri zekalılık seviyesine katlanabildiğim kadarında) başka tek bir cümle yok. Sadece farklı olduğu kanal tarafından düşünülen cümleler var. O siktiğimin GPS'ini eline ne diye verdiler amk? Şu saydığım üçlü bile (neden "bile" dediğimi bu üçlüden herhangi birini az çok bilen biri rahatça anlar) hemencecik çözdü oyunun olayını. Bir de arada bir Minecraft lafı geçti ama onu tam anlamadım, önce "Survival oyunları sevmiyorum" deyip -ulan sevmiyorsan ne diye Sons of the Forest oynamaya kalkıyorsun?- Minecraft övdü (Minecraft hayatta kalma oyunu değil mi ulan?). Ha bir de "Oyun size hiçbir şeyi öğretip göstermiyor" diyor -ki o sikik defterin modunu yenisi için değiştirirsen gayet de öğretiyor... Ulan hayatta kalma oyunlarının olayı bu zaten? Gerçek hayatta adaya düştüğünde sana "Yanına üç şey alsan ne istersin?" diye sormuyorlar, bir şeyleri yapmayı da ya halihazırda bilmen ya da deneme yanılmayla öğrenmen gerekiyor. O siktiğimin beynini kafanın içinde ne bok yemeye taşıyorsun? Minecraft da hiçbir siki öğretmiyor mesela (Ha yeni sürümlerde beynini kullanmaya zahmet etmeyenler için öğretmeye başladı gerçi ama ben bozmamış "gerçek" MC'den bahsediyorum, "Yossi Craft"tan değil. Bu arada bu siktiğimin Yossi Cohen şeyini de neyle birleştirsen oluyor amk.) oyunu bilen biriyle oynamasan veya videoları, rehberleri vs. izlemesen sik gibi kalırsın. Niye MC'den örnek verdim? Çünkü alakasız bir MC övgüsü video arasına girdi, ki Minecraft önce gitsin "lore" yazsın. Hiç olmazsa neden eyer yapamadığımızı açıklasın. Ulan atları ekleyip eyeri niye yapılabilir eşya olmaktan çıkardınız, manyak mısınız siz? Atları da kendiniz uğraşmadınız zaten, doğrudan doğruya Mo' Creatures modundan çorladınız. Bilmiyoruz sanki (Ulan Microsoft, ulan Microsoft... İçinden geçtin güzelim oyunun. Zaten bunlar neye elini atsa aynısı oluyor. Skype'ı alıp uğruna MSN'i harcadığınızı, sonra Skype'ın da içinden geçip yok ettiğinizi unutmadık.). Ha Sons of the Forest'ın sövülecek yerleri yok mu? Tonla -ki şu bahsettiğim üçlü de oynadıkları süre boyunca durmadan The Forest'a ayrı Sons of the Forest'a ayrı geçirip durdu- ama bu geri zekalı daha yapılabilen şeyi, oyunun asıl olayını anlamamış ki amk.
İki tane internet kavramını bir türlü anlayamadım, kafam basmadı. Birincisi "incel". Şimdi bu aslında "isteği dışında bekar" ifadesinin İngilizcesinin kısaltması. Yalnız şöyle bir şey var ki "İncel nedir?" diye baktığında kadın düşmanlığı başta olmak üzere bir ton şey sayılıp dökülüyor... Hah işte, sorun tam da burada başlıyor: Ulan, biri "isteği dışında bekar" oldu diye illa kadın düşmanı olmak zorunda mı? Ayrıca kızların hiç mi suçu yok? Adı üstünde "isteği dışında" amk. Burada sorumlu olanın bizzat kadınlar olması gerekmiyor mu? Hayır ayrıca "isteği dışında bekar" zaten sevgilisi/eşi olmayan erkeklerin %99'unu kapsıyor amk. Kendi istediği için bekar kalan maksimum %1. Peki sevgilisi/eşi olmayan erkekler dünya nüfusunun kaçı? Pareto ilkesinden hareketle aşağı yukarı %80 (belli yaşa gelince hemen everilme durumları biraz daha farklı tabii). Sikerim ben o zaman böyle tanımı, bu ne amk? Daha var da incel eğer "isteği dışında bekar" ise ben de bu tanıma giriyorum ama "İncel nedir?" şeyine tuğla gibi paragraf yazanların yazdığı çoğu şeyin zerresi yok. Eeee, incel miyim değil miyim şimdi? Bu ne saçma sapan şey amk? İkincisi de "Pick me girl". Şimdi bu PMG (Kısaltması da yarak gibi oldu. Ondan kısaltmıyorlar herhalde.) kaşar tarzında bir şey mi, "ben erkeklerle daha iyi anlaşıyorum" kızı mı, "göster ama elletme" bayraktarı mı yoksa başka bir şey mi? Ulan Ekşi'ye* bakıyorum, "Bak bu PMG" diye koydukları/dedikleri şeylerin de hiçbiri birbirini tutmuyor ki amk. Kızlar gıcık oldukları erkeklere "incel", sinir oldukları kızlara da "pick me girl" diyor gibi durum var ortada. Neden "kızlar" dedim? Çünkü PMG başlığına yazan bir iki erkek anca var, onlar da yine olayı anlamamış olanlar. Komple kadınlar bu PMG'lere sövmüş ama birinin sövme şeklinin tam zıttı bir diğerinin de sövme şekli. Bence öyle, evet. "Kadınca"da "ben bu herife gıcık oluyorum" incel, "ben bu hatuna gıcık oluyorum" da Pick Me Girl diye diye söyleniyor herhalde.
*Bu siktiğimin sitesine de girilmiyor. Hükümeti de sikeyim. Yeter ulan, dava yersem de yerim. Sikerler artık. Anasını sattığımın yerinde işim yok, param yok, sevgilim yok, hastane raporlarına göre D vitamini eksikliği dışında sorunum yok ama pratikte her yerim dökülüyor... Bir de gençliğim bu yarak kafalılara gitti. Aynısının kırmızısı da sazı eline aldı, bir salmıyor. Seçim kaybedilince de suçlusu Jahrein, Erlik, ne bileyim Oğuzhan Uğur falan olacak ha, ki babası Ergenekon Davası'nda mağdur edilmiş adamı AKP'li sanan geri zekalılar bile var. Asla sorumluluk almayacak amına koyduğumun çakma burjuvaları. "Belediye başkanını seçime koyup şehri mi kaybedelim?" diyen, aktrolün kırmızısı (oktrol deniyor artık bunlara) mı yoksa düz geri zekalı mı anlayamadığım tipler hele en beterleri. Amk seçimi tekrar AKP kazanırsa İstanbul ve Ankara CHP'de kalacak mı sanıyorsunuz? Herifler komple saltanat ilan edip tüm partileri kapatabilir bile; daha ne belediyesi, şehri amk? Düz malsanız, kırmızı koyunsanız bir şey demiyorum ama koltukçunun sarı değil de kırmızı olanından para alıyorsanız harbi ayıp ediyorsunuz. Bu arada ben bu paragrafı yazdıktan sonra bir sürü şey oldu (evet, bu paragrafı ilk paragraftan çok daha önce yazdım), dolayısıyla paragrafın (bundan önceki kısmının) pek bir hükmü kalmadı (ben böyle siyasetin...). Şu an en çok istediğim şeylerden İnce'nin seçimlerden çekilmesi (daha çok istediğim şeyse herkesin "Bunlardan başka aday mı var aq? Tatava yapma bas geç" diye yaklaştığı iki adayın da ikinci tura kalamaması ama hem bunun gerçekleşme ihtimali düşük -benim istediğim bir şey olduğundan matematiksel hesaplamasından da daha düşük- hem de ikinci tur falan işin içine girdiğinde hükümet boş durmayacaktır), bakalım şimdi "Tavukçu yüzünden kaybedeceğiz!" diyenler o zaman ne bahane bulup kime saracak? Apışıp kaldıklarını, "Ulan... Muharrem'e sövüp durduk, adam çekildi; şimdi kaybedersek suçu kime atacağız?" diye kızardıklarını görmeyi acayip istiyorum. Gerçi İnce çekilse bu sefer de Özdağ'a, olmadı ittifakta oldukları Akşener'e falan saracaklar aq, memlekette suç atılacak adam mı yok sonuçta? Aq yerinde kimse sorumluluk almıyor. En olmadı bir şekilde bu bloğu bulup bana suç atarlar, daha yıldızın başında hükümete sövdüğümü görmezden gelip de AKP'li ilan ederler. Hele şu seçimler bir geçsin, mevcut hükümetten bir kurtulalım (Ki seçimle kurtulabileceğimize de zerre inanmıyorum. Devrim [solcu değil Atatürkçü -o altı oktan birinin de "milliyetçilik" olduğunu hatırlatırım, gerçi Atatürk milliyetçiliği anlaşılan anlamda bir milliyetçilikten ziyade tüm vatandaşları kapsayan bir milliyetçilik ama sonuçta okun adı milliyetçilik- bir devrim] şart.), bak bakalım ben en azılı muhalif olup beynimi kapatarak her şeyi olumsuza yormuyor muyum?
Facebook'ta şöyle bir akım yayılmış (yayılmış dediği de iki kişiden gördü aq), ben de bunu Facebook'ta yapıp paylaşmaya cesaretim olmadığından ama canım yapmak istediğinden buraya koyuyorum:
1.Cinsel yönelimim:
Hetero
2.Gerçekten kötü olduğum bir şey:
Yaşamak. Yaşamayı bilmiyo'm ben.
3.s|x yapmak istediğim ünlü:
Eee... Pas geçebiliyor muyuz bu soruyu?
4.En yakın arkadaşlarımın adları:
5.Favori kitabım:
"En sevdiğin" sorularında seçim yapmak benim için aşırı zor. Şimdilik LOTR diyelim.
6.Canımı en çok sıkan şeyler:
Hayat amk hayat
7. Kaç yaşındasın:
25
8.Favori hayvanım:
Yılan. Aile evinde yaşamasam, bir de yasal bir tür olsa hiç beklemeden bir biyoaktif teraryum kurarım. Yılan türlerinden hiçbirinin hiçbirinin asla yasallaşmayacak olması (Halkımızın yılanlara bakış açısı malum...) çok sinirimi bozuyor.
9.Özlediğim biri:
Öyle direkt "kişi" olarak yok.
10.Son ilişkimin bitme nedeni:
Hangi ilişki? (bkz. hangi sandalye)
11.Dün ne yaptın?
Öyle boş boş durdum.
12.En büyük başarım:
Hâlâ intihar etmemiş olmam. Keşke şu editör olacak geri zekalı kitabın içinden geçmeseydi de ben de buraya olumsuzluk basmak zorunda kalmasaydım.
14. Favori şarkılarım:
Mane Mane Psychotropic
Aklımda Bi Kördüğüm
Dünyanın Sonuna Doğmuşum
Dünyadan Uzak
Aldatıldık
Aşk Durdukça
Kupa Kızı Sinek Valesi
Siyah-Beyaz Şarkı
İstikrarlı Hayal Hakikattir
Terlemeden Sevişenler
Kuusou Mesorogiwi
Sen Eşittir Ben
Fav 12 bu ama kendi içlerindeki sıralamayı ben de bilmiyorum -ki başta 5 tane yapacaktım, sonra 10 dedim, sonunda 12'ye çıktı. Dedim ama "en sevdiğin soruları benim için zor" diye.
15.Evcil hayvanım:
Şu anlık yok (şelale projesi falan, biliyo'nuz işte)
16.Favori dondurma çeşidim:
Vişneli. Yok, fıstıklı. İtalyan karameli veya böğürtlenli de olabilir. Yok, yok, karadutlu. Son kararım.
17.Şuan nerede olmak istiyorum:
Bir dağ başındaki ahşap kulübemizin içinde, sevimli ve anlayışlı eşimin dizlerinde
18.Birilerinin bana söylediği en kötü şeyler:
Aga daha kötüsü vardır da babamın "senden bir halt olmaz" minvalinde lafları çok kanıma dokunuyor lan. Ayrıca bu adam hastalandığında hâlâ "Lan aslında ölmesini istemiyo'm be..." gibi ruh hâllerine bürünüyorum ya, kendimi sikeyim.
19.Gelecek planlarım:
Beynini kullanmanın gerekli bir şey olmadığını düşünen editör tarafından içinden geçilmiş kitabı düzeltip sonra bir şeyler daha yayımlatıp intihar etmek.
20.Yarın ne yapacağım:
Ruh sağlığımı (hangi ruh sağlığı?) korumaya çalışacağım.
𐰼𐰓𐰢:𐰇:𐰴𐰖𐰀𐰠𐰃
𐰼𐰓𐰢:𐰈:𐰵𐰗𐰁𐰠𐰄 ᠡᠷᠲᠡᠮ ᠥ᠃ ᠬᠠᠶᠠᠯᠢ أردم عُ. خيالى
Erdem Ö. Hayalî
Delinin teki. Israrla umut etmeye
çalışıyor. Gölgesini kovalamakla meşgul. Erdem Ö. Hayali mahlasıyla kitap*
yazdı. Aynı mahlası artık blogda da kullanıyor.
*Ejderin Mührü (ALMAYIN! Benim yazdığım kitap değil bu, editörün kafasına göre yaptığı değişiklikler ve hatalarıyla dolu bir saçmalık sadece. Bu kitabın imlası, düzenlenmeden önce daha düzgündü lan? Ortadan bölünmüş cümle yoktu en azından. “Düzelteceğiz” demiştim ama artık o kadar da umutlu değilim, neden olmadığıma dair blogda “doğrudan yayıncılık” diye aratarak bilgi edinebilirsiniz. Halihazırda aldıysanız da düzeltme işini yaptıktan sonra -tabii onu da yapabilirsek- bir şeyler ayarlayacağım.)
𐰲𐰓𐰼𐰭:𐰢𐰜𐰼𐰇 ᠡᠵᠲᠡᠷᠢᠩ ᠮᠥᠭ᠍ᠷᠥ اژدريڭ مهرى
INFP 6w5 sp/sx 694 (6w5-9w8-4w3)* EII-Ne
RLUEI EFVL melankolik-flegmatik Kaotik nötral
*Üçlü tip teorisinde kanatlar yok biliyorum
ama teori devamlı değişip yenileniyor zaten.
☉♓︎ ☽♌︎ Asc♊︎ ☿♈︎♀♒︎♂♈︎♃♓︎♄♈︎♅♒︎♆♒︎♇♐︎⚷♏︎⚸♎︎☊♍︎🜊♏︎